Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/470 E. 2022/414 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/470 Esas
KARAR NO : 2022/414

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin, …’nin Ankara’da bulunan Emek Şubesinde 43000028 nolu, Kazımkarabekir şubesinde ise 43000151, 43000152 ve 43000157 nolu mevduat hesaplarının sahibi olduğunu, davacı kooperatifin bu hesaplarının başta internet bankacılığı olmak üzere davalı bankanın usulsüz işlemleri ile hesaplardan yetkisiz kişilerin para transferleri yapmasına imkan sağlanarak çeşitli bankacılık işlemleri ile yetkisiz kişiler tarafından kullanılmış olduğunu, kooperatif hesaplarındaki paraların yapılan usulsüz işlemlerle başka hesaplara aktarılmış olduğunu veya çekilmiş olduğunu, bu suretle davacı kooperatifin zarara uğratıldığını, kooperatifin zarara uğratıldığının hukuka aykırı işlemlerde davalı bankada bu işlemlerin gerçekleşmesinde bankacılık mevzuatına aykırı bir şekilde yetkisiz kişilere şifre teslimi yaparak ve hesaplardan yine yetkisiz kişilerin para transferleri yapmasına imkan sağlayarak üzerine düşen özen yükümlülüğünün gereğini yerine getirmeyerek kusurlu biçimde hareket ettiğini ve neticede davacı kooperatifin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, 2010 ve 2011 yıllarında davacı bankanın Kazım Karabekir şubesi nezdinde bulunan hesaplardan EFT aracılığı ile yapılan işlemlere ilişkin olarak internet bankacılığı şifresinin hangi kooperatif yönetim kurulu üyesine veya kime teslim edildiğine ilişkin teslim tutanağının mevcut olmadığını, şifre tesliminin şube tarafından gerçekleştirilmediğinin belirtildiğini, davacı kooperatif ile internet bankacılığı sözleşmesini düzenleyen davalı banka şubesinin internet bankacılığı şifre teslim tutanağının bulunmadığını, şifre teslim tutanağı olmadığı için de bu işlemlerin kim ya da kimler tarafından yapıldığı tespit edilemeyen 71 adet mevzuata aykırı ve usulsüz bankacılık işlemi sonucunda kooperatifin uğradığı zarardan davalı bankanın sorumlu olduğunu, davalı banka şubesinden talep edilmiş olmasına rağmen bir kısım işlemlere ilişkin olarak ödeme fişlerinin ve talimatların kooperatife ibraz edilmediğini, eksik ya da yetkisiz imza ile işlemlerin yapılmasına izin veren davalı bankanın bu işlemlerden de sorumlu olacağının açık olduğu, yönetim kurulunun 10/03/2010 tarihli toplantısında yönetim kurulu üyelerinden … ve …’ın müşterek imzaları ile davacı kooperatifi temsil etmeye yetkili olmalarına karar verildiğini, davacı kooperatifin banka hesaplarında yapılan usulsüz ve hukuka aykırı bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacaklarının şimdilik 100.000,00 TL’sinin usulsüz ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak TCMB reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini davacı adına talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddinin gerektiğini, davanın 25/03/2010-18/01/2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin usulsüz yapıldığı iddiası ile açıldığının anlaşıldığını, davanın öncelikle zamanaşımından reddine karar verilmesini isteme zorunluluğunun doğduğunu, davanın İstanbul mahkemeleri nezdinde açılması gerekirken yetkisiz Ankara mahkemelerinde açıldığını, yetkinin aynı zamanda kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen dikkate alınmasının gerektiğini, davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etme mecburiyetinin doğduğunu, eksik harcın tamamlatılması ve davanın ihbarı taleplerinin olduğunu, davacı kooperatifin banka hesaplarına ilişkin internet bankacılığı şifresinin yetkisiz kişilere verildiği iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, internet bankacılığı şifresinin yetkisiz kişilere verildiği iddiasının asılsız olduğunu, söz konusu tarihte yönetim kurulu üyesi olan …’ın kooperatifi temsil etme yetkisinin bulunduğunun açık olduğunu, yapılan işlemde hiçbir surette hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı kooperatifin 16.06.2013 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında eski yönetimin ibra edilmediğini, eski yöneticilerin gerçekleştirdiği Bankacılık işlemleriyle kooperatifi zarara uğrattığını, eski yöneticiler hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığının ve bankanın da mevzuata aykırı hareket ederek söz konusu zarara ortak olduğunun iddia ettiğini, bankaları aracılığıyla gerçekleştirilen gerek EFT şeklinde yapılan gerekse havale şeklinde yapılan para transferi işlemlerinin ve davacı kooperatife ait internet şubesi aracılığı ile yapılan EFT ve havale işlemlerinin, davacının iddialarının aksine bankaları tarafından bankacılık kuralları dahilinde usulüne uygun şekilde ve kooperatifin olağan işleyişi, amaç ve yararına tesis edilmiş işlemlerin olduğunun ortada olduğunu, müvekkil bankanın işlemlerden sorumlu tutulabilmesi için ağır kusurlu olduğunun, bu kusurlu davranış nedeniyle bir zararın doğduğunun, zararla kusurlu işlem arasında bir illiyet bağının bulunduğunun davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiğini, müvekkili bankanın tüm işlemlerinin kooperatifin işleyişine, amaçlarına ve talimatlarına uygun olarak tesis edildiğini, banka işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, iş bu dava ile kooperatifin işleyişi, işlemleri ve ödemeleri için gerçekleştirilen işlemlere konu (EFT/havale) tutarların iadesinin istenilmesi suretiyle kooperatifin sebepsiz zenginleşmesinin ve kooperatif için kullanılan paraların bankadan tahsil edilmesinin sağlanmasının hedeflendiğinin açık olduğunu, bunun hukuken kabul edilebilir olmadığı gibi hakkaniyete de aykırı olduğunu, davacı tarafından, davaya konu edilen tutarın, ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren reeskont faizi ile beraber ödenmesi talep edilmiş ise de hukuken talep edilmesi mümkün olmayan bir talepte bulunulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının talep edebileceği faizin yasal faiz olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren talepte bulunabilmesinin mümkün olduğunu bildirerek öncelikle dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, mahkemenin yetkili olduğuna karar verilir ise harcın tamamlatılmasına ve sonrasında davanın zamanaşımı yönünden reddine, davanın esasına girilmesi halinde, öncelikle davanın belirtilen şahıslara ihbar edilmesine, sonrasında hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davalı bankadan davacıya dair tüm hesap hareketleri ile dayanağı tüm belgeler celp edilmiş, taraflar arasındaki bankacılık hizmetleri ve internet hizmetlerine havi sözleşme örnekleri, davacı kooperatife ait defter ve kayıtlar ile ticaret sicil kayıtları dosyaya kazandırılmış, dosya bankacı ve hesap bilirkişilerine tevdi edilerek davaya konu uyuşmazlık bakımından bilirkişi raporu alınmıştır.
17/05/2019 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle; “Bankacılık uygulama ve mevzuatı gereği; Davalı Bankanın müşteri hesapları üzerinden yapılacak tasarruf işlemlerinde tüzel kişileri temsil ve ilzama yetkili kişileri; tüzel kişilerin sözleşme ve ticaret sicildeki kayıtlarına uygun olarak tespit edip işlem yapmak isteyen kişinin kimlik belgeleri ile karşılaştırıp kontrol etmeleri gerektiği halde davalı bankanın aşağıda tespit edilen bir kısım işlemlerde göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermediği, bu şekilde ağırlaştırılmış sorumluluk yükümlülüğü olan davalı bankanın objektif özen ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmediği, emrinde çalışan yardımcı kişilerin eylemlerinden bu kapsamda sorumlu olduğu sonucuna varılmış olup aşağıdaki sıralanan dava konusu işlemlerden: 1-Kazım Karabekir Şubesinden internet bankacılığı yönünden; Dava konusu işlemlerden Kazım Karabekir Şubesinde tanımlanan internet bankacılığı sözleşmesine istinaden yapılan işlemlerin kooperatifi temsil ve ilzama yetkili temsilcisi ile yapılan sözleşme kapsamında usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiği ayrıca incelenen hesap hareketlerine göre internet bankacılığı üzerinden yapılan işlemlerin kooperatif amaç ve yararına olup itiraz edilmeyen diğer işlemlerle aynı nitelikte olduğu sonucuna varıldığından bu işlemlere ilişkin davacı talebinin haklı ve yerinde olmadığı, 2-Emek Şubesi internet bankacılığı işlemlerinden doğan zarar yönünden; Emek Şubesi nezdindeki hesaplardan internet bankacılığı aracılığı ile yapılan işlemlerde kooperatifi temsil ve ilzama yetkili dışında …’a internet şifresi verilmesi sureti ile ve ayrıca kasadan yine davacı kooperatifi temsile yetkili kimselerin talimatı ile yapıldığı ispat ve tespit olunamayan işlemlerden dolayı bankanın kusurlu olduğu, Halkbankası A.Ş. Emek Şubesi yetkililerinin Kooperatifi temsil ve ilzam yetkisi(TTSG7340/22.06.2009) iki kişide olduğu halde, tek başına temsil ve ilzam yetkisi olmayan yönetim kurulu üyesi …’a internet şifresi vererek paraların 04.09.2009-19.10.2009 tarihleri arasında 5 ayrı işlem ile internet bankacılığı yoluyla mevduat hesabının boşaltılmasına sebebiyet verildiğini, karşılığında muhasebede dayanak belge bulunmadığından ve ayrıca bu hesap işlemlerinin kooperatif amaç ve yararına ait olduğu tespit edilemediğinden 109.000 TL.nın, 3-Kasadan nakit işlemler nedeniyle ise; …Ş. Kazımkarabekir Şubesi yetkililerinin Kooperatifi temsil ve ilzama yetkili kişilerin 2010(TTSG7526/17.03.2010) yılında en az iki kişi olduğu halde, tek başına temsil ve ilzam yetkisi olmayan yönetim kurulu üyesi …’a kooperatif mevduatındaki hesaptan kasa fişi ile 30.07.2010 tarihinde tediye yapıldığını, karşılığında muhasebede çekişe dayanak belge bulunmadığından 110.000 TL.nın Halkbankası A.Ş. Kazımkarabekir Şubesi yetkililerinin Kooperatifi temsil ve ilzama yetkili kişilerin 2012 (TTSG 7849/28.06.2011)yılında en az iki kişi olduğu halde, tek başına temsil ve ilzam yetkisi olmayan yönetim kurulu üyesi …’ın talimatıyla 28.09.2012 tarihinde kooperatif mevduat hesabından Eka avans ödemesi olarak havale yapılarak 60.000 TL.nın, Halkbankası A.Ş. Kazımkarabekir Şubesi yetkililerinin Kooperatifi temsil ve ilzama yetkili kişilerin 2013 (TTSG8192/08.11.2012) yılında en az üç kişi olduğu halde, temsil ve ilzamın iki yönetim kurulu üyesinin imzasıyla 18.01.2013 tarihinde kooperatif mevduatındaki hesaptan 25.000 TL.nın, çekilerek muhasebede çekişe dayanak belge bulunmadığından mevduat kaybına yol açtığını, …A.Ş. nin Emek ve Kazımkarabekir şubelerindeki yetkili personelin Bankacılık kurallarına ve … Bankası A.Ş. nin dahili mevzuatına uygun hareket etmesi gerekirken objektif özen ve kusursuz sorumluluk gereği mevduat müşterisi kooperatifin mevduatından 304.000 TL sının usulsüz bir şekilde ödediği, bu işlemlere ilişkin kooperatif yetkili temsilcilerinin havale talimatlarının şubece ibraz edilemediği ve ayrıca bu hesap işlemlerinin kooperatif amaç ve yararına ait olduğu tespit edilemediğinden sonuç olarak 109.000,00+ 195.000,00 TL=304.000,00 TL zarardan davalı bankanın sorumlu olduğu ancak davacı kooperatifin dava konusu işlemleri denetlemede kusuru olduğu, işlem tarihlerinden yaklaşık 2 yıl sonra dava açıldığı gözetildiğinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacı kooperatifin %50 oranında kusurlu kabul edilmesi halinde 206.500,00 TL.sını dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davacıya ödemesi gerektiği” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Alınan bilirkişi raporuna karşı taraflarca sunulan itirazların değerlendirilmesi bakımından aynı bilirkişilerden alınan 01/11/2021 tarihli ek raporda kök rapora karşı taraflarca sunulan itirazlar, gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde değerlendirilerek, kök raporda sunulan görüşlerin korunduğu ancak maddi hatanın düzeltildiği ve neticeten; toplamda 109.000,00+195.000,00TL= 304.000,00 TL zarardan davalı bankanın sorumlu olduğu ancak davacı kooperatifin dava konusu işlemleri denetlemede kusuru olduğunu, işlem tarihlerinden yaklaşık 2 yıl sonra dava açıldığı gözetildiğinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacı kooperatifin %50 oranında kusurlu kabul edilmesi halinde 152.000,00 TL’sini dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davacıya ödemesi gerektiği yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı ile gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınması uygun bulunan 01/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. 818 sayılı BK’nın 306 ve 307. (6098 sayılı TBK’nın 386 ve 387.) maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Kanun’un 472/1. (6098 sayılı TBK’nın 500.) maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir (Emsal: Yargıtay 11. HD’nin 08/09/2014 tarih ve 10704/13328 sayılı ilamı). Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; davalı bankanın, davacıya ait müşteri hesapları üzerinden yapılan tasarruf işlemlerinde davacıyı temsil ve ilzama yetkili kişileri taraflar arasındaki sözleşme ve ticaret sicil kayıtlarına uygun olarak tespit edip işlem yapmak isteyen kişinin kimlik belgeleri ile karşılaştırıp kontrol etmesi gerektiği halde toplam 304.000,00 TL miktarlı bankacılık işleminde gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek davacının zararına neden olduğu, yapılan işlemlerin davacı kooperatifin amaç ve yararına olduğunun da ispat edilemediği, bu bağlamda usulsüz işlemler dolayısıyla davalı bankanın davacının zararını tazmin etmesi gerekmekte ise de davacı kooperatifin denetim yükümlüğünü yerine getirmeyerek doğan zararın artmasına neden olduğu, bu nedenlerle dava konusu olayda davalı taraf ile birlikte müterafık kusurunun bulunduğu anlaşıldığından, 6098 sayılı TBK’nın 52. (818 sayılı mülga BK’nın 44.) maddesi gereğince doğan zararın yarısının davacının üzerinde bırakılmasının hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmış olup davacı tarafından da bu kabule uygun olarak davanın 152.000,00 TL üzerinden ıslah edildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile, davacı tarafından davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü ispat olunmadığından 152.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 152.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 10.383,12‬ TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL ve ıslah harcı ile yatırılan 888,03 TL’den mahsubu ile bakiye 7.787,34TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılın davada 35,90 TL başvurma harcı,1.707,75 TL peşin harç, 888,03 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.631,68‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 265,00 TL tebligat ve 67,20 TL müzekkere gideri, 5.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.332,20 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 114,60 TL yargılama giderinin davalı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 18.390,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair davacı vekili ve davacı asilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı