Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2021/151 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/404 Esas
KARAR NO : 2021/151

DAVA : Menfi Tespit/istirdat
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit/istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı kurum arasında 16000 ve 34000 ton karkas et ithaline ilişkin yapılan ihaleye istinaden 28.09.2017 ve 05.10.2017 tarihli 2 ayrı sözleşme akdedildiğini, davalı kurumun sözleşmeye konu olan etlerin geç teslim edildiği iddiası ile sözleşmenin 22.3 maddesine göre %0,5 oranında para (1.537.274 Euro) cezasına hükmettiğini, sözleşmeye konu olan etlerin davalı idarenin kusuru ve davacının iradesi dışında gelişen olaylara istinaden geciktiğini, davalı idareye ait veteriner hekim komisyonunun 9 gün gecikmeli olarak Polonya’ya gidip kesimhaneye onay verdiğini, Kapıkule sınır kapasında davacının iradesi dışında tırların bekletildiğini, yurda giriş yapan tırların varış noktalarında etlerin boşaltılacağı kombinelerin yetersiz olması nedeniyle günlerce bekletildiğini, davacının etleri boşaltamadığını, sözleşmenin zamanında ifa edilmemesi ve edimin yerine getirilememesine neden olanın davalı kurum olduğunu, davalının sözleşmenin 22.3 maddesini hatalı yorumlayarak fahiş miktarda para cezasına hükmettiğini, para cezasının davacının mahvına neden olduğunu belirterek davacının davalı kuruman borçlu olmadığının tespitine para cezasının iptaline, davacının hakedişlerinden kesinti yapılması halinde yapılan kesintinin Euro olarak mahsup tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hukuki yarar dava şartı bakımından reddedilmesi gerektiğini, işbu davanın taraflarının tarafı bulunduğu bir icra takibinin mevcut olmadığını, davacının menfi tespit talep etmekte korunmaya değer güncel bir hukuksal yararının bulunmadığını, sözleşmenin 22. maddesinde gecikme cezası olarak vakfedilen hususun teslimin zamanında gecikmeye bağlanan ve ifaya eklenen cezai şart olduğunu, sözleşmenin 14. Maddesine göre firmanın heyet gönderme taleplerine en az 7gün önceden kuruma yazılı olarak bildirmesi gerekirken bu süre dikkate alınmayıp Cuma günü mesai saati bitimine doğru kesimhane denetimi için heyet talebinde bulunulduğunu, kontrol belgesi talebinin 02.10.2017 Pazartesi günü heyet görevlendirme talebinin de 03.10.2017 Salı günü hazırlanarak bakanlığa gönderildiğini, kesimhanelere uygunluk verilmesi veya uygunluklara iptal verilmesi davalı kurumun inisiyatifinde olmadığını bu hususun bakanlıkta tayin edildiğini, ayrıca söz konusu kesimhanenin uygunluğunun iptal edildiği tarihte 8 adet kesimhanenin bakanlıkça onaylı olduğunu ve buralarda iş ve işlemlerin sürdürülebilecek olduğunu, sözleşmenin 6.4 maddesinde bahsi geçen DAP teslim şeklinde tüm gümrük işlemleri masraflar gümrükten doğan vergi resim ve harçların alıcıya ait olduğunu, malların belirlenen yere taşıma maliyetleri terminal bağlantılı zarar risklerinin satıcıya ait olduğunu, Kapıkule sınır kapısındaki beklemelerin edimin geç ifası bakımından davacı yararına yorumlanamayacağını, varış tarihleri ile muayene rapor tarihlerinin genellikle aynı gün olduğunu yada bu tarihler arasında bir iki günlük farklar olduğunu, nadir olarak görülen dört beş günlük beklemelerin kombinalardan kaynaklanmadığını evrak eksikliğine dayandığını, sözleşmelerin 22.3 maddesindeki teslim programının ihlaline bağlanan gecikme cezasının davacı alacaklarından tahsil olunmasının sözleşmeye ve hukuka aykırı durumunun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış …, Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü cevabi yazıları dosya kapsamına alınmış, Ankara …ATM … esas sayılı dosya örneğini mahkemesinden temin edilmiştir.
Yargılama safahatında davacı temlik eden … tarafından temlik alan …’a temlik edenin Et ve Süt Kurumları Genel Müdürlüğünden olan ve muaccel hale gelen 6.580.000 € alacağını temlik alana devir ettiğine dair 11.12.2018 tarihli temlik sözleşmesi sunulmuş olup dava tarihinden sonra yapılan temlik işlemi HMK 125/2 maddesi kapsamında dava konusunun devri niteliğindedir. Dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halini düzenleyen HMK’nın 125/2. maddesi hükmü, devralan üçüncü kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak davayı takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği gerekçesiyle devralan kişinin kendiliğinden davacı yerine geçerek davaya kaldığı yerden devam olunacağı esasını getirmiştir. Bu hükme göre dava, davayı devralan üçüncü kişi ile davalı arasında devam edecek olup bunun için davalının bu konuda karar vermesi veya devralan üçüncü kişinin davacı yerine geçmesi için onayı aranmayacaktır.
Tüm dosya kapsamı ve davalı yanın defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, Muhasebe Finans ABD Öğretim Üyesi, nitelikli hesaplama uzmanı ve gıda yüksek mühendisi bilirkişilerden oluşan heyet tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapor ve ve bu rapora yönelik beyan ve itirazların değerlendirilmesi bakımından düzenlenen ek raporlarda özetle; “taraflar arasında 28.09.2017 tarihli sözleşme için 16000 ton, 05.10.2017 tarihli sözleşme için 34000 ton taze/soğutulmuş çeyrek sığır karkas et alım sözleşmelerinin mevcut olduğunu, sözleşmelerde teslimin gerçekleştirileceği ayların teslim yerlerinin ve teslim edilecek miktarlarının belirtildiğini, davalı yanca davacıdan 28.09.2017 tarihli sözleşme için toplam 648.114,39 €, 05.10.2017 tarihli sözleşme için toplam 1.645.368,13 € karşılığı gecikme cezası kesintisi yapıldığının anlaşıldığı kesinlen cezaların kesinti yolu ile ödendiğinin tespit edildiği, sözleşmenin 22.3 maddesinde “teslim programına göre zamanında teslim edilmeyen mal bedelinin %0.5’i oranında gecikme cezası uygulanır. Gecikme cezası herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın öncelikle satıcının alacaklarından tahsil edilir. Kalan miktar ise ayrıca satıcı tarafından ödenir.” denildiğini, bu bağlamda gecikme cezasının ifaya ekli bir ceza koşulu olduğunu, gecikme cezasını talep edebilmek için satıcının temerrüde düşmüş olmasının gerekmediğini, eseri zamanında teslim etme yükümlülüğüne aykırı davranmış olmasının gerekli ve yeterli olduğunu, aksine bir anlaşma olmadıkça satıcının gecikmede kendisinin kusuru olmadığını ispatlayarak gecikme cezasını ödemekten kurtulabileceğini, satıcının teslimde gecikmesine alıcının kendi davranışı sebep olmuş ise satıcı bakımından bir yüküm ihlalinden bahsedilemeyeceğini, haklı gecikme hallerinde malın teslimi mümkün ise aksine bir anlaşma mevcut olmadıkça teslim süresinin haklı gecikme süresi kadar uzamış kabul edilmesi gerektiğini, 28.09.2017 tarihli 16000 ton et teslimine ilişkin 20. maddesinde cezasız süre uzatımı verilecek haller ve şartlar sayıldığını, sözleşmenin 6.4 maddesinde davacının tesliminin sözleşmede isimleri belirtilen kombinalara ve depolara DAP teslim olduğunun belirtildiğini, DAP teslimde satışa konu malların belirlenen yerlere taşıma maliyetleri zarar risklerini satıcının üstlendiğini, bu bağlamda davacı yan gümrük işlemlerini üstlendiğini ve Türkiye’ye dış ülkeden kesilecek ülkeden satmayı üstlendiğine göre gümrüklerde bekleme süresini de dikkate almış olması gerekeceğini, öte yandan tırların Kapıkule’de iki gün bekletildiğine ilişkin iddianın da yetkili mercilerin belgesi ile kanıtlanması gerekeceğini buna ilişkin belgenin mevcut olmadığını, davacının varış noktalarında etlerin boşaltılacağı kombinelerin yetersiz olmasın nedeniyle günlerce bekletildiğini iddia ettiğini, dosyada yetkili merciler tarafından belgelenmesi gereken bu hususta herhangi bir belge bedeli sunulmamış olduğunu, davacı tarafından 28.09.2017 tarihli sözleşme için birinci ve ikinci kısım için 20 gün üçüncü kısım için 11 gün verilen cezasız sürelerin sözleşmenin 29.1.2 maddesi uyarınca idareden kaynaklanan nedeler kapsamında verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda teslimin gerekleştirileceği kesin vadelerin 01.10.2017- 20.11.2017 aylarında 6400 ton, 01.11.2017-20.12.2017 aylarında 6400 ton, 01.10.2017-31.12.2017 aylarında 3200 ton alacağını, sözleşmeye göre teslim edilmeyen her parti mal için mal bedelinin %0,5’i oranında gecikme cezası uygulanacağı, 28.09.2017 tarihli sözleşme kapsamında davacının partiler halinde teslimini üstlendiği, 16000 ton sığır eti için uygulanması gereken toplam ceza tutarının 254.225,09 € olacağı, davalının aynı parti mal için mükerrer ceza kesintisinin sözleşmeye uygun olmadığının değerlendirildiği, 01.06.2018 dava tarihi itibariyle davalı kurum tarafından 28.09.2017 tarihli 16000 ton karkas et teslimine ilişkin sözleşme kapsamında tahakkuku yapılan toplam ceza tutarının 645.274,39 € olduğu, buna göre davacıdan 28.09.2017 tarihli sözleşme kapsamında dava tarihi itibariyle 391.049,30 € fazla tahsil edildiği, 05.10.2017 tarihli iş eksilişi ile 23000 ton karkas et teslimine ilişkin sözleşme kapsamında davalı kurum tarafından dava tarihinden sonra hükmen kesilen ceza tutarının 1.654.368,13 € olduğu, dava tarihi itibariye davacından kesinti yoluyla cezai şartın tahsil edilmemiş olduğu, dava tarihi itibariyle davacıya tahakkuk ettirilen toplam 645.274,39 € ceza miktarının 390.848,86 €’luk kısmının 16.04.2018 tarihinde tahsil edildiği, 254.425,53 €’luk kısmının 16.05.2018 tarihinde tahsil edildiğinin görüldüğü, sözleşmelerde uygulanması gereken cezai şart miktarı satım bedelinin %0,5’i olarak öngörüldüğü, her iki sözleşmeye konu satışlara göre davalı alıcının ödemesi gereken satım bedeli toplamı 138.450.000 € olduğunu, buna mukabil edimin zamanında yerine getirilmemesine bağlı cezai şartın üst sınırının 692.250 € olup davacı satıcının edilimin hiçbir bölümünü zamanında yerine getirmese dahi satım bedelinin asgari %99.5’lik kısmını tahsil edeceğini, davacının ödemesi gereken ifaya bağlı gecikme cezası tutarının davacı tacirin iktisaden mahvına neden olacağını söyleyebilmenin mümkün olmadığını” ifade etmişlerdir.
Dava; satım sözleşmelerine dayalı ifaya ekli cezai şart nedeniyle menfi tespit/istirdat talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 28.09.2017 tarihli ve 05.10.2017 tarihli Avrupa Birliği Menşeili İthal Taze/Soğutulmuş Çeyrek Sığır Karkas Eti Alım Sözleşmesi başlıklı iki ayrı sözleşme imzalanarak 28.09.2017 tarihli sözleşme için 16000 ton, 05.10.2017 tarihli sözleşme için 34000 ton karkas etin partiler halinde belirtilen tarihlerde ve belirtilen teslim yerlerine belirtilen miktarlarda DAP teslim edileceğinin ön görüldüğü, sözleşmenin teslimatın gecikmesi başlıklı 22.3 maddesinde “teslim programına göre zamanında teslim edilmeyen mal bedelinin %0.5’i oranında gecikme cezası uygulanır. Gecikme cezası herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın öncelikle satıcının alacaklarından tahsil edilir. Kalan miktar ise ayrıca satıcı tarafından ödenir.” düzenlemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
28.09.2017 tarihli 1600 ton et teslimine ilişkin sözleşme kapsamında davalı idare tarafından işbu menfi tespit dava tarihinden önce sözleşmenin 22.3 maddesi uyarınca toplam 645,274,39 € gecikme cezası tahakkuku yapılarak bu tutarın davacı hakedişlerinden kesinti yapılmak suretiyle 390.848,86 €’luk kısmının 16.04.2018 tarihinde 254.425,53 €’luk kısmının ise 16.05.2018 tarihinde tahsil edildiği bilirkişi heyeti raporunda tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ifaya ekli cezai şart niteliğindeki gecikme cezasının uygulanmasına ilişkin koşullarının oluşup oluşmadığı ve işbu menfi tespit/istirdat davasının açıldığı tarih itibariyle cezai şart miktarının ne olması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
28.09.2017 tarihli sözleşmenin 20.1.2 maddesi kapsamında idareden kaynaklanan nedenlere ilişkin davalı tarafından davacıya birinci ve ikinci kısım için 20 gün, üçüncü kısım için 11 gün cezasız süre verildiği, bu sürelerin ilavesi ile tespit edilen her parti teslimatın teslim tarihlerinde yaşanan gecikmeler nedeniyle sözleşmenin 22.3 maddesi kapsamında gecikme cezası uygulanmasının yanlar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu belirlenmiş, davacı tarafça satıma konu etleri taşıyan tırların sınır kapısında beklemek zorunda kalması nedeniyle gecikmenin yaşandığı ifade edilmiş ise de sözleşmenin 6.4 maddesinde kabul edilen DAP teslim nedeniyle gümrük işlemlerinden kaynaklanan bekleme süresi ve riskler davacı satıcıya ait olmakla bu yönü ile davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, kesimhane onayındaki gecikme nedeniyle davalı idare tarafından sözleşmenin 20.1.2 maddesine göre cezasız ek süre verilmiş olduğu, öte yandan davacının varış noktalarında etlerin boşaltılacağı kombinelerin yetersiz olduğu ve günlerce bekletildikleri iddiasına ilişkin ispata yeterli yazılı bir delil sunulmadığı görülmekle davacı satıcının teslimde gecikmesine davalı alıcının kendi davranışları ile sebep olduğuna ilişkin davacı iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 28.09.2017 tarihli sözleşmenin 22.3 maddesi gereğince davacı tarafından teslim programına göre zamanında teslim edilmeyen karkas et bedelinin %0,5’i oranında cezai şartın talep edilebileceği tespit edilmiş olmakla birlikte davalı idare tarafından sözleşme hükümlerine uygun olmayan aynı parti mal için mükerrer ceza kesintisinin yerinde olmadığı değerlendirilerek 28.09.2017 tarihli sözleşmeye konu karkas etin davacı tarafından davalı idareye gecikmiş teslimi nedeniyle davalının 254.225,09 € gecikme cezasına hak kazandığı bu kapsamda davacı hakedişlerinden kesinti yapılarak davalı tarafından tahsil edilen 391.049,30 € fazla ceza tutarına ilişkin davacının menfi tespit/istirdat talebinin kanıtlandığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde 28.09.2017 tarihli sözleşme dışında 05.10.2017 tarihli sözleşme nedeni ile de davalı tarafından gecikme cezası uygulanmasına dayalı olarak menfi tespit/istirdat talebinde bulunulmuş ise de bilirkişi heyeti ikinci ek raporunda ifade edildiği üzere menfi tespit davasının açıldığı tarih itibariyle 05.10.2017 tarihli iş eksilişiyle 23000 ton karkas et teslimine ilişkin sözleşme kapsamında davalı idare tarafından tahakkuku yapılan bir ceza tutarı bulunmadığı, 05.10.2017 tarihli sözleşme nedeniyle gecikme cezalarının 01.06.2018 dava tarihinden sonra tahakkuk ettirilerek tahsil edildiği, dava tarihi itibariyle davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen toplam 645.274,939 € ceza tutarının 28.09.2017 tarihli sözleşmeye ilişkin olduğu tespit edilmiş olmakla her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden ve davanın erken açılması hukuki yarar kapsamında olduğundan 05.10.2017 tarihli ikinci sözleşme nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle menfi tespit talebinde hukuki yararı bulunmadığı mahkememizce kabul edilmiş neticede 391.049,30 € yönünden kanıtlanan davanın kısmen kabulüne, 28.09.2017 tarihli sözleşme kapsamında kanıtlanamayan 254.225,09 € dava değeri yönünden ve 05.10.2017 tarihli sözleşme kapsamında bulunan ve erken açılan 891.999,61 € bakiye dava değeri yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 391.049,30 EURO’nun 136.623,77 EURO’suna 16.04.2018 tarihinden itibaren 254.425,53 EURO’suna 16.05.2018 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıl vadeli EURO mevduatına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin menfi tespit/istirdat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 140.518,84 TL harçtan peşin alınan 137.827,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.691,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yaptırılan 35,90 TL başvuru harcı ile 137.827,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 137.863,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 100.852,36 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 148.921,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 357,50 TL tebligat gideri, 73,38 TL müzekkere gideri ve 7.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.930,88 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre belirlenen 2.017,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 01.04.2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …