Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/396 E. 2023/3 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/396 Esas – 2023/3
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/396 Esas
KARAR NO : 2023/3

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının cari hesapta görüleceği üzere 327603, 327128, 327202, 327319 ve 327320 nolu irsaliyeli faturalarda yazılı malları aldığını, ancak tüm uyarılara rağmen borçlarını ödemediğini, bu nedenle Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/6339 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek, 9.190,85 TL asıl alacak için takibin devamına ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yersiz ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili firmanın adresine göre yetkili ve görevli mahkemenin Çankırı Mahkemesi olduğunu, icra takibine konu 04/11/2017 tarih ve 30/12/2017 tarihli faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, sadece 11/05/2018 tarihli faturanın ödeme emri ile tebliğ edildiğini, fatura bedelinin de takipte talep edilen miktar ile tutmadığını, bu nedenle faturaya, fatura içeriklerine, faize ve takibe itiraz ettiklerini, davacıya borçlarının olmadığını, aksine 2.773,03 TL alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce taraflarca dayanılan deliller dosyaya kazandırılmış, Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6339 sayılı takip dosyası celp edilmiş, davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından Çankırı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimatın dönüşünü takiben dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davanın dayanağı olan Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6339 sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; davacı tarafından 9.190,85 TL asıl alacak, 250,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.440,85 TL alacak üzerinden 25/01/2018, 27/02/2018, 27/02/2018 ve 11/05/2018 tarihli faturalar ile cari hesap ekstresine dayalı olarak 18/05/2018 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurduğu görülmüştür.
Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından Çankırı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nden istinabe ile alınan ve mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 03/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davalının ticari defterlerinin TTK’nın 64 vd. maddelerine göre kanuni şartları taşıdığı, dava konusu 25.01.2018 tarih 327202 numaralı 2.740,55 lira tutarlı faturanın , 27.02.2018 tarih 327319 numaralı 1.161,42 lira tutarlı faturanın 27.02.2018 tarih 327320 numaralı 1.316,88 lira tutarlı faturanın, 11.05.2018 tarih 327603 numaralı 3.026,70 lira tutarlı faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, davacı tarafından tebliğ ve teslimin kanıtlandığı takdirde kayıtlarda olmayan faturalar toplamı olan 8.245,55 – 2.773,03 = 5.472,52 TL alacak bakiyesinin kaldığı, aksi takdirde davalı şirketin 2017-2018 yılı yasal defter incelemesi sonucu davacı şirketin 2018 yılı sonu itibari ile 320.170 hesap kodu ile 2.773,03 TL borç bakiyesi verdiği, davalı şirketin davacı şirketten 2018 yılı sonu itibari ile 2.773,03 TL alacaklı olduğu” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın tevdi edildiği mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 26/08/2019 tarihli bilirkişi raporunu takiben bir diğer mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bila tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının ticari defterlerinin TTK’nın 64 vd. maddelerine göre kanuni şartları taşıdığı, davalı şirket yasal defter kayıtları ve faturalarının incelenmesi neticesinde; davacı tarafından takibe konu edilen faturalardan sadece, 04.11.2017 tarih 326821 sıra no.lu 1.469,20 TL ile 30.12.2017 tarihli 327128 sıra no.lu 1.572,35 TL bedelli faturaların davalı şirket kayıtlarında yer aldığı tespit edilmiş olup, bu durumda, davalı şirket kabulünde olan faturalardan kaynaklı olarak davacının takip tarihinde davalı şirketten 3.041,55 TL alacaklı olduğu, bilirkişi Bayram Altaş tarafından tanzim edilen 26.08.2019 tarihli raporda davacı tarafından takibe konu edilen 30.12.2017 tarih 327128 sıra nolu 1.572,35 TL tutarlı fatura dikkate alınmadığından dolayı raporlar arasında fark çıktığı, diğer taraftan, davalı şirket kayıtlarında yer almayan 25.01.2018 tarihli 327202 sıra no.lu 2.740,55 TL, 27.02.2018 tarihli 327319 sıra no.lu 1.161,42 TL, 27.02.2018 tarihli 327320 sıra no.lu 1.316,88 TL ve 11.05.2018 tarihli 327603 seri no.lu 3.026,70 TL bedelli irsaliyeli faturalar üzerinde teslim alan kısmında isim bilgisi bulunmadığı görülmüş olup, davacının bahse konu fatura ve/veya fatura içeriği ürünün davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ ve teslim edildiğinin ispatı durumunda da, davacının takip tarihinde davalı şirketten 6.149,30 TL (9.190,85 — 3.041,55 ) alacaklı olacağı” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı tarafından dayanılan yemin delilinin icrası bakımından Çankırı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesinin 07/12/2022 tarihli celsesinde davalı şirket temsilcisinin, “Davacı Ankara Çuval firması sahibi …’ın düzenlediği dava konusu olan faturalardan, bilirkişi ….’nın düzenlediği raporda defterlerimizde kayıtlı olduğu belirtilen fatura ve ödeme kayıtlarına göre borçlu olduğumuz 3.041,55-TL dışında kalan ve kendi ticari defterlerimizde kayıtlı olmayan irsaliyeli faturalardan dolayı talep edilen 6.149,30-TL kısma ilişkin malları şirketimizin almadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim.” şeklinde usulüne uygun olarak yemin ettiği anlaşılmıştır.
Dava, bakiye fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacının takibe konu faturalar dolayısıyla birbiri ile uyumlu tarafların ticari defter kayıtlarına göre 3.041,55-TL alacaklı olduğu sabit ise de 6.149,30-TL tutarlı diğer faturalar karşılığı malın davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından dosyaya mübrez delillerle kanıtlanamadığı, aksine davacı tarafından dayanılması üzerine davalı şirket yetkilisince 6.149,30-TL miktarlı faturalar karşılığı malın teslim alınmadığı konusunda yemin edildiği ve yeminin de kesin delil niteliğini haiz olduğu, mevcut hukuki durum karşısında davacının 3.041,55-TL fatura alacağının tahsilini talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı tarafından icra takibinde işlemiş faiz de talep edilmiş, ancak davacı tarafından davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamamış, dava dilekçesinde de harca esas değer 9.190,85 TL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Harç yatırılan miktar takip talebindeki asıl alacağa karşılık geldiğinden ve sonradan harç ikmâli de yapılmadığından eldeki davanın takip talebindeki asıl alacakla sınırlı olarak açıldığının kabulü gerekmiştir (Emsal: Yargıtay 15. HD., 11/06/2014 tarih ve 2013-2014/4068 sayılı ilamı). Sonuç olarak, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/6339 sayılı takibe itirazının 3.041,55 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İcra İflas Kanunu’nun 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Mevcut hukuki durum karşısında davalının takibe itirazının haklı olmadığı ve takibe konu alacağın muayyen ve likit nitelikte bulunduğu değerlendirilmekle davacı lehine hükmolunan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 608,31 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/6339 sayılı takibe itirazının 3.041,55 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 608,31 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 207,76TL harçtan peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 109,76 TL başvurma harcı ve 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 145,66‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 488,00 TL tebligat ve müzekkere ve 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.588,00 TL’nin davanın kabul red oranına göre 856,45 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 3.041,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 6.149,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
10/01/2023

Katip
¸

Hakim
¸