Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/276 E. 2022/471 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/276 Esas
KARAR NO : 2022/471
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında imzalanan “İşletme Sözleşmesi” kapsamında Ankara/Çayyolu adresinde bulunan … Tıp Merkezi’nin göz kliniği biriminin koordinasyon hizmetlerinin müvekkili tarafından yerine getirileceğinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda verilecek hizmetler karşılığında davacıya ödemelerin yapılmasına dair esasların sözleşmenin 8.1. maddesinde belirlendiğini, davacının tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalının ise sözleşme hükmüne aykırı davrandığını, Mart 2017’den itibaren eksik ödeme yapmaya başladığını, davacı müvekkilince yapılan şifahi uyarıları takiben gönderilen 12/02/2018 tarihli ihtarnameye rağmen de ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için 246.498,11 TL üzerinden takip başlatıldığını, ancak eldeki davanın ödemeler düşülmek suretiyle 171.498,05 TL üzerinden ikame edildiğini, takibe itirazın haksız olduğunu bildirerek davanın kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe yapılan haksız ve dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin 171.498,05 TL üzerinden devamına, davalının dava konusu edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … Hastanesi bünyesinde bulunan tam zamanlı göz doktoru kadrosuna doktor temin edilmesi amacıyla davacıyla sözleşme imzalandığını, davalının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davacının yerine getirmediğini, davacı tarafından Mart 2017’den itibaren ödemelerini eksik aldığından bahisle takip başlatılmış ise de takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı tarafından temin edilen son … isimli doktorun müvekkili şirketin itibarını zedeleyici davranışlarda bulunduğunu, sözleşmesinin 08/02/2018 tarihi itibariyle haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafından ise yeni bir doktor yönlendirilmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından hizmet verilemediğini, davacı tarafından Şubat 2018’den sonra hiçbir hizmet verilmediğini, davanın ve icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan deliller toplanmış, Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası sureti celp edilmiş, uyuşmazlık dönemine ilişkin BA/BS formları getirtilmiş, taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davanın dayanağı olan Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde özetle; davacı tarafından “işletme sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar” açıklamasıyla toplam 231.250,49 TL asıl alacak, 15.247,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 246.498,41 TL alacak üzerinden 23/03/2018 tarihinde yapılan icra takibinin, davalının itirazı üzerine durduğu anlaşılmıştır. Eldeki davanın ise bakiye 171.498,05 TL alacak üzerinden ikame edildiği görülmüştür.
Mali müşavir, nitelikli hesaplamalar uzmanı ve sağlık ekonomisti niteliğini haiz bilirkişiler tarafından düzenlenen 25/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket yasal defter kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davacı şirketin takip tarihi itibari sözleşme kapsamımda kesilen faturalardan dolayı açık hesap bakiye alacağının bulunmadığı, davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin davacı şirket yasal defterlerinde de kayıtlı olduğu ve tutarların birbirini doğruladığı, davacı şirket beyanı üzerinden yapılan hesaplamalarda hakediş alacağının toplam 238.320,81 TL iken, davalı şirket beyanları üzerinden yapılan hesaplamalarda hakediş alacağı toplam 121.347,39 TL olacağı, aradaki farkın 116.973,42 TL olduğu, davalı şirket defterlerinin su basması sonucu zayi olduğunun bildirildiği, ancak su basmasına yönelik tutanak tutturulmadığı, bu nedenle tutanak ile defter ve belgelerin ibraz edilmediği, bu nedenle inceleme yapılamadığı, sadece davalının kayıtları nazara alınmadan yapılan incelemede davacı iddialarının değerlendirilemeyeceği yönünde kanaat bildirildiği görülmüş; 17/02/2020 tarihli ek raporda da aynı kanaat tekrarlanmıştır.
Taraflarca ileri sürülen beyan ve itirazlar da değerlendirilerek dosyanın tevdi edildiği mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan 26/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı yana ait hastanede hizmet veren Dr. … tarafından gerçekleştirilmiş olan tetkik ve tedavilere ilişkin gelirlerin bir kısmının davalı yana faturalandırılmış, bir kısmının ise faturalandırılmamış olduğu, davacı yanca düzenlenmiş tüm fatura bedellerinin ödenmiş olduğu, davacı beyanı ve davalı yanca 25/03/2019 tarihli bilirkişi raporunu sunan heyete gönderilen hesaplama tablosunun tetkikinde, davalı şirketin Dr. … tarafından yapılan tetkik, tedavi ve tıbbı müdahaleler nedeniyle elde ettiği gelirlerin tamamının hesaplamaya dâhil edilmemiş olduğu, davacı yanca ibraz edilmiş olan Dr. …’in davaya konu dönemlerde elde ettiği gelirleri gösteren ekran görüntülerindeki tutarlar üzerinden davacının pay alacağının kabulü halinde davacı yanca talep edilebilecek tutarın KDV hariç 108.816,04 TL, KDV dâhil 117.521,32 TL olacağı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş; taraflarca bilirkişi raporuna süresinde itirazda bulunulmamıştır. HMK’nın 281/I. fıkrasında belirtilen bilirkişi raporuna itiraz süresi, hak düşürücü süre olup hak düşürücü süre içinde rapora itiraz edilmezse diğer taraf için usuli kazanılmış hak doğacaktır (Emsal: Yargıtay 22. HD., 28/03/2018 tarih ve 2015-2018/8095 sayılı ilamı). Buna göre, bilirkişi raporunda yapılan tespitler davacı ile birlikte davalı yönünden de kesinleşmiş olup gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava, tacirler arasındaki işletme sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir 26/04/2021 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmayan işletme sözleşmesi kapsamında davacı tarafından Mart, Nisan, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül 2017 dönemine ilişkin hakediş alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine eldeki davaya konu icra takibinin başlatıldığı, iddianın ve savunmanın ileri sürülüş şekli ile dosya kapsamı birlikte diğerlendirildiğinde takibe konu döneme ilişkin olarak davacı tarafından işletme sözleşmesinde öngörülen hizmetin verildiğine tereddüt bulunmadığı, eldeki davanın ana uyuşmazlık noktasını teşkil eden davacının hakediş alacağının hesaplanması bakımından taraflar arasındaki sözleşmenin 8.1. madde hükmü nazara alındığında davalının ticari defter ve kayıtları bağlamında hastane kayıtlarının incelenmesinde zorunluluk olduğundan bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de davalı tarafından zayi olduğundan bahisle ticari defter ve kayıtları, özlük dosyaları, gelir gider faturaları vb. belgenin bilirkişi incelemesine hazır edilmediği, ancak davalı tarafından dayanılan Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2020 tarih ve 2019/638 Esas, 2020/594 Karar sayılı kararı ile davalının bu hususta zayi belgesi verilmesi isteminin reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmakla davalı tarafından ibrazından kaçınıldığından davacı vekilince sunulan ticari defter ve kayıtlar ile davalıya ait hastane kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve taraflarca itiraza uğramayan bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının bakiye alacağının 117.521,32 TL kadar olduğu ve davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla; davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına vaki itirazının, 117.521,32 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı istemine gelince; itirazın iptâli davasında İİK’nın 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması gerekir. Mevcut hukuki durum karşısında davalının takibe itirazının haklı olmadığı ve takibe konu alacağın muayyen ve likit nitelikte bulunduğu değerlendirilmekle davacı lehine asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 23.504,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiş, son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile ;
1-Davalının Ankara …İcra müdürlüğünün … sayılı takibe itirazın 117.521,32 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si olan 23.504,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3- Alınması gereken 8.027,88 TL harçtan peşin alınan 1.696,27 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.331,61‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 15.114,53 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 1.696,27 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.732,17 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 467,2 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.467,2 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 3.061,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸