Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/247 E. 2022/729 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/247 Esas
KARAR NO : 2022/729
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin Ankara …Sulh Ceza Hakimliğinin … D.iş sayılı 27.10.2016 tarihli kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilerek şirkete kayyum atandığını, davalının 01.06.2015 tarihli genel kurul toplantısı ile 3 yıl süre ile şirkete temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, 01.01.2017 – 31.12.2017 tarihli şirket nizanına göre davacı şirketin kasa hesabına kayıtlı olan TL kasa karşılığı 99.876,31 TL, 157-diğer stoklar hesabında kayıtlı 8.929.219,78 TL, 253- tesis makine ve cihazlar hesabında kayıtlı 434.093,90 TL, 255-demirbaşlar hesabında kayıtlı 137.369,90 TL bakiye bulunduğunun belirlendiğini, 02.10.2016’da polis nezaretinde şirkette arama yapıldığını, tutanak ve demirbaş listesinden anlaşılacağı üzere değinilen mal varlığı değerlerinin şirket kasasında veya hesaplarında bulunmamakta olduğunu, 12.02.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile söz konusu kasa açığı sebebiyle yönetim kurulu üyesi hakkında dava açılmasına karar verildiğini, davalı hakkında konu ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, Ankara CBS … soruşturma numarası aldığını, şirket hesaplarına göre şirketin kasasında bulunması gerekirken fiili olarak şirket uhdesinde bulunmayan mal varlıklarının sorumlusunun davalı olduğunu, davalının davacı şirkete vermiş olduğu zararı tazmin etmesi gerektiğini belirterek 9.600.559,89 TL maddi tazminatın davacı şirkete kayyum atanma tarihi olan 27.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının 01.06.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararla 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanlığına seçildiğini, ancak davacı şirketin TMSF’nin 31.10.2016 tarihli kararı ile Ankara …Sulh Ceza Hakimliğinin 27.10.2016 tarih … D.iş dosyasından verdiği kararla fona devredildiğini ve şirket yönetim kurulunun fon tarafından belirlendiğini, 02.10.2016 tarihinde polis nezaretinde şirkette yapılan arama ve sonrasında düzenlenen demirbaş listesi ile polisin tuttuğu tutanağın münferiden kasa tespiti amaçlı bir tespit ve inceleme niteliğinde olmadığını, davalının mühürlenen şirket merkezine ve dolayısıyla eksik olduğu iddia edilen kasaya şirket defter ve kayıtlarına uluşmasının fiilen imkansız olup davalının kontrolü içinde bir eylemden dolayısıyla sorumluluğundan ve kusurundan söz edilemeyeceğini, fon tarafından 31.10.2016 tarihinden itibaren yönetim kurulu ve üyelerinin defalarca değiştirilmiş olmasına rağmen el koyma fiilinden çok sonra 01.01.2017 – 31.12.2017 tarihli şirket mizanına göre değerlendirmede bulunularak şirketin fona devrinden nerede ise 1,5 yıl sonra 12.02.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile ara dönemdeki hiç bir yönetim kurulu üye yada başkanına rücu edilmeksizin doğrudan davalının sorumluluğuna ilişkin bu davanın ikame edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Deliller toplanmış, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacı şirketin sicil özeti ile CD halinde sicil dosyasından bir örnek getirtilmiş, bekletici mesele yapılan Ankara CBS’nın … nolu soruşturma dosyasında … karar numarası ile 24.12.2021 tarihinde, müştekisi davacı şirket, şüphelisi davalı olan, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin müşteki vekilinin dilekçesine konu olayın ticari şirketin eski yönetimi ile yeni yönetimi arasındaki hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu, Ankara 13 ATM nezdinde hukuk davası bulunduğu olayda hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ile davacı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar bilirkişisi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 27.06.2022 tarihli raporda özetle; ” Davacı şirket yasal defterlerinde tutanakta adı geçen kasa hesabına ilişkin işlemlerin takip edildiği hesabın 02.10.2016 tarihinde 99.886,31 TL borç bakiyesi verdiği o tarihten sonra bahse konu tutarın 25.01.2018 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan karara istinaden kasa noksanı-sayım ve tesellüm noksanları hesabına aktarıldığı, 197.0 kasa noksanı alt hesabının dava tarihinde 99.876,31 TL borç bakiyesi verdiğinin görüldüğü, tutanakta adı geçen diğer stoklar hesabına ilişkin işlemlerin 157.0005 altın alt hesabında takip edildiği, bahse konu hesabın 2015 yılından devir gelen 8.929.219,78 TL dışında hiç hareket görmediği bahse konu tutarın 25.01.2018 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan karar istinaden 197.0002 altın noksanı hesabına aktarıldığı, hesabın dava tarihinde 8.929.219,78 TL borç bakiyesinin verdiği görüldüğü, altınların hangi tarihte kim tarafından alındığına alındığı tarihte fiziken şirket bünyesine alınıp alındığına davalı yönetim kurulu başkanına teslim edilip edildiğine dair bir tespit yapılamadığı, şirket bünyesinde 8.929.219,78 TL tutarında altın bulundurulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun düşünüldüğü, tutanakta adı geçen diğer tesis makine ve cihazlara ilişkin işlemlerin 253.001 tesis makine ve cihazlar hesabında takip edildiği, hesabın 2015 yılından devir gelen 434.093,90 TL dışında hareket görmediği bu tutarın 25.01.2018 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden 197.003 tesis makine ve cihazlar noksanı sayım ve tesellüm noksanları hesabına aktarıldığı, hesabın dava tarihinde 434.093,90 TL borç bakiyesi verdiğini, tutanakta adı geçen demirbaşlara ilişkin işlemlerin 255.0001 demirbaşlar hesabında takip edildiği, hesabın 2015 yılından devir gelen 137.369,90 TL dışında hareket görmediği bu tutarın 25.01.2018 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden 197.03 demirbaşlar sayım ve tesellüm noksanı hesabına aktarıldığı, hesabın dava tarihinde 434.093,90 TL borç bakiyesi verdiği, 197 sayıl ve tesellüm noksanları hesabının dava tarihinde 4.439,41 TL Albaraka banka hesaplarından kaynaklı açık ile tutanakta belirtilen 9.600.559,89 TL tutar ile birlikte 9.604.999,30 TL bakiye verdiğinin tespit edildiği, şirketi kanuna ve ana sözleşmeye uygun olarak yönetmesi gereken davalı önceki yönetim kurulu başkanının kasa açığı oluşacak biçimdeki yönetmesi ile yönetim kurulu başkanı olduğu döneme ilişkin 9.604.999,30 TL kasa açığı olarak tezahül eden kasa açığı olarak zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu” ifade edilmiştir.
Dava; yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin TTK 553. maddesinde kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
Ankara …Sulh Ceza Mahkemesinin … D.iş sayılı 27.10.2016 tarihli kararı ve Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında verilen 25.04.2017 tarihli şirket isminin düzeltilmesine ilişkin karar gereğince davacı şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyum olarak atanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Gerek 683 Sayılı KHK’nin 7/1 maddesi ve gerekse 6102 Sayılı TTK 553 ve devamı maddeleri uyarınca davacı şirketin genel kurul kararı olmaksızın yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat davasının açılabileceği değerlendirilmiştir.
Davacı şirketin 01.06.2015 tarihli genel kurul toplantısında davalının 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanı olarak seçilmesine karar verilerek kararın tescil ve ilan edildiği görülmüştür.
Toplanan deliller, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor içeriği tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde şirketin kasa hesabının 31.12.2016 tarihinde 99.876,31 TL borç bakiyesi verdiği, 2016 yılı kasa hareketlerinde şirket faaliyeti ile ilgili ödeme ve tahsilat kaynaklı işlemler dışında yapılan aktarım işlemlerinin kim tarafından gerçekleştirildiği tespitinin yapılamadığının bilirkişilerce ifade edildiği, şirket defterlerinde 2015 yılından devir gelen ve bilirkişilerce bu tutarda altın bulundurulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ifade edilen 8.929.219,78 TL’nin altın noksanı hesabına aktarıldığı 2015 yılından devir gelen tesis makine ve cihazlar hesabında bulunan 434.093,90 TL’nin sayım ve tesellüm noksanı hesabına aktarıldığı, yine 2015 yılından devir gelen demirbaşlar hesabında bulunan 137.369,90 TL’nin demirbaşlar sayım ve tesellüm noksanı hesabına aktarıldığı, bahse konu varlıkların hangi kalemlerden oluştuğu ve akıbetlerine ilişkin bilirkişilerce bir tespit yapılamadığının ifade edildiği, davacı şirketin 25.01.2018 tarihli 2018/01 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden Sayım ve Tesellüm Noksanları Hesabına aktarılan ve dava konusu edilen toplam 9.600.559,89 TL yönünden şirketi kanuna ve ana sözleşmeye uygun olarak yönetmesi gereken davalı yönetim kurulu başkanının görev yaptığı dönemde kasa açığının oluşmasıyla gerçekleşen şirket zararından yönetici sorumluluğuna dayalı olarak sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, tüm dosya kapsamı uyarınca kanıtlanan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 9.600.559,89 TL’nin 27.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 655.814,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 334.005,60 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 272,00 TL tebligat, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.772,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

20/10/2022
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 04.11.2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …