Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/179 E. 2021/239 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS SAYISI : 2018/179
KARAR SAYISI : 2021/239
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı taraf arasında yapılan mobilya imalat, teslim ve montaj anlaşmasına ilişkin ayıp ihbarı ve diğer kanuni hükümlülükler yerine getirildiğini, ancak ayıplı malların davalı tarafa iadesi ile davalıya ödenen bedellerden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin müvekkiline bedelin ödenme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile iadesi ya da ayıp oranı ölçüsünde müvekkilinin davalı tarafa ödemiş veya ödeyecek olduğu satış tutarlarında indirimini, kalan tutarlar için müvekkilinin davalı şirket yetkilisi lehine keşide ettiği senet bedellerinden tutarlarının mahsubunu, müvekkilinin senet tutarlarından ayıp ve eksik teslimattan kaynaklı tutar kadar müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, davalı şirket yetkilisi lehine keşide etmiş olduğu senetlerin ödemelerinin teminatsız ya da takdir edilecek teminat karşılığı tedbiren durdurulmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı tarafa yükletilmesini talep ettiğini bildirmiş, davada yanlar arasındaki sözleşmenin sözlü olarak aktedildiğini, bu sözleşmenin müvekkilinin şahsi işletmesi olan … Akademisi ve Gündüz Bakımevine bir takım mobilya işlerinin imalatı ve montajı yönünden gerçekleştirildiğini, davalı yanın 7 sayfadan ibaret fiyat teklifini müvekkiline gönderdiğini, sözlü anlaşmaya göre her ne kadar fiyat teklifinde KDV dahil 210.110,80 TL yazılı ise de sözlü anlaşmaya göre KDV dahil toplam 161.994,20 TL için anlaşma yapıldığını, ödeme planına göre 17.500,00 TL ‘si müşteri senedi, 47.092,20 TL ‘si çek, 2.500,00 TL ‘si nakten ve 10.000,00 TL ‘si banka havalesi ile gerçekleştirilip toplam 77.092,20 TL ödeme yapıldığını ve davalı şirket yetkilisi …’e 9 adet toplam 80.000,00 TL tutarlı senet verildiğini, davalı yanın herhangi bir fatura düzenlemediğini, sonrasında müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket adına düzenlenen bir kısım faturanın … Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu edildiğini itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, takibe konu faturaların gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki davalı yana ayıplı olduğu telefon, mail ve diğer iletişim vasıtaları ile belirtilen davalı ürünlerinin eksik ve ayıplarının giderilmediğini bildirerek taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve senetlerin ödemelerinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini istemiştir .
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yanlar arasında sözlü bir sözleşmenin aktedildiğini, müvekkilinden fiyat teklifi alındığını, anlaşmanın ….. Ltd. Şti sıfatıyla yapılıp teslim edilen ürünlere ait 12/12/2017 tarih 50383 nolu faturanın şirket adına düzenlendiğini, davacının davasını açarken kimi temsilen açtığını bildirmediğini internet üzerinden yapılan araştırmaya göre ürünlerin teslim edildiği firmaların iki adet olup logolarının ve telefon numaralarının da aynı olduğunun belirlendiğini, ayıplı mallardan bahsedilmiş ise de bu konuda herhangi bir geri bildirim alınmadığını, malların eksiksiz ve ayıpsız tamamının teslim edilip kurulumunun yapıldığını, davacının şahıs olarak bildirdiği beyanlarının müvekkilini bağlamadığını, … ile ilgili 9 adet senetten bahsedilmiş ise de şahsi ilişkiler neticesi verilen senetlerin müvekkili şirket ile ilgisinin bulunmadığını, açılan davanın kötüniyetli olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir .
GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından teslimi yapılan alım satıma konu ürünler nedeniyle ayıp ve eksikten kaynaklı bedel tenzili veya ödemenin kısmen istirdatı, verilen senetler dolayısıyla da yine ayıp ve eksiklerin tespit edilerek borçlu olmadıklarının tespiti isteklerine ilişkindir.
Davacı vekilinin taleplerini ve dayanaklarını ayrı ayrı açıklaması ve taleplerini somutlaştırması için süre tanınmış ve ek açıklayıcı dava dilekçesi hazırlatılmış, davacı yanın istediği tedbir sınasında da menfi tespite dair bölümün 80.000,00 TL bulunduğu davacı tarafından açıklanmakla bu miktar üzerinden menfi tespit talebi harçlandırılmıştır.
Buna göre; ön inceleme aşamasında tespit edilen uyuşmazlığın, verilen senetlerin iddiaya vaki eser sözleşmesi kapsamında şirket yöneticileri arasında nakten değil mala istinaden verilip verilmediği ve verildi ise ve teslim edildi ise bu malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise hesaplanacak miktarların bu senet miktarlarından mahsubu veya tamamen borçsuzluğun kanıtlanıp kanıtlanamayacağı noktalarında olduğu tespit edilerek yargılama sürdürülmüştür.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında, ellerinde senetlerin mala karşılık ve yanlar arasındaki sözlü anlaşmanın varlığına istinaden şirkete değil kişiler adına düzenlendiğine ilişkin bir yazılı belge olmadığını açıklamış, mahkememizce saptanan uyuşmazlığa bir diyeceği olmadığını da beyan etmiştir.
Davalı vekilinin ise, yine senetler dolayısıyla taraflar arasında bir yazılı sözleşme veya malen bir iş yapıldığı yönünde bir yazılı belge olmadığını, senetlerin müvekkili şirkete ait bulunmadığını ve adına da düzenlenmediğini açıkladığı belirlenmiştir.
… Akademisi ve Gündüz Bakımevi’nin davacı tarafından ticari ad olarak kullanıldığı ve gerçekte ticari unvanının … Okulları ve Eğitim Hizmetleri Ticaret ve Ltd. Şti” olduğu ve davacının da bu şirketi temsil ve ilzam yetkisine haiz bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı mal bedellerini dava dışı davacının yetkilisi bulunduğu şirket adına düzenlemiş ve teslimi kanıtlamıştır.
Konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii ile alınan 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalı şirketin 28/04/2017 tarihli fiyat teklifi ile icapta bulunduğunu, davacı tarafından bu teklifin kabulü ile yanlar arasında davacı … Akademisi adlı işyerine malzemelerin davalı tarafça sağlanmasına yönelik sözleşme kurulduğunu, teklifte malzemelerin bedelinin KDV dahil 248.441,34 TL olup bu bedelde pazarlık yapıldığını ve bedelin düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığını, davacının bir kısım ürünlerin eksik geldiğini belirtmiş olmasına rağmen bu ürünlerin neler olduğuna dair tespit yapılamadığını, bu nedenle ayıplı ürünlerin sayı ve miktarının belirlenemediği gibi ayıplı ürünler bedelinin tespit edilemediğini, 20/11/2017 tarihinde teslimi yapılan ürünler hakkında 12/12/2017 tarihinde ihtar çekilmesi nedeniyle ayıp bildiriminin süresinde olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davacının toplam ödeme miktarı, 161.994,20 TL olup …’e yapılan ödemenin kabul edilmemesi halinde bu miktarın 81.994,30 TL olarak kabulü gerekeceği açıklanmıştır.
Mahkememizce yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilip alınan rapor ve yanlar arasındaki anlaşma ve karar duruşmasındaki taraf beyanları çerçevesinde uyuşmazlığın daha fazla bu koşullarda ilerletilmeden tarafların sıfatı dikkate alınarak açıklığa kavuşan yönler itibariyle öncelikle davanın usul yönünden ele alınarak değerlendirilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafından her ne kadar iki adet firma için veya şahsi firma adı altında ürün talep edildiği, karşı taraf ile bu şekilde anlaşıldığı açıklanmış ise de ve davalı yanın sözlü olarak bir anlaşma yapıldığı olgusu belirtilmesine rağmen davalı yanın esasen ürünleri davacının şirket yetkilisi olduğu şirket adına fatura düzenleyerek satmak isteğinde olduğu ve buna göre anlaşıldığı icap ve kabulün gerçek anlamda hukuk önünde sonuç yaratıcı biçimde gerçekleşmediği, her iki tarafın davadaki taraf sıfatlarına göre farklı anlayışlar içerisinde sözlü anlaşmayı tamamladıklarını düşündükleri, davalının davacının temsil ettiği şirket adına fatura düzenlemiş olmasının bu durumu açıkça ortaya koyduğu, diğer yönden davacı yanın şirketi adına aldığı malzemelerde KDV ödememeye çalıştığı KDV’siz anlaşılmaya ve davalının şirketini temsil eden kişiye de ürünlerin bedeli hakkında ticari kayıtlara geçmeyecek nitelikte şahsi senetler düzenleyerek verdiği bu hususların dosya üzerinden izlenmesine rağmen taraflarca aleyhe olan hususların tam olarak kabul edilmediği görülmüştür.
İcap ve kabulün tam anlamıyla sözlü olsa dahi gerçekleşmediği bu alım satımda esasen davacı yanın talep ettiği ürünlerin ayıplı veya ayıpsız davalı tarafça kendisine teslim edildiği hususu tarafların kabulündedir.
Sorun açılmış olan bu davada davacı taleplerinin doğru bir şekilde talep edilebilmesi noktasındadır.
Davacı … Ltd. Şti ‘nin şirket yetkilisi olup tüm anlaşmaları ve iddia ettiği gibi var ise senet düzenlemelerini gelen mallara karşı, karşı tarafa kısmen ödeme ve senet verme şeklinde gerçekleştirmiştir. Gelen malların ayıplı olduğu iddiası yönünden ileri sürdüğü menfi tespit (senetlerden) dolayı isteğini davalı yanın şirket sıfatı olması ve yine davalı yanın şirket yetkilisi de olsa … adına düzenlenen senetlerden dolayı hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmesi karşısında davacının davasını pasif husumet yokluğu nedeniyle mahkememizce davanın usulden reddine karar verilmesi sonucunu doğurmuştur.
Bundan ayrı davacı ayıplı ürün iddiasına dayalı yapılan açıklamalara göre bedel tenzili (var ise alacak ) isteği yönünden şirket adına teslim edildiği şeklinde davalının kabul beyanı da dikkate alındığında davayı temsil ettiği şirket adına açmadığından davacının davada şahsen davalı şirkete husumet yöneltemeyeceği dikkate alınmış, bu kısım davanın da aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Menfi tespit isteğinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Ayıplı ürün iddiasına dayalı bedel tenzili isteğinin ise aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 118,60 TL harcın peşin ve tamamlama ile alınan toplam 1.383,20 TLsından indirilmesi ile artan 1.264,60 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan toplam 104,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden ve talep aynı sebebe dayalı olmakla AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmeyen avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davalı ve davacı vekillerinin yüzlerine karşı HMK’nun 345.m. gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstinaf başvuru yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2021

Katip …

¸

Hakim …

¸