Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/159 E. 2022/187 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/159 Esas
KARAR NO : 2022/187

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalıdan çeşitli tarihlerde ödenen yaklaşık 6.000.000,00 TL’yi aşkın miktarda alacaklı olduğunu, davalı şirket yetkililerinin ödeme taahhüdüne rağmen bugüne kadar ödeme yapılmadığını, bu nedenle …. yev. no.lu ihtarnamesi ile belirtilen tutarların şirket namına yapılan işlemler olduğu gerekçesiyle ödeme yapılmadığını bildirerek şimdilik 10.000,00-TL alacağın 07/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce kurulan ara karar gereğince davacıya davaya konu edilen ödemeler yönünden açıklamada bulunması konusunda süre verilmesi üzerine davacının 22/10/2019 tarihli beyan dilekçesinde davalı şirketin sermaye arttırımına giderek müvekkiline hisse vereceği taahhüdüne karşılık olarak davalı şirkete yatırım amaçlı yüklü miktarda davaya konu borç paraları verdiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı hesabına para gönderdiği iddialarını kabul etmediklerini, gönderilmiş olsa dahi gönderilen paraların bir kısmının davacının davalı şirket adına vekaletname ile iş yapması sebebiyle davalı şirket adına ve hesabına yapılan işlemlerden ibaret olduğunu, bir kısmının da davacının davalı şirket adına üçüncü kişilerden aldığı paraların iadesi olduğunu, diğer kısmın da davacıya borç olarak verilen paraların iadesinden ibaret olduğunu, zira davacıının … yev. nolu vekaletnamesi ile vekil tayin edildiğini, bu kapsamda da davalı şirketin İstanbul’da almış olduğu ihaleler nedeniyle hizmet sunduğu kamu kuruluşlarındaki iş ve işlemleri yapmak, takip etmek, yeni ihaleler olması halinde ihaleye katılmak, pey ileri sürmek, bankada işlem yapmak gibi hususlarda yetki verildiğini, işin doğası gereği de davacı tarafından vekil olarak tahsil edilen paraların davalı şirkete kısmen iade edildiğini, ancak davacının şirketi zarara uğrattığının anlaşılması üzerine de azledildiğini, taraflar arasında çok sayıda hukuk ve ceza davaları olduğunu, işbu davanın da hukuki mesnetten yoksun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalı şirketin sermaye arttırımı sonrasında davacıya hisse verileceği taahhüdüne dayalı olarak yapılan ödemelerin iadesi isteminden ibarettir.
Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasında görüldüğü bildirilen dosya suretleri, ticaret sicil kayıtları, dekontlar dosyaya kazandırılmış, ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamından inceleme yapmak üzere dosya mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek davaya konu uyuşmazlık noktaları bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
… yev. nolu vekaletnamesi ile davalı şirket tarafından davacıya özetle; davalı adına ihalelere katılma, davalıya ait hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, hesaplara para yatırmaya, hesap açmaya, kapatmaya, ahzu kabza yönelik yetkiler verildiği; yine öncesinde benzer mahiyette … yev. nolu vekaletnamesi ile de davacının vekil tayin edildiği, davalı tarafından davacının sonradan azledildiğinin bildirildiği, cevap dilekçesi ekinde sunulan azilnamenin dava dışı kimselere ilişkin olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya gönderilen …. yev. nolu ihtarnamesi ile Aralık 2013 – Aralık 2015 tarihleri aralığında… Bankası Avcılar Şubesi aracılığıyla gönderilen 6.412.995,00-TL ödemenin iadesinin talep edildiği, davalı tarafından gönderilen …. yev. nolu ihtarnamesi ile davacıya herhangibir borcun olmadığı, iadesi talep edilen tutarın şirkete ait olup şirketin nam ve hesabına gerçekleştirilen ödemeler olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından davalı şirketin sermaye artırımına gideceğini ve davalı şirkete ortak olmak için dava konusu paraları gönderdiğini belirtmekte ise de dosya kapsamında davacı ile davalı şirket arasında şirket ortaklığı hususunda herhangi bir anlaşmaya rastlanmadığı, davacının 6.000.000,00 TL civarı davalı şirkete bir para gönderimi yaptığını belirtmekte ise de mali inceleme kısmında ayrıntısı ile görüleceği üzere 6.412.995,00 TL’lik ödemenin davalı şirkete ait hesaptan Avcılar-Yeşilköy şubesi aracılığı ile yine hesaba aktarıldığı ve aktaran kişi olarak davacı isminin geçmediği görülmekle, bu durumda davacının alacak talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanat bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı, davalı şirketin sermaye arttırımı sonrasında davacıya hisse verileceği taahhüdüne dayalı olarak para verdiğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, gönderilen paranın bir kısmının davacının davalı şirketin aynı zamanda vekili olması sebebiyle vekalet ilişkisine dayalı olarak üçüncü kişilerden tahsil edilen paraların, diğer bir kısmının ise verilen borç paraların iadesi sebebiyle gerçekleştiğini, hisse devri taahhüdü iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Bu hali ile davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı delil olarak banka havale dekontlarına dayanmışsa da havale kural olarak bir ödeme vasıtasıdır. Başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) iddia eden bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Ne var ki bilirkişi raporundan da davacı tarafından dayanılan banka dekontlarının davalının hesapları arasında yapılan para transferlerine ilişkin olduğunun anlaşıldığı gibi, banka dekontlarının, iddianın niteliği gereği, sermaye arttırımı sonrasında davacıya hisse verileceği taahhüdüne dayalı olarak para verildiğini, yani davalının varlığı iddia olunan taahhüdünü ispata yeterli ve elverişliği olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı sermaye arttırımı sonrasında davacıya hisse verileceği taahhüdüne dair iddiayı inkar ettiğine göre paranın özetle hisse devri amacıyla verildiğini davacının kanıtlaması gerekir. Dosya kapsamından ise davacının, davalının hisse devri tahhüdüne ve paranın da hisse devri amacıyla gönderildiğine dair yazılı bir delil sunmadığı, açık bir şekilde yemin deliline dayanmadığı ve iddiasını kesin delillerle kanıtlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2- Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla kalan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸