Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/870 E. 2022/420 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/870 Esas
KARAR NO : 2022/420

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kırtasiye ürünlerinin perakende ticareti işi ile uğraşmakta olduğunu, 2017 yılı haziran ayında davacı ile yapılan anlaşma gereğince davalı yanca … Eğitim Yayınlarının 2017-2018 yayın teklif formunda yer alan 9,10,11. sınıf yayınları ile YGS-LYS yayınlarının basılarak davacıya teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, bu bağlamda davalıya teminat ve daha sonra yapılacak alımlar için ciro yolu ile keşidecisinin Mehmet Kayhan, keşide yerinin İstanbul, keşide tarihinin 10/10/2017 olduğu, 20.000,00 TL meblağlı çek verildiğini, anlaşmaya göre müvekkilinin satın aldığı ürünlerin bedelini ödememesi halinde ve/veya sonrasında alınacak malların bedeli ile mahsup edilmek üzere davalıya teminat olarak verilen çekin bankaya ibraz edileceğini, ne var ki davalının 2017 ağustos ayında 9, 10, 11. Sınıf yayınlarını basmayacaklarını, sadece YGS-LYS kitaplarını basacaklarını bildirerek sadece bu kitapları teslim ettiğini, davalı şirkete ait 19/08/2017 tarih ve 036234 nolu fatura bedelinin 2.596,80 TL, 19/04/2017 tarih ve 036272 nolu fatura bedelinin 1.008,00 TL, 07/10/2017 tarih ve 036336 nolu faturanın 304,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından düzenlenen 26/09/2017 tarih, 085428 ve 085429 nolu iade faturaları ile davacı tarafından teslim edilen ürünlerin bir kısmının davalıya iade edildiğini, davalının iade faturalarına bir itirazda bulunmadığını, neticeten davalı tarafından gönderilen 3 fatura ile teslim edilen 9 kalem maldan 6 kalem malın davalıya iade edildiğini, böylece müvekkilinin 1.204,04 TL borçlandığını, ancak davalının 10/10/2017 tarih ve 20.000,00 TL miktarlı faturayı tahsil ettiğini, böylece 18.795,60 TL kadar sebepsiz zenginleştiğini bildirerek davanın kabulü ile 18.795,60 TL’nin sebepsiz zenginleşme tarihi olan 10/10/2017’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, ticaret sicil kayıtları, davaya konu uyuşmazlık dönemine dair taraflara ait BA/BS formları, davaya konu edilen çeke dair banka kayıtları ile ilgili bankadan çek sureti celp edilmiş, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmıştır.
Mahkememizce ticari defter ve kayıtların ibrazı bakımından verilen süreyi takiben davalı tarafından beyanda bulunulmamış, davacının beyanı nazara alınarak Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimatı takiben düzenlenen 15/08/2019 tarihli ön raporda ticari defter ve kayıtların ibraz edilmemesi sebebiyle inceleme yapılamadığının bildirildiği, mahkememizce 16/03/2020 tarihli ara karar ile ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine hazır edilmesi bakımından verilen kesin süreyi takiben yeniden talimat yazılmış ise de düzenlenen 17/09/2021 tarihli ikinci ön raporda da davacı tarafından ticari defter ve kayıtların hazır edilemediğinden inceleme yapılamadığının bildirildiği, mahkememizce 22/11/2021 tarihinde üçüncü kez yazılan talimata rağmen belirlenen inceleme gün ve saatinde davacı tarafından ticari defter ve kayıtların hazır edilmediği ve talimatın bila ikmal iade edildiği görülmüştür. Mevcut hukuki durum karşısında HMK’nın 222. maddesi hükmünce davacı tarafından ticari defter ve kayıtların ibrazından kaçınıldığı anlaşılmakla, davacıya verilen kesin süre dolayısıyla davalı yönünden doğan usuli kazanılmış hak da gözetilerek, ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesinden zarfınazar edilmesi ile dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre davanın görülerek sonuçlandırılması gerekmiştir.
Dava, ticari satım ilişkisi kapsamında teminat olarak verildiği bildirilen çekin tahsili sebebiyle davalı tarafından sebepsiz zenginleşildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, kayıt ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafından iddianın ileri sürülüş şekline göre taraflar arasında sair yayınların davalı tarafından davacıya satımı konusunda varılan anlaşma gereğince davalı tarafından 19/08/2017 tarih ve 2.596,80 TL miktarlı, 19/04/2017 tarih ve 1.008,00 TL miktarlı, 07/10/2017 tarih ve 304,00 TL miktarlı faturaların davacıya gönderilerek faturaların karşılığı olan yayınların teslim edildiği anlaşılmış olup davacı tarafından davalıya 26/09/2017 tarih, 085428 ve 085429 nolu iade faturaları kesilerek davalıya gönderildiği, iade faturalarının karşılığı olan 3.011,00 TL düşüldüğünde davalıya borcunun 1.204,4 TL olarak kabul edilmesi gerektiği savunulmuş ise de bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacak olup sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşecektir. Dosya kapsamından davalı tarafından kesilen faturaların ve karşılığı malın davacı tarafından teslim alındığına tereddüt bulunmamakta olup bu malların iadesi konusunda taraflar arasında bir anlaşma bulunduğu ve bu kapsamda iade faturalarının düzenlenip davalı tarafından kabul edildiği de davacı tarafından ispat olunamamıştır. Buna göre mevcut hukuki durum karşısında iade faturaları karşılığının toplam alacak miktarından mahsup edilmesine olanak bulunmamaktadır. Davacının, davalıya teslim edilen 10/10/2017 keşide tarihli, 20.000,00 TL bedelli çekin teminat amacıyla verildiğine dair iddiası bakımından ise; davaya konu edilen çekin önünde veya arkasında teminat amacıyla verildiğine dair bir kayda yer verilmediği gibi davacı tarafından sunulan delillere göre sözü edilen çekin teminat amacıyla verildiğinin ayrı bir yazılı belge ile de ispat olunamadığı anlaşılmakla davacının davaya konu çekin teminat çeki olduğuna dair iddiasına da itibar edilmesine olanak bulunmamıştır. Sonuç olarak tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından ispat olunamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 320,99 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 240,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı