Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/312 E. 2021/574 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2017/312 Esas
KARAR NO : 2021/574

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 01.01.2011 tarihinden beri uygulanagelen distribütörlük/bayilik sözleşmeleri kapsamında davalının davacı şirkete satış yapmak üzere pil satışları yaptığını, davacının pil bayii olarak davalı firmadan satın aldığı ürünleri taraflar arasında varılan anlaşma uyarınca davalının tasfiye perakende satış fiyatı listesi üzerinden %25 kar marjı ile kendi nam ve hesabına Ankara’da marketlere bakkallara ve sair alıcılara satış elemanları vasıtasıyla sattığını, faturasını keşide edip teslim ettiğini, davacı şirkete tebliğ edilen perakende satış liste fiyatları üzerinden davacının %25 kar marjı olması gerektiğinin tarafların kabulünde olduğunu, ayrıca davalı şirket bir kısım müşteri ile satış görüşmeleri yaparak satın alma protokolleri/sözleşmeler tanzim ettiğini, bir kısım müşterilerle davacı firmaca pil alımının zorunluluğu gereği davacının yapması nedeniyle davalı dahil edilmeden davacının protokolde taraf olmasının istenildiği, bu protokollerde müşterilere katılım bedelleri verilmesi, stant bedeli, yeni mağaza girişi bedeli, insert ve dönem sonu ciro üzerinden uygulanacak indirimler gibi farklı hükümler bulunduğunu, müşterinin kendisi ile yapılan anlaşma uyarınca davacı firmaya hizmet bedeli fiyat farkı gibi isimler altında piyasa yatırım faturası kestiğini, davacı …’dan teyit alınarak faturaların kabul edildiğini, akabinde de davacının kendisine müşterilerden kesilen bu piyasa yatırım faturaları nedeniyle de davalının ödeme planına göre davalının istediği dönemlerde davalıya piyasa yatırım faturalarının geri dönüş faturalarını kesmekte olduğunu, davalının anlaşma koşullarında değişiklik yapmak istediğini, davacının kar marjının %10’a indirmek istediğini, önerinin davacı tarafından kabul edilmeyince bayilik sözleşmesinin sonlandırıldığını, tarafların mutabakatı kapsamında davacı stoklarındaki ürünlerin davalıya fiziken iade edilerek iade faturası kestiklerini, faturaya itiraz edilmesi üzerine, fatura düzeltimi yapılarak tekrar 14.11.2015 tarihli 471.111,63 TL bedelli e fatura gönderildiğini, sonlandırılmış olan cari ilişkide davalı taraftan alınan ürün bedeli, yapılan mal iadesi, davacının yaptığı toplam satış tutarı, satış toplamına göre gerçekleşmesi gereken kar tutarı, alınan bütçe faturaları, dönülen bütçe faturaları, davacının kar rakamları, mahsuplaşması dikkate alındığında müşterilerce davalı ile müşteriler arasındaki protokol sözleşmesi hükümleri uyarınca davalının teyidi ile davacıya kesilen piyasa yatırım faturalarına binaen davacının davalı yana kesmesi gereken piyasa yatırım faturalarının geri dönüşü kaynaklı olarak davalının davacıya bakiye 489.300,00 TL+KDV ödemesi gerektiğini, davalı aleyhine …. .yev nolu ihtarnamesi ile bu tutarın ödenmesinin ihtaren bildirildiğini, davalının cevabi ihtarnamesi ile borca itiraz ettiğini, bu kez davacının dava konusu piyasa yatırım faturasının geri dönüşü faturasını keserek elektronik ortamda tebliğ ettiğini, davalının ihtarname ile fatura içeriğine itiraz edip iade ettiğini belirterek 489.300,00 TL+KDV alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin 2011 yılı başında davalı şirketin ürün gamında bulunan primer pil, şarj edilebilir pil, sarj cihazı ve fenerinin satımı hususunda başladığını, taraflar arasında iddia edildiği gibi %25 kar marjıyla çalışılacağı yönünde bir distribütörlük sözleşmesi bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir mutabakat bulunmadığını, davalı yetkililerince verilmiş bir yazılı/sözlü teyit veya taahhüt bulunmadığını, davacının davalıya gönderdiği 20.01.2015 tarihli mutabakat mektubuna ve ticari kayıtlara göre 31.12.2014 tarihi itibariyle davalının davacıdan 721.580,11 TL alacaklı olduğu, 27.11.2015 tarihli davalı tarafından davacıya gönderilen mutabakata göre 30.09.2015 tarihi itibariyle davalının 557.395,75 TL alacaklı olduğu, aradan geçen süre zarfında davacının gönderdiği üç adet e fatura içeriğini kabul etmediklerini ve itirazlarını davacıya bildirdiklerini, davacının 489.300,00 TL+KDV toplam 577.374,00 TL tutarlı bir adet e faturasının ihtarname ile iade edilip itiraz edildiğini, taraflar arasındaki cari hesap ilişkinde davalının davacıya bir borcu bulunmadığını, hatta 79.433,91 TL alacaklı olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkemece yetki yönünden davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair verilen kararın Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi tarafından kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, dava dilekçesinde neticei talep 489.300,00 TL+KDV şeklinde talep edilmiş olmakla KDV talebine ilişkin davacı vekilince 28.09.2017 tarihli dilekçe ile harca esas müddeabih 88.074,00 TL olarak bildirilip peşin harcın ikmal edildiği görülmüştür.
Davalı yanın ticari defterlerinin incelenmesi bakımından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 17.12.2018 tarihli raporda özetle; “davalı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında 01.01.2011 tarihinden Kasım 2015 tarihine kadar uygulanagelen distribütörlük/bayilik sözleşmesi bulunduğu, sözleşme kapsamında davalı defter kayıtları ile uyumlu olduğu görülen muavin defter/cari hesap ekstresinin incelenmesi neticesinde sözleşmenin son bulduğu tarihe kadar yıl sonları itibariyle B/A bakiyelerinde mutabık olunduğu, sözleşmenin son bulması sonucunda davacı tarafından davalıya 14.11.2015 tarihinde 471.111,63 TL bedelli e fatura düzenlendiği, her iki şirket ticari defterlerine B/A kayıtlarının yapıldığı, 31.12.2015 sonu itibariyle tarafların 79.433,85 TL bedel bakiyede mutabık olduklarının görüldüğü, davacının davalı adına 30.01.2016 tarih 489.000,00 TL+KDV bedelli piyasa yatırım faturalarının geri dönüş faturası olarak düzenlenen ve elektronik ortamda davalıya tebliğ edilen faturanın davalı tarafından 05.02.2016 tarihinde noter ihtarnamesi ile itiraz edilerek iade edildiği, bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı” ifade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile davacı yanın ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi bakımından Muhasebe ve Finansman ABD öğretim üyesi bilirkişiye dosyanın tevdii ile yapılan inceleme sonucu düzenlenen kök ve ek raporlarda özetle; “davacı ticari defterlerinin sahibi lehine delil gücünün bulunduğu, davacının 2016 yılının 497.940,15 TL alacak ile kapattığının tespit edildiği, davalı ile davacı tarafın 2011-2015 yıllarına kadar mutabık olduğu, davacının davalıya 31.12.2015 itibariyle 79.433,85 TL’lik borcu olduğunun tespit edildiği, tarafların ayrıştığı noktanın davacı kayıtlarında olan 30.01.2016 tarihli 489.000,00 TL+KDV bedelli 577.374,00 TL alacağını gösteren fatura olduğunu, e fatura olarak kesilen ve davalı kayıtlarına alınmayan faturanın açıklama kısmında fiyat farkı ibaresinin yazıldığı, taraflar arasındaki mutat uygulamalarda geçmiş dönemlerde de fiyat farkı faturalarında kabul edildiğinin görüldüğü” ifade edilmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının uyuşmazlığın çözümüne elverişli ve yeterli olmadığı değerlendirilerek re’sen seçilen mali müşavir ve Muhasebe ve Finansman ABD öğretim üyesi bilirkişi tarafından inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 17.02.2021 tarihli kök rapor ve 22.09.2021 tarihli ek raporda özetle; “taraf ticari defterleri arasında oluşan 577.374,06 TL’lik farkın davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve işbu dava konusunu oluşturan 30.01.2016 tarih KDV dahil 577.374,00 TL “fiyat farkı, %18 (Varta ft. edilecek) …” açılmalı faturanın davalı kayıtlarında bulunmamasından kaynaklandığı, fiyat farkı açıklamalı faturanın içeriğini oluşturan faturaların döküm olarak belirtildiği, bunların 122.954,64 TL hizmet bedeli açıklamalı, 394.316,75 TL fiyat farkı açıklamalı, 77.859,30 TL ciro pirimi açıklamalı, 35.407,22 TL ürün iadesi açıklamalı olmak üzere toplam KDV hariç 630.537,93 TL fatura düzenlendiğinin görüldüğü, dökümü yapılan faturalardan hangilerinin dava konusu fatura içeriğinin oluşturduğunun tespit edilemediği, davacı yanın 21.12.2020 tarihli dilekçe ekinde sunulan ve davalı adına düzenlenen 6.850,25 TL’lik hizmet bedeli açıklamalı faturanın 59.000,00 TL’lik, 1.888.00 TL’lik, 3.776,00 TL’lik, 1.888,00 TL’lik, 23.600,00 TL’lik ve 23.600,00 TL’lik fiyat farkı açıklamalı faturaların davalı şirket tarafından davacı alacağına kayıt edilmiş olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında imzalanmış bir distribütörlük/bayilik sözleşmesi bulunmadığı, dava konusunu oluşturan fiyat farkı açıklamalı fatura dışında dava dışı şirketler tarafından davacı adına düzenlenen fiyat farkı hizmet bedeli faturaların yansıtması olarak davacı yanca davalıya faturalar düzenlendiği, 120.602,25 TL’lik bu faturaların davalı defterlerinde davacı alacağı olarak kayıt edildiğinin görüldüğü” ifade edilmiştir.
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında ödenmeyen fatura alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasında yazıl bir bayilik/distribütörlük sözleşmesi bulunmamakla birlikte her iki yanın kabulünde olduğu üzere 01.01.2011 tarihi ile 2015 tarihleri arasında davacı tarafından davalı şirkete ait Varta pillerinin müşterilere satışı hususunda anlaşmaya varıldığı, süre gelen ticari ilişkide 2015 yıl sonu itibariyle davalının davacıdan bakiye 79.433,91 TL alacağı bulunduğunun her iki yanın usulüne uygun tutulmuş olan ticari defter kayıtları ile teyit edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sonlandırılmasından sonra davacı tarafından davalı adına 30.01.2016 tarihli KDV hariç 489.300,00 TL, KDV dahil 577.374,00 TL tutarında fiyat farkı açıklamalı fatura düzenlenerek davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından fatura içeriğine itiraz edilip ihtarname ekinde iade edilmekle uyuşmazlığın davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve davalı tarafından itiraz edilen KDV dahil 577.374,00 TL fatura bedelinin istenebilir olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı yan davalı şirkete ait ürünlerin müşterilere satışı nedeniyle alıcılar tarafından davacıya kesilen fiyat farkı, hizmet bedeli, ciro primi vs açıklamalı piyasa yatırım faturalarının taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalıya yansıtılması kapsamında piyasa yatırım faturalarının geri dönüş faturası olarak düzenlenmiş olan dava konusu fatura bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş davalı yan ise itiraz ettikleri fatura bedelinden sorumlu olmadıklarını savunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede KDV dahil 577.374,00 TL tutarındaki nizalı yansıtma faturasının dayanağını oluşturan ve davacı müşterileri tarafından davacı adına düzenlenmiş olan “hizmet bedeli, fiyat farkı, satış desteği, prim faturası, ciro pirimi” açıklamalı KDV hariç toplam 630.537,93 TL tutarındaki faturaların içeriğinde fiyat farkına ilişkin düzenlenmiş olan faturaların KDV hariç toplamının 394.316,75 TL olduğu, davacı adına düzenlenen müşteri faturalarının yansıtılması kapsamında davacı tarafından davalı adına düzenlenen KDV dahil 120.602,25 TL bedelli yansıtma faturaları içerisinde yer alan bir adet 6.825,00 TL hizmet bedeli açıklamalı fatura ile altı adet fiyat farkı açıklamalı toplam 113.752,00 TL bedelli faturaların davalı yanın ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu tespit edildiğinden taraflar arasında fiyat farkına ilişkin yansıtma faturalarının düzenlenmesine yönelik yazılı bir anlaşma bulunmamakta ise de bu yönde taraflar arasında süre gelen ilişkide teamül halini alan bir uygulamanın bulunduğu, davacı tarafça nizalı faturaya dayanak olarak sunulan diğer hizmet bedeli, satış desteği, prim faturası, ciro pirimi açıklamalı müşteri faturaları yönünden ise bu fatura bedellerinin yansıtma faturası içerisinde davacıdan talep edilebileceğine ilişkin yazılı bir anlaşma bulunmadığı gibi teamül halini alan bir uygulamanın da söz konusu olmadığı bu kapsamda sadece fiyat farkı açıklamalı KDV hariç toplam 394.316,75 TL (%18 KDV 70.977,01 TL) KDV dahil 465.293,76 TL tutarındaki müşteri faturalarının yansıtma faturası ile davalıdan talep edilebileceği mahkememizce kabul edilmiş, buna göre KDV dahil 465.293,76 TL fiyat farkı faturalarından bu faturalara istinaden davacı tarafından davalı adanı düzenlenen ve davalı defterlerine süre gelen ticari ilişki içerisinde kaydedilmiş olan KDV dahil 113.752,00 TL tutarındaki fiyat farkı faturaların mahsubu ile davacının davalıdan fiyat farkından kaynaklanan bakiye 351.541,76 TL alacağının bulunduğu, bu alacaktan taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde her iki yanın kabulünde olan ve ticari defter kayıtları ile teyit edilen 79.433,85 TL davalı alacağının mahsubu neticesinde davacının davalıdan varlığı ve miktarı kanıtlanan bakiye 272.107,91 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısman kabulü ile 272.107,91 TL’nin 27.11.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Alınması gereken 18.587,69 TL harçtan peşin alınan 8.356,03 TL ve tamamlama harcı 1.504,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.727,56‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 27.497,55 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 23.653,45 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 8.356,03 TL peşin harç ve 1.504,10 TL tamamlama harcı ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 9.889,33‬‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 348,50 TL tebligat gideri, 159,60 TL müzekkere gideri ve 4.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.958,1‬0 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 2.757,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

04/11/2021
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 23.11.2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …