Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/228 E. 2021/397 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/228 Esas – 2021/397
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/228
KARAR NO : 2021/397

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/09/2016 tarihinde müvekkili … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halindeyken davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışarak direksiyon hakimiyetinin kaybedilip beton duvara çarptığını yapılan soruşturmanın Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığının … hazırlık dosyasında soruşturmasının sürdürüldüğünü, müvekkilinin davaya ait araca çarpmadığını, davalı sürücünün müvekkili aracına çarpıp hasara neden olduğunu, kaza tespit tutanağının doğru düzenlenmeyip kusurun tespiti ile müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın hesaplanmasını ve oluşan değer kaybı nedeniyle şimdilik 50,00 TL ve aracın kullanılmamasından kaynaklı 50,00 TL’nin ve meydana gelen hasar bedeline ilişkin 150,00 TL’nin olay tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
1-Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olup sigortaya karşı açılması gereken davanın şahsına yöneltilmesinin usule aykırı bulunduğunu, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın arkadan çarpması neticesi maddi hasarın meydana geldiğini, …’nin kural ihlali olmadığını, Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığının hazırlık dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, karara itiraz üzerine Adli Tıp Kurum Başkanlığı trafik ihtisas dairesinden aldırılan 14/12/2016 tarihli kusur raporundu davalı …’ün asli kusurlu olarak gösterildiğini, oysa kusur konusunda yapılan bu tespitin yersiz ve mesnetsiz olduğunu keşif yapıldığı takdirde davalı …’nin kusurlu olmadığının anlaşılacağını ve bu nedenle de işleten sıfatıyla hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, 6704 torba yasa ve 2918 sayılı KTK hükümleri dikkate alındığında haklarında açılan bu davanın öncelikle belgelerinin kendilerine ibrazı gerektiğini ve ödeme süresi beklenilmesine takiben davanın ikame edilmesi gereğine değinilip davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine delillerin tümüyle ibraz edilip kendilerinin incelemesine sunulmasına karar verilerek kusur yönünden yapılan belirlemelere ve değer kaybı tespitlerine ve taleplerine değer verilmeden haklarında açılan davaların reddine karar verilmesini istemiş, aksi halde Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporunun ayrıntılı olarak alınması mahrumiyet kaybının poliçe teminatı dışında olduğunun tespiti ve gerçek zararın davacı tarafça karşılanması gereği ile en fazla yasal faize karar verilebileceği hususlarının bildirilerek davanın reddini istemiştir.
3-Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın arkadan çarpması neticesi maddi hasarın meydana geldiğini, müvekkilinin kural ihlali olmadığını Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığının hazırlık dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, karara itiraz üzerine Adli Tıp Kurum Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 14/12/2016 tarihli kusur raporunda müvekkilinin asli kusurlu olarak gösterildiğini, oysa kusur konusunda yapılan bu tespitin haksız ve yersiz olduğunu keşif yapıldığı takdirde müvekkilinin kusurlu olmadığının anlaşılacağını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava çift taraflı meydana gelen trafik kazası neticesi davacı aracında meydana gelen hasar bedeli, araç mahrumiyet zararı ile değer kaybı zararının tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı yanın uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin itirazı TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri uyarınca davada poliçeye dayalı biçimde sigorta şirketinin de taraf bulunması karşısında mahkememizin görevli olması nedeni ile yerinde görülmemiş yargılama sürdürülmüştür. Ayrıca davalı sigorta vekilinin sigorta şirketine bildirim yönünden yasal koşullar gerçekleştirilmeden davanın açıldığı yönündeki usule ilişen itirazı yerleşik yargı kararları ve sigortacının üstlendiği poliçe sorumluluğu gereğince yerinde görülmemiştir.
… plakalı karşı araç sürücüsünün … olup işleteninin davalı … bulunduğu ve bu aracın davalı sigortalı nezdinde ZMMS sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğu konusunda yanlar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 10/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davacının aracında maddi hasar ve kazanç kaybı şeklinde zarar oluşup oluşmadığı, zarar oluşmuş ise bu zararın miktarı, maddi hasar ve kazanç kaybı zararı oluşmuş ise bu zarardan davalı gerçek kişilerin ve davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, sorumlu iseler hangi oranda ve miktarda sorumlu oldukları ve davacı yararına faize hükmedilip edilemeyeceği, edilecek ise başlangıcı ve oranına ilişkin olduğu ön inceleme sırasında belirlenmiş ve tahkikat sürdürülmüştür.
Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığının … sayılı hazırlık soruşturması ile bu dosya kapsamında alınan Ankara Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 14/12/2016 tarihli kusur raporu incelenmiştir, bu raporda davalı …’nin olayda asli kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Yanlar arasında kusur konusunda kaza tespit tutanağının aksine bir iddia söz konusu olmakla mahkememizce alınan 10/01/2019 tarihli kusur raporu ve adli tıp raporları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.
Kırıkkale Asliye Ceza Mahkemesi’nin ayrıca yine trafik İhtisas dairesinden aldığı 26/07/2018 tarihli kusur raporunda yine 14/12/2016 tarihli düzenlenen kusur raporu gibi sürücü …’nin asli kusurlu olduğu gözlenmiş buna göre mahkememizin 10/01/2019 tarihli …’nin olayda %25 kusurlu karşı yanın %75 kusurlu olduğuna ilişkin belirlemeleri ile açık çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Ancak, mahkememizin 10/01/2019 günlü raporunda değer kaybı mahrumiyet zararı hesabı ve hasar bedeli yönünden makine mühendisinin yaptığı hesaba ve sovtaj değerinin de düşürüldüğü belirlemelere mahkememizce olağana ve rayice uygun hesaplama yapıldığı dikkate alınarak değer verilmiştir.
Davada sorun kusurun belirlenmesi yönünde çelişkinin giderilmesi noktasında kalmış olmakla, bu kez mahkememizce kusur oranının açıkça rakamsal biçimde belirlendiği şekilde raporlara olan itirazlar ve kaza tespit tutanağı dikkate alınıp değerlendirildiği trafik ihtisas dairesinden sonuç rapor düzenlenmesi istenilmiştir
04/11/2020 günlü bu raporda ayrıntılı ve gerekçeli biçimde bildirilen davacı …’ın olayda %15 oranında ve davalı …’nin %85 oranında kusurlu bulunduğuna dair açıklama ve kusur oranlamasına mahkememizce değer verilmiştir.
Mahkememizce tüm bu olgular dikkate alınarak; hasar bedeli ile araç mahrumiyet zararı yönünden tespit edilen değerler; 18.000,00 TL : %85=15.300,00 TL ile 800 TL;%85=680 TL toplamının temerrüt tarihlerinden itibaren davalılardan sigortalı aracın ticari araç olmadığı hususu da dikkate alınıp davalılardan tahsiline ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı yanın araç model ve yılına göre meydana gelen hasarlanmanın vasıf ve mahiyeti de dikkate alınıp değer kaybı bulunmadığı şeklindeki bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının değer kaybı yönündeki tazminat isteği red edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının değer kaybı yönünden maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacının hasar bedeline ilişkin 15.300,00 TL ile 680,00 TL araç mahrumiyet zararının davalılardan … ile …’den 10/09/2016 kaza tarihinden itibaren, davalı … sigorta A.Ş.’den 24/03/2017 dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 1.091,59 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL ile ıslah sırasında alınan 59,30 TL toplamının indirilmesiyle eksik kalan 1.000,89 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan 2.698,88 TL yargılama giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan takdiren 2.690,00 TL’si ile 300,00 TL Adli Tıp masrafı ve 122,10 TL harç masrafı toplamının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Sarfedilmeyen avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK’nun 345.m. gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstinaf başvuru yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2021