Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/198 E. 2022/307 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/198 Esas
KARAR NO : 2022/307

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış ise de davalının itiraz üzerine durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibin davalının siparişi üzerine üretilerek teslime hazır edilen dayama, taşıyıcı, tutucu, debriyaj pedalı, fren pedalı, komple gibi parçalar olduğunu, her ne kadar işin tamamlanması üzerine davalıya gönderilen 09/02/2017 tarihli e-postayı takiben … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş ise de davalı tarafından gönderilen … yevmiye numaralı ihtarname ile özetle ürünlerin bir kısmının sipariş edilmediği, bir kısmının süresinde teslim edilmemesi sebebiyle iptal olunduğu bildirilerek teslim alınmadığı, ne varki taraflar arasındaki e-posta yazışmalarına göre davalının iddiasının gerçek dışı olduğu bildirilerek, davalarının kabulü ile haksız ve yersiz itiraz nedeni ile icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 81.48225.5147, 81.48235.5083, 81.48235.50848, 1.71605.4129 ve 81.71605.4128 numaralı siparişlerin müvekkili tarafından sipariş edilmediğini, 81.41506.0130, 81.71605.4029, 83.72101.2822 ve 36.41230.5008 numaralı siparişlerin ise davacı tarafından süresinde teslim edilmemesi sebebiyle davacı ile mutabık kalınarak iptal edildiğini, buna rağmen davacı tarafından öngörülen teslim tarihi olan 06/01/2017 tarihinden 1 sonra 09/02/2017 tarihinde ürünlerin hazır olup teslim alınmasının istenilmesinin, kanuna ve sözleşmeye uygun olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmesinin 6.5. maddesinde de üretimi yapılan ürünün hazır hale geldiğinin 7 gün önceden yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini, davacı tarafından yazılı bir bildirim yapılmadığını, davacının teslimatta temerrüde düştüğünün açık olduğunu bildirerek davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri ile yazışmalar dosyaya kazandırılmış, davaya dayanak Ankara …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası celp edilmiş, mahallinde keşif yapılmış, dosya uzman bilirkişilere tevdi edilerek davaya konu uyuşmazlık noktaları bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir ve hukukçu bilirkişiler tarafından düzenlenen 22/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tarafların 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin sunmuş oldukları ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapıldığını, fatura bedellerinin tamamının davalı tarafça davacı tarafa ödendiği, davalı kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcun bulunduğuna dair kayıt olmadığı, dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında 81.41506.0130, 81.71605.4029, 83.72101.2822, 81.71605.4129, 81.71605.4128 ve 36.41230.5008 nolu ürünler bakımından davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu yönünde kanaat bildirmişlerdir.
Dosya, mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı yeni bir bilirkişiye heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 31/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanışlarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı şirket defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalı şirketten 351.860,71 TL alacaklı olduğu kayıtlı iken davalı şirket defterlerinde borçlu olmadığının kayıtlı olduğu, aradaki farklılığın, davalı şirket tarafından davacı şirkete 20/02/2017 tarihli ihtarname ekinde iade edilen faturalar ile davaya konu teslim alınmayan sipariş ürün bedellerinin davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davaya konu 81.41506.0130, 81.71605.4029, 83.72101.2822, 36.41230.5008, 81.71605.4128, 81.71605.4129 ürün siparişlerinim ret veya iptal edildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamış olup bu ürünler bakımından davacının davalı şirketten 19.330,78 Euro x 3,8089 TL = 73.629,00 TL alacaklı olacağı ve davalının itirazının 19.330,78 Euro bakımından iptali gerekeceği, davaya konu 81.48225.5147 , 81.48235.5083, 81.48235.5084 ürünün siparişlerinin açıldığı hususu sadece davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen 11/01/2017 tarihli mail ekinde belirtilmiş olup teyit edici başka bir bilgi ve belgeye rastalanılmadığı, bahse konu ürün siparişlerinin davalı şirket tarafından verildiğinin kabulü durumunda davacının davalı şirketten 30.983,76 Euro x 3.8089 TL = 118.014,04 TL alacaklı olacağı ve davalının itirazının 30.983,76 Euro bakımından iptalinin gerekeceği yönünde kanaat bildirmiştir. Heyete bir makine mühendisinin dahil edilmesi sonrasında mahallinde keşif yapılmış, takiben düzenlenen ek bilirkişi raporunda ise; dosya kapsamındaki belgeler ve mahallinde yapılan keşif neticesinde takibe konulan ürünlerden 49 adet 81.41506.0130 parça kodlu dayamanın bulunmadığı, 250 adet 83.72101.2822 parça kodlu tutucudan 1 adet, 16 adet 81.48225.5147 parça kodlu debriyajın bulunmadığı, 151 adet 81.48235.5084 parça kodlu fren pedalından 144 adet bulunduğu, 71 adet 36.41230.5008 parça kodlu kompleden 70 adet bulunduğu, 69 adet 81.71605.4128 parça kodlu tutucudan 49 adet bulunduğu, 68 adet 81.71605.4129 parça kodlu tutucudan 63 adet bulunduğu, ürünlerde herhangi bir ayıp ve hatalı imalat bulunmadığı, buna göre takibe konulan siparişlerin eksik olduğu, mahallinde bulunan ürünlerin toplam bedelinin 28.039,57 EUROx 3,8089 TL/ Euro (01/03/2017 tarihindeki kur) = 106.799,91 TL olduğu, davalı şirketin sipariş ettiği ve iptal edildiğine dair herhangi bir belgenin bulunmadığı ile davalı şirket yetkilisinin 11/01/2017 günlü mailine göre siparişi açılan ve sayımda tespit edilen siparişler ve bedelinin 17.221,09 Euro x 3,8089 TL/Euro ( 01/03/2017 tarihindeki kur) = 65.593,40 tl olduğu, davalı şirketin sipariş etmediği ve sayımda tespit edilen siparişler ve bedelinin 10.818,47 Eurox3,8089 TL/Euro (01/03/2017 tarihindeki kur)= 41.206,47 TL olduğu yönünde kanaat bildirmiş olup taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarının karşılanması amacıyla alınan 11/06/2021 ve 11/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporlarında bilirkişi heyeti tarafından görüş değiştirilmediği anlaşılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında eser sözleşmesinin varlığına dair uyuşmazlık bulunmamakta olup davacı, davaya konu ürünlerin davalı tarafından sipariş edilip kendileri tarafından tamamlanarak teslime hazır hale getirilmesine rağmen davalı tarafından teslim alınmadığını iddia etmekte, davalı ise davaya konu ürünlerin bir kısmının kendileri tarafından sipariş edilmediği gibi hiçbirinin davacı tarafından süresinde ve teamüle uygun olarak teslim edilmediğini savunmaktadır. Buna göre, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın, davalı tarafından hangi ürünlerin sipariş edilip davacı tarafından tamamlanarak teslime hazır edildiği ve bunun karşılığında davacının iş bedeli alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır. Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle, teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan yüklenici; eseri iş sahibine sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslime hazır hale getirdiğini kanıtlamak zorundadır (Emsal: Yargıtay 15. HD.’nin 17/02/2014 tarih ve 2013-2131/996 sayılı ilamı). Taraflar arasında hangi işlerin yapılacağı sözleşme ile önceden belirlenmeyip sipariş üzerine hazırlanmasının kararlaştırıldığı anlaşıldığından, işin taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında yapıldığı, bir diğer ifadeyle hangi ürünlerin davacı tarafından sipariş edildiği hususunu ispat yükünün de yüklenicide yani davacıda olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kural olarak; eser sözleşmesine konu olduğu, diğer bir ifadeyle iş sahibi tarafından sipariş edildiği iddia edilen işlerin yapılmış halde yerinde mevcut olduğunun yapılan delil tespiti veya keşif ile saptanmış olması da işin eser sözleşmesi kapsamında yapıldığını ispatlamaz; iş sahibi söz konusu işlerin sipariş verilmediğini ispatlamakla yükümlü olmayıp yüklenici, yazılı ve kesin delillerle işin eser sözleşmesi kapsamında yapıldığını ispatlamalıdır (Benzer yönde: Muammer Öztürk / Zeki Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, Ankara 2018, s. 823 vd.). E-posta yazışmaları ise, kural olarak delil başlangıcı niteliğini haiz iseler de, ilgili tarafça kabul edilmesi ve içeriğinin belirli bir konuda ikrar içermesi halinde o taraf yönün kesin delil niteliğini haiz bir belge haline gelecektir. Tüm bu ilkeler ışığında, dava ve cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamı ile bir bütün olarak değerlendirildiğinde; aşamalardaki beyanlarına göre davalının da kabulünde olan 81.41506.0130, 81.71605.4029, 83.72101.2822 ve 36.41230.5008 numaralı siparişler ile bu siparişlerin yanında davalı tarafından gönderilen 11/01/2017 tarihli e-posta kapsamında 81.71605.4129 ve 81.71605.4128 numaralı siparişlerin de verildiğine tereddüt bulunmamakta olup mahallinde yapılan keşif sonrasında davacı tarafından tamamlandığı ispat olunan miktarlara göre davacı alacağının, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmasına karar verilen son bilirkişi raporuna göre 17.221,09 Euro kadar olduğu, davacı tarafından söz konusu işlerin teslime hazır hale getirilip teslimi konusunda davalıya 09/02/2017 tarihli e-postayı takiben Ankara 62. Noterliği’nin 21/02/2017 tarih ve 06016 yevmiye numaralı ihtarname ile bildirimde de bulunulduğu, yapılan bildirimin taraflar arasındaki çerçeve nitelikteki sözleşmenin 6.5. maddesinde öngörülen usule de uygun olduğu anlaşılmakla, tamamlanan işler karşılığında davacının iş bedeline hak kazandığı ve davalının tamamlanan işleri teslim almayarak temerrüde düştüğü sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı tarafından her ne kadar siparişlerin taraflar arasında kesin olarak belirlenen süresinde, yani 06/01/2017 tarihinde teslime hazır hale getirilmediği savunulmuş ise de, davalı tarafından davacıya gönderilen 11/01/2017 tarihli ve sevk tarihlerinin müzakeresini de içerir e-posta içeriği gereğince mevcut hukuki durum karşısında davalının mezkur savunmasına itibar edilmesine olanak bulunmadığı değerlendirilmiştir. Uyuşmazlık konusu olan 81.48225.5147, 81.48235.5083 ve 81.48235.5084 numaralı siparişler bakımından ise, davacı tarafından taraflar arasındaki 04/01/2017 tarihli yazışmaları takiben gönderilen 11/01/2017 tarihli e-postada son olarak iptal olunanlar ile birlikte siparişlerin teyidi istenmiş, davalı tarafından gönderilen aynı tarihli e-postada ekli listede ise diğer siparişler yanında 81.48225.5147, 81.48235.5083 ve 81.48235.5084 numaralı siparişlere yer verilmediği, davacı tarafından sunulan listenin de davalının kabulünde olmadığı anlaşılmış olup ispat yükü üzerinde olan davacı yanca davalı tarafından söz konusu siparişlerin verildiğini ispata elverişli başkaca bir yazılı ve kesin delil de sunulmadığından tüm dosya kapsamı uyarınca davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacının icra inkar, davalının kötü niyet tazminatı istemlerine gelince; itirazın iptâli davasında İcra İflas Kanunu’nun 67/II maddesi hükmünce borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazının da haksız olması, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için ise takibin haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Somut olayda asıl alacağın varlığı ile miktarı yapılacak yargılama ve alınacak bilirkişi raporu ile saptandığından alacağın likit olmadığı; bu halde, koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerektiği (Emsal: Yargıtay 15. HD., 13/07/2020 tarih ve 2019-2020/2252 sayılı ilamı), tüm dosya kapsamına göre davacının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılmadığı gibi davalı tarafından kötü niyetin varlığı da ispat olunamadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1- Davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe itirazının 17.221,09 Euro üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca belirlenecek oranlarda faiz uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- İcra inkar tazminatı isteminin reddine,
3- Kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4- Alınması gereken 4.411,39 TL harçtan peşin alınan 1.515,59 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.895,80‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 9.195,28 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 8.433,70 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davacı tarafından başlangıçta yatırılan1.515,59 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.546,99‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davacı tarafından yapılan 177 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 4.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.977‬,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 2.606,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10- Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸