Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/96 E. 2021/94 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS SAYISI : 2016/96
KARAR SAYISI : 2021/94

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2016
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili …nun … ili, … ilçesinde orta ölçekli bir ardiye işlettiğini, kendisinin etrafta tanındığını, itimat edilecek sıfatının bulunduğunu, köylük yerlerden gelenlerden genellikle senet alınıp borçlarının bitiminde senetlerinin kendilerine iade edildiğini, bu arada …’de ikamet eden … isimli şahsın tarla ortakçısı olan … ile müvekkiline gelip açık alışveriş yaptıklarını ve senet defterinde yer alan malların … ‘a satılarak kalem kalem yazıldığını, sonrasında …’ın borcunu ödemediğini, … geldiğinde durumun kendisine anlattığını bu şahsın kendisine “senedi bana ver parayı ondan alırım “ dediğini, …’un senedi bu şekilde ele geçirerek … müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe geçilmesiyle durumu öğrendiğini, müvekkilinin adı, soyadı ve imzası kendisine ait olmakla birlikte üzerindeki tüm yazıların sonradan doldurulduğunu, bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, senedin müvekkili iş yerinden rızası dışında çıktığını, buna rağmen menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulduğunu, kendisinin …’tan 3.600,00 TL alacaklı iken … şahsa 70.000,00 TL’ye yakın borçlu duruma girdiğini, borçlu olmamasına rağmen hileli yol ile elinden çıkan senede dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibi nedeniyle davalı alacaklıya borcu bulunmadığını iddia ederek bu yönde … Müdürlüğünün anılan takip dosyasında takibin durdurulmasına, bu yönde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takibin iptali ile borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının ileri sürdüğü iddiaların yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, anlaşmalara aykırı doldurulduğunu bildiren davacı iddialarına değer verilemeyeceğini, davacı yanın iddialarını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini bildirmiş, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında dayanak bononun sahteliği ileri sürülerek menfi tespit, takibin iptali ve tazminata ilişkindir.
… müdürlüğünün … takip dosyası getirtilmiş ve incelenmiştir. Dosyada takip alacaklısı davalı … tarafından 30/10/2015 tanzim ve 26/1/2015 vade tarihli 58.000,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak 58.000,00 TL’si asıl alacak olmak üzere fer’ileri ile birlikte toplam 58.274,11 TL’nin tahsili için davacı borçlu … ile … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile 02/12/2015 tarihinde takibe geçildiği, ödeme emrinin dosyamız davacısı …’na tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği dosyada haciz aşamasında bulunduğu görülmüştür.
Takibe dayanak yapılan senet örneği izlenmiş olup senedin birden fazla kalem çeşidi kullanılarak keşideci … tarafından imzalandığı, vadesinin 26/11/2015 tarihli olup 58.000,00 TL bedel ile 30/10/2015 tarihinde düzenlendiği ve lehtarının davacı … olduğu, yine senedin arka yüzünde … tarafından isim ve imza inkar edilmediği halde ciro edildiği ve yetkili hamilin davalı takip alacaklısı olduğu görülmüştür.
Bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerekmekte olup, davacı tarafından senedin dava dışı ve takipte taraf olmayan üçüncü bir kişiye verildiği ve bu durumun senet üzerinden izlenemediği ve bir borç olmamasına rağmen davalı alacaklıya verilerek lehtar davacının borçlandırıldığı iddiası hakkında davalı yanın muvafakatı da bulunmadığından tanık dinlenemeyeceği, davacı yanın her halukarda lehtar ve ciranta sıfatıyla senet üzerindeki miktar bölümünün kendisinden habersiz boş olduğu halde doldurulduğu iddiasına değer verilebilse bile bu durumun ticaret ile uğraşan ve senet alımı, karşılığında mal satımı yapan davacı tarafından oluşabilecek gerçeğe aykırı yazımlar nedeniyle borçlanabileceği olgusunu anlayabilecek kapasitede iş ile ugraştığı dikkate alınarak mahkememizce sonuç olarak olayda bu durumun aksininin aynı kuvvette yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği değerlendirilmiştir.
Yine de deliller kapsamında olmakla; davacı yanın bildirmiş olduğu ticari kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmıştır.
Davacı yanın ayrıntıları ile ilgilenen ticari kayıtlarında, 2015 yılı kayıtlarının usulüne uygun düzenlendiği, davacı tarafın 2015 yılının tüm döneminde 1.000,00 TL tutarında müstahsil makbuzu ile mal ve hizmet satın aldığı, 1.203,06 TL KDV hariç işletme faaliyetlerini gerçekleştirmek için gider yapıldığı, davacının 1.458,47 TL mal hizmeti satışı gerçekleştirdiği, dosyayı ilgilendiren taraflarla ilgili herhangi bir yazılı kayda rastlanmadığı, davacının vergide ikinci sınıf tacir olarak mükellefiyet tesis etmiş olduğu, senet borçlusu … ve diğer … ile aralarında herhangi bir alışveriş kaydının bulunmadığı, 58.000,00 TL’lik senet bedeline konu veya başkaca bir satışın varlığının gözlenmediği, bu anlamda davacının davalı … ile veya dava dışı … ile herhangi bir ticari ilişkisinin de olmadığı belirlenmiş olup yalnızca …’a 3.635,00 TL mal satışının yapıldığının görüldüğü, senet üzerindeki tahrifat veya yazının veya imzanın taraflara aidiyet konusunda veya senedin ticari ilişki nedeniyle yanlar arasında tedavül ettiğine dair hukuki yorum ve incelemenin uzmanlık alanı dışında bulunduğunu ve mahkemenin takdirinde olduğu belirlenmiştir.
Ankara Cumhuriyet Savcılığının … sayılı soruşturma evrakı tümüyle getirtilmiş dosyaya eklenmiştir. Bu soruşturma dosyasında ayrıntılı olarak inceleme yapan grafolog bilirkişi … ‘a ait rapor incelenmiş ve bir örneği dosyaya eklenmiştir.
Mahkememizce bu rapor kapsamına göre ve davacı yanın da aksini bildirmediği senet arkasındaki cironun davacı … … ait ciro ve imzayı içerdiği bu durumun rapor ile de kanıtlandığı ve davacının lehtar sıfatı ile yapmış olduğu bu cironun sorumluluğunu taşıması gerektiği, kıymetli evrak niteliğindeki bir belgenin miktar hanesinin açık bir şekilde düzenlenmesi mümkün olduğu gibi bunun yaratacağı sonuçlardan davacının sorumlu olacağının tabi bulunduğu nazara alındığında davacı …’ın ciro ederek elinden çıkardığı senette borçlu olmadığının tespiti yönündeki talepleri ile ilgili işbu davada ceza davasında varılan sonucun izlenmesi gerekmiştir.
… Ceza Mahkemesinin … Esasına intikal eden davada 08/07/2020 tarihinde karar tesis edildiği ve sanıklar … , … ve … ‘un haklarında açılan resmi belgede sahtecilik vs. atılı suçlarından beraatine karar verildiği, bu kararın mahkememiz için hukuken bağlayıcı niteliği olmasa dahi varılan sonuç geniş yetki ile yapılan yargılama neticesi oluştuğundan ve bu dosyada hazırlıklı alınan bilirkişi raporunda açıkça senet arkasındaki cironun … ve atılı ciro imzasının adı geçen … elinden çıktığı açıklanmış olmasına göre artık ceza yargılamasındaki kararın kesinleşmesinin beklenilmesine gerek olmadığı, davacının miktar hanesi açık olsa dahi lehtar ve yaptığı ciro karşılığında 58.000,00 TL’lik bedelden veya senet sorumluluğundan sorumlu tutulması gerekmekle davacının takibin iptali, menfi tespit ve diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı lehine ihtiyati tedbir kararı tesis edilmediğinden davalı yanın tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın reddine,
Davacının tazminat talebinin reddine,
Davalının tazminat talebinin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin ve tamamlama harcı ile birlikte alınan 1.264,61 TL’den indirilmesi ile artan 1.205,31 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 8.375,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarf edilmeyen avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 345.m. gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstinaf başvuru yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021
Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı