Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/866 E. 2022/300 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/866 Esas
KARAR NO : 2022/300
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili alt yüklenici ile davalı şirket arasında 14/03/2014 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca davalının yüklenimi altındaki … Şehri toplam uzunluk 59,14 km yol mod. 18 adet köprü, 39 adet köprü, 39 adet alt ve 15 adet üst yaya alt geçidi ve alt yapı inşaatı kapsamında yapılacak hat inşaatlarının, ana sözleşmede belirtilen esaslarla davalı tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin Ocak 2014’te Bereket şehrinde, Şubat 2014’te ise … şehrinde işe başladığını, devamla taraflar arasında sözleşmede kararlaştırılandan farklı birim fiyatlarının kararlaştırılarak onaylandığını ve işin buna göre yürütüldüğünü, müvekkilinin işi süresinde ve eksiksiz yerine getirip davalıya 04/10/2016 tarihinde teslim edildiğini, müvekkili şirkete yapılan ödemelerin yapılan işin çok altında kaldığını, ancak ne kadar bedelin eksik kaldığının tespit edilemediğini, tüm evrakların davalıda olduğundan celbi gerektiğini, eksik kalan meblağın ödenmesi için davalıya ihtarname gönderilmiş ise de sonuç alınamadığını bildirerek, yapılan iş karşılığı davalı şirketçe ödenmeyen bedelin tespiti ve tahsili olarak şimdilik 10.000,00 TL alacağa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan icmallerin tamamının sözleşme kapsamındaki işler kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı, sözleşmeye konu işlerle ilgili olmadığı, öte yandan sözleşmenin 9. maddesi gereğince davacının yaptığı işin geçici ve kesin kabullerinin yapılmadığı, davacı tarafından iş tamamlanmadan yarım bırakılarak terk edildiği, ilişik kesme belgesinin işin tamamlandığını gösterir nitelikte bir belge olmadığı gibi davacı tarafından sunulan fotoğrafların da işin yapım aşamasına ilişkin olup işin tamamlandığını ispata elverişli olmadığını, davacı tarafından müvekkiline tebliğ edilen bir ihtarnamenin de bulunmadığını, davacının müvekkilinde bulunan bir alacağının olmadığını, iş bedelinin eksik ödendiği iddiasının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, taraflar arasındaki 14/03/2014 tarihli sözleşme ve ekleri, banka dekontları dosyaya kazandırılmış, iş sahibi … Şehir Belediyesi’nden davaya konu işe dair yapılmış ise geçici ve kesin kabul tutanakların celbi ile dosyaya sunulan uyuşmazlık konusu “icmaller” ile “yapılan işlerin maliyeti listesinde” yer alan işlerden hangilerinin davaya konu sözleşme kapsamında olduğuna yönelik müzekkere yazılmış, dosya uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından sunulan 24/12/2018 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında imzalanmış sözleşmeye konu işlerin yurt dışında yapılmış olması nedeniyle şirketlerin Türkiye’de tuttukları ticari defterler esas alınarak tarafların borç veya alacaklı olduklarını sağlıklı olarak tespit etmenin mümkün olmadığı, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin 13. ve devamı maddelerine göre davacı yanca yapılan ve davalı yana teslim edilen imalatlar da dahil olmak üzere davalı yanca üstlenilmiş olan işlerin geçici kabulünün de anılan tarihte yapılmış olacağı, davacı şirket tarafından yapılmış olan işlerle ilgili geçici kabul yapılmadan davacı şirketin davalı aleyhine dava açarak alacak talebinde bulunmasının teamüllerle uyuşmadığı, taraflar arasında imzalanmış sözleşme kapsamında, davalı şirket tarafından davacı şirkete 6.917.774,43 USD ödeme yapılmış olduğu, bu tutarın 910.000 USD’sinin davacı şirket banka kayıtlarına ve 393 şubeler cari hesabına intikal ettirilmemiş olduğu, davalı şirketin dava dosyasına ödemelerle ilgili sunmuş olduğu belgelere ve belgelerde yer alan tutarlara davacı itirazının mevcut olmadığı, bu nedenle de söz konusu tutarların davalı yanca ödenip davacı yanca da tahsil edildiğinin kabulünün gerekeceği, 14/03/2010 tarihli sözleşmenin tarafı olan davacı ve davalı şirket her ne kadar yurt içi firma olsa da sözleşme kapsamında yapılacak işlerin tamamı yurt dışında gerçekleşmiş olduğu, davacı yanca yapılan işlere ilişkin taraflarca imzalanmış tüm hak edişler, davacının tamamladığını iddia ettiği işlere ait kesin hakediş ve ekleri, mutabık kalınan birim fiyatları gösterir dokümanlar, davalının davacı tarafından yapıldığı beyan edilen işlerle ilgili idareye düzenlediği hakedişler ve ekleri, kabul tutanakları ve ekleri ile yapılmış ödemelere ilişkin belgelerin dava dosyasına kazandırılması durumunda davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı ile ilgili olarak hesaplama yapılabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Kök bilirkişi raporunda bildirilen eksiklerin giderilmesini teminen mahkememizce … Şehir Belediyesi’ne müzekkere yazılmış ise de bila ikmal iade edilmiş, davacı vekili tarafından 18/01/2019 tarihli dilekçe ekinde sözleşmeden sonra kararlaştırılan birim fiyat cetveli, karşılıklı imzaların olduğu icmaller, hakedişler ve diğer bütün belgelerin sunulduğu bildirilmiştir. Tarafların beyan ve itirazları ile dosyaya kazandırılan bilgi ve belgeler nazara alınarak ek rapor tanzimi bakımından dosya yeninden kök raporu hazırlayan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen ek raporda özetle; dava dosyasına kazandırılmış belgeler ve CD’ye göre davacı alacağını hesaplamanın mümkün olamayacağı, davacı yanca yapılan işlere ilişkin taraflarca imzalanmış tüm hakedişler, metrajlar, ataşmanlar, yap emirleri vb. belgeler ile mutabık kalınan birim fiyatları gösterir dokümanları, davalının davacı tarafından yapıldığı beyan edilen işlerle ilgili idareye düzenlediği hakedişler, ekleri ile kabul tutanaklarının dava dosyasına kazandırılması durumunda davacı şirketçe yapılarak davalı yana teslim edilen işlerle ilgili davacı alacağı bakımından hesaplama yapılabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasında varlığı uyuşmazlık konusu olmayan 14/03/2014 tarihli sözleşme ile davacının, iş sahibi dava dışı Aşkabat Şehir Belediyesi olup davalının yüklenimi altındaki yol, köprü, alt ve üst yaya geçidi ile altyapı inşaatı kapsamında yapılacak hat inşaatlarını üstlendiği, taraflar arasında iş bedelinin birim fiyatlı olarak kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık noktaları bakımından sözleşmenin 5. maddesinde, yapılan imalatın miktarının davalının idare ile yapacağı ölçüm neticesinde kesinleşeceği; sözleşmenin 9. maddesinde, yapımı gerçekleştirilen imalatların davacının müracaatı üzerine davalı tarafından teslim alınacağı, imalatların dava dışı iş sahibi tarafından kabul edilmesinin işin kabulü için gerekli şart olduğu, dava dışı iş sahibinin yapacağı kesin ve geçici kabulün, davacının işinin kabulüne de esas teşkil edeceği; sözleşmenin 13. maddesinde geçici hakedişlerin ödenebilmesi için bir önceki ayın işçi ücretleri ile SSK primlerinin ödendiğinin davacı tarafından tevsik edilmesi ve davacının o tarihe kadar yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasının gerektiği; sözleşmenin 27. maddesinde geçici kabul işlemlerinin tamamlanmasından, işin tamamının bitmesinden sonra kesin hesap yapılacağı, ödemenin yapılabilmesi için davacının yapımını üstlendiği tüm imalatların davalı ile iş sahibi tarafından geçici kabul işlemlerinin yapılmış olmasının şart olduğu düzenlenmiştir.
Davacı işin sözleşme konusu işi 04/10/2016 tarihinde teslim ettiğini, iş bedelinin tamamının ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise davacı yanca işin tamamlanmadığını ve teslim edilmediğini, davacının Eylül 2016 itibariyle işin yapıldığı yeri terk ettiğini savunmaktadır. Kanunda aksine bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her birinin, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olması (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altında olması (HMK 190) nedeniyle, teslim olgusundan lehine hak çıkaracak taraf olan yüklenici (davacı taşeron); eseri iş sahibine (davalı yükleniciye) sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır (Emsal: Yargıtay 15. HD.’nin 17/02/2014 tarih ve 2013-2131/996 sayılı ilamı). Aynı ilke ışığında; kural olarak eksik işlerin varlığını iş sahibi, giderildiğini ise yüklenici ispatlamalıdır (Emsal: Yargıtay 15. HD.’nin 10/02/2014 tarih ve 2013-626/801 sayılı ilamı). Ama öncesinde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğünün yüklenicide olduğu gözetilecektir (Muammer Öztürk / Zeki Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, Ankara 2018, s. 833). Mahkememizce, tarafların beyanları da değerlendirilerek davaya konu işe dair icmaller, metrajlar, geçici ve kesin kabuller dahil davaya konu işe ilişkin bilgi ve belgelerin temini bakımından dava dışı iş sahibi … Şehir Belediyesi’ne müzekkere yazılmış ise de bila ikmal iade olunmuş, davalı tarafından sunulan 12/06/2018 tarihli iş deneyim belgesinden ise davalı tarafından dava dışı iş şahibi … Şehir Belediyesi’ne teslim edilen işlerin geçici kabulünün, davadan sonra 09/09/2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmış; davacı tarafından kök bilirkişi raporunu takiben sunulan 18/01/2019 tarihli dilekçesi ekinde, müvekkili tarafından yapılan işlere ilişkin yapılan tüm hakedişler, imalat icmalleri ile mutabık kalınan birim fiyat cetvelleri ve diğer bütün evrakların sunulduğu bildirilmiş olup yapılan teknik bilirkişi incelemesinden; davacı yanca dosyaya kazandırılmış icmal cetvellerinin bir kısmının imzalı, bir kısmının ise imzasız olduğu, söz konusu belgelerde davacı yanı temsilen her hangi bir kimsenin imzasının bulunmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulan imalatlarla ilgili yapılan işlerin icmali başlıklı belgedeki tutarların (söz konusu imalatların sözleşmeye konu işlerle ilgili imalatlar olup olmadığını tespite yarar belge sunulmamış olmakla beraber) 4.414.406,69 USD olduğu, davalı yanca davacıya ödendiği tespit edilen tutarın ise 6.917.774,43 USD olduğu, bununla beraber sunulan belgelere göre kesin nitelikte bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından işin 04/10/2016 tarihinde teslim edildiğine dair sunulan dava dışı şantiye şefine ait olduğu anlaşılan ilişik kesme belgesi örneğinin ise, yazı içeriğine göre davacı tarafından işin sözleşmeye uygun olarak davalıya teslim edildiğini tevsik edici niteliği haiz olmadığı değerlendirilmiştir. Davaya konu işin yurt dışında yapılması sebebiyle mahkememizce keşif yapılması tabii olarak mümkün olmamış, davacı tarafından her ne kadar işin yapıldığına dair tanık deliline de dayanılmış ise de taraflar arasında sözleşmenin, işin teslimine dair delil sözleşmesi niteliğindeki 9. maddesi hükmü ile davanın niteliği ve davalının tanık dinletilmesine muvafakatinin olmadığı da gözetilerek davacının tanık dinletme talebinin kabulüne olanak bulunmamıştır. Öte yandan davaya konu işin niteliği ile hacmi de nazara alınarak ve ayrıca yapılan işin miktarı ile birim fiyatlı olarak kararlaştırılmış olduğu da gözetildiğinde iş bedelinin tespiti teknik değerlendirmeyi gerektirdiğinden tanıkların dinlenmesinin veya tarafların isticvabının da davacı tarafından yapılan iş miktarı ile karşılığı olan iş bedelinin tespiti yönünden dosyaya yenilik katmayacağı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak; mevcut hukuki durum karşısında, tüm dosya kapsamına göre öncelikle işin sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğini ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından dava tarihi itibariyle işin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp davalıya teslim edildiğinin ve bu bağlamda davalı tarafından yapılan uyuşmazlık konusu olmayan ödemelerin karşılığından daha fazla iş bedeline hak kazandığının usulüne uygun delillerle ispat olunamadığı gibi, davaya konu edilen işe dair geçici kabulün davadan sonra 09/09/2017 tarihinde yapıldığı da anlaşılmakla, iş bedelinin belirlenmesi bakımından gereken kesin hesabın çıkarılması için sözleşmenin 27. maddesinde öngörülen koşulun dahi dava tarihi itibariyle gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan toplam 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 90,08‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Talep halinde davacının ve davalının artan avansının iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸