Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/317 E. 2022/92 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/317 Esas – 2022/92
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2016/317 Esas
KARAR NO : 2022/92

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 07/04/2016
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Samsun ilinde elektrik üretim tesisleri bulunduğunu, bu tesislerin Aralık 2014 itibari ile işletmeye alındığını, davalı tarafından uzlaştırma faaliyeti kapsamında piyasa katılımcılarına uzlaştırma faturası ve yan hizmet- sekonder frekans 2 kodlu talimat faturası kesilmekte olduğunu, Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliğinin 25. maddesi gereğince yan hizmetler kapsamında rezerv oluşturmak üzere 2 kodlu yük alma, yük atma talimatı verilmesi sebebiyle oluşan maliyetlerin davalı tarafından elektrik kalite hizmet bedeli kalemi altında sistem kullanım ve işletim faturaları yoluyla sistem kullanıcılarına faturalandırılarak tahsil edilmekte olduğunu, anılan bedelin …’ın tarifesinde tarife unsuru olarak öngörülmeyen ve …’ın gelir/gider kalemlerinde tanımlanmayan bir bedel olduğunu, bu uygulamanın 2011 Ocak ayından günümüze kadar devam ettiğini, Ekim 2013 fatura döneminden sonra söz konusu bedellerin sıfır olduğunun görüldüğü, hesaplamanın yönetmeliğin 25. maddesinde ön görülen formüle göre yapıldığını, Ekim 2013 fatura döneminden sonra sistemde oluşan 2 kodlu talimat miktarı ve fiyatlarına bakıldığında değerin eksi bakiye verdiği görülmesine rağmen katılımcılara artı yönde yansıyan bir sonuç yaratmadığını, bu bedelin davalı nezdinde bir gelir kalemi haline geldiğini, davalının mevzuata aykırı olarak sözü edilen dönemde sebepsiz zenginleştiğini belirterek davalı kurum tarafından davacıdan Ekim 2013-Nisan 2015 döneminde taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine mevzuata ve hukuka aykırı olarak elektrik kalite hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’sine davalı kuruma yapılan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, dava dilekçesi eki faturalarda elektrik hizmet kalite bedeli olarak davacı şirkete 0 TL tahakkuk ettirildiğini, davanın mesnetsiz olduğunu, 2013-2015 arasına ait yöntem bildirimlerinde hükme bağlandığı üzere davalı kurum tarafından iletim sisteminin işletilmesi sırasında ihtiyaç duyulan elektrik şebeke yönetmeliği ve elektrik piyasası yan hizmetler yönetmeliği hükümleri doğrultusunda satın alınan ve hesaplanan tüm yan hizmet maliyetlerinin her ay değişiklik gösterdiğini, yöntem bildiriminin ilgili hüküm uyarınca maliyet oluştuğunda MW başına uygulanacak EKHB birim ücret hesaplanarak teşekküllerinin internet adresinde tüm iletim sistemi kullanıcılarına duyurulduğunu ve tüm iletim sistemi kullanıcılarına fatura güçleri oranında yansıtıldığını, sistem kullanım anlaşmasının 3. maddesinde maddi hatalar dışında ödeme bildirimi içeriğine yapılacak herhangi bir itirazın ödemeyi durdurmayacağı …’ın hatası nedeniyle fazla tahakkuk edilmiş olan tutara ödeme bildiriminin tebliğ edildiği günden itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilebileceği hükmü bulunduğunu, davacı tarafından ödeme yapılırken ihtirazi kayıt konulmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın tarafları ve uyuşmazlığın niteliği nazara alınarak davalı yanın yargı yoluna yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraf delilleri toplanılarak tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, elektrik yüksek mühendisi ve mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 20.02.2018 tarihli raporda özetle; “sözleşme yönetmelik kurum kararları ve tebliğlerde dava konusu bedelin faturalarda tahsil edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı, davalının davacıdan faturalar ile tahsil ettiği EKHB’nin mevzuata ve sözleşmeye aykırı olduğu” ifade edilmiş, hukukçu bilirkişi tarafından sunulan 01.03.2018 tarihli ayrık görüşte; “… tarafından elektrik kalite hizmet bedeli kalemi altında tüm sistem kullanıcılarına fatura güçleri oranında faturalandırılmasının sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama ve uygulama yöntem bildiriminde düzenlendiği ve hukuka uygun olduğu” belirtilmiş, bilirkişi heyetinin elektrik elektronik yüksek mühendisi öğretim üyesi bilirkişinin katılımı ile 4 kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 23.01.2019 tarihli raporda özetle; “davalı …’ın yapmış olduğu faturalandırmanın EPDK Kurul kararları başta olmak üzere ilgili mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, buna karşılık sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmemiş olduğu yönünde bir değerlendirme yapılmasının da mümkün olduğu” ifade edilmiş, başka bir elektrik elektronik mühendisi akademisyenin katılım ile düzenlenen 13.01.2020 tarihli 4 kişilik bilirkişi heyeti raporunda özetlet; “taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmalarının 3. Maddesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin tanımlandığı, EKHB adı altında yan hizmetlere ilişkin maliyetlerin bahse konu faturalara yansıtılmasına dair usul ve esasların İletim Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerine Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildiriminde tanımlandığı buna bağlı olarak 2 kodlu talimat faturasında maliyet kalemi olarak tanımlanan EKHB’nin ilgili mevzuat ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, sistem işletim tarifesini oluşturan maliyetlerin 2 grup bileşenden oluştuğu, …’ın doğrudan kontrolü altında olanlar ve doğrudan kontrolü altında olmayıp sistem işletim gereksimleri doğrultusunda yapılan yan hizmetler anlaşmalarına göre belirlenen maliyetler (elektrik kalite hizmet maliyet) olduğu, yöntem bildirimlerinin ve enerji piyasası yan hizmetler yönetmeliğinin ilgili maddelerinde açıkça EKHB’nin bir maliyet kalemi olduğunun ifade edildiği, maliyet kalemi olarak tanımlanan bir bedelin negatif bakiye verdiği dönemlerde gelir kalemi olarak sistem katılımcılarına dağıtımının uygun olmadığı” ifade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde elektrik yüksek mühendisi, elektrik mühendisi, mali müşavir ve hukukçudan oluşan yeni bir bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceme sonucu düzenlenen 23.09.2020 tarihli rapor ve 21.01.2021 tarihli ek raporda özetle; “EPDK kararı nedeniyle EKHB kaleminin davacıya uygulanması yerinde bir uygulanma olmakla birlikte eksi bakiyelerin bazı aylarda mahsubunun yapıldığı halde bazı aylarda mahsubu yapılmayarak faturalara sıfır olarak kaydedildiğinin tespit edildiği, Eylül 2013- Mayıs 2015 dönemlerine ait değerler esas alınarak yapılan hesaplamada mahsuplaştırılmayan EKHB değerinin 1.935.807,06 TL olarak hesaplandığı Kasım 2013- Aralık 2014 döneminde EKHB’ye esas toplam maliyet bedelinin hep eksi çıktığı dolayısıyla bu dönemde mahsuplaşma yapılamadığı, davalının mali tabloların ilgili yılı kapsaması sonraki yıla devir etmemesi nedeniyle eksi ve artı bakiye veren dönemlere ait mali verilerin sonraki yıla aktarılmadığı belirtildiği ancak bu uygulamanın dayanağını sunmadığı, Kasım 2013-Aralık 2014 döneminde EKHB’ye esas toplam maliyet bedeli sadece eksi bakiye oluştuğu ve artı bakiye oluşmadığı için mahsuplaşma yapılmadığı mahsuplaşma yapılmayan EKHB değerinin toplam 1.935.807,06 TL+348.445,27 TL KDV olduğu” ifade edilmiştir.
Yargılama safahatında alınan iki ayrı bilirkişi heyeti raporları arasında görüş farklılığı nedeniyle elektrik mühendisleri, mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete dosyanın tevdii ile yapılan inceleme sonucu elektrik mühendisleri ve mali müşavir bilirkişilerce düzenlenen 28.09.2021 tarihli raporda özetle; “EKHB’nin yasal mevzuat kapsamında davalı …’ın doğrudan kontrolü altında bulunmayan sonradan ortaya çıkan primer frekans kontrol hizmeti, sekonder frekans kontrol hizmeti, senkron kompansatör hizmet bedellerine ilişkin olduğu, mevzuat kapsamında EKHB’nin gerçekleştiği anda tüm sistem kullanıcılarına … tarafından hesaplanarak fatura edildiği, EKHB’nin davalı …’ın EPDK tarafından onaylanan gelir tabanı dışında yer aldığı gibi …’ın gelir kalemleri içinde yer almadığı, iletim sistemi işletilmesi kapsamında ortaya çıkan maliyetlerin kullanıcılardan tahsili yapıldığı halde ters yöndeki sıfır maliyetlerinde kullanıcılarına ve dolayısıyla davacıya iade edilmesi gerekeceği, davaya konu 14 aylık dönemde 1.935.928,12 TL EKHB iade talebinin söz konusu olduğu ” ifade edilmiş, nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiler tarafından sunulan 28.09.2021 tarihli farklı görüşte ise “EKHB’nin bir maliyet unsuru olduğu, EKHB’nin bir maliyet unsuru olduğunu göz ardı ederek hesaplama yöntemi nedeniyle bu maliyet unsurunun doğmadığı aylarda oluşan davacı lehine faturaya eksi işarete olarak yansıtılması istenen bakiyenin davalı … bakımından kazanç olarak değerlendirilemeyeceği maliyetin bazı aylarda doğup bazı aylarda doğmayacağı, maliyetin hesabı için geliştirilen formüllerin eksi bakiye vermesinin o ay maliyetin doğmadığı anlamına geleceği ve bu nedenle davalı mamelekinde davacı aleyhine bir çoğalmadan söz etmenin mümkün olmadığı” ifade edilmiştir. Kök rapora yönelik beyan ve itirazların değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetince düzenlenen 06.12.2021 tarihli raporda özetle kök rapordaki görüş ve kanaatlerin korunduğu, davalının 2013 Kasım – 2014 Aralık dönemleri arasında 14 aylık sürede uhdesinde kalan eksi yöndeki EKHB’lerini 2015 yılına aktararak 2015 yılı Nisan ayında yaptığı tahakkukla mahsup etmesi gerekirken 2015 yılı kayıtlarına almayarak gelir tabanı dışında fazladan gelir elde ederek sebepsiz zenginleştiği, dava dışı bir elektrik üretim şirketince EKHB’nin iadesi yönündeki talebin reddine konu EPDK kararın iptali istemli Ankara 9. İdare Mahkemesinde açılan ve kesinleşen davanın bu davaya etkili olacağının kabulü halinde davacının bir talep hakkı olmayacağı sebepsiz zenginleşme yönünden farklı görüş bildiren bilirkişi heyeti üyesinin görüşünü koruduğu” ifade edilmiştir.
Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2016/796 esas 2018/1568 karar sayılı dosyasından bir örnek uyap sisteminden temin edilmiş, incelenmesinde davacı Rwe&Turcas Güney Elektrik A.Ş tarafından EPDK aleyhine EPDK’nın 10.12.2015 tarih 5910-6 sayılı kurul kararını iptali talebi ile açılan davanın yargılaması sonucunda ” Olayda, söz konusu İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildirimi’nin Tarifelerin Hesaplanması başlıklı 2.7.maddesinde de açıkça belirtildiği üzere sistem kullanım tarifesi bileşenlerinin iletim sisteminin bakımının gerçekleştirilmesinin maliyetlerini yansıtmak üzere belirlenen kalemler olduğu, bu bakımdan “Elektrik Kalite Hizmet Bedeli”nin de farklı noktalar arasında toptan elektrik naklıni sağlamak amacı doğrultusunda faturalara yansıtılan bir maliyet bileşeni olduğu, söz konusu bileşenin teknik sebeplerden ötürü artı bakiye vermesi durumunda bu bakiyenin de sistem bakımının sağlanması adına, sistem için kullanılması gerekmesi, bu nedenle maliyet kalemi olarak belirlenen bileşenin gelir kalemi olarak dağıtılmasının mümkün olmaması sebebiyle, davacının “Elektrik Kalite Hizmet Bedeline ilişkin uygulamada değişikliğe gidilerek, ilgili hesabın artı bakiye verdiği dönemlere ilişkin meblağın katılımcılara iade edilmesine yönelik taleplerin reddine” yönelik 10.12.2015 tarih ve 5910-6 sayılı Kurul Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, karara ilişkin Ankara Bölge Adileye Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesine yapılan istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesinin … karar sayılı 01.04.2021 tarihli ilamı ile davacının temyiz isteminin reddine kesin olarak karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 14.04.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerinin 1.935.807,06 TL’ye arttırılarak peşin harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır.
Dava; davalı tarafından Ekim 2013- Nisan 2013 dönemine ilişkin davacıdan tahsil edilen elektrik kalite hizmet bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı ile davalı … arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmaları, primer frekans kontrol hizmet anlaşması, sekonder frekans kontrol anlaşması ve reaktif güç desteği sağlanmasına dair yan hizmet anlaşması gereğince davalı tarafından mevzuat kapsamında düzenlenen fatura bedellerinin ödenmesinden davacının sorumlu olduğu, dava konusu edilen elektrik kalite hizmet bedeli …’ın doğrudan kontrolü altında olmayıp sistem işletim gereksimleri doğrultusunda kullanıcılara Elektrik Piyasası Şebeke Yönetmeliği ve Elektrik Yan Hizmetler Yönetmeliği kapsamında yapılan yan hizmetler anlaşmalarına göre belirlenen maliyetler olup EPDK tarafından onaylanan Yöntem Bildirimi hükümlerine göre hesaplanmakta olduğu, gerek Yöntem Bildirimlerinde ve gerekse Enerji Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliğinin ilgili maddelerinde elektrik kalite hizmet bedelinin bir maliyet kalemi olduğunun açıkça ifade edildiği, bu kapsamda elektrik kalite hizmet bedelinin davalı …’ın EPDK uygulamalarına konu gelir tavanı içerisinde bulunmadığı kendi gelir kalemlerinde de yer almadığı, gerçekleşiği anda mevzuat ve yöntem bildirimine göre … tarafından hesaplanarak güçleri oranında sistem kullanıcılarının faturalarına yansıtılıp tahsil edilmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Elektrik kalite hizmet bedelinin ne şekilde hesaplanarak tahsil edileceği ilgili mevzuatla belirlenmiş olup …’a fatura içeriğinde elektrik kalite hizmet bedeli kalemine ilişkin yapılan ödemenin maliyet kalemine ilişkin olması nedeniyle söz konusu kalemin eksi bakiye vermesi halinde sistem katılımcılarına gelir olarak yansıtılmayacağı zira elektrik kalite hizmet bedelinin bir maliyet unsuru olduğu göz ardı edilerek hesaplama yöntemi nedeniyle bu maliyet unsurunun doğmadığı aylarda oluşan maliyet hesabına ilişkin formülün eksi bakiyesinin davalı … bakımından kazanç olarak değerlendirilemeyeceği mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı … tarafından kimi aylarda gerçekleşen eksi bakiyenin sonraki aydaki artı bakiyeden mahsubu yapılmış ise de bazı aylara ilişkin davalı tarafından fiilen yapılan bu uygulamanın ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde hukuken davacı lehine bir hak bahşetmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan Danıştay 13. Dairesi tarafından onanarak kesinleşen ve mahkememiz kabulüne uygun olan Ankara 9. İdare Mahkemesinin …karar sayılı davada “İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildirimi’nin Tarifelerin Hesaplanması başlıklı 2.7.maddesinde de açıkça belirtildiği üzere sistem kullanım tarifesi bileşenlerinin iletim sisteminin bakımının gerçekleştirilmesinin maliyetlerini yansıtmak üzere belirlenen kalemler olduğu, bu bakımdan “Elektrik Kalite Hizmet Bedeli”nin de farklı noktalar arasında toptan elektrik naklıni sağlamak amacı doğrultusunda faturalara yansıtılan bir maliyet bileşeni olduğu, söz konusu bileşenin teknik sebeplerden ötürü artı bakiye vermesi durumunda bu bakiyenin de sistem bakımının sağlanması adına, sistem için kullanılması gerekmesi, bu nedenle maliyet kalemi olarak belirlenen bileşenin gelir kalemi olarak dağıtılmasının mümkün olmaması” gerekçeleri ile EPDK kararında hukuka aykırılık bulunmadığından açılan iptal davasının reddine karar verilmiş olduğu görülmekle maliyet kalemi olan elektrik kalite hizmet bedelinin gelir kalemi olarak sistem kullanıcılarına dağıtılması mümkün olmadığından davacının mahsup işlemi yoluyla iade talebininde yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak tüm dosya kapsamı uyarınca kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 170,78 TL ve ıslah harcı 32.888,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 32.870,22 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 98.669,53 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

24/02/2022