Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/292 E. 2023/38 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/292 Esas – 2023/38
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2016/292 Esas
KARAR NO : 2023/38

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 20/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.08.2015 tarihinde, Davalılardan …’a ait… plakalı aracın diğer davalı ehliyetsiz sürücü …’in sevk ve idaresinde iken, davacı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarparak ağır yaralanmalı Trafik Kazasına sebebiyet verdiğini, 20.08.2015
tarihli Trafik Kaza ve Tespit Tutanağında; ”… plakalı araç sürücüsü … … üzerinde aracıyla seyir halinde iken yol üzerinde U dönüşü yaparak
tekrar geldiği yöne dönmek istediğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek kendisine ayrılan
şeritten çıkarak karşı şeride geçeceği esnada, arkasından seyir eden … sevk ve
idaresindeki … plakalı aracın ön kısmıyla çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı
kaza meydana gelmiş olup, Söz konusu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü
…’in 2918 Sayılı KTK 67. Maddesi gereğince Asli Kusurlu olduğu, davacı …’ün ise kusursuz olduğu” tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumunun hakkında alınan 13.10.2015 tarihli Raporunda; Kişinin Yaşamını Tehlikeye Sokan Bir Durum olduğunu, Basit Tıbbi Müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, Kemik Kırığına neden olduğunu, Sağ frontoparietal bölgede frontal sinüste ve etmoid sinüslere
uzanan lineer kemik kırığının yaşam fonksiyonlarını 4 (DÖRT) Ağır derecede etkilediğini, Adli
Tıp Kurumunun 03.12.2015 tarihli Kusur Bilirkişisi Raporunda; Sanık (Davalı) ..’in Asli Kusurlu Olduğu’nun tespit edildiğini belirterek davanın kabulü ile şimdilik davacı … için 1.000,00 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat, davalı Muttalip Şentürk için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, tespit yapılmadan salt davacı iddialarına dayanılarak davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi halinde, Müvekkil hakkaniyete aykırı olarak ciddi anlamda zarara uğrayacağını, davacı …’ün yaşamış olduğu zararın salt geçirmiş olduğu kaza nedeniyle olmadığının tespiti takdirinde davacılar …, … ve …’ün manevi tazminat taleplerinin TBK 56/2.maddesi uyarınca reddi gerekeceğini, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesinin kabulü anlamına gelmemek üzere, davalının 25 yaşında ve henüz bir işinin de olmadığı dikkate alınarak Davacıların istemiş olduğu manevi tazminat meblağının fahiş olduğunu, yine mahkemenin davalı aleyhine manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi halinde Davacıların talep ettikleri meblağdan hakkaniyete uygun olarak indirim yapılması gerektiğini, Kazanın hemen ardından düzenlenen ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağında, yol güvenlik ekipmanları ile çevre ve diğer özellikleri başlığında kazanın meydana geldiği meskun mahalde oto korkuluğun, yaya yolunun, emniyet şeridinin, banketin, yol şerit çizgisinin ve trafik işaret levhasının olmadığı belirtildiğini, ışıklandırmanın ve hiçbir trafik güvenlik işaretinin olmadığı kaza mahalinde davalının kazayı öngörememesi kadar doğal bir durum olmayaca ve bu bakımdan davalıya izafe edilecek hiçbir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde;
20.08.2015 tarihli kazaya
karıştığı belirtilen, … plakalı aracın, müvekkil şirkete KMAZMA (Trafik) Sigorta Poliçesi
ile sigortalı olduğu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 290.000 TL. olduğunu, Sigorta
şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, kazanın gece
saat 24:00 sularında trafik yoğunluğunun en az olduğu saatlerde, Başkent Caddesi 852. Sokak
Kavşağında meydana geldiğini, Kazayla ilgili Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan
03.12.2015 tarihli raporda; ”Kaza, meskun mahalde, aydınlatmanın olmadığı, 13.50 metre
genişliğinde, asfalt kaplama, düz ve eğimsiz, iki yönlü yolda, açık havada, kuru zeminde, gece
meydana gelmiştir.” denildiğini, Kazanın hemen ardından düzenlenen ölümlü/yaralanmalı trafik
kazası tespit tutanağında, yol güvenlik ekipmanları ile çevre ve diğer özellikleri başlığında kazanın
meydana geldiği meskun mahalde oto korkuluğun, yaya yolunun, emniyet şeridinin, banketin, yol
şerit çizgisinin ve trafik işaret levhasının olmadığının belirtildiğini, ışıklandırmanın ve hiçbir trafik
güvenlik işaretinin olmadığı kaza mahallinde müvekkilin ‘kazayı’ öngörememesi kadar doğal bir
durumun olmadığını, tüm bu etkenlerin müvekkilin sonucu öngörmesini engellemekte ve bu
bakımdan müvekkile izafe edilecek hiçbir kusur bulunmadığını, kusurun ve maluliyet oranının
tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar
gözetilerek hesaplama yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 01.12.2021 tarihli raporda özetle; “Ahmet kızı, 01/03/1958 doğumlu …. ün dosyasının incelenmesi, tarafımızca yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 20/08/2015 tarihinde gerçckıcşen trafık kazasına baglı hastada meydana gelen C2 ve C6 sağ larina kırıkları dikkate alınarak; 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’acıyayınılanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranı hesaplandığında, 20/08/2015 tarihinde geçirmiş olduğu kazaya ilişkjn özür oranının 48 (yüzde sekiz) olduğu, sekel halini aldığı ve sürekli olduğu, Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 1 (bir) ay olduğu, Tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği kanaatinde olduğumuzu bildirir Adli Tıp Kurulu raporudur.” şeklinde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce kusur ve aktüer bilirkişi heyetinden alınan 31.01.2022 tarihli raporda özetle; ” kusur yönünden Davalı (… A.Ş.’ne Sigortalı) … plaka sayılı araç sürücüsü…’in;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47 ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95-
d) maddesinde,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 52 ve bağlı Karayolları Trafik
Yönetmeliğinin 101- b) maddesinde,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 67 ve Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde
137-a ve B/1-b) Maddelerinde, belirtilen trafik kurallarını ihlal ederek;
Trafik kazalarında sürücülerin asli kusurlu sayıldığı hallerin belirtildiği 2918 Sayılı
Karayolları Trafik Kanunu Madde 84/j) “MANEVRALARI DÜZENLEYEN GENEL
ŞARTLARA UYMAMA” asli kusurunu işlediğinden, dava konusu maddi hasarlı trafik
kazasında; “ASLİ ve TAM (% 100 (YÜZDE YÜZ) ORANINDA KUSURLU” olduğu,… plaka sayılı otomobil sürücüsü …’ün;
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmeliğinde belirtilen herhangi bir Trafik
Kuralını ihlal etmediği anlaşılmış olup, dava konusu maddi hasarlı trafik kazasında; “ KUSURSUZ” olduğu, kanaatine varılmıştır.
Davalı … A.Ş.’ne Sigortalı … plaka sayılı araç sahibi …
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmeliğinde belirtilen herhangi bir Trafik
Kuralını ihlal etmediği anlaşılmış olup, dava konusu maddi hasarlı trafik kazasında;
“ KUSURSUZ” olduğu, kanaatine varılmıştır.
Davacı (… plaka sayılı araç içerisinde yolcu) …’ün
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmeliğinde belirtilen herhangi bir Trafik
Kuralını ihlal etmediği anlaşılmış olup, dava konusu maddi hasarlı trafik kazasında; “KUSURSUZ” olduğu, kanaatine varılmıştır.
Tazminat hesabı yönünden Davacının Geçici İş Görmezlik tazminatının , Sürekli İş Görmezlik tazminatının geçici
bakıcı gideri zararının olarak hesaplandığına,
Davacının zararının poliçe limiti kapsamında kaldığı,
Tedavi giderleri yönünden bir değerlendirme yapılamadığı,
Manevi tazminat talebi hakkında değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu,
Sayın Mahkemenin ara karar talimatı gereği kusur tespiti ve tazminat hesabı tespitinin
yapılmasının istenmesi nedeniyle, kusur oranlarına yönelik değerlendirme yapılmış olup” şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı tanıkları beyanlarında;
Tanık ….; Davacı …. benim ağabeyim olur ben kaza günü yanlarında değildim haber alınca kaza yerine gittim olay yerinde ambülans vardı davacı … ambülansa alınmıştı ağabeyimin anlında kan vardı onunla ilgilendik kazanın diğer tarafı bizimle kavga etmeye çalıştı bizim tanıdıklarımız kaza yerine gelince karşı taraf kaza yerinden uzaklaştı …kaza nedeni ile 5 gün yoğun bakımda kaldı davalı taraftan gelen giden olmadı 2 günde normal serviste yatıp taburcu oldu 10 gün sonrada Dışkapı hastanesindede satıya fizik tedavi uygulanmaya başlandı 20 güne yakın tedavi gördü. Ayrıca kazaya bağlı olarak kadın hastalıklarından dolayı numune hastanesinde operasyon geçirdi ayrıca yarın tekrar DR. Zekayi tarık buğra hastanesinde aynı nedenden dolayı ameliyat edilecektir. Aile olarak bizler sürekli olarak yanına gidip bakmak zorunda kaldık karşı yanın davacı hastanede iken herhangi bir gidiş gelişi ve ilgilenmeleri söz konusu olmamıştır davacı satının kadın hastalıklarından hangi tarihte ameliyat olduğunu net olarak hatırlayamıyorum hastane kayıtlarında vardır davacı … trafik kazası geçirmeden önce kulagı ile ilgili sağlık sorunu vardır duyma problemi nedeni ile cihaz kullanıyordu.
Tanık Ahmet Güvendi: Kaza günü telefonla bildirilince kaza yerine gittim davacı satıyı keçiören hastanesine götürdük bu hastaneden sevk ile lokman hekim hastanesine gititk 5 gün yoğun bakımda kaldı 2 günde serviste yattı sonrasında da 20 gün kadar fizik tedavisi gördü sonrasında da zaman zaman hastaneye gittiklerini biliyorum ben davalıları tanımıyorum onları hiç görmedim kazadan sonra davacı satının ihtiyaçlarını bazen yanındakilerin karşılaması gerekiyordu yarında yine hastaneye yatacağını biliyorum kaza öncesinde kadın doğumla ilgili bir kısım hastalığı olduğunu biliyorum ancak ayrıntısın bilemeyeceğim ayrıca kazadan önce kulakları ile ilgilide bir sağlık sorunu vardı bununda ayrıntısını bilmiyorum.
Davalı … tanıkları beyanlarında;
Tanık …: Davalı …bacanağımız kızı olur bu nedenle tanırım bana …’in kaza yaptığını bana yaralanan kişinin Koru hastanesinde olduğu söylenince hastaneye gittim …’ü sordun orda olmadığını söylediler oradan Fatihteki devlet hastanesine gittik oradanda olmadığını söylediler Sincan 12. Cad, devlet hastanesine gittik oradada bulamadık benim olayla ilgili bilgim bundan ibarettir.
Tanık….; Davalı …ablamın kızı olur ben kazayı görmedim ancak kaza olduğunda ablamla eniştem kaza yerine gitmiş hastanın ambulansla götürüldüğünü görünce 3-4 hastaneyi gezmişler kaza yapan hastayı bulamamışlar araştırmalar sonucunda Lokman Hekim Hastanesinde kaza yapan bayanı bulduk birlikte hastaneye gittik ablam kendilerine akşamdan beri kendilerini çok aradığımızı 3-4 hastanede bulamdığımızı ancak kendilerini bulduğumuz söyledik kaza gören bayanın eşi bize önceden hasta olduğunu ve ameliyat geçirdiğini söyledi kulak kristallerinin oynadığını evde yanlız bırakamadıklarını söyledi oğlu ile çalıştırdığı lokantalarına götürdüğünü söyledi biz kendileri ile yakından ilgilendik kendilerini bir çok kez aradık ancak bize kabul etmediler amlam çiçek yaptırıp Etlikteki hastaneye gittiğinde kendisine kesinlikle gelmeyin demişler eniştem hastane masraflarını karşılamayı teklif etti kendisi eşim iyi olsun başka bir şey istemem zaten kendisi hasta idi dedi benim eşim arabanız hurda olmuş ne zaman ihtiyacınız olur ise araba ile götürüp getirelim dedi kabul etmediler para verilmemesini kendilerinin bunu kabul etmemesidir.
Tanık ….; Davalı … bacanağımız kızı olur bacanağım beni arayarak …’in kaza yaptığını yaralanı keçiören hastanesine kaldırdıklarını oradan nereye gittiğini bilmediğini ancak sincan tarafına gittiğini söylendiğini bana ifade etti hastaneyi aradık orada yattığını söylediler hemen hastaneye gittik yaralananın eşi dursun beyi gördük kendisi ile 1,5 saat konuştuk genç bir kızının öldüğünü eşinin kulak kristallerinin daha önceden oynadığını ve ağır bir ameliyat geçirdiğini söyledi evde yanlız bırakmadıklarını lokantalarına birlikte götürüp getirdiklerini söyledi eşinin kızından dolayı bayağı rahatsız olduğunu söyledi dedi ben hastanede maddi manevi yardımda bulunmayı teklif ettim kendisi iyi olup çıksın başka birşey istemiyorum dedi 1,5 gün lokman hekimde yatıp çıkmış.
Dava haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, kaza tarihi olan 20.08.2015 tarihinde (hakkında tefrik kararı verilen davalı) …’a ait diğer davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan ve davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın davacı …’ün sevk ve idaresinde bulunan ve davacılar … ile …’ün içerisinde bulunduğu …. plakalı araca çarpması neticesinde davacılardan …’ün yaralandığı meydana gelen kazada davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğunu beyanla davacı … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, …, … ve Muttalip Şentürk için 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
… plakalı aracın 16.11.2014-2015 tarihleri arasında davalı … AŞ tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğu kaza sonrasında ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Lokman Hekim Hastanesi, Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ve Dış Kapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne davacı …’ün kaza nedeniyle geçirmiş olduğu tedavilere, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne davacının kaza öncesindeki teşhis ve tedavilerine ilişkin ilişkin tüm evraklar celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/661 Esas, 2016/92 Karar sayılı dosyasında, davalı ….. hakkında taksirle birden fazla kişiyi yaralama suçundan dolayı kamu davası açıldığı, davalının netice olarak 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün temyiz edilmesi üzerine temyiz davasını inceleyen Yüksek Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 17.02.2020 tarih, 2019/5601 Esas, 2020/1597 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının toplanan deliller ve alınan raporların bir bütün halinde incelenmesinde; kaza tarihi olan 20.08.2015 tarihinde hakkında tefrik kararı verilen davalı ….’ın sahibi olduğu ve davalı … sevk ve idaresinde bulunan davalı … AŞ tarafından sigortalı olan … plakalı aracın Ankara İli Keçiören İlçesi Başkent Caddesi üzerinde seyir halinde iken U dönüşü yapmak istediği sırada davacı …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araca çarptığı, meydana gelen kazada davalı …’in Karayolları Trafik Kanunu 84. Maddesinde belirtilen asli kusur hallerinden manevraları düzenleyen genel şartlara uymaksızın ve 67. maddesindeki sürücülerin, duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır hükümlerine riayet etmeksizin ve araç hızını gerekli şartlara uygunluğu sağlanmaksızın kazaya neden olduğu anlaşıldığından asli kusurlu olduğu davacı sürücünün ise kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
Davacı …’ün kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik maluliyetinin tespiti amacıyla kaza öncekindeki tanı ve tedavileri ilgili sağlık kuruluşlarından temin edilmiş, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 01.12.2021 tarihli raporda davacı …’ün kaza tarihi olan 20.08.2015 tarihi itibariyle uygulanması gerekli olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereğince %8 oranında özürlü kaldığı, 1 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olduğu 3 aya kadar ise iyileşme sürecinin uzayabileceğine dair rapor sunulduğu, sunulan bu raporun kaza tarihi öncesindeki davacının mevcut rahatsızlıkları dikkate alınarak kaza nedeniyle ortaya çıkan özür durumunun tespitinin sağlandığı , kaza ile meydana gelen özür oranı arasında illiyet bağının kurulduğu anlaşıldığından denetime elverişli kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
Davacı …’ün sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin yapılan hesaplamada; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 18.04.2022 gün, 2021/12703 Esas, 2022/7275 Karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere “…Söz konusu zararın hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan kişiler yönünden dolayı uğranılan zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır. Davacı için iş gücü kaybı (efor tazminatı) hesabı yapılırken, tazminat hesabının yapıldığı tüm dönemlerde (aktif dönem olarak kabul edilen dönem için de) AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesap yapılması gereklidir Bu yönü gözetmeyen rapor hatalıdır. Buna göre, davacının aktif dönem zararının AGİ’siz net asgari üzerinden tazminat hesabının yapılması (pasif dönem hesabının kök rapordaki gibi yapılması) için rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir….” şeklindedir. Davacının ev hanımı olması nedeniyle AGİ’siz net asgari ücret üzerinden TRH 2010 yaşam tablosu tatbiki ile hesaplama yapılarak 76.083,99 TL sürekli iş göremezlik, 2.731,29 TL geçici iş göremezlik ve 1.201,50 TL bakıcı gideri tazminatına hükmolunmuştur.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; ; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2020/181 Esas, 2022/1810 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, yaralanma halinde yaralanmanın kaza sonucu meydana gelmiş olması, maluliyet varsa oranı, iyileşme süresi, tedavi süresi ve tedavi süresince yapılan işlemler, varsa ameliyatlar, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir….” şeklindedir. Buna göre yapılan değerlendirmede, davacının kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kazanın meydana geldiği tarihteki paranın satın alma gücü, kaza sonrasında davacı…’nın kemik kırığı yaratacak ve alınan rapordan anlaşılacağı üzere 3 aya kadar iyileşme süreci geçirek şekilde yaralandığı anlaşıldığından davacı lehine 15.000,00 TL, araç içerisinde olan ve kaza anında araç içerisinde olan ve davacı Satı’nın oğlu … ve eşi olan … yönünden 5.000,00 TL ile kaza anında araç içerisinde bulunmamış olsa da, annesi olan davacı …’ün gördüğü tedaviler nedeniyle manevi olarak üzüntü yaşadığı kabul edilen olan …. yönünden 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar verilmiş, sigorta poliçesinin manevi tazminatı kapsamaması nedeniyle sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile 76.083,99 TL sürekli iş göremezlik, 2.731,29 TL geçici iş göremezlik ve 1.201,50 TL bakıcı gideri tazminat toplamı olan 80.016,78 TL tazminatın davalı … AŞ 11.03/2016 diğer davalı yönünden ise 20/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
2-Manevi tazminat yönünden;
a)… AŞ yönünden davanın reddine,
b) Diğer davalı … yönünden kısmen kabulü ile; davacı … için 15.000,00 TL Gökhan ve … yönünden 5.000,00 er TL, davacı … yönünden 3.000,00 TL olmak üzere toplam 28.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 20/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
3-Alınması gereken 7.378,63 TL harçtan 174,20 TL peşin harç, 271,00 TL ıslah harcının toplamı olan 445,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.933,43 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 174,20 TL peşin harç, 271,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 474,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.393,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 800,00 TL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı rapor ücreti olmak üzere toplam 4.193,75 TL’nin davanın kabul red oranına göre 3.774,38 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden 12.800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerilerinde bırkılmasına
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/01/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı

u belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.