Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/80 E. 2022/744 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/80 Esas – 2022/744
T.C.

13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/80 Esas
KARAR NO : 2022/744

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/03/2015
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı sigorta şirketince sigortalanan … plakalı araç ile seyir halinde iken 07/05/2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde travma geçirdiği, bu kazadan sonra uzun bir süre devam edip 03/12/2014 tarihinde tamamlanan tedavi sürecinin neticesinde davacının tamamen iyileşemeyip %80 oranında malul kaldığını ve malulen emekliye ayrıldığını, davacının maruz kaldığı zararın tazmininden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek; şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, bu alacağa kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17+04/2015 tarihli dilekçe ile iradi taraf değişikliği talebinde bulunarak davasını davalı … Sigorta A.Ş.’ye yöneltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf değişikliğinin kanuna aykırı olmakla kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, kazaya konu kusur oranının tespitinin ATK tarafından yapılması gerektiğini, davacının maluliyet durumunun ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından yapılması gerektiğini, davaya konu maluliyet zararının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, hatır taşımasının varlığı sabit olduğundan indirim yapılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflarca dayanılan tüm deliller toplanmış, davacı bakımından SED araştırması yapılmış, SGK kayıtları getirtilmiş, davacının trafik kazası nedeniyle gördüğü tedavilere ilişkin tedavi evrakları getirtilmiş, davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyasının celbi istenmiş, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden … plakalı araca ilişkin poliçe ve hasar bilgileri celp edilmiş, Kalecik Cumhuriyet Başsavcılığından kazaya ilişkin soruşturma bilgileri sorulmuş, davacının maluliyet durumunun tespiti bakımından davacının … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Bşk.’na sevki sağlanmış, aktüerya uzmanı bilirkişiden tazminatın hesaplanması bakımından rapor alınmıştır.
Dava, ZMMS poliçesi kapsamında daimi maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.
Kural olarak; rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını davacı ispatlamak zorunda iken; rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddia ise sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.01.2019 tarihli ve 2017/17-1084 E., 2019/18 K. sayılı ilamı). Yargılama sırasında iddianın ileri sürülüş şekline göre davacı vekili, müvekkilinin babasının sevk ve idaresinde iken meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralanarak daimi malul kaldığından bahisle eldeki davayı ikame etmiştir. Davacının 07/05/2005 tarihinde araç içi trafik kazası nedeniyle Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Sevk Merkezi’ne sevk edildiği getirtilen tedavi evraklarından anlaşılmakta ise de, davacı tarafından davaya konu edilen trafik kazasına ilişkin trafik tespit tutanağına rastlanmamış, Mahkememizce yazılan müzekkereye istinaden Kalecik CBS’den gelen cevabi yazı ile de davaya konu trafik kazasına ilişkin bir soruşturma evrakının bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkememizce hasar dosyanın temini için davalı sigorta şirketine müzekkere yazılmış ise de bilgi ve belgelerin zamanaşımı nedeniyle imha edildiği, ancak 527349 ihbar numarası ile hasar dosyası açıldığı, 24/08/2007 ve 14/08/2009 tarihlerinde ödemeler yapıldığının bildirildiği görülmüştür. Somut olayda; davalı sigorta tarafından davaya konu trafik kazası nedeniyle hasar dosyası açıldığı ve ödeme de yapıldığı savunulduğuna göre rizikonun gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği, davalı sigorta tarafından ise tüm dosya kapsamına göre rizikonun teminat dışında kaldığının iddia ve ispat olunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak; rizikonun gerçekleştiğini ispat yükü kendisine düşen davacı, mezkur vakıayı ispat etmiş olup, artık ispat yükü davalı tarafa geçtiğinden ve davalı tarafından da rizikonun teminat dışında kaldığı iddia ve ispat olunmadığından, davaya konu trafik kazasının vukuna dair son tahlilde davacının beyanına itibar edilmesi uygun bulunmuştur.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve var ise oranının tespitine dair 07/05/2005 kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümlerine göre düzenlenen … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 22/07/2019 tarihli raporunda davacının özetle; “vücut genel çalışma gücünden %80 (yüzdeseksen) oranında kaybettiği, sürekli olarak iş göremez halinde kaldığı” yönünde kanaat belirtilmiştir. Mezkur maluliyet raporlarında kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınarak davacının maluliyet durumunun belirlendiği, rapordaki tespitlere göre kaza ile maluliyet durumu arasında illiyet bağının kurulabildiği ve raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla alınan maluliyet raporlarının hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Aktüerya hesabı yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 22/11/2019 tarihli raporda özetle; “davacının 07/05/2005 tarihinde meydana gelen trafik kazasında %80 oranında maluliyet oranına göre (kusur indirimi yapılmadan ve %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle) talep edebileceği daimi işgöremezlik tazminatının 841.426,80-TL olarak hesaplandığı, hesaplanan tazminatın poliçe teminat limitini aştığı, temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu” yönünde kanaat bildirilmiştir. Mezkur raporda bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın, rapor tarihine göre Yargıtay içtihatlarında öngörülen kriterlere uygun olduğu, gerekçeli ve denetime elverişli bulunduğu da anlaşılmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.

Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; 07/05/2005 tarihinde davalıya sigortalı olan aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı ve %80 oranında daimi maluliyetinin oluştuğu, 22/11/2019 tarihli hesap bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu kabul edilmek suretiyle davacının raporda tespit edildiği şekli ile 1.051.783,50 TL daimi maluliyet zararının bulunduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davaya konu kazanın tek taraflı olarak meydana gelip davacının yolcu olarak bulunduğunun kabulüne göre dava dışı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun kabulü gerekip dosya kapsamından davacının müterafik kusur durumuna yönelik bir indirim yapılmasına da olanak bulunmadığı, kezalik hesaplanan tazminat miktarı ile kaza tarihinde geçerli 50.000,00 TL kadar poliçe teminat limiti nazara alındığında müterafik kusur indirimi yapılmasının da eldeki dava bakımından sonuca etkili olmayacağı, yine davalı tarafından kaza nedeniyle davacıya ödeme yapıldığı iddia olunmuş ise de yapıldığı iddia olunan ödemelerin davacı ile ilişkilendirilmesine elverişli bir delilin davalı tarafından sunulmadığı gibi davalının talebi üzerine yazılan müzekkereye karşı PTT Genel Müdürlüğü’nce sunulan bila tarihli cevabi yazıda da davalı tarafından iddia olunan 24/08/2007 ve 14/08/2009 tarihlerinde davacıya ilişkin bir ödeme kaydına rastlanılmadığının bildirildiği nazara alınarak davalının ödeme olgusunu da ispat edemediği kanaatine varılmış olup son tahlilde; davacının dava ve ıslah dilekçesi ile talep ettiği; toplam 50.000,00 TL daimi iş göremezlik maddi tazminat istemi yönünden davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; dava dilekçesinin davalıya 06/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin ise yasal iki haftalık süreden sonra 12/08/2015 tarihinde sunulduğu anlaşılmakla, esasa cevap süresi içinde öne sürülmeyen zamanaşımı definin kabulüne olanak bulunmamış, reddi gerekmiştir. Temerrüt tarihi bakımından ise; dava tarihi itibariyle KTK’nın 99. maddesi kapsamında davadan önce sigorta şirketine başvuru dava şartı bulunmamakta ise de davacı tarafından davadan önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat olunmadığından, toplam 50.000,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 49.000,00 TL’sinin 27/08/2020 ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik olarak son tahlilde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Islah edilen davanın kabulü ile; toplam 50.000,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 49.000,00 TL’sinin 27/08/2020 ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 63,60 TL başvurma harcı, 5,54 TL peşin harç, 845,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 914,14‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 316,6‬ TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.116,6‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022