Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/434 E. 2021/502 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/434 Esas
KARAR NO : 2021/502

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2015
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.10.2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından ….Sincan adresinde bulunan taşınmazın döküm fabrikası olarak işletilmek üzere kiralandığını, kiralamayı takiben şirket adına taşınmazın elektrik aboneliğini başlatılmak amacıyla davalıya başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı tarafından bahse konu taşınmazda önceden bulunan şahısların abonelik borçlarının olduğu, ve bu borçlar kapatılmaksızın yeni aboneliğin başlatılamayacağı gerekçeli ile davacı şirketin başvurusunun reddedildiğini, davalı tarafından eski aboneye ait borçların taksitlendirilebileceği taksitler bittikten sonra davacı adına aboneliğin başlatılabileceğinin beyan edildiğini, davacının işletmenin devamlılığı adına eski borçları ödeme yoluna gitmiş olduğunu, davacının eski abonenin borçlarını öderken işletmenin devam ettiğini, kullanılan elektrik bedellerininde eski abone üzerinden davalıya ödendiğini, davacı tarafından eski borcun ödenmesini müteakip abonelik için başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafından kaçak elektrik kullanımı söz konusu olmamasına rağmen kaçak ceza adı altında cezalar tahakkuk ettirildiğini, açma kapama işleminin gerçekleştirilmediği halde davacı aleyhine ceza bedellerinin yanında açma kapama bedellerinin tahakkuk ettirilmesinin haksız olduğunu belirterek davacı adına kaçak tahakkuk bedeli ve açma kapama bedeli olarak tahakkuk ettirilen ve davacı tarafından mecburen ödenen toplam 24.266,02 TL’nin değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik piyasası mevzuatı uyarınca 01/01/2013 tarihinden itibaren elektrik enerjisi dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin ayrı tüzel kişilikler adı altında yürütülmesinin zorunluluk arz ettiğini, bu nedenle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 159 ve devamı maddeleri uyarınca elektrik dağıtımı ve perakende satış lisansı uyarınca faaliyetlerini sürdüren … Elektrik Dağıtım AŞ’nin kısmi bölünmesi ile aynı ortaklık yapısına haiz olmak üzere davalı şirket …Elektrik Perakende Satış AŞ’nin kurulmuş olduğunu, 6446 sayılı Elektrik Piyasa Kanunu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan ikinci mevzuat uyarınca dağıtım şirketlerinin elektriğin üretildiği tesisten kullanım yerine kadar olan elektriği dağıtmaya yarayan dağıtım sistemi denen kontrolü olmayıp yalnızca tüketicilere elektrik satmakta olduklarını davalı karşı dava açılmasını hatalı olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davaya bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkin olup, davacı iş yerini kiralaması sonrasında elektirik aboneliği için başvuru yaptığını ancak taşınmazda önceden bulunan şahısların abonelik borçlarının olduğu, eski borçlar ödenmeden yeni abonelik başlatılmayacağı gerekçesiyle başvurunun reddedildiğini, davacının borçların taksitlendirilmesi sonrasında eski borçları ödemeye başladığını, tekrardan başvuru yaptığını ancak haksız olarak kaçak ceza ve açma kapama bedeli adı altında para cezaları tahakkuk ettirildiğini belirterek haksız ödenen 24.266,02 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı tarafından 23.06.2014 tarihinde davalının tahakkuk olmuş dönem borçlarını ödemediğinden enerji kesilip mühür yapıldığı halde mühürü kırmasından gerekçesiyle, 16.07.2014 tarihinde borçların ödenmemesine rağmen mühür fekki yapılarak elektrik kullanılması gerekçesiyle, 04.09.2014 tarihinde ise 16.07.2014 tarihinde kesme ve mühürleme işlemi yapılmasına rağmen mühür fekki yapıldığı ve elektriğin kesilip tekrar mühürlendiği gerekçesiyle davaya konu 3 ayrı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlendiği, davacı tarafından hepsi 23.01.2015 tarihinde olmak üzere, 7.635,02 TL,4.890,36 TL, 6.740,64 TL ve 5.000 TL olmak üzere kaçak tahakkuk bedeli ve açma kapama bedeli adı altında tahsilat yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 18.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda 23.06.2014 tarihinde düzenlenen ilk kaçak tutanağında dosyaya elektirik kesilmesine konu bir belge sunulmadığı, ilk kaçak tutanağı öncesi dönemde elektiriklerin kesilmiş olduğuna dair bir bulgunun yer almadığı, 23.06.2014 tarihli tutanağın Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. Maddesindeki ön şartı taşımadığı bundan dolayı diğer 2 tutanak gereğince kaçak tahakuku yapılması gerektiği ve davacı alacağının 9.016,37 TL olduğuna dair rapor verilmiş aynı bilirkişi tarafından davalı vekilince ilk mühürleme tutanağının usulüne uygun olduğunun belirtilmesi üzerine diğer iki raporda seçenekli hesaplama yapılarak davacının davalı itirazının doğru olduğu kabul edilirse 4.159,50 TL aksi durumda 9.901,02 TL alacağı olduğuna dair rapor verilmiş,
Alınan 05.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise davalının Elektirik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 15. Maddesine aykırı olarak davacının 27.03.2014 tarihinde taşınmazı kiraladıktan sonra abonelik başvurusu yaptığı eski borçları nedeniyle talebin reddedildiği, borçları ödemesi sonrasında abone olmak için tekrar başvuru yaptığı, davalı tarafça kesilen kaçak ceza ve açma kesme bedellerinin mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle davacı alacağının 24.266,02 TL olduğu yönde rapor verilmiş,
Alınan 04.01.2021 tarihli kök raporda ise, 23.06.2014, 16.07.2014 ve 04.09.2014 tarihli kaçak tutanaklarının yükümlülükler yerine getirilmeden ve dağıtım şirketinin izni olmaksızın elektrik enerjisinden yararlanılması suretiyle düzenlendiği ve Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. Maddesine uygun olduğu, ancak davaya konu kaçak tutanaklarına ilişkin tüm dönemlerde davalı şirketçe abonelik sayaçlarının okunması sonucu tespit edilen kaçak tüketim miktarlarının dönem tüketim faturalarına yansıtıldığı bu nedenle faturalanan enerji tüketim miktarlarının 3 kaçak tahakkukununda öncelikle tenzilinin gerektiği 04.09.2014 tarihli tutanak kapsamında sayacın kaydettiği tüketim miktarının üzerinde tüketim miktarının dönem faturasına yansımış olması nedeniyle bu tutanak kapsamında tahakkuka konu bir tüketim miktarı bulunmadığı ve bu tutanak kapsamında davalının bir sorumluluğu kalmadığı, ve davacı borcunun 1.775,20 TL olduğu, 22.490,82 TL’yi talep edebileceği yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Davacı davasında, kiracısı olarak bulunduğu taşınmazda abonelik başvurusu yapmasına rağmen davalı tarafından eski abonelik borçları nedeniyle başvurusunun reddedildiğini ve davaya konu 23.06.2014, 16.07.2014 ve 04.09.2014 tarihli Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanaklarının tanzim edildiği ve haksız tahsilat yapıldığını belirtmiş ise de; 29.02.2020 tarihli beyan dilekçesinde de açıkladığı üzere kiralama yapıldıktan sonra davalıya abonelik başvurusu yapıldığı ya da davalıyı aboneliğe zorlayıcı (ihtar vs delil) bir davranışta bulunduğunu ispatlayamamıştır, davalı tarafından sunulan dava konusu tutanaklarda ise ilgili tutanakların davacı temsilcileri tarafından itirazsız olarak imzalandığı anlaşılmaktadır, bu nedenle mahkememizce davalı tarafından tutulan tutanakların usulüne uygun olarak tutulduğu kabul edilmiştir. Ancak hükme esas alınan 04.01.2021 tarihli kök ve 15.03.2021 tarihli raporda da belirtildiği üzere davalı şirketçe 27.05.2014 tarihinde elektrikler kesildikten sonra sayaç okumaları esnasında aboneliğin elektriklerin önceden kesilmiş olduğu tespit edilemediğinden her okuma sonrasında kaçak tutanağı düzenlenmemiş olmasının mükerrer faturalandırmaya neden olduğu anlaşılarak davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 22.490,82 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 1.536,35 TL harçtan peşin alınan 414,41 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.121,94 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 414,41 TL peşin harç olmak üzere toplam 442,11 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 283,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.033,50 TL olan yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre 1.884,65 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1.775,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.