Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1491 E. 2022/225 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/1491 Esas – 2022/225
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2015/1491 Esas
KARAR NO : 2022/225

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/10/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında …-1, …-2, …-4.2, …-4.3, …-5 isimli hidroelektrik santrallerinin yapım işini kapsayan sözleşmeler akdedildiğini, söz konusu sözleşmelerin davacının hidroelektrik tribün için gömülü parçalar, hidrolik türbin için kalan donatım, jeneratör, uyarma sistemi, valf gibi malzemelerin sağlanması montajı ve denetiminin yapılması ve iş sahibine teslimi üzerine olduğunu, bunun karşılığında iş sahibi davalının toplam ücretin %20’sin avans olarak kalan %80’i ise dönülemez akreditif karşılığında ödeyeceğini, bu bedeller dolayısıyla davacının davalıdan 5.561.000 USD alacağı oluştuğunu, alacak kalemlerinin büyük kısmının sözleşmede belirtilen dönemlere uygun olarak davacıya ödendiğini HES’lerin teslim edilerek faaliyet geçirildiğini, davalının bakiye 595.864,70 USD borcunu ve ferilerini ödemediğini, davacının HES yapım işi ile ilgiyi yükümlülüğünü tamamladığını, HES’lerin 2011 yılında faaliyete geçtiğini ve halen sorunsuz bir şekilde kullanıldığını, davalı şirke aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip başlatıldığını, alacağın eser sözleşmesinden doğduğunu, 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçmediğini, takibin ödenmemiş 6 adet faturaya dayandığını, 06.12.2011 tarihli faturadan yapılan 32.235,30 USD mahsuplaşma düşüldüğünde davalının davacıya toplamda 595.864,70 USD borcu bulunduğunu, 31.12.2011 tarihli mutabakat ile dava konusu miktarın davalı tarafından da kabul edildiğini, faturaların davalıya gönderildiğini, fatura miktarı üzerinde herhangi bir itirazı olmadığını, belirterek davalının takibe itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA :Davalı vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafça takibe konu edilen faturaların davalı şirkete teslim edilmediğini, söz konusu faturalar nedeniyle herhangi bir borçları bulunmadığını, davalının davacı ile … Nehri üzerine bulunan …-1, …-2, …-4.2, …-4.3, …-5 isimli hidroelektrik santrallerinde kullanılacak gerekli hidrolik tribünler, jeneratörler, vanalar, yağlama üniteleri ve governer gibi ana ekipmanların ve sair ekipmanların tedarikine ve kurulumuna ilişkin 5 sözleşme imzaladıklarını, davacının hiç bir zaman sözleşmede belirtilen ekipmanı teslim etmediğini, işi tamamlamadığını, işi eksik yaptığını, davalı tarafından davacıya 4.920.800 USD ödenmiş olduğunu, söz konusu bedelin davacı tarafça gönderilen ekipman yapılan iş ve hak kazanılan bedelin çok üstünde olduğunu, davacının sözleşmedeki işi teslim etmediği gibi sözleşme hükümleri uyarınca işin kabulü için sözleşmede belirtilen testler geçici ve kesin kabullerin de yapılmamış olduğunu, davalının 2011 yılı Haziran ayından başlayarak davacı tarafça iş teslim edilmemiş olmasına rağmen mevcut ekipmanla üretime başlamak zorunda kaldığını, ekipmanların sözleşmelerde belirtilen verimlilik ve kapasitelerde çalışmadığını, tedarik edilen ekipmanların eksik olduğunu, bu nedenle mali kayıplar ve zararların oluştuğunu, ekipmanı düzeltmek ve mevcut ekipmanı çalışır halde tutabilmek için bu güne kadar 659.342,55 TL masraf yaptıklarını, davacının sözleşmeye aykırı eksik işi nedeniyle …-1 santralinde üretime başlanılan tarihten bu yana en az 320.000 USD’den fazla gelir kaybı bulunduğunu, davalının yaptığı masraf ve uğradığı zararların takas mahsup ettiklerini aşan kısım için karşı davada talep edildiğini, teslim edilmeyen eksik olan sözleşmeye aykırı olan ekipman ve iş kapsamında davalının mahrum kaldığı gelir ve kar kaybı ile ekipmanın kullanım ömrü boyunca elektrik üretmek durumunda kalacağından mahrum kalacağı gelir ve kar kaybından şimdilik 10.000,00 TL’nin santrallerde elektrik üretiminin başladığı tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asıl davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Enerji Piyasası İşletme A.Ş’den … Elektrik Dağıtım A.Ş’den ilgili bilgi ve belgeler temin edilmiş, Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının celbi ile incelenmesinde alacaklı …Co.Ltd., borçlu … Enerji Üretimi Sanayi ve Ticaret A.Ş hakkında faturalar ve hesap mutabakatına dayalı olarak 595.864,70 USD alacak talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
…-1 ve …-2 hidroelektrik santralleri yönünden Aşkale Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine, …-4.2 ve 4.3 hidroelektrik santralleri yönünden Tercan Asliye Hukuk ( Ticaret) Mahkemesine ve …-5 hidroelektrik santrali yönünden Çayırlı Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine talimat yazılarak makine mühendisi ve elektrik mühendisi bilirkişiler tarafından keşfen yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporlar dosya kapsamına sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı talimatla alınan rapor ve ek raporlar davacı karşı davalının dilekçe ekinde sunduğu davacıya ait mali kayıtlar ile davalı karşı davacının ticari defter kayıtlarının tüm dosya kapsamı ile birlikte bilirkişi heyetince incelenmesine karar verilmiş, elektrik elektronik mühendisi, makine mühendisi, meteoroloji mühendisi muhasebe finansman ABD Öğretim üyesi ile nitelikli hesaplamalar bilirkişisinden oluşan heyet tarafından düzenlenen raporda özetle; “taraflar arasında 14.03.2008 tarihli …-1,2,4.2,4.3 ve 5 hidroelektrik santrallerinin yapımı için ayrı ayrı sözleşmeler düzenlendiği, sözlemelerin ortak hükümler içerdiği, taraflar arasında sözleşme hükümlerine göre gerçekleştirilmiş bir ön kabul (geçici kabul) ve kesin kabul tutanağı bulunmadığı, dava konusu 5 santralinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca geçici kabulün yapıldığı, santrallerin 2011 yılı içinde üretime başladığı, bakanlıkça yapılan geçici kabullerde davalıyı temsilen 4 ila 8 arasında değişen mühendis imzası bulunduğu, her bir geçici kabul tutanağında davalının 4 ila 8 arasında değişen sayıda imza atan mühendisine bu yetkiyi vermiş olması arifesinde eksik ve kusurlu işlere dair bir tutanak tutmaması, tespit yaptırmaması vb hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalının 2011 yılında ticari işletmeye aldığı bir santralle ilgili olarak geçici kabul sürecini re’sen başlatmaması yanında karşı dava ikamesine kadar hiç bir delil tespiti vb yaptırmamış olması ve davacıyı da geçici yada kesin kabul yönünde uyarmamasının basiretli bir tüccar davranışı olmadığı, davalının ekik ve kusurlu işler iddiasında bulunmuş ise kuruşlandırılacak şekilde hangi işlerin eksik yada kusurlu olduğu, teknik şartnamedeki hangi işlerin yapılması gerekirken yapılmamış olduğu, hangi ekipmanların eksik olduğunu da somutlaştırmadığını, dosya kapsamında eksik ve kusurlu iş tespiti yada eksik ekipman listesi bulunmadığını, talimat raporunda her iki santralde türbinler üzerinde menhollerin olmamasının işletme açısından büyük sonuçlar yaratacağı kanaatine varıldığının belirtilmesine rağmen teknik şartnamelerde menhol kapaklarına dair bir yazı görülmediği sonucuna varılmakla mehnol kapaklarının eksik ve kusurlu işlerden sayılamadığı, taraflar arasında geçici kabul yada kesin kabul yapılmamış ise dava konusu 5 ayrı santralin davalı yanca fiilen teslim alınarak ticari işletmeye açıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 20.3 maddesinde HES’in nihai kabulünün yapılmaması ve bunun tedarikçinin hatasından kaynaklanmaması durumunda ekipmanın garantisi HES’in son büyük kaleminin tedarikçi tarafından sevk edilmesinden 28 ay sonra sona erecektir düzenlemesi bulunduğu, bu durumda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının düzenlediği geçici kabul tutanakları tarihi HES’in son ana ekipmanlarının tedarikçi tarafından gönderildiği tarih sayılarak garanti süresi sonunun tespit edilebileceği, …-5=03.08.2011+ 28 ay =03.12.2013, …-4.3=24.11.2011+28 ay=23.04.2011, …-4.2=05.08.2011+28 ay= 05.12.2013, …-2=03.06.2011+28 ay =03.10.2013, …-1=19.05.2011+28 ay =19.09.2013 olduğu, geçici kabul sürecine davacı başvurmadığı için başlatmayarak fiilen teslim aldığı santralleri işletmeye açan davalının sözleşme hükmünü gözeterek en geniş garanti süresi içinde dahi eksik ve kusurlu iş iddiası ve tespitinde bulunmamasının takdirinin mahkemeye ait olduğunu, sözleşmelerde 19.2 maddesinde verimlilik garantisinin düzenlendiği, tarafların ticari defter kayıtlarının birbirini teyit etmekte olduğu, davacı kayıtlarında 6 faturadan bakiye 595.864,70 USD alacak kaydolduğu, davalı kayıtlarında ise söz konusu tutara ilişkin ödeme yapılmadığının görüldüğü, dosya kapsamında teknik bilirkişilerce yapılmış kuruşlandırılabilir eksik ve kusurlu iş tespitine rastlanmadığı, …-1 HES için davalı karşı davacının üretim kaybının olduğu, santralin devreye alındığı tarihten dava tarihine kadar 5 yıllık dönemde kazanç kaybının YEKDEM fiyatlarıyla ortalama 236.257,20 USD olduğu, …-2 HES için üretim kaybından dolayı yaklaşık 5 yıllık dönemde kazanç kaybının ortalama 272,523,60 USD olduğu, davalı tarafından uyuşmazlık konusu ekipmanlar ile üretime devam ediliyor olması sebebiyle kazanç kaybının devam ettiği, her iki santral içinde teknik şartnamelerde belirtilen türbin nominal çıkış değerleri ile ekipmanlar üzerinde bulunan etiket değerleri arasında bir uyumsuzluk tespit edildiği” ifade edilmiş, bilirkişi heyeti ikinci ve üçüncü ek raporunda her bir hidroelektrik santrali yönünden kazanç kaybı tutarları hesaplanmıştır.
Dava; eser sözleşmeleri kapsamında düzenlenen faturalara dayalı alacağın tahsili yönünde başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davalı yan zaman aşımı def’inde bulunmuş olup gerek mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 364. maddesinde, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 479. maddesinde eser sözleşmelerinde iş sahibinin edimini oluşturan iş bedelinin muacceliyeti teslim şartına bağlanmıştır. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili talepli davalarda, zamanaşımı süresinin işin yüklenici tarafından iş sahibine teslim edildiği tarihten itibaren başladığı kabul edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında geçici ve kesin kabulün yapılmadığı ancak fiili teslim tarihi olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından geçici kabullerin yapıldığı ve hidroelektrik santrallerinin işletmeye alındığı 2011 yılı zaman aşımı süresinin başlangıcı kabul edildiğinde davanın 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davacının tedarikçi davalının iş veren olduğu14.03.2008 tarihli …-1, …-2, …-4.2, …-4.3, …-5 hidroelektrik santrallerinin yapım işi kapsamında ilgili ekipmanların tedariki ve kurulumuna ilişkin ortak hükümler içeren 5 ayrı sözleşme imzalandığı anlaşılmış olup davacı yan sözleşmelerden kaynaklanan edimini yerine getirdiği, 6 faturaya dayalı bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiası ile itirazın iptali talebinde bulunmuş, davalı yan ise davacının sözleşmelerde ön görülen edimini tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı ifada bulunduğunu belirterek davanın reddi ile kar kaybından kaynaklanan zararlarının karşı dava yolu ile tahsilini talep etmiştir.
Taraflar arasında 5 ayrı sözleşmeye konu edilen işin geçici kabullerinin ve kesin kabullerinin yapılmamış olduğu, ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından …-1 HES’in 19.05.2011 tarihinde, …-2 HES’in 03.06.2011 tarihinde, …-4.2 HES’in 05.08.2011 tarihinde, …-4.3 HES’in 24.11.2011 tarihinde ve …-5 HES’in 03.08.2011 tarihinde geçici kabullerinin yapılarak ticari işletmeye açılmış oldukları geçici kabul tutanaklarında davalıyı temsilen 4 ila 8 mühendisin imzasının yer aldığı tespit edilmiş olmakla sözleşmelere konu işin fiili tesliminin 2011 yılında gerçekleşerek tamamlandığı anlaşılmıştır.
Davalı yan davacının edimini sözleşmelere uygun olarak yerine getirmediğini, eksik ifada bulunduğunu iddia etmiş ise de sözleşme ve şartname hükümleri kapsamında davacının edimini eksik yerine getirdiğine ilişkin herhangi bir tutanak, tespit raporu vb delil sunulmadığı gibi davalı tarafından eksik işlerin nelerden ibaret olduğu ile teknik şartnamede belirtilen hangi ekipmanın teslim edilmediğinin belirtilmediği, eksik malzeme listesi sunulmadığı, …-1 ve …-2 santrallerinde keşfen yapılan incelemede türbinler üzerine menhollerin konulmamasının işletme açısından sorun yaratacağı ifade edilmiş ise de teknik şartnamede menhol kapakları yer almadığından proje kapsamında bulunmadığı bilirkişi heyetince tespit edilmiş olmakla davalı yanın davacının edimini eksik yerine getirdiğine ilişkin iddiasının dosya kapsamı uyarınca kanıtlanamadığı anlaşılmıştır.
Davalı yan davacının ayıplı ifada bulunduğu ve bu kapsamda zarara uğradıklarını iddia etmiş olup keşfen yapılan bilirkişi incelemelerinde …-5 dışındaki diğer 4 hidroelektrik santralinde ekipman etiket değerlerinin sözleşmede belirtilen değerlerden farklı olduğundan taahhüt edilen verim değerlerine ulaşılmadığı ve bu nedenle davalı yanın kar kaybına uğradığı tespit edilmiş ise de sözleşmelerin 15. ve 16. maddelerinde her türlü malzeme ve işçiliği muayene ve teste tabi tutarak kusurlu olanları davacıya düzelttirme düzeltilmemesi halinde tamamen veya kısmen reddetme şeklinde davalıya tanınan hakkın kullanıldığına ilişkin herhangi bir iddia ve ispat vasıtası ileri sürülmediği, 4 ila 8 davalı mühendisinin imzası bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2011 yılında onaylanan geçici kabul tutanakları ile santrallerin davalı tarafından işletmeye alındığı, davalı tarafından cevap-karşı dava tarihine kadar davacı yana ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Sözleşmelerin 20.3 maddesinde HES’in son büyük kaleminin tedarikçi tarafından sevk edilmesinden itibaren 28 ay süre ile ekipman garantisi verildiği görülmekle garanti süresinin başlangıç tarihi her bir HES yönünden geçici kabulleri yapılarak işletmeye açıldıkları tarih esas alınarak 28 ay garanti süresinin ilavesi ile …-1 HES yönünden 19.09.2013, …-2 HES yönünden 03.10.2013, …-4.2 HES yönünden 05.12.2013, …-4.3 yönünden 24.03.2014 ve …-5 HES yönünden 03.12.2013 tarihinde garanti süresinin sona erdiği tespit edilmiştir.
Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 359. maddesinin 1 fıkrasında “İmal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin mutat cereyanına göre imkânını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa bunları müteahhide bildirmeye mecburdur.” hükmü gereğince ayıp halinde ihbar yapılması gerekli bulunmaktadır. Açık ayıp, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade eder. Yüklenicinin açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerekir (BK. md. 359). Aksi halde yüklenici ihtirâzi kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK. md. 362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK. md. 362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir.
Somut uyuşmazlıkta davalının 5 ayrı sözleşme kapsamında ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin bir iddia ve ispat vasıtası sunmadığı, sözleşmelerde ön görülen garanti süreleri içerisinde dahi ayıp ihbarının yapılmamış olduğu bu kapsamda davalı yanın ayıba bağlı haklarının düştüğü ve davacı tarafından yapılan işi olduğu gibi kabul etmiş sayılması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından asıl davada davacı yanın sunulan faturalar ve tercümesi sunulan mali kayıtları uyarınca davalı yanın ticari defter kayıtları ile de örtüşen takip tarihi itibariyle tespit edilmiş olan 595.864,70 USD alacağının varlığı kanıtlanmış olmakla asıl davanın kabulüne, karşı davada ayıplı eser sebebiyle kar kaybına ilişkin davalı zararının tazmini talep edilmiş ise de tazminat istenebilmesi için iş sahibinin ayıbı yükleniciye zamanında ihbar etmesi gerektiğinden ve bu koşulun davalı tarafından yerine getirilmediği tespit edilmiş olmakla davalı yanın ayıplı ifaya bağlı zararlarının tahsiline ilişkin kanıtlanamayan karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş, faturaya bağlanan davacı alacağı likid bulunduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Asıl davanın kabulü ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe davalı itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa %10,50 oranını geçmemek üzere 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle takibin devamına,
b)%20 icra inkar tazminatı olan 357.792,91 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karşı davanın reddine,
Asıl dava yönünden;
3-Asıl davada alınması gereken 118.540,85 TL harçtan peşin yatırılan 20.447,55 TL harcın mahsubuna, bakiye 98.093,3‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 93.536,79 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl davada davacı tarafça yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 20.447,55 TL peşin harç, 269,65‬ TL tebligat, 709,00 TL müzekkere ile talimat posta gideri ve 12.170‬,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 33.622,9‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı dava yönünden;
6-Karşı davada alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 683,10 TL’den mahsubu ile bakiye 602,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davada davacıya iadesine,
7-Karşı davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL ücreti vekaletin karşı davada davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karşı davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Karşı davada davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
17/03/2022
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 11.04.2022