Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1122 E. 2021/434 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2015/1122 Esas
KARAR NO : 2021/434

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 27/05/2015

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/02/2016
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan sözleşmenin iptali, alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin iştigal konusu ile ilgili olarak davalı ile satış sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşmeyi imzalaması gayesinin tedarik edeceği ürünlerin Çin Halk Cumhuriyetine satılması ihracı olduğunu, davalı ile sözleşme imzalandığı tarihte kalsine pirit yurtdışına satış fiyatı 95,15 USD iken dava tarihi itibariyle ürünün yurtdışına satış fiyatının 38 USD olduğunu, maliyetler dahil edildiğinde sözleşme tarihi satış fiyatının 95,15 USD olduğunu, bu durumda bu gün itibariyle 49,16 USD ton başına zarar edildiğini, söz konusu ürünün dünya çapındaki tek alıcısının Çin Halk Cumhuriyet olduğunu, fakat sözleşmenin imzası sonrası Çin Halk Cumhuriyeti tarafından söz konusu ürünün ülkeye girişinin yasaklandığını ve ürünün bu ülkeye ihraç edilme imkanının kalmadığını, bu durumun sözleşmenin 19/1-a ve 19/1-ğ hükümleri çerçevesinde mücbir sebep kabul edildiğini buna istinaden davalı kuruma başvuru yapılarak sözleşmenin sona erdirilmesinin talep ediğini fakat davalının talebi yerine getirmediğini, davalı için atık olan ve sıfır maliye ile elde edilen ürünün endeksteki anormal dalgalanmasının davalıyı hiç bir şekilde etkilemediğini, sözleşmenin feshine ilişkin hukuki şartların gerçekleştiğini belirterek sözleşmenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.07.2015 tarihli ıslah dilekçesinde ise taraflar arasındaki sözleşmeye konu kalsine piritin sözleşmenin imzasından sonra ton başına fiyatının taraflarca öngörülemeyecek şekilde düşmesi ve TBK 138. Maddesi uyarınca aşırı ifa güçlüğünün ortaya çıkması bununla birlikte ürünün ihraç edildiği yegane alıcı Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin ürünün Çin’e ithalatına ilişkin kısıtlama getirmesi ürünün ihracının mümkün olmaması ülkemizde ise çok kısıtlı bir pazarın olması bu pazardaki talebin davacının alımından daha düşük olması ve fiyatın ton başına 20 USD üzerinde olmaması, davalı kurumun yeni ihalelerinde de ürünün fiyatını düşürmesi, son ihalede ancak 10 USD’ye alıcı bulunabilmesi buna rağmen ürüne alıcı çıkmaması sebepleri ile terditli olarak sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması mevcut teminat mektubunun iptali ile uyarlanan koşullara uygun bir teminat mektubunun davacı tarafından verilmesine yönelik karar oluşturması bu mümkün olmadığı takdirde taraflar arasındaki sözleşmenin 19.1 maddesine uygun olarak sözleşmenin feshi ve sözleşme kapsamında alınmış olan teminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili dava dilekçesine ve dava dilekçesinin ıslahı ile verilen dilekçeye cevap dilekçesinde özetle; Davalının 70.000 ton yaş kalsine piritin satışı için 19.04.2014 günü yapılan ihale sonucu 3.853.080 USD toplam bedelle davacı ile 28.04.2014 günü satış sözleşmesi imzalandığını sözleşmeni 6. maddesinde ürünün tümünün en geç 31.12.2015 tarihine kadar 7. maddede belirtilen programa göre satım ve teslim alınmasının öngörüldüğünü, sözleşmeni termin başlıklı 7.1 maddesine göre belirlenen alım programı uyarınca davacının Mayıs, Temmuz ve Ağustos aylarında toplam 30.000 ton ürün satın aldığını, 20.10.2014 tarihine kadar ise 40.032,17 yaş ton ürün satın aldığını, davacının 01.10.2014, 17.10.2014 ve 03.10.2014 tarihli yazılarında %20 iş artışı/eksilişi yetkisinin kullanılması talebinin kabul edilmediğini, ancak kalan ürünü en geç 31.12.2014 tarihine kadar çekmeyi taahhüt etmesi halinde kalan 29.967,80 ton ürünün tesliminin 31.12.2014 tarihine aktarılabileceğinin belirtildiğini, bu tarihe gelindiğinde kalan ürünün teslim alınmadığını, 30.12.2014 günü yazı ile sözleşmenin 17. Maddesi uyarınca davacıya 30 gün süre verildiğini, verilen süre sona erdiğinde davacının 30.01.2015 ve 03.02.2015 günlü yazıları ile iki kez daha süre istediğini, davalının iyi niyetli olarak davacıya 30.05.2015 tarihine kadar süre verildiğini, bu sürenin dolmasına 10 gün kala davacının 20.05.2015 tarihli yazısı ile dava konusu ürünün Çin Halk Cumhuriyetine ihracının yasaklandığını bunun mücbir sebep oluşturduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ile teminatın geri verilmesini istediğini, alıncının satın aldığı ürünü ne yapacağı, nereye yada kime satacağının davalıyı ilgilendirmediği gibi alıcının satın aldığı ürünü yurt içi piyasalarda yada Çin Halk Cumhuriyet dışında başka ülkelere ihraç edebileceği gerçeği karşısında davacının bu isteği kabul edilmediği gibi edimler arasındaki dengenin davacı aleyhine aşırı derecede bozulduğunun söylenemeyeceğini, üründeki aşırı fiyat değişikliklerinin beklenmeyen yada öngörülemez bir durum olmadığını, fiyat düşüşlerinin aşırı ifa güçlüğü yaratmasının davacıdan kaynaklandığını, sözleşmede malın ihraç amaçlı satılabileceği belirtilmesine karşın malın özellikle Çin Halk Cumhuriyet yada başka bir ülkeye ihraç edilmek üzere satıldığı yönünde bir hüküm bulunmadığını, kaldı ki davacının sözleşmeye göre malı ihraç kayıtlı olarak satın alma ve böylelikle katma değer vergisi istismarından yararlanabileceğinden davalıdan böyle bir istekte bulunmadığını, ürünleri katma değer vergisi ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA; Davacı vekili birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında dava dilekçesinde özetle; Davacı teşekküle bağlı sülfürik asit fabrikasında elde edilecek 70.000 yaş ton (60.000 kuru ton) kalsine piritin termin programı kapsamında stok sahasında KDV hariç 40 USD/kuru ton birim fiyat üzerinden açık artırma ile satışında en yüksek teklif veren davalı ile 28.07.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında satışların yurt içi satış olarak yapıldığı ve faturalandırıldığını, sözleşmenin termin başlıklı 7.1 maddesine göre Ağustos ayında fabrika genel revizyonu yapılacağı öngörüsü ile ürün satışı yapılamayacağı Mayıs ayından başlanılarak 10.000 yaş ton/ay olmak üzere Aralık sonu itibariyle 70.000 yaş tonun tamamlanacağının belirtildiğini, firmanın Mayıs, Temmuz, Haziran ayı miktarı olan 30.000 yaş ton ürün alımını gerçekleştirdiğini, birinci ve ikinci revize termin programları kapsamında alınması gereken 29.967,8 ton bakiye ürünün 31.12.2014’e kadar alımının gerçekleştirilmediğini, 30.12.2014 tarihli yazı ile bakiye ürünün alınması için 1 ay süre verildiğini, ancak 17. maddede yer alan cezai şarlar hükmünün uygulanacağının firmaya bildirildiğini, firmanın bu süre içerisinde 49,75 ton daha alım yaptığını ve toplam bakiyesinin 29.917,83 ton kaldığını, süre bitimine rağmen ürünü alamayan davalının 29.03.2015’e kadar süre tanınmasını talep ettiğini, 12.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin cezai şartlar başlıklı 17. maddesi hükümleri ve diğer tüm maddeleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme süresinin 30.05.2015 tarihine kadar uzatıldığını, ancak davalının belirtilen tarihe kadar da bakiye ürünü almadığını, verilen fesih ihtarlı süre sonunda sözleşmenin 31.07.2015 itibariyle feshedildiğini, sözleşmenin 21. maddesi gereği teminatın cezai şart olarak irat kaydedilmesini karar verildiğini, ayrıca 05.08.2021 tarihli yazıları ile sözleşmenin cezai şartlar başlıklı 17. maddesine göre firmanın 03.11.2014 tarihli başvurusuna istinaden 20.11.2014 tarihinde davacı tarafça yapılan termin değişikliğine kadar geçen süre için ton başına günlük 0,10 USD/kuru ton gecikme cezası uygulanarak toplam 25.867,01 USD gecikme cezası hesaplandığını, Eylül 2014 termini kapsamında alınması gereken 15.000 yaş ton kalsine piritin sadece 0,250 tonunu almış olması nedeniyle gecikme cezası toplamının 25.649,98 USD hesaplandığını, davalının Aralık 2014 ayında sözleşme bakiyesi olan 29.917,630 yaş ton ürünü almayı taahhüt etmesine rağmen almamış olması nedeniyle de 31.12.2014 sözleşmenin bitiş tarihinden cezalı ve fesih ihtarlı 15 gün sürenin bitim tarihi 31.07.2015’e kadar geçen süre içinde ton başına günlük 0,10 USD/kuru ton gecikme cezası uygulanarak toplam 570.923,45 USD gecikme cezası hesaplandığını, sözleşme hükümlerine göre sözleşmenin bitim tarihinin 31.12.2014 olduğu, davalı iddiasına göre Çin Halk Cumhuriyetinin pirit ithalatını yasakladığı tarihin 01.01.2015 olduğu, dolayısıyla 31.12.2014’den sonra mücbir sebep halinin ileri sürülmesine olanak bulunmadığını belirterek 622.440,44 USD ceza tutarının Eylül termini için 25.867,01 USD’nin 20.11.2014 tarihinden, Ekim ayı termini için 25.649,98 USD’nin 20.11.2014 tarihinde, 570.923,45 USD’nin 31.12.2014 tarihinden itibaren sözleşmenin ilgili hükümlerinde ve ek 21 ceza tablosunda belirtilen tarihlerinden itibaren 3095 sayılı yasanın değişik 4/a maddesi gereğince bankaların yabancı mevduat üzerinden açılan 1 yıl vadeli hesaplara uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacağı faizi ve faizin KDV’si ile birlikte, davalı adına ödenen fesih damga vergisi 20.309,69 TL’nin 25.11.2015 tarihinden itibaren 6183 sayılı kanunda belirlenen oranda faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında cevap dilekçesinde özetle ; Yetkili mahkemenin davalının ikametgah adresi olan Bakırköy ticaret mahkemeleri olduğu, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin kuruluş tarihinden sonra sözleşmeye konu ürünün fiyatında etki eden platts endeksinde taraflarca öngörülemeyecek şekilde %63 oranında sert düşüş meydana geldiğini, davacı ile sözleşmenin imzalandığı tarih ile ürünün yurtdışına satış fiyatı 95,15 USD iken bu gün itibariyle ürünün yurtdışına satış fiyatının 34,66 USD olduğunu, davalının sözleşmeye istinaden bu güne kadarki alışından zaten 800.000 USD zararının oluştuğunu, satışa konu ürünün fiyatındaki anormal ve sert değişimin davalının taahhütlerini yerine getirmemesine sebep olduğunu, ihracatın yetkili makamlarca kısıtlanması ve olağan üstü bir durumun ortaya çıktığının belirlenmesi hallerinin sözleşmenin 19/1-a, 19/1-ğ hükümleri çerçevesinde mücbir sebep olarak kabul edildiğini, buna rağmen satış farkı alacağı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davalının aldığı ürünü Çin Halk Cumhuriyetine ihraç ettiğini, ürünün dünya çapında bilinen tek alıcının bu ülke olduğunu, davacının platts endeksinin eksi yöndeki değişimi karşısında zararı bulunmadığını, cezai şart uygulanması için şartların mevcut olmadığını, aksi kanaatte dahi cezai şartın tatbikinin davalı şirketin mahvolması-iflası anlamına geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA; Davacı vekili birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında dava dilekçesinde özetle; Davacı teşekküle bağlı sülfürik asit fabrikasında elde edilecek 70.000 yaş ton (60.000 kuru ton) kalsine piritin termin programı kapsamında stok sahasında KDV hariç 40 USD/kuru ton birim fiyat üzerinden açık artırma ile satışında en yüksek teklif veren davalı ile 28.07.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında satışların yurt içi satış olarak yapıldığı ve faturalandırıldığını, sözleşmenin termin başlıklı 7.1 maddesine göre Ağustos ayında fabrika genel revizyonu yapılacağı öngörüsü ile ürün satışı yapılamayacağı Mayıs ayından başlanılarak 10.000 yaş ton/ay olmak üzere Aralık sonu itibariyle 70.000 yaş tonun tamamlanacağının belirtildiğini, firmanın Mayıs, Temmuz, Haziran ayı miktarı olan 30.000 yaş ton ürün alımını gerçekleştirdiğini, birinci ve ikinci revize termin programları kapsamında alınması gereken 29.967,8 ton bakiye ürünün 31.12.2014’e kadar alımının gerçekleştirilmediğini, 30.12.2014 tarihli yazı ile bakiye ürünün alınması için 1 ay süre verildiğini, süre bitimine rağmen ürünü alamayan davalının 29.03.2015’e kadar süre tanınmasını talep ettiğini, 12.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin cezai şartlar başlıklı 17. maddesi hükümleri ve diğer tüm maddeleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme süresinin 30.05.2015 tarihine kadar uzatıldığını, ancak davalının belirtilen tarihe kadar da bakiye ürünü almadığını, verilen fesih ihtarlı süre sonunda sözleşmenin 31.07.2015 itibariyle feshedildiğini, sözleşmenin 21. maddesi gereği teminatın cezai şart olarak irat kaydedilmesini karar verildiğini, sözleşmenin ürünün termin programına göre alınmamasından kaynaklanabilecek zarar ziyanlar hususunda 21.4 maddesi bulunduğunu, firmaya ait bakiye 13.184,28 tonun başka firmalara satışının yapıldığını, bu satıştan doğan farkın sözleşme gereği firmadan tahsis edilmesi gerektiğini, 13.184.,28 ton ürünün davalı tarafından zamanında almış olması halinde 1.653.247,07 TL gelir elde edilecekken başka firmalara satışından 698.126,43 TL gelir elde edilmiş olup firmanın sözleşmeye uymaması nedeniyle davacı teşekkül aleyhine 955.124,65 TL zarar oluştuğunu, ayrıca sözleşmenin 17.3 maddesinde stok kapasitesinin azami 20.000 ton olduğu, stok sahasının dolması halinde teşekkülün fazla ürünü başka yere taşıma istifleme ve stoklama veya farklı önlemler alması halinde yapılacak giderler ve doğacak zararların %25 fazlasıyla alıcıdan tahsil edileceği hükmünün yer aldığı, stok sahasının dolması nedeniyle üretimin aksamaması için firmaya ait 29.917,83 ton ürünün işletme müdürlüğü sahasında açık alana çekilmesi sırasında 144.242,17 TL+KDV ödendiğini ve tahsili için faturalar gönderildiğini, ancak davalının 03.01.2015 tarihli ve 03.02.2015 tarihli yazıları ile borcunu kabul etmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek 955.120,64 TL satış farkı alacaklarının satış ve fark tablolarında belirtilen satış tarihlerinden, 170.205,75 TL+42.551,43 TL olmak üzere 212.757,18 TL’nin fatura tarihlerinden itibaren ayrıca sözleşmede belirtilen tahakkuk tarihlerinden itibaren 6183 sayılı kanunda belirlenen oranda faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında cevap dilekçesinde özetle ; Davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin kuruluş tarihinden sonra sözleşmeye konu ürünün fiyatında etki eden platts endeksinde taraflarca öngörülemeyecek şekilde %63 oranında sert düşüş meydana geldiğini, davalının 85,39 USD’ye satın aldığı kalsine piritin max 34,66 USD’ye bu malın yegane alıcısı olan Çin’e ihraç edebilmekte olduğunu, bu durumda bu gün itibariye 50,73 USD ton başına zarar edildiğini, üründeki yüzdesel demir farkı nedeniyle davalı lehine hesap edilecek 6 USD primin nihai rakama eklenmesi sonucunda net olarak ton başına 44,73 USD zarar etmekte olduklarını ihracatın yetkili makamlarca kısıtlanması ve olağan üstü bir durumun ortaya çıktığının belirlenmesi hallerinin sözleşmenin 19/1-a, 19/1-ğ hükümleri çerçevesinde mücbir sebep olarak kabul edildiğini, buna rağmen satış farkı alacağı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davalının aldığı ürünü Çin Halk Cumhuriyetine ihraç ettiğini, ürünün dünya çapında bilinen tek alıcının bu ülke olduğunu, davacının platts endeksinin eksi yöndeki değişimi karşısında zarar bulunmadığını, sözleme kurulurken mevcut koşulların öngörülemez şekilde değiştiğinden taraflara arasındaki işlem temelinin çökmesi, beklenmeyen durum karşısında davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmesini beklemenin dürüştlük, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı olacak olması satış farkı ve taşıma masrafı alacağı talebinin koşullarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA; Davacı vekili birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında dava dilekçesinde özetle; Davacı teşekküle bağlı sülfürik asit fabrikasında elde edilecek 70.000 yaş ton (60.000 kuru ton) kalsine piritin termin programı kapsamında stok sahasında KDV hariç 40 USD/kuru ton birim fiyat üzerinden açık artırma ile satışında en yüksek teklif veren davalı ile 28.07.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında satışların yurt içi satış olarak yapıldığı ve faturalandırıldığını, sözleşmenin termin başlıklı 7.1 maddesine göre Ağustos ayında fabrika genel revizyonu yapılacağı öngörüsü ile ürün satışı yapılamayacağı Mayıs ayından başlanılarak 10.000 yaş ton/ay olmak üzere Aralık sonu itibariyle 70.000 yaş tonun tamamlanacağının belirtildiğini, firmanın Mayıs, Temmuz, Haziran ayı miktarı olan 30.000 yaş ton ürün alımını gerçekleştirdiğini, birinci ve ikinci revize termin programları kapsamında alınması gereken 29.967,8 ton bakiye ürünün 31.12.2014’e kadar alımının gerçekleştirilmediğini, 30.12.2014 tarihli yazı ile bakiye ürünün alınması için 1 ay süre verildiğini, süre bitimine rağmen ürünü alamayan davalının 29.03.2015’e kadar süre tanınmasını talep ettiğini, 12.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin cezai şartlar başlıklı 17. maddesi hükümleri ve diğer tüm maddeleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme süresinin 30.05.2015 tarihine kadar uzatıldığını, ancak davalının belirtilen tarihe kadar da bakiye ürünü almadığını, verilen fesih ihtarlı süre sonunda sözleşmenin 31.07.2015 itibariyle feshedildiğini, sözleşmenin 21. maddesi gereği teminatın cezai şart olarak irat kaydedilmesini karar verildiğini, sözleşmenin ürünün termin programına göre alınmamasından kaynaklanabilecek zarar ziyanlar hususunda 21.4 maddesi bulunduğunu, firmaya ait bakiye 13.184,28 tonun başka firmalara satışının yapıldığını, bu satıştan doğan farkın sözleşme gereği firmadan tahsis edilmesi gerektiğini, 13.184.,28 ton ürünün davalı tarafından zamanında almış olması halinde 1.653.247,07 TL gelir elde edilecekken başka firmalara satışından 698.126,43 TL gelir elde edilmiş olup firmanın sözleşmeye uymaması nedeniyle davacı teşekkül aleyhine 955.124,65 TL zarar oluştuğunu, ancak sözleşmeden bakiye firmanın almadığı 29.917,83 ton kalsine pirit ürününden kalan 16.733,55 tonluk kısmının başka firmalara satışının da ayrıca tamamlandığını, davalı tarafından zamanında alınmış olması halinde 2.014.437,09 TL gelir elde edilecekken başka firmalara satışlarından 767.472,21 TL gelir elde edildiğini, firmanın sözleşmeye uymaması nedeniyle davacı aleyhine 1.246.964,88 TL fark doğduğunu belirterek sözleşmenin 21.4 maddesi gereği 1.246.964,88 TL satış farkı alacaklarının satış ve fark tablolarında belirtilen satış tarihlerinden ayrıca sözlemede belirtilen tahakkuk tarihlerinden itibaren sözleşmenin 21.1,2,3,4 maddeleri gereği 6183 sayılı kanunda belirlenen oranda faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasında cevap dilekçesinde özetle; Davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin kuruluş tarihinden sonra sözleşmeye konu ürünün fiyatında etki eden platts endeksinde taraflarca öngörülemeyecek şekilde %63 oranında sert düşüş meydana geldiğini, davacı ile sözleşmenin imzalandığı tarih ile ürünün yurtdışına satış fiyatı 95,15 USD iken bu gün itibariyle ürünün yurtdışına satış fiyatının 34,66 USD olduğunu, davalının sözleşmeye istinaden bu güne kadarki alışından zaten 800.000 USD zararının oluştuğunu, satışa konu ürünün fiyatındaki anormal ve sert değişimin davalının taahhütlerini yerine getirmemesine sebep olduğunu, davacının davalıdan 1.653.047,00 TL’ye ürünü almaya zorlarken aynı ürünü üçüncü kişilere 698.126,00 TL’ye satabildiğini, bu durumun fiyatlardaki anormal değişimin açık bir şekilde ortaya koyduğunu, ihracatın yetkili makamlarca kısıtlanması ve olağan üstü bir durumun ortaya çıktığının belirlenmesi hallerinin sözleşmenin 19/1-a, 19/1-ğ hükümleri çerçevesinde mücbir sebep olarak kabul edildiğini, buna rağmen satış farkı alacağı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davalının aldığı ürünü Çin Halk Cumhuriyetine ihraç ettiğini, ürünün dünya çapında bilinen tek alıcının bu ülke olduğunu, davacının platts endeksinin eksi yöndeki değişimi karşısında zararı bulunmadığını, sözleşme kurulurken mevcut koşulların öngörülemez şekilde değiştiğinden taraflara arasındaki işlem temelinin çökmesi, beklenmeyen durum karşısında davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmesini beklemenin dürüstlük, iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı olacak olması satış farkı alacağı talebinin koşullarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden … esas … karar sayılı dosya örneği uyap sisteminden temin edilmiş, birleşen Ankara … ATM … esas sayılı davası yönünden davalının yetki itirazı yanlar arasındaki sözleşmesinin 25. maddesi yetki anlaşması niteliğinde olduğundan ara kararla reddedilmiş, uyuşmazlığın temeli taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayandığından TBK 146 maddesi kapsamında birleşen davalarda davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde ticaret hukuku öğretim üyesi, borçlar hukuku öğretim üyesi, maden mühendisi öğretim üyesi bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapor, asıl ve birleşen davalar yönünden mali müşavir bilirkişinin heyete katılımı ile düzenlenen rapor ve ticaret hukuku öğretim üyesi maden mühendisi emekli öğretim üyesi ve mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporlarda özetle;” taraflar arasında 28.04.2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin konusunun toplam70.000 yaş ton (63.000 kuru ton) kalsine piritin (demir oksit) madde 7.’deki termin programı dahilinde stok sahasında sahada bulunduğu haliyle sözleşme ve eklerde belirtilmiş şartlar dahilinde satışı işi olduğu, davacının kendisine verilen süre uzatımlarına rağmen 03.11.2014 tarihinden sonra fakat Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığının kalsine pirit ürününün Çin’e ithal yasağı başlamadan 01.01.2015 tarihi öncesinde hiç bir ürün satın almadığı, Çin Halk Cumhuriyetinin 01.01.2015 tarihinden itibaren kalsine piritin Çin’e ithalinin yasaklandığı kararının yeminli tercüman tarafından tercüme edilmiş halinin dosyada mevcut olduğu, sözleşmenin termin başlıklı 7. maddesinde öngörüldüğü üzere dünya piyasasında kalsine pirit fiyatları anormal düşüş göstermese davacının en son 15.11.2014 tarihine kadar toplam 55.000 ton ürünü davalıdan alacağı ve Çin’e ithalatın yasaklanması kararı öncesinde Çin’deki müşterisine satabileceği konteynere yükleme geminin yükleme ve boşaltma limanda beklemesi ve 30 gün kadar süren gemi yolculuğu nedeniyle sevkiyat asgari 38-40 gün süre alabileceğinden davacının geri kalan 15.000 ton ürünü sözleşmede termin uyarınca satın aldığından 01.01.2015 yasak tarihine kadar Çin’e göndermiş olmayabileceğini, kalan 15.000 tonun toplam taahhüt miktarının %21,42’si olduğunu ve sözleşmede belirtilen +/- %20 opsiyon dolayında olduğunu, yasak kararının mücbir sebep oluşturup oluşturmadığı ve bu nedenle sözleşmenin feshi yada uyarlanmasının gerekip gerekmediğinin sadece geriye kalan 15.000 ton alım için değerlendirilebileceği, tek alıcı olarak tanımlanması bile kalsine piritin başlıca alıcısı ve ithalatçısının Çin Halk Cumhuriyeti olduğu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 09.11.2016 tarihli yazısı ekindeki listeye göre dava konusu malın Çin Halk Cumhuriyeti ile Danimarka’ya ihraç edildiğinin belirtildiği, TİM e postalarından 01.01.2015’ten sonra dünya piyasasında pirit fiyatlarının aşırı düşmüş olması sebebiyle bu tarihten sonra hemen hemen hiç bir ülkeye kalsine pirit satışının mümkün olmadığı gibi bir kanaate varılabileceği, 01.01.2015 öncesinde çoğunlukla Çin Halk Cumhuriyeti’ne zaman zaman daha düşük miktarlarda Danimarka, Romanya, Portekiz ve Honkong’a ihracat yapılabildiği, tarafların TBK 29 vd hükümleri çerçevesinde sözleşmenin muhtevasını serbestçe tayin edebileceği, zaman içindeki değişikliklerin sözleşmeler etkisi denilince akla gelen kavramlardan birinin ahde vefa ilkesi diğeri sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması olduğu, TBK 138 madde hükmü çerçevesinde sözleşmenin değişen şartalar uyarlanabilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerektiği, bunların sözleşmenin kurulması sırasında taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağan üstü bir durumun varlığı, edimler arası dengenin aşırı derecede bozulması, edimin ifa edilmemiş olması, uygun illiyet bağının bulunması, uyarlamayı engelleyen bir hükmün kanunda veya sözleşmede bulunmaması, uyarlama talebinde bulunanın kusurunun olmaması olduğu, sözleşmenin kurulduğu andan günümüze sözleşme konusu ürün fiyatlarında aşırı düşüşün meydana gelmesi sebebiyle edimler arasındaki dengenin davacı aleyhine aşırı derecede geliştiği, aşırı ifa güçlüğü şartlarının gerçekleştiği, ancak davacının bir kısım edimlerini ihtirazi kayıt ileri sürmeden yerine getirdiğinden sadece ifa edilmemiş edimler bakımından sözleşmenin uyarlanmasının söz konusu olabileceği, birleşen Ankara … ATM’nin … esas sayılı dosyasında … Maden İşletmelerinin talebinin yerinde görülmesi halinde … Bankası vergi tahsilatına ilişkin banka dekontunda 26.08.2015 tarihinde 1.013.160,08 TL damga vergisinin Hitit Vergi Dairesine ödendiğinin görüldüğü, 01.05.2014 – 31.05.2015 dönemi satış faturalarının incelenmesinde … Maden İşletmeleri nezdinde … A.Ş ‘ne ilişkin … kalsine pirit dökme katı verilerinin incelenmesinde toplam 40.082,17 ton ürün satışı yapıldığı, ürün kuru miktarının 35.842,08 ton olduğu, ürün TL tutarının 5.288.738,71 TL olduğu, ürün bedelinin 2.486.585,94 USD olduğunun hesaplandığı, 28.04.2014 tarihli sözleşmenin cezai şartlar başlıklı 17. maddedeki düzenlemeye göre hesaplamanın kuru ton esas alınarak yapıldığı, … A.Ş tarafından alınması gereken emtia miktarının üçüncü kişiler tarafından satın alınması sebebiyle oluşan fiyat farkı hesaplamasında sözleşmenin 15.1 maddesinde belirlenen formülün kullanılmasının yerinde olacağı, sözleşmenin 17.4 ve 17.3 maddesine göre davacı tarafından 29.917,83 ton emtianın açık alana çekilmesi için 144.242,17 TL ödendiğinin beyan edildiği, … tarafından eksik alınan emtia miktarının 25.442,73 kuru ton olduğu, oranlama yapılarak hesaplanan yaş ton miktarının 28.269,70 ton olduğu, söz konusu emtianın nakliyesi ve üzerinin kapatılması için yapılan harcama tutarının 128.448,96 TL olarak hesaplandığı, sözleşme uyarınca %25 fazlası ile talep edileceği belirlendiğinden talep edilebilecek tutarın 160.561,20 TL olarak hesaplandığı, sözleşmenin 15.2 maddesinde ödemelerin TL olarak yapılacağı, ödemede birim satış fiyatının satış miktarı ile çarpımı sonucu bulunacak USD cinsinden KDV hariç toplam tutarın TL’ye çevrilmesinde taşınacak aylık teslimattan önceki ayın son iş günü geçerli olan TCMB döviz satış kurunun esas alınacağı amir hükmünün bulunduğu, hesaplamalarda sözleşme ve revize programlarında yer alan teslimat tarihinden önceki ayın son iş günü TCMB döviz satış kuru esas alınarak esas alındığı, ancak davacı beyanı doğrultusunda 30.04.2014 tarihli döviz kuru esas alınarak yapılan hesaplamada birleşen Ankara .. ATM … esas sayılı dosyaya ilişkin … A.Ş ile üçüncü kişilere yapılan satışlar arasındaki fark tutarının 822.292,89 TL, Ankara .. ATM … esas sayılı dosyaya ilişkin fark tutarının 1.084.878,37 TL olarak belirlendiği, dava dosyasına nem analiz sonuçlarının sunulmadığı bu nedenle sözleşme hükümleri doğrultusunda sözleşmede ön görülen miktarlar esas alınarak hesaplamalar yapıldığı, birleşen Ankara .. ATM dosyası yönünden gecikme cezası talep şartlarının sözleşmede belirlendiği, davacının davalıdan talep edebileceği toplam gecikme cezası tutarının 1.629.329,18 TL olduğu, gecikme cezasına KDV ve işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı, birleşen Ankara .. ATM dosyası yönünden fiyat farkı zararının 567.087,33 TL olarak hesaplandığı, birleşen Ankara .. ATM dosyası yönünden fiyat farkı zararının 773.957,16 TL olarak hesaplandığı” ifade edilmiştir.
Asıl dava; taraflar arasında imzalanan 28.04.2014 tarihli sözleşmenin uyarlanması terditli olarak sözleşmenin feshi nedeniyle teminat mektubunun iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir.
Birleşen Ankara .. ATM’nin … esas sayılı davası sözleşme gereği cezai şart bedelinin ve ödenen fesih damga vergisi bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Birleşen Ankara .. ATM … esas sayılı davası sözleşme kapsamında davalı tarafından alınmayan ürünün üçüncü kişilere satışı nedeniyle gerçekleşen fiyat farkı zararının ve taşıma masraflarının tahsili talebine ilişkindir.
Birleşen Ankara .. ATM … esas sayılı davası sözleşme kapsamında davalı tarafından alınmayan ürünün üçüncü kişilere satışı nedeniyle gerçekleşen fiyat farkı zararının tahsili talebine ilişkindir.
Asıl davada davalı … Müdürlüğüne ait … sülfürik asit tesislerinde üretilen -+ %20 opsiyonlu 70.000 ton yaş kalsine pirit (demir oksit)’in satışına ilişkin yapılan ihalede açık artırma sonucu asıl davada davacı … Tic. ve San A.Ş ile 28.04.2014 tarihli satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 6. maddesinde sözleşme süresinin 01.01.2015 ila 31.12.2015 tarihleri olarak belirlendiği, 7. maddede ise ay bazında alınması gereken ürün miktarını gösterir termin programının yer aldığı, süreç içerisinde … Madencilik Tic. ve San A.Ş tarafından yapılan talepler üzerine … tarafından süre uzatımlarının yapılarak en son sözleşme kapsamında satın alınmayan kalsine piritin alımına yönelik 30.05.2015 tarihine kadar süre verildiği, … Madencilik Tic. ve San A.Ş’nin 20.05.2015 tarihli yazısı ile plats endeksinde öngörülemeyen düşüş yaşandığı, ayrıca satın aldıkları ürünü Çin Halk Cumhuriyetine ihraç ettiklerinden Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanılığının 01.01.2015 tarihinden itibaren pirit ithalatını yasakladığından mücbir sebep halinin bulunduğunu belirterek sözleşmenin iptal edilmesini ve teminatlarının iadesini talep ettiklerini bildirdiği, fesih beyanı kabule bağlı olmayan tek taraflı bozucu yenilik doğuran irade açıklaması niteliğinde olduğundan yanlar arasındaki sözleşmenin 20.05.2015 tarihi itibariyle asıl davada davacı tarafından feshedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Asıl davada davacı ıslah edilen dava dilekçesinde öncelikli talep olarak aşırı ifa güçlüğü nedeniyle sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması talebinde bulunmuş olup TBK 138 maddesi kapsamında sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması koşullarının tümünün gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmazdan önce uyarlamanın talep edildiği tarih itibariyle sözleşmenin ayakta olması gerekmekte olup somut uyuşmazlıkta asıl davanın açıldığı tarihten önce asıl davada davacı tarafından yanlar arasındaki sözleşmenin 20.05.2015 tarihinde sözleşmeden dönüldüğü belirtilerek teminatlarının iadesinin talep edilmesi karşısında dava tarihinden önce sözleşme feshedilmiş olmakla sözleşmenin uyarlanmasından söz edilemeyeceği anlaşıldığından asıl davada davacının öncelikli talebi olan sözleşmenin uyarlanması talebi yerinde görülmemiştir.
Asıl davada davacı terditli olarak sözleşmenin feshi ve teminat mektubunun iptaline karar verilmesi talebinde bulunmuş olup sözleşmenin feshinin tek yanlı irade açıklaması ile gerçekleşeceği ve karşı tarafa ulaşması ile hüküm ve sonuçları doğuracağından asıl davada davacının bu yöndeki iradesini dava tarihinden önce davalıya hitaben 20.05.2015 tarihli yazısıyla ortaya koyduğu anlaşılmakla asıl dava yönünden teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekecektir.
28.04.2014 tarihli sözleşme gereğince 30.04.2014 – 31.12.2014 tarihleri arasında toplam 70.000 yaş ton (63.000 kuru ton) kalsine piritin sözleşmede öngörülen termin programı kapsamında asıl davada davacı tarafından satın alınmasının öngörüldüğü, asıl davada davacının talep yazıları ile termin programında asıl davada davalı tarafından revizeler yapıldığı, son olarak sözleşme hükümleri saklı kalmak kaydıyla satın alınmayan bakiye 29.917,83 yaş ton kalsine piritin 30.05.2015 tarihine kadar alınması yönünde süre verildiği, bakiye ürünün alınmadığı ve 30.05.2015 tarihinden önce 20.05.2015 tarihinde sözleşmenin asıl davada davacı tarafından mücbir sebep iddiası ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmış olup öncelikli olarak sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı üzerinde durulmalıdır.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi (Ahde Vefa- Pacta Sunta Servanda) yanında sözleşme serbestisi ilkeleri kabul edilmiştir. Bu kurala göre sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalı ve hükümlerine riayet edilmelidir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biridir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, edimler arasında mevcut olan denge şartlarının sözleşmenin tümü, birlikte yorumlanarak değerlendirilmelidir. Borçlar Kanunundaki genel kural; tarafların bu sözleşme ile gerçek ve ortak amacın varlığını ortaya koyabilecek şekilde bir düzenleme ve yorum, tüm sözleşmede belirlenen amaç da gözönüne alınarak yapılmalıdır. Ahde vefa ilkesinin sonucu olarak taraflar, serbest iradeleriyle meydana getirdikleri sözleşmelere aynen uymakla yükümlüdürler. Bu kapsamda sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeniyle değişmiş olsa bile borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir.
Asıl davada davacı … Tic. ve San A.Ş tarafından sözleşmeye konu kalsine piritin tek alıcısı olan Çin Halk Cumhuriyeti tarafından 01.01.2015 tarihinden itibaren ithalat yasağı getirildiğinden ürünün ihracının mümkün olmadığı, bu hususun sözleşmenin 19. maddesi gereğince mücbir sebep teşkil ettiği iddia edilmiş ise de yanlar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde “bu sözleşme yurt içi satış için olup satış; alıcının talep etmesi ve sözleşme eki olan ihraç kayıtlı satış esaslarında yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla ihraç kayıtlı veya doğrudan ihraç amaçlı satış olarak da yapılabilir” düzenleme kapsamında asıl davada davacının sözleşme konusu kalsine piritin ihraç kayıtlı veya doğrudan ihraç amaçlı satış olarak almayı talep ettiğine ilişkin herhangi bir bilge ve belge sunmadığı öte yandan yapılan bilirkişi incelemelerinde kalsine pirit ürününün yurt dışında yegane alıcısının Çin Halk Cumhuriyeti olmadığı, daha düşük miktarlarda olmakla birlikte Danimarka, Romanya, Portekiz ve Honkong’ada ihracat yapıldığı, ayrıca iç piyasada da satımının söz konusu olduğu, bu kapsamda asıl davada davalı tarafından asıl davada davacının almadığı sözleşmeye konu bakiye kalsine piritin iç piyasada satımını gerçekleştirdiği, öte yandan asıl davada davacının sözleşmenin 6. maddelerinde belirtilen 31.12.2015 sözleşme süresi sonuna kadar edimini yerine getirmiş olması halinde Çin Halk Cumhuriyetinin ithalat yasağının başlangıç tarihinden önce +- %20 seviyesinde kalacak şekilde sözleşme gereği edimini büyük ölçüde ifa etmiş olacağının bilirkişi heyeti rapor içeriğinde tespit edilmiş olmakla asıl davada davacının mücbir sebep ve aşırı ifa güçlüğü iddialarının yerinde olmadığı, kalsine piritin uluslar arası piyasa fiyatındaki düşüşün her iki yanı tacir olan sözleşme de sözleşmeye bağlılık ilkesinden ayrılmayı gerektirir haklı sebep teşkil etmediği, bu kapsamda asıl davada davacının yanlar arasındaki sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla sözleşmenin 21.4 maddesi gereğince asıl davada davalının davacıya ait teminat mektubunun cezai koşul olarak irat kaydetme hakkının doğduğu ve 21.2 maddesi kapsamında ceza koşulu olarak irat kaydedilen teminatın teşekkülün alacak ve zararına mahsup edilemeyeceği hükmü gereğince asıl davada teminat mektubunun iadesi talebinin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
28.04.2014 tarihli sözleşmenin cezai şartlar başlıklı 17. maddesinin 17.1 alt maddesinde aylık termin programı miktarından eksik ürün alınması durumunda eksik kalan kısım için kuru ton başına günlük 0,10 USD kuru ton gecikme cezası uygulanacağı, 17.3 maddesinde teşekkülün kalsine pirit kapalı stoklama kapasitesinin azami 15.000 ton olduğu, stok sahasının dolması halinde fazla ürünü başka yere taşıma, istifleme ve stoklama veya farklı önlemler almak zorunda kalırsa bu zorunlu önlemler için yapılacak giderler ve doğacak zararların %25 fazlasıyla alıcıdan tahsil edileceği, 17.4 maddesinde alıcının sözleşmeye uygun olarak sevkiyat yapmaması nedeniyle 15.000 yaş tonluk kapalı stok alanının dolması halinde teşekkülün 17.3 maddesinde belirtildiği gibi ürünü başka bir yere taşımı vb önlem almak yerine herhangi bir bildirim yada uyarı zorunluluğu olmaksızın ürünü başkalarına da satabileceği bu durumda ceza uygulanmayacağı ancak satış fiyatları arasında teşekkül zararına bir fark doğarsa bunun alıcıdan tahsil edileceği taraflarca kararlaştırılmıştır.
Bu dava ile birleşen Ankara … ATM’nin … esas sayılı davasında davacı … yanlar arasındaki sözleşmenin 17. maddesi gereğince davalı tarafından eksik ürün alımı nedeniyle eksik kalan kısım için kuru ton başına günlük 0,10 USD/kuru ton gecikme cezasının ve davalı adına ödenen fesih damga vergisi bedelinin tahsili talebinde bulunmuş olup sözleşmenin 17.1 maddesinde aylık termin programı miktarında eksik ürün alınması durumunda gecikme cezası uygulanacağı öngörülmüş ise de sözleşmenin 17.4 maddesinde teşekkül tarafından alıcının sevkiyat yapmadığı ürünün başkalarına satabileceği bu durumda ceza uygulanmayacağı satış fiyatları arasında teşekkül zararına bir fark doğarsa bu farkın alıcıdan tahsil edileceği öngörülmüş olmakla birleşen davada davacı tarafından birleşen diğer davalara konu olan birleşen davalarda davalı … A.Ş tarafından sözleşme kapsamında satın alınmamış olan kalsine pirit ürününün dava dışı üçüncü şahıslara satımının gerçekleştirildiği ve diğer birleşen davalarda satış tutarları arasındaki fark zararının talep edildiği anlaşılmakla, yanlar arasındaki sözleşmenin 17.4 maddesi gereğince ceza uygulanmayacağından birleşen davada davacının bu talebi yerinde görülmemiş, sözleşmenin 24. maddesinde sözleşme akdinden ve yürütümünden doğacak her türlü vergi, resim, harç … vs masrafların alıcıya ait olduğu ifade edilmekle birleşen davada davacı tarafından 26.08.2015 tarihinde 20.309,67 TL fesih damga vergisi tutarının … Bankası aracılığı ile vergi dairesine yatırıldığı belgelendiğinden bu talebe ilişkin birleşen davanın kısmen kabulüne ve sözleşmenin 21.2 maddesi gereğince 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davadan evvel davalının temerrüde düşürülmediği gözetilerek dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu dava ile birleşen Ankara .. ATM’nin … esas ve birleşen Ankara .. ATM … esas sayılı davasında davacı … yanlar arasındaki sözleşmenin 17.4 ve 21.4 maddeleri gereğince birleşen davada davalı tarafından satın alınmayan 29.917,83 ton kalsine piritin başka firmalara satışının yapıldığı, bu satışlardan dolayı fiyat farkı zararlarının gerçekleştiği iddia edilmiş olup 28.04.2014 tarihli sözleşmenin 17.4 maddesinde alıcının sözleşmeye uygun olarak sevkiyat yapmaması nedeniyle teşekkülün ürünü başka yere taşıma stoklama gibi önlem almak gibi bir bildirim yada uyarı zorunluluğu olmaksızın ürünü başkalarına satabileceği ve teşekkül zararına bir fark doğarsa alıcıdan tahsil edileceğinin ön görüldüğü, 21.4 maddesinde ise sözleşmenin 21.1 maddesinde sayılan nedenlerle feshedilmesi halinde alıcının kesin teminatı cezai koşul olarak irat kaydedeceği ve sözleşmeden doğmuş alacaklar ve sözleşmenin feshi ve gecikme nedeniyle uğranılan zarar ve ziyan ile ikinci kez ihaleye çıkarılması halinde oluşacak fiyat farkının sözleşme hükümleri çerçevesinde alıcıdan ayrıca tahsil edileceğinin düzenlendiği görülmekle birleşen Ankara … ATM … esas sayılı davaya konu birleşen davada davalı tarafından sözleşme kapsamında satın alınmayan 13.184,28 ton kalsine piritin, birleşen Ankara … ATM … esas sayılı davaya konu birleşen davada davalı tarafından sözleşme kapsamında satın alınmayan 16.733,55 ton kalsine piritin başka firmalara satışı nedeniyle sözleşme hükümleri çerçevesinde satış fiyat farkı zararının birleşen davada davacı tarafından talep edilebileceği anlaşılmış olup bilirkişi heyetince sözleşmenin 15. maddesi kapsamında yapılan hesaplamada sözleşmenin 15.2 maddesinde ödemenin TL olarak yapılacağı ve birim satış fiyatının belirlenmesinde taşınacak aylık teslimatta önceki ayın son iş günü geçerli olan TCMB döviz satış kurunun esas alınacağı ön görülmüş olmakla birleşen davalarda davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında süresinde satın alınmamış olan bakiye 29.917,83 ton kalsine pirit için son kez 30.05.2015 tarihine kadar süre verilmiş olmakla TCMB döviz kurunun bir önceki ayın son günü olan 30.04.2015 tarihi itibariyle alınması gerektiği bu tarih itibariyle TCMB USD satış kurunun 7.6732 TL olduğu anlaşılmakla birleşen davada davacının 07.01.2021 tarihli dilekçesinde döviz kurunun 2,67 TL olarak alınmasını talep etmiş olduğundan bu oran esas alınarak ve keza birleşen davada davacının nem oranının sözleşmede ön görülen %10’un üzerinde olduğu iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı görülmekle sözleşmedeki nem oranı esas alınmak suretiyle 20.05.2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporun 15. sayfasında yapılan hesaplama sözleşme hükümleri ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükmü esas alınmış bu çerçevede birleşen Ankara .. ATM’nin … esas sayılı davası yönünden kanıtlanan 822.292,89 TL fiyat farkı zararı, birleşen Ankara … ATM’nin … esas sayılı davası yönünden kanıtlanan 1.084.878,37 TL fiyat farkı zararına ilişkin davaların kısmen kabulüne sözleşmenin 21.2 maddesi gereğince 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davadan evvel davalının temerrüde düşürülmediği gözetilerek dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Ankara … ATM … esas sayılı davada davacı yan sözleşmenin 17.3 maddesi gereğince taşıma masraflarının tahsili talebinde bulunmuş ise de dava dilekçesi ekinde sunulan …nün 11.03.2015 tarihli yazısının içeriğinde mevcut kış şartlarında kalsine piritin açık sahaya taşınmasının mümkün olmadığı belirtilerek 20.000 ton kapasiteli kapalı stoktan satış yapılmasının zorunlu hale geldiği belirtilerek satış işlemlerinin acilen gerçekleştirilmesi hususunun ifade edildiği, keza birleşen Ankara… ATM dosyaları kapsamından sözleşmeye konu … A.Ş tarafından satın alınmayan ürünün başkalarına satışının yapılmış olduğu da anlaşılmakla sözleşmenin 17.3 maddesinde ürünün başka yere taşınmasına ilişkin masrafların %25 fazlası ile alıcıdan tahsil edilmesi ön görülmüş ise de sözleşmenin 17.4 maddesinde teşekkülün ürünü başka yere taşıma yerine üçüncü kişilere satışını yapabileceği düzenlendiğinden ve bu kapsamda söz konusu ürünün üçüncü kişilere satışının yapılmış olması karşında birleşen davada davacının taşıma masraflarının tahsili talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının içeriğindeki teknik yönden yapılan tespitler mahkememizce değerlendirilmeye alınmakla birlikte sonuç bölümünde belirtilen kanaat dosya kapsamına uygun bulunmamış asıl ve birleşen davalar yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Mahkememize açılan asıl davanın reddine,
b)09.07.2015 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
2-a)Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davanın kısmen kabulü ile 20.309,69 TL’nin 18.02.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde ön görülen gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-a)Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasının kısmen kabulü ile 822.292,89 TL’nin 14.09.2017 dava tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde ön görülen gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-a)Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasının kısmen kabulü ile 1.084.878,37 TL’nin 11.04.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde ön görülen gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b)Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
5-Asıl dava yönünden alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 17.077.50 TL ve 27,70 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 17.045,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Asıl dava yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 67.050,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Asıl dava yönünden davalı tarafından yapılan 429,50 TL tebligat gideri, 29,40 TL müzekkere gideri ve 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.058,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Asıl dava yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava yönünden alınması gereken 1.387,35 TL harçtan peşin alınan 31.778,95 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 30.391,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
10-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı tarafından başlangıçta yaptırılan 1.387,35 TL peşin harç ile 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.416,55 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 96.955,02 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı tarafından yapılan 68,60TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 0,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
14-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada alınması gereken 56.170,82 TL harçtan peşin alınan 19.944,44 TL’nin mahsubu ile bakiye 36.226,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
15-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 19.944,44 TL peşin harç olmak üzere toplam 19.975,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
16-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 58.164,64 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
17-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 32.640,95 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
18-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davacı ve davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
19-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada alınması gereken 74.108,04 TL harçtan peşin alınan 21.295,05 TL’nin mahsubu ile bakiye 52.812,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
20-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı tarafından başlangıçta yatırılan 35.90 TL başvuru harcı, 21.295,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 21.330,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
21-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 70.770,74 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
22-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 19.348,22 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
23-Birleşen … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davacı ve davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
24-Sarfedilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair asıl davada davacı birleşen davalarda davalı vekilinin ve asıl davada davalı birleşen davalarda davacı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021

Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 16.07.2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …