Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR
ESAS NO : 2023/389
KARAR NO : 2023/329
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – [Mersis No:…] …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – [T.C….] …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/03/2023
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında müvekkili tarafından geliştirilen 9150010 Numaralı… projesi için Haziran 2015 döneminde vekalet ilişkisi kurulduğunu, iş ilişkisi kapsamında denetleme, inceleme ve tasdik raporu düzenleme sorumluluğunun davalı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, sözleşmenin ifası kapsamında müvekkilinin 2015/1 ve 2015/2 dönemlerine ilişkin raporları sorunsuz bir şekilde tanzim edilmişse de projenin 2016/1 dönemi ve 2016/2 dönemine ilişkin raporlarının hatalı olarak düzenlendiğini, vekâlet sözleşmesinin konusunu oluşturan hizmetin ayıplı ifa edildiğini, davalı tarafından sözleşmeye ve meslek kurallarına aykırı hareket edilerek müvekkilinin zarara uğratıldığını beyan ederek davanın kabulü ile … 15.İcra Müdürlüğü’nün 2022/20341 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, icra takibine konu 2016-43 No.lu sözleşmeye istinaden davalıya 21.12.2016 tarihinde ödenmiş olan 2.156,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 2016-43 No.lu sözleşmeye istinaden davalı adına ilgili vergi dairesine 26.10.2016 tarihinde yatırılmış muhtasar ödemesi 440,00- TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, 2017-24 No.lu sözleşmeye istinaden davalı adına ilgili vergi dairesine 25.04.2017 tarihinde yatırılmış muhtasar ödemesi 440,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, 2016-43 No.lu sözleşmeye istinaden hatalı olarak tanzim edilen 02.08.2016 tarihli konu raporun müvekkili şirketin mali müşavirince baz alınması neticesinde rapor tarihlerinden sonra tahakkuk ettirilerek müvekkilce ilgili personellere ödemesi yapılan ücret stopaj kesintileri 3.915,87-TL’nin son kesinti tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini müvekkili adına talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/04/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; görev itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, taraflar arasında sınırlı bir vekalet ilişkisi kurulduğunu, yapılan tasdik işleminin, ilgili dönemlerde teşvikten yararlanan kuruluş tarafından yeminli mali müşavirin onayına sunulan mali raporun tasdikine ilişkin olduğunu, geçici vekalet ilişkisinden kaynaklı da davacının herhangi bir zararının bulunmadığını, müvekkili tarafından 13.03.2017 tarihinde, TÜBİTAK’a gönderilen dilekçede sehven fazla alınan tutarın 2016/2 dönemi raporunda ödenecek tutardan mahsup edilmesinin talep edildiğini, söz konusu sehven fazla ödenen tutarın ilgili dönemde mahsup edildiğini beyan ederek davanın reddini, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini müvekkili adına talep etmiştir.
… 13. Tüketici Mahkemesi’nin 14/04/2023 tarih ve 2023/116 esas ve 2023/215 karar sayılı görevsizlik kararı gereğince dosyanın mahkememize tevzi edilmesi sonrası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılıp yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkere yazıldığı görüldü.
Dava, yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesinden kaynaklanan edimin gereği gibi ifa edilemediği iddiasıyla, uğranılan zararın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; dava davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali amacıyla açıldığı, davacının tacir olduğu, davalı hakkında mahkememizce yapılan araştırmada davalının ilgili ticaret odasında tacir kaydına rastlanılmadığı, 2015 yılı ve sonrası edinilen vergi kayıtlarına göre davalının her sene için esnaflık faaliyetini aşacak derecede yaptığı işten gelir elde etmediği, bilanço usulüne göre defter tutmakla yükümlü mükelleflerden olmadığı, dolayısıyla davalının tacir kabul edilemeyceği, davanın niteliği gereği de mutlak ticari davalardan da olmadığı, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, genel mahkemenin görev alanında kaldığı anlaşılmakla açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK’nın 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,
İlişkin, tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilen kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2023
Katip …
✍e-imzalıdır
Hakim …
✍e-imzalıdır