Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/285 E. 2023/435 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/285 Esas – 2023/435
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/285 Esas
KARAR NO : 2023/435

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI :…
DAVALI :….

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/04/2023
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurtiçi ve yurtdışı kargo taşımacılığı alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, davalının talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde müvekkili şirketin davalı borçludan 61.488,03 TL tutarında alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini ve bunun üzerine davalı tarafa karşı … 8. İcra Müdürlüğü 2022/6430 Esas Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine söz konusu takibin durduğunu, davalı borçlunun kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediğini; borca, masrafa, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini ve bu itirazında haksız olduğunu, tüm bu sebeplerle davalı aleyhine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere İİK 67. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı borçlunun itirazları üzerine duran icra takibine devam edilebilmesi için, itirazın iptali talebinde bulunarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: bu davaya karşı görev itirazında ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı şirket tarafından, taraflar arasındaki hizmet akdine aykırı davranarak, müvekkil federasyona fahiş bir bedelde fatura tanzim edildiğini, İşbu sözleşmeye aykırı olarak tanzim edilen faturanın müvekkil Federasyon tarafından kabul edilmemiş olup, kayıtlarına alınmadığını, bu itibarla müvekkil Federasyonun davaya dayanak faturadan dolayı davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Müvekkil Federasyon’un fahiş miktarda tanzim edilen faturaya ve borca itirazında haklı olduğundan, davacının müvekkil Federasyon aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması şartı arandığını, ancak taraflar arasında alacak miktarında uyuşmazlık olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava konusu alacağa yıllık reeskont faizi ile tahsilinin talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, fahiş tutarda fatura düzenleyen davacının, müvekkil Federasyon aleyhine icra takibi başlatan davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemesince re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut olayda; Uyuşmazlık hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2016/6534 Esas, 2018/818 Karar)
Davacı yüklenicinin uyuşmazlık konusu işi ticarî işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı federasyon uyuşmazlık konusu işi ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil, spor faaliyetlerinin yürütülmesi, tanıtılması amacıyla gerçekleştirmiştir.
Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, … 2013, sh:476) Belirtilen nedenlerle davada dava şartı eksikliği olup olmadığı mahkeme hakimince davanın her aşamasında resen gözetilebileceğinden ve mahkememiz eldeki davaya bakmakla görevli olmadığından HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine, talep halinde dosyasının davaya bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023

Katip…
✍e-imzalıdır

Hakim ….
✍e-imzalıdır