Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/220 E. 2023/301 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/220 Esas – 2023/301
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/220
KARAR NO : 2023/301

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :….
KATİP : ….

DAVACI :….
DAVALILAR : ….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı minibüs sürücüsü Davalı …’ün olay günü ve saatinde 1867. Cadde üzerinden gelip bölünmüş yol 1851.Caddeyi geçerek 1850.Sokak istikametine gitmek istediği esnada 06-RMP-11 plakalı minibüsün ön kısımları ile Sağından gelerek 1851.Cadde üzerinde düz istikamette seyreden dava dışı … yönetiminde ve Davacı Şirketçe kasko sigortalı … plakalı kamyonetin sol yan kısımlarına çarpması neticesinde kazanın meydana geldiğini, davacı Sigorta Şirketinin somut kazada hasar alan … plakalı kamyonetin hasar bedeli olan 20.285,23 TL’yı 16/01/2020 tarihinde sigortalıya ödediğini, tam kusurlu olan davalılardan usulünce talep edildiğini ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenle…27.İcra Dairesinin 2020/3708 esas nolu icra dosyası üzerinden yasal takip başlatıldığını ancak davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğu belirtilerek; itirazın iptali ve hasar bedelinin tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: 19.11.2019 tarihinde gerçekleşen kazada davacı …’ün kusurlu olmadığını; … plakalı araç sürücüsünün, aracın sahibi olan şirkette çalışan olduğunu ve kendisinin iş yerinde çok zor durumda kalacağını belirtmesi üzerine … tarafından kazada tüm kusurun kabul edildiği ve kaza tutanağına itiraz edilmediğini; dolayısıyla kaza ile ilgili olarak kusur oranını belirlemek için bilirkişi raporu alınması gerektiğini; 19.11.2019 tarihinde gerçekleşen olayda …’ün sevk ve idaresindeki araç ile … plakalı aracın kazaya karıştığı ve araçlarda maddi hasar meydana geldiğini; Kazada … plakalı aracın “Tampon, Sol Çamurluk, Sınyal Kutusu Ve Şöfor Mahalinde Bulunan Aynanın Çerçevesinde” maddi hasarlar oluştuğunu; … tarafından hasarın onarımı için …’ün aracının sigortası olmaması nedeniyle iki servisten sözlü olarak teklif alındığını; Ancak kazaya karışan … plakalı aracın sahipleri tarafından … tarafından bulunun servislerde aracın onarımına rıza gösterilmediğini; Bu servislerde … Plaka sayılı aracın onarım bedelinin 2.500-TL-3.000-TL arasında olacağının bildirildiğini; Davalı … araçta oluşan hasarı tamir ettirmek istese de iş bu talebin … plakalı aracın sahiplerince kabul edilmediğini; …’ün sevk ve idaresindeki araç ile dava dışı … plakalı aracın küçük hasarlı kazaya karıştığı, her iki aracın da düşük hızla çarpıştığı bu nedenle ekspertiz raporunda belirtilen yedek parçaların kazayla uyumlu olmadığı, onarım bedelinin fahiş olduğunu belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, davacının sigortalısına araçta oluşan hasar nedeniyle yapmış olduğu ödemenin halefiyet ilkesinden kaynaklı davalılardan tahsili amacıyla girişilen icra takibine davalıların yapmış olduğu itirazın iptali isteminden ibarettir.
Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Mahkememizin 05/11/2021 tarih 2020/351 Esas 2021/816 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı sigorta şirketince istinaf edilmesi üzerine; Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 16/02/2023 tarih, 2022/265 Esas 2023/176 Karar sayılı ilamı ile; “davacının halefiyete dayalı olarak açtığı itirazın iptali davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak gelen dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Somut olaya gelindiğinde, davacı sigorta şirketinin, sigortalısına ödemiş olduğu trafik kazasından kaynaklı hasar bedelini davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” denildiği, eldeki davanın mutlak ya da nisbi ticari dava olmadığı, davacının sigortalısı olan dava dışı sigortalı adına kayıtlı hususi araç için kasko sigortasına dayanarak ödediği bedeli rücuen istediği, sigortalının gerçek kişi olup davalı ile aralarındaki hukuki ilişkinin de ticari nitelikte olmadığı, bu durum karşısında dava dışı sigortalı gibi davacının da Asliye Hukuk Mahkemelerine dava açması gerektiği, mahkememizin iş bu uyuşmazlıkta görevli olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili…NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde…Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2023

Katip…
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır