Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/202 E. 2023/359 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/202
KARAR NO : 2023/359

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ….

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2023
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalarının kabulüne, öncelikle ve ivedilikle teminatsız yahut teminat mukabili olarak tedbiren … İcra Müdürlüğünün 2021/1639 esas sayılı icra dosyasında vezneye giren paranın alacaklıya ödenmemesine ve icra takibinin durdurulmasına, haklı davalarının kabulüne ve … İcra Müdürlüğünün 2021/1639 esas sayılı icra takibinin iptaline, söz konusu icra dosyasına istinaden müvekkili aleyhinde yapılan tüm haciz işlemlerinin geri bırakılmasına, müvekkilinin hesaplarına konan blokelerin kaldırılmasına, alacağın % 20 sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtildiği gibi usule aykırı icra takibi söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacı taraftan alacağına binaen düzenlenmiş olan senet ile takip başlattığını, söz konusu icra takibinin davacı tarafa tebliğ edilmiş olup süresi içerisinde herhangi bir itiraz sunulmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72. maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce öncelikle incelenmesi gerekli husus mahkememizin görevli olup olmadığı noktasındadır.
Bilindiği üzere 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı kanunun 49.maddesinde; “Finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, Tüketici Kanunu kapsamında verilen senetlere ilişkin alacak iddiasının da özel yetkili tüketici mahkemesince değerlendirilmesi gerekeceği gibi, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğunun kabulü gerektiği, tüketici senedine dayalı ilişkinin davacı ile davalı arasındaki bir tüketici işlemine ait olduğundan, davacının bu davayı davalıya karşı açmak istediğinde tüketici mahkemesine başvurması gerektiği anlaşılmakla davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varılmış ve dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır