Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/18 E. 2023/9 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2023/18
KARAR NO : 2023/9

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – [Mersis No:…] …
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : … – [Mersis No:…] …
DAVA : Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Genişletilmiş Kasko Poliçesi… Sigorta A.Ş tarafından yapılmış olan müvekkile ait 06 BJT 122 plakalı aracın 05.09.2021 günü kaza yapması sonucunda müvekkile ait araç pert-total (tam ziya) işlemine tabi tutulduğunu, buna karşılık müvekkil sendikaya 15.11.2021 tarihinde … Grup Otomotiv Bilgi Teknolojileri A.Ş. tarafından 65.686,00 TL sovtaj ödemesi, 17.11.2021 tarihinde… Sigorta A.Ş tarafından ise 94.314,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bahse konu 06 BJT 122 plakalı 2019 model Opel marka araç için anlaşmanın yapıldığı tarihteki güncel rayiç bedelinin en az 205.000,00 TL olduğu tespit edildiğini, davalı … tarafından müvekkile ödemenin yapıldığı tarihte aynı özelliklere sahip bir araç almak ise hiçbir surette mümkün olmadığını, ancak bu bedelin net bir şekilde tarafımızca bilinmesi mümkün olmadığından tespiti gerektiğini, bu sebeple ıslah hakkımızı ve fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tuttuklarını, davalı tarafından kaskolanmış müvekkile ait 06 BJT 122 plakalı araç için Genişletilmiş Kasko Poliçesi kapsamında bakiye bedelinin tespitine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile 45.000,00 TL´nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine, yargılama giderlerinin, arabuluculuk giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın açıldığı …6. Tüketici Mahkemesi’nin 14/02/2022 tarih ve 2022/75 esas, 2022/48 karar sayılı görevsizlik kararı gereğince dosyanın …37. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği, …37. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih ve 2022/103 esas, 2022/137 karar sayılı görevsizlik kararı gereğince dosya mahkememize tevzi edilmiş olmakla, dosyanın mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; taraflardan davacı Sendika olup mesleki örgüt sayıldığı, 6502 sayılı yasa uyarınca tüketici olarak kabul edilemeyeceği, taraflar arasında kasko sigorta sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmenin bulunmasının eldeki davayı TTK’nın 4. maddesi gereği mutlak ticari dava haline getirmediği, davacının da tacir olması durumunda ancak nispi ticari dava söz konusu olacağından mahkememizin görevli olabileceği, bu sebeplerle davanın Tüketici Mahkemelerinde ve Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülemeyeceği, davanın genel mahkemenin görev alanında kaldığı, görevli mahkemenin görevsizlik kararı veren …37. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİK SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin …37. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a) Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf edilmesi durumunda dosyanın istinaf incelemesi için ilgili …Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
b) Mahkememiz kararının istinaf edilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 22 madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın …Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/01/2023

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır