Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/138 E. 2023/295 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/138 Esas – 2023/295
T. C.
A N K A R A
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2023/138
KARAR NO : 2023/295

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI : ….
DAVALI ….
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2023
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 30/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından…Sigorta A.Ş.’ye 10/09/2013-10/09/2014 tarihleri için işveren mali mesuliyet sigortası yaptırdığını, poliçe kapsamında yönetici veya ortakları veya çalışanlarının başına gelebilecek bir iş kazası neticesinde sigortalıya yöneltilebilecekler sorumluluklar teminata dahil olduğunu, dava dışı işçi … ‘nın 13/12/2013 tarihinde müvekkili nezdinde çalıştığı esnada iş kazası geçirdiğini, kaza sorası davalı sigorta şirketine bildirildiğini, iş kazası nedeniyle dava dışı işçi tarafından… 24. İş Mahkemesi’nin 2016/755 esas (bozma sonrası 2019/330 esas) sayılı dosyası ile müvekkili ile asıl işveren … aleyhine maddi manevi tazminat davası açtığını, 21/03/2016 tarihinde davlı sigorta şirketine davanın ihbar edildiğini, yargılama sonunda müvekkili ile … aleyhine müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunarak 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 632.017,84TL tahsiline karar verildiğini, müvekkili ile … arasında işçiye alacağın ödemesine ilişkin protokol düzenlendiğini ve müvekkili tarafından 29/12/2021 tarihinde …’a 632.018,84TL ödeme yapıldığını, …’ tarafından icra dosyasına 916.749,96Tl ödeme yapıldığını, ödemenin yapılması akabinde davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında 200.000,00TL ödeme yapıldığını, davalının poliçe limiti olduğunu ileri sürerek yaptığı ödemeyi ihbar tarihinde ödemiş olması halinde faiz, yargılama gideri vekalet ücreti ödemesi söz konusu olmayacağını bahsi geçen tutar dava dışı işçiye ödenecek ve zararı tazmin edilmiş olacağını, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmişken, kaza tarihinden 9 yıl sonra yapılan ödemeyi kabul etmediklerini, davalının eksik ödeme yaptığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00TL davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi …’nın 13/12/2013 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası geçirdiğini, müvekkili tarafından poliçe limitinin tamamını 200.000,00TL davacı sigortalıya ödendiğini, müvekkilinin poliçe limitinden başka hiçbir yükümlülüğünün bulunmadığını, davacının yetkili temsilcisi tarafından poliçe limitinin tamamının ödenmesine ilişkin olarak 12/10/2021 tarihinde ibraname ve feragatname imzalandığını, davacının meydana gelen kazayı müvekkili şirkete 3 yıl boyunca bildirmediğini ileri sürerek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
…. müzekkere yazıldığı görülmüştür.
Dava, davacı tarafından iş kazasından kaynaklı ödenen tutarın sigorta ilişkisinden kaynaklı davalıdan tahsili istemlidir.
… 29. İcra Dairesi’nin 2018/11661 esas sayılı ve… 24.İş Mahkemesi’nin 2016/755 esas sayılı dosyası, müzekkere cevapları, diğer belgeler dosyada mevcuttur.
6100 sayılı Kanunun 107. maddesine göre, “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.”
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Davacı, dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz. Şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. (Bkz. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2016/13069 E.- 2018/1377 K., Yargıtay .22. Hukuk Dairesi ‘nin 2016/7341 E.- 2016/10811)
Davacı yanında çalışan dava dışı işçi … tarafından 13/12/2013 tarihindeki iş kazası nedeniyle… 24.İş Mahkemesi’nin 2016/755 E. (Bozma sonrası 2019/330 E.) sayılı dosyasında davacı ile asıl işveren … aleyhine maddi-manevi tazminat davası ikame edildiği, yapılan yargılama sonucunda dava dışı işçi tarafından açılan davanın kabulü ile 243.658,44TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı ile diğer davalı dava dışı …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın icraya konulması üzerine aralarında yapılan protokol uyarınca davacı tarafından 29.12.2021 tarihinde dava dışı …’a 632.017,84-TL ödeme yapıldığı, … tarafından da icra dosyasına 916.749,96-TL ödemede bulunulduğu anlaşılmış olup, davacı tarafından ödenen bu tutarın düzenlenen sigorta poliçesi gereği davalıdan tahsili talep edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından sigortalısı davacı olan 10/09/2013-10/09/201 tarihleri için işveren mali mesuliyet sigortasının yapıldığı, poliçede şahıs başına azami teminat limitinin 200.000-TL olduğu, poliçenin özel şartlarında ”işçilerin bir iş kazası neticesinde herhangi bir bedeni zarardan dolayı işverene karşı ileri sürülebilecek manevi tazminat talepleri sigorta genel şartlarının 2-d maddesi gereğince işbu poliçe üzerınde yazılı limitle teminata dahildir. ….işbu poliçe ile temin edilen herhangi bir hasar ödemesinde, ilgili genel şartların birinci ve dokuzuncu maddelerinde kayıtlı tazminat tutarı, ve avukatlık ücretleri dahil dava masrafları toplamında sigortacının azami sorumluluğu, poliçede belirtilen limitlerle sınırlıdır. Sigortacının sorumluluğu, hiçbir durumda poliçe üzerinde belirtilen limitleri aşamaz…. İşbu poliçede sigortalı herbir kişi için ödenebilecek azami tazminat tutarı, poliçede verilen ek teminatlar dahil olmak üzere poliçe üzerinde yazılan şahıs başı bedeni limit ile sınırlıdır.” düzenlemesinin bulunduğu, belirtilen poliçe limitinin tamamı olan 200.000-TL’nin davacı sigortalıya 21.10.2021 tarihinde ödendiği, davacının yetkili temsilcisi tarafından poliçe limitinin tamamının ödenmesine ilişkin olarak 12.10.2021 tarihli İbraname ve Feragatname imzalandığı, feragatnamede işletilecek avans faizi bakımından ihtirazı kayıt konulduğu anlaşılmıştır.
Dava dosyasındaki somut uyuşmazlık yönünden yapılan değerlendirmede; yukarıda belirtilen sigorta ilişkisi uyarınca davacının davalıdan talep ettiği tutarın (faiz dahil) hesaplanabilir ve belirlenebilir olduğu, kısmi dava açılması mümkün iken belirsiz alacak davası çeklinde davacının açıldığı anlaşıldığından işbu talep yönünden 6100 sayılı HMK’nin 107. maddesinde belirtilen belirsiz alacak davası açma koşullarının oluşmadığı, bu durumda, davacı talebinin hukuki yarar bulunmadığından usulden reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının Reddine,
2-Alınması gereken 179,90-TL harç başlangıçta peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibarıyla geçerli AÜT gereğince 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.560,00-TL ticari arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2023

Katip…
✍e-imzalıdır

Hakim….
✍e-imzalıdır