Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/89 E. 2022/62 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/89 Esas
KARAR NO : 2022/62

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – …
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu…. İşletme Kooperatifine karşı ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile diğer giderlerden kaynaklanan aidat borcu ve gecikme bedeli ile birlikte tüm borcunu tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2020/1592 numarası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlunun kooperatif ortağı olmasa dahi aidat ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, borçlunun murisinin maliki olduğu konutun site içerisinde ve kooperatifin hizmet sağladığı alanda bulunduğunu, faydalandığı hizmet karşılığında aidat ödeme yükümlülüğü bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalının … İcra Müdürlüğünün 2020/1592 numaralı icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. (İİK 67)
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, kooperatif üyesi ile kooperatif arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklı davaların 1163 sayılı yasa gereği mutlak ticari dava sayılacağı, dosya kapsamı itibarıyla davacı vekilince davalının kooperatif üyesi olmadığının belirtildiği, bu suretle davalının kooperatif üyesi olmaması nedeniyle eldeki davada üye ile kooperatif arasındaki üyelik ilişkisi kapsamında uygulanması gereken 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı, bu durumda anılan Kanun’un 99. maddesinde belirtilen ticari dava koşullarının oluşmayacağı ve 01.07.2012 tarihinden sonra açılan bu davaya asliye ticaret mahkemesince bakılamayacağı (bkz benzer konuda Yargıtay … HD.’nin 2014/9924 esas ve 2015/1654 karar sayılı 16/03/2015 tarihli ilamı), 6100 sayılı HMK’nın 2/1. maddesi gereğince dava konusunun değerine bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olacağı, davada HMK’nın 114/1-c madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine ve karar kesinleştiğinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA ASLİYE HUKUK GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, taraflardan birinin talebi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLECEĞİNE,
İlişkin, tarafların yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 08/02/2022

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı