Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/805 E. 2022/1015 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/805 Esas – 2022/1015
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/805 Esas
KARAR NO : 2022/1015

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI ….

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 09/07/2020 tarihinde 6500 metreküp hazır beton satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme bedeli olan KDV hariç 799.500,00 TL’ nin davalıya ödendiğini, kalan KDV miktarının ise beton dökümü yapıldıkça ödendiğini, davalının anlaşmaya uymayıp metreküp başına 123 TL olan ücreti metreküp başına 460 TL’ ye çıkarttığını, inşaata devam etmek, hava koşulları ve dış etkenlerden etkilenerek hasar görmesi sebebiyle 28/03/2022 tarihinden sonra dökülen betonlara metreküp başına 460 TL ödeme yapıldığını, 4.506,5 metreküpün 123 TL’ den, 1662 metreküpün 460 TL’ den alınmak üzere toplamda 6.168,5 metreküp beton alındığını, fiyat değişikliği nedeniyle 902.133,60 TL fazla ödeme yapıldığını, kalan beton için dava dışı … Beton firmasından 331,50 metreküp beton alınarak davalının yerine getirmediği hizmet için 342.273,75 TL daha ödeme yapıldığını belirterek, 342.273,75 TL müspet zararın ve 902.133,60 TL fazla ödemenin değişen oranlarda avans faizi ile tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava , sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde, harca esas dava değerini 5.000,00 TL göstermiş olup, talep ve sonuç kısmında ise 342.273,75 TL müspet zarar ve 902.133,60 TL fazla ödemenin iadesini talep etmiş olup, nihai talebe göre davacının eksik nispi harcı yatırması gerektiğinden, yapılan tensipte davacıya 21.251,37 TL eksik harcı yatırması için Harçlar Kanunu 30. Maddesi gereğince 1 hafta kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından verilen süre içinde eksik nispi harcı yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusunun belirli bir değere ilişkin olması nedeniyle bir başka deyişle para veya para ile değerlendirilen bir şey ile ilgili bir dava olması nedeniyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 sayılı tarifesi gereğince davanın nispi harca tabidir.
Harç, kamu hizmetlerinden yararlanan özel ve tüzel kişilerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yararlandıkları hizmetlerin maliyetine katlanmaları zorunluluğu olarak tanımlanmaktadır (B, Pınar Yargı Harçları, Ankara 2009, sayfa 1-3). Yapılan iş ve hizmet amme hizmetinden daha çok kişilerin kişisel menfaatine ilişkin olduğundan yararlanılan hizmetin karşılığı olarak harcın Hazinece tahsili gerekmektedir. Nitekim 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun gerekçesinde “harç” tanım olarak “fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığı yaptıkları ödeme olarak” belirtilmiş, aynı tanım Anayasa Mahkemesi kararlarında da benimsenmiştir (Anayasa Mahkemesi 31.03.1987 günlü, 1986/20 Esas, 1987/9 Karar, 14.02.1991 gün ve 1990/18 Esas, 1991/14 Karar, 28.09.1995 günlü, 1995/24 Esas-52 Karar).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73/3 maddesinde ise “vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmünü içermektedir. Buna göre kamu kurum ve kuruluşları tarafından sunulan hizmetlerin karşılığı olarak alınan harç yasaya dayalı olarak alınmalı ve yükümlüsü de kanunun amacına uygun olarak bu hizmetten yararlanan kişiler olmalıdır. Bu zorunluluk Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 07.12.1994 günlü 1964/3 Esas,-5 Karar, ve Anayasa Mahkemesinin 31.03.1987 günlü ve 1986/20 Esas-1987/9 Karar sayılı ilamlarında da gerekçe kısmında belirtilmiştir.
Anayasanın harç alınmasındaki kanunilik ilkesi gereğince Harçlar Kanununun 1. maddesinde alınacak harçlar arasında yargı harçları da sayılmıştır. Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete, bu hizmetten yararlananların sağladığı katkıdır (Y.İ.B.K. 16.12.1983 günlü ve 1983/5, 6 Karar). Yargı harçları başvurma harcı, celse harcı ile karar ve ilam harcıdır. Karar ve ilam harcı ise maktu veya nispi harç olmak üzere iki çeşit olup konusu para veya para ile değerlendirilebilen belirli bir değere ilişkin davalarda Harçlar Kanununun 1 sayılı tarifesi gereğince nispi harç alınır. 492 sayılı Harçlar Kanununun nispi harçlarda ödeme zamanı başlığını taşıyan 28. maddesinin 1. bendi nispi harçlarda ödeme zamanını düzenlemiş, aynı maddenin a bendinde ise karar ve ilam harcının ödeme zamanı öngörülmüştür. Bu madde de aynen “karar ve ilam harçlarının 1/4’ü peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren 2 ay içinde ödenir” hükmü yer almaktadır.
Harçlar Kanununun 30. maddesi ise; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409’uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır” hükmü yer almaktadır.
Nitekim aynı esas Harçlar Kanununun 32. maddesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü tekrarlanmıştır. Bu maddenin Anayasa aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi 17.03.2010 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 2009/27 Esas, 2010/9 Karar sayılı kararının gerekçesinde “Yargılama sürecinde yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (davacı veya davalı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amaçlarına aykırılık oluşturur” denilmiştir.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlerin yapılamayacağını belirten kural bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetlerinden yararlanmaları, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından bu kural Anayasanın 36. maddesindeki hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir kural değildir.
Bu nedenlerle, Yasanın emredici hükümleri gözetilerek yargılama sırasında taşınmazın mahkemece tespit edilen değeri dava dilekçesinde gösterilen değerden daha yüksek olduğundan tespit edilen değere göre Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince eksik nispi harcın tamamlanması aksi halde müteakip yargılama işlemlerine devam edilmeyerek Harçlar Kanununun 30 ve 32. maddesinde yasal zorunluluk olarak öngörüldüğünden davanın yasanın emredici hükümleri gözetilmeksizin yargılamaya devamla esastan karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık nedeniyle bozma nedenidir. Nitekim gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekse dairelerin yerleşik uygulamaları bu yöndedir (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 04.12.2013 günlü, 2013/21-445 Esas, 2013/1625 Karar, 13.12.2017 günlü, 2017/10-1974 Esas, 2017/1735 Karar, 06.06.2018 tarihli, 2017/13-1984 Esas, 2018/1172 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 26.04.2016 tarihli, 2016/774 Esas, 2016/7461 Karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 09.10.2018 günlü, 2016/1183, 2018/4595 Karar).
Davacı tarafından açılan işbu davanın Harçlar Kanunu 30. Ve HMK 150 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Harçlar Kanunun 30. Maddesi gereğince açılan davanın Açılmamış Sayılmasına,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 85,39 TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 4,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca İADESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, eksik harç ikmal edilmediğinden dava dilekçesindeki 5000 TL dava değeri istinafa başvuru sınırı altında olduğundan kesin olarak karar verildi. 14/12/2022

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”