Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/803 E. 2023/46 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/803 Esas – 2023/46
T. C.
A N K A R A
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/803
KARAR NO : 2023/46

HAKİM …
KATİP ….

DAVACI ….
DAVALI :….
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Altıparmak ve davalı …’un 04.09.2022 tarihinde sözlü taşınır satış sözleşmesi yaptığını, sözleşmeye göre davalının 38.000,00 TL karşılığında müvekkile 17/09/2022 tarihinde “10 adet Philips XXL 9650/90 Airfryer” teslim etme borcunu üstlendiğini, aynı tarihte müvekkilinin, kaparo bedeli adı altında 5.000 TL bağlanma parasını davalıya ödediğini, davalının ödemeye ilişkin fatura kestiğini ve faturanın notlar kısmında teslimin kesin vadeye bağlandığını açıkça belirttiğini, bakiye satış bedelinin ise teslimden sonra yapılacağı kararlaştırıldığını, ancak davalının teslim borcunu yerine getirmediğini, taraflarınca davalıya … 30. Noterliğinin 05.10.2022 tarihli, 09270 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin müspet zararının giderilmesi için ihtarname gönderildiğini ve bu ihtarnamenin e-tebligat yolu ile 05.10.2022 de karşı tarafa tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça müvekkilinin zararının karşılanmadığını, müvekkilinin bir ticari işletmeyi kendi adına işlettiği için tacir olduğunu, satış sözleşmesine konu malı, ticari işletmesinde satmak ve kar elde etmek amacıyla gerçekleştirdiğini, davalının da bir ticari işletmeyi kendi adına işlettiği için tacir olduğunu, bu sebepten mevzuatta düzenlenen tacire ilişkin hükümlerin uygulanacağının açık olduğunu, bundan dolayı taraflar arasındaki borcun ticari bir borç olduğunu, borçlunun, kesin vadeli ticari satış işleminde temerrüde düştüğünü, bu sebeplerden kanuni karine gereği müvekkili adına borçludan, dava giderleri, malın sözleşmenin ifa edilmesi gereken andaki değeri ile güncel değeri arasındaki farktan doğan zarar, müvekkilinin malı zamanında teslim alamamasından dolayı yoksun kaldığı kâr ve ihtar giderleri başta olmak üzere borcun ifa edilmemesinden doğan bütün zararın giderilmesini (müspet zarar) ve davalıya ödenmiş olan 5.000,00 TLnin davacıya geri ödenmesi gerektiğini, bu sebeplerle davalıya 04/09/2022 tarihinde ödenmiş olan 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 17/09/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
Gölbaşı Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne, Aksaray Defterdarlığı’na, … Ticaret Odası Başkanlığı’na, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na müzekkere yazıldığı görüldü.
Dava, fatura alacağı nedeniyle davacı tarafça başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali isteminden ibarettir. (İİK md. 67)
Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; davanın taraflar arasındaki alım-satım sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından davalı hakkında düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkememizce ilgili vergi dairesi ve ticaret odasına yazılan yazı cevaplarına göre davalının tacir kaydı bulunmadığı, bilanço usulüne göre defter tutmadığı (işletme esasına göre defter tuttuğu) ve esnaflık sınırını aşacak nitelikte geliri bulunmadığı, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, eldeki davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, alım-satım sözleşmesine konu edilen Philips marka XXL 9650/90 Airfyer isimli ürünün 10 adet istenmesi ve davalının bu sebeple tüketici sıfatının bulunmadığı kabul edilerek uyuşmazlığın genel mahkemenin görev alanında kaldığı anlaşılmakla açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2023

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim….
✍e-imzalıdır