Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/526 E. 2022/787 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/526 Esas – 2022/787
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/526 Esas
KARAR NO : 2022/787

HAKİM …
KATİP : ….

DAVACI …
DAVALI ….
DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/04/2021 tarihinde … Turizm Geliştirme Kooperatifi üyesi…’nın eski borçlarının hesaplaşılarak hisselerini 25.000,00TL bedel ödeyerek devraldığını, gayrikanuni durumlar, şeffaflıktan uzak yapı sonrası 16/07/2021 tarihinde mail göndererek üyelikten ve yedek denetçilikten istifa ettiğini, yönetim kurulu tarafından 03/08/2021 tarihinde kendisine üyelikten istifasının kabul edildiği yolunda mail gönderildiğini ve mahsuplaşma sonucunda 11.475,75TL geri ödemesinin hesaplandığını, ödemenin 3 yıl sonra yapılacağının bildirildiğini, asgari 400 hisse karşılığı olan 40.000,00TL sermaye payından kooperafin bildirdiği Temmuz ayı dahil 2.000,00TL borcun mahsubu sonrası 38.000,00TL alacaklı olması gerektiğini, 38.000,00TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, tespit edilecek alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının belirsiz alacak davası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayacağını, davacının hür iradesi ile müvekkil kooperatifine üye olduğunu ve yine kendi iradesiyle ortaklıktan ayrıldığını, davacının müvekkili üyesi…’nın üyeliğini alarak üye sıfatını kazandığını, davacının ortaklığa girişte müvekkil kooperatife 25.000,00TL ödediğini, bu tutarın 16.882,50TL’sinin önceki ortak Demet Akka’ya ödendiğini, kabul etmemekle beraber dava değerinin 38.000,00TL olarak belirlenmesi gerektiğini, bu rakamın da talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkili tarafından bilgilendirilmediği iddiasının yersiz olduğunu, davcının ortaklıktan istifasının usule uygun olarak kabul edildiğini ve genel kurul onayına sunulduğunu, yasa gereği istifa eden üyelerin alacaklarının 2021 olağan genel kurul tarihinden itibaren mahsuplaşmanın 3 yıl sonraya bırakılmasına karar verildiğini ileri sürerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
… Turizm Geliştirme Kooperatifi’ne müzekkere yazıldığı görülmüştür.
Dava, davacının davalı kooperatiften alacağına ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı aleyhine eldeki davayı açmış ise de; dava dilekçesinden ve ekli belgelerden davacı tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı, arabulucuya başvuru yapıldığına yönelik herhangi bir bilgi-belge sunulmadığı, zorunlu arabuluculuk başvuru yoluna gidilmeksizin davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununa 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve eldeki davada da bu hususun arandığı, dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının arabuluculuk yoluna başvurulmadığından usulden reddine,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın başlangıçta peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.Ü.T gereğince 9.200,00-TL ücretin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde…Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip…
✍e-imzalıdır

Hakim….
✍e-imzalıdır