Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/523 E. 2022/943 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/523
KARAR NO : 2022/943

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı firma arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu kapsamda cari hesaptan kaynaklı alacakları nedeniyle müvekkili firmanın davalı firma tarafından ödenmeyen 138.514,10 TL alacağı mevcut olduğunu, söz konusu bakiye alacağın … 25. İcra Müdürlüğünün 2022/10046 sayılı icra dosyasına 08/06/2022 günü konu edildiğini, davalı yanın haksız ve hukuka aykırı şekilde borca itiraz ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin, icra takibi durduğu için itirazın iptali davası açmak için arabulucuya başvurduğunu, tüm bu süreçte davalı yanın, müvekkilinin başlattığı takipten sonra alacağı olmadığı halde; yüksek meblağlı miktarları içeren gerçek dışı faturalar düzenleyerek müvekkiline fatura sistemi üzerinden gönderdiğini ve dava konusu Kahramankazan İcra Müdürlüğünün 2022/747 sayılı dosyasında icra takibini başlattığını, söz konusu icra takibinin haksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, faturalar ve cari hesap ekstresi sebebiyle başlatılan bu takipten dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, iş bu icra takibinin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den az olmayan tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takibinin Kahramankazan İcra Müdürlüğünde açıldığını, işbu davada yetkili mahkemenin … Batı Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın mahkemece yetkisizlik ile reddi gerektiğini, davacı tarafça açılan işbu davanın, icra takibine kendilerince itiraz edilip ,icra takibi durduktan sonra ikame edildiğinden hiçbir hukuki menfaat bulunmayan işbu davayı ikame ettiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLER ,DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan ve itiraz üzerine duran ilamsız takipten borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı yetki itirazında bulunmuş ise de , İİK 72. Maddesine dayalı olarak açılan iş bu menfi tespit davasında alacaklının ikamet mahkemesi de yetkili olup , yetki itirazını reddi gerekmiştir.
Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün 2022/747 sayılı dosyası incelendiğinde; Davalı tarafında davacı aleyhinde “cari hesap alacağı ” açıklaması ile ; 20.07.2022 tarihinde 532584,24 TL nin ilamsız icra yolu ile tahsilini talep ettiği ,borçlunun süresinde borca itirazı üzerene takibin 22.07.2022 tarihinde durduğu görülmüştür.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında davacının takibe itirazı üzerine … Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde aleyhinde itirazın iptali davası açıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili aleyhinde başlatılan ve “01.01.2022 -31.12.2022 ” tarihleri arası cari hesap ekstresine ve faturalara dayalı ilamsız takip nedeniyle borçlu olmadıkların tespitin talep etmiş ise de , söz konusu takip dayanağı belgelerin İİK 68a maddesinde belirtilen ve icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasına yarayacak güçte belgeler olmadığı gibi , davacının itirazı ile duran takipte davacı için haciz vs tehdidi oluşturulacak yakın bir tehlike bulunmadığından, davacının, bu aşamada menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır.
Nitekim karşı tarafta davacının itirazın iptali için … Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığında ve de ispat yükü karşı tarafta bulunduğundan ,davacının menfi tespit davası açmasında hukuki menfaati yoktur.
HMK nun 114. Maddesini (h) bendinde dava açmada hukuki yararın bulunması dava şartı olarak öngörülmüştür.
Tüm bu nedenlere ,davacının davasının , dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HUKUKİ MENFAAT YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 9.095,21-TL.harcın mahsubu ile bakiye 9.014,51‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AÜT gereğince 76.584,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen tutar karşılığı ticari arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy çokluğu ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye … (M)
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. ( 2004 sayılı İİK 72)
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
İİK nun 72/5. Maddesine göre borçlu icra takibinden önce yada takip sırasında ve hatta takip kesinleştikten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Amaç bir hukuki ilişkinin veya hakkın gerçekten mevcut olmadığını tespite yöneliktir.
Davalı (alacaklı) tarafından davacı (borçlu) aleyhine genel haciz yoluyla alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı davacı borçlunun yasal süre içinde borca itiraz ettiği takibin durduğu davacının davalı alacaklı aleyhine iş bu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; davacının borca itirazı ile duran icra takibi için itirazın iptali davası açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olup olmadığı noktasındadır.
Hukuki yarar dava şartlarından olup (HMK m.114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gereklidir.
Davalı vekilinin duruşmada alınan beyanı ile davalı (alacaklı) tarafından da iş bu menfi tespit davası açıldıktan sonra itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Baki Kuru’ya göre, Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c. II. s. 1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, …, 2009, s.314)
Ödeme emrinin süresinde itiraz ederek durduran borçlunun alacaklının itirazının giderilmesi için herhangi bir yola başvurmasından önce açtığı menfi tespit davasında hukuki yararı bulunup bulunmadığı uygulamada tereddütlere neden olmuştur.
Yargıtay bazı kararlarında ödeme emrine itiraz eden borçlunun icra takibi mevcut olduğu sürece borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu kabul etmiştir;
Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir.
Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir.
Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmesi karşısında ,davacıyı borçla tehdit eden icra takibi sonrasında, bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda öyle bir borcu bulunmadığının saptanması için menfi tespit davası açabileceği kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK’nun 2011/19-622\2012/9 esas sayılı ilamı) ve Yargıtay 23. Hukuk dairesinin 2015/8906 Esas ve 2018/3694 Karar sayılı ilamında ; ” Alacaklının elinde İİKnun 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. Bu durumda, mahkemece, takip dursa dahi davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeyerek, davacı/borçlunun, hakındaki icra takibine yaptığı itirazın süresinde kabul edilerek takibin durduğu gerekçesiyle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile borçlunun itirazın iptali davası açılmasını beklemeye gerek olmaksızın menfi tespit davası açabileceği belirtilmiştir.
… BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2021/766 Esas ve 2022/1336 Karar, İstanbul BAM 46. Hukuk Dairesi’Nin 2020/2081 Esas ve 2022/367 Karar sayılı ilamlarında da benzer bir davada hukuki yararın var olduğuna işaret etmiştir.
Borçlunun takibine itiraz etmesi sadece takibin durmasını sağlayacaktır. İcra takibini ortadan kaldırmamaktadır. İcra dosyasının dava tarihi ile derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla borçlu, itirazın iptali davası için alacaklıya tanınan bir yıl gibi uzun bir süreyi beklemeden maddi hukuk anlamında, borcun bir an önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olup, böyle bir durumda dava açılmasında hukukiyarar bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki, yapılmış bir icra takibi olmadan da borç tehdidi altına olan kişinin menfi tespit davası açabileceği, İcra İflas Kanunu’nun 72/2 nci maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Dava konusu olayda, hakkında başlatılan takibe itiraz eden borçlu davacının, kendisine karşı bir itirazın iptali davası açılmasını beklemeden iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü işin esasının incelenmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Tüm bu sebeplerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 02..12.2022

Hakim- …