Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/476 E. 2022/624 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/476 Esas – 2022/624
T. C.
A N K A R A
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/476 Esas
KARAR NO : 2022/624

HAKİM …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLLERİ : …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/08/2016
KARAR TARİHİ : 18/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/05/2016 tarihinde sürücü Kazım’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Derbent mahallesi mevkiinde …’ın sevk ve idaresindeki motosikleti ile çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkil …’ın ağır yaralandığını, müvekkilinin kaza ile ilgili herhangi bir kusurunun olmadığını, … plakalı aracın sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilin kaza tarihinde 22 yaşında olduğunu ve engelli kaldığını, meydana gelen trafik kazası neticesinde çeşitli tedaviler gördüğünü ve ameliyat olduğunu, yatalak kaldığını, müvekkilin iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının hesaplanması gerektiğini, müvekkilin kazadan önce çalışmakta olduğunu, aylık 3.000,00 TL gelirinin bulunduğunu ileri sürerek meydana gelen trafik kazası sonucu 900,00 TL iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL bakıcı giderini kapsayan maddi tazminat olmak üzere toplamda 1.000,00 TL maddi tazminatın hesaplanarak davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracı ait müvekkil şirket nezdinde 0001-0210-13392720 numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 20/11/2015- 20/11/2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, anılan poliçe gereğince müvekkil şirketin sorumluluğunun sakatlanma ve ölüm kişi başına 290.000,00 TL limit ile sınırlı olduğunu sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerekmekte olduğunu, davacı sigortalılarının kusur ve zararının kanıtlanması gerektiğini, kanıtlanamaması halinde müvekkil şirketin sorumluluğunun olmadığını, dava konusu kazanın 20/05/2016 tarihinde meydana geldiğini kaza tarihi üzerinden henüz 12 ay geçmediğinden davacı tarafın daimi sakatlık iddialarının reddinin gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacının geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu teminattan sosyal güvenlik kurumunun sorumlu olduğunun belirtildiğini ileri sürerek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf ilamı öncesi Hacettepe Üniversitesi ATK’ya, Ankara Üniversitesi ATK’ya, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesine Ortopedi Bölümüne, Mardin Devlet Hastanesine, Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Ankara SGK İl Müdürlüğüne, Altındağ İlçe Emniyet Müdürlüğüne, … Sigorta A.Ş.’ye, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine, Bismil CBS’ye, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesine Beyin Cerrahisi Bölümüne müzekkere yazıldığı görüldü.
Dava, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan araç ile davacının kullandığı motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu davacının malul kalması nedeniyle sigorta şirketine açılan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebine ilişkindir. (2918 sayılı KTK m. 85,91,97, 109, 110 vd; TBK m. 53, 54, 55 vd).
Mahkememizce 2016/704 esas ve 2019/1147 karar sayılı 14/1/2019 tarihli verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 26. HD.’nin 2020/80 esas ve 2022/1302 karar sayılı 20/05/2022 tarihli ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına hükmolunduğu, bunun üzerine dosyanın yukarıda belirtilen esas sırası kaydı yapılara yargılamasına devam edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili yargılama sırasında 08/07/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan ettiklerinin belirterek eldeki dava nedeniyle taraflar arasında düzenlenen makbuz ve ibraname başlıklı belgeyi sunmuştur.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesinde, “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş,
Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır.
310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 27/08/2016 tarihli dava dilekçesi ile iş bu davayı açmış olsa da, feragat yetkisi bulunan vekaletname gereği davacı vekilinin 08/07/2022 tarihli dilekçesi ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini bildirdiği, tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmedikleri anlaşılmakla HMK’nun 310. ve 311. maddelerine göre; feragatın hüküm kesinleşmeden her zaman yapılabileceği gibi feragat beyanının kesin hükmün hukuki neticelerini doğurduğu ve feragat beyanının işin niteliğine göre kamu düzenine aykırı olmadıkça geçerli bulunduğu, feragatın sonuç doğurması için karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı bu sebeple feragat dilekçesinin karşı tarafa tebliği zorunluluğu bulunmadığı, yine feragatın gerçekleşmesi halinde oturum beklenmeden karar verilebileceği (Bkz. Halil Kılıç- 6100 Sayılı HMK 2. Cilt S. 2472 3. Paragraf), ayrıca dosya üzerinden karar verebilmenin yargılama sürecinin kısaltılması amacıyla düzenlenen 6100 sayılı HMK’nun özüne de uygun olacağı da anlaşıldığından feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harç ile alınan 546,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 494,50 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talebi halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Taraflarca düzenlenen ibraname uyarınca karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
İlişkin, taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.18/07/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim…
✍e-imzalıdır