Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429 E. 2022/987 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/429 Esas – 2022/987
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/429
KARAR NO : 2022/987

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette 0001-0410-0536-6058 sayılı Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı ……A.Ş’ye ait emtianı 10/10/2020 tarihinde 53507 numaralı tren ile Diyarbakır istasyonundan Kurşunlu istasyonuna taşındığı sırada, Kalecik istasyonuna geldiğinde 23012 numaralı trenin çarpışması sonucu hasara uğradığını, davalı şirketin anılan kazanın meydana gelmesinde gerek makinistlerin kusurlu davranışı gerekse de yeterli önlemleri almaması bakımından kusurlu ve sorumlu olduğunu, yerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan eksper raporuna göre, müvekkili şirkette sigortalı emtiada toplam 197.130,07 TL hasar tespit edildiğini ve hasar bedelinin 17/02/2021 tarihinde sigortalı ile mutabık kalınarak ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigorta sahibine hasar bedelini ödemekle, Türk Ticaret Kanununun 1472. Maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, bu nedenle hasar tazminatının ödenmesi için davalıya gönderilen ihtara olumsuz olarak cevap verildiğinden öncelikle TTK madde 5/A gereğince arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak bu aşamada da anlaşma sağlanamadığını, açıklanan sebeplerle, kusur ve hasara ilişkin fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 197.130,07 TL alacağın davalıdan tahsilini, alacağa ödeme tarihi olan 17/02/2021’dan itibaren avans faizi yürütülmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, görev derdestlik itirazlarının bulunduğunu ve zamanaşımı def’i olduğunu, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını ve davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu olayda dava dışı dışı ……A.Ş. TTK hükümlerine göre taşıtan olduğunu, meydana gelen aksaklıklardan dolayı tazminat talep hakkının taşıtana ait olduğunu, dava konusu taşımaya ilişkin belgelerin müvekkili ile dava dışı şirketin arasında imzalandığını, müvekkili ile davacı arasında bir taşıma sözleşmesi bulunmadığını, davanın muhatabının müvekkili şirketin olmadığını, ilgili yönetmelikte de belirtildiği gibi yüküm tesliminden itibaren dört haftaya kadar dava açması gerektiğini ve dava konusu alacak talebinin süresinde ileri sürülmediğini, dava konusu taşıma belgelerinde göndericisi ve alıcısı dava dışı ……A.Ş olan 6744160 nolu siparişin 5,6,7,8. Kalemlerinde bulunan 4 vagonda toplam 12 adet konteyner “hasarlı, az hasarlı, kapak yok, çok hasarlı, delinmiş, yamulmuş” açıklamalı olarak 14/10/2020 tarihli tutanak ile dava dışı şirket yetkilisi tarafından teslim alındığını, davacının halefiyet iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafından sigortalanan, sigortalısı ……A.Ş’ye ödendiği iddia edilen 197.130,07TL’nin rücuen tazminat talebinin yerinde olmadığını, taşıma belgelerinde ürünlerin cinsinin boş konteyner, ürün değerinin ise her bir vagonda toplam 7.500,00TL olarak beyan edildiğini, beyanlara göre konteyner başına 2.500,00TL ile sınırlı olacağını, kaza sonrası eşyanın toplam değer sınırları içerisinde konteynerlerin hasarıyla fatura ibraz edilmesi halinde müvekkili kuruluşunca ödeme yapılacağının davacı tarafa bildirildiğini ancak karşı taraftan fatura ibraz edilmediğini ve hasarlı konteyner hurdalarının da teslimini yapmadıklarını, Nakliyat Abonman Sözleşmesi incelendiğinde, boş konteyner taşıması, sigorta konusu kapsamında sayılmamış olduğunu sigorta teminatı kapsamında yer almadığını, kazanın 10/10/2020 tarihinde meydana geldiğini ve Nakliyat Sigorta Poliçesi’nin 12/10/2020 tarihinde tanzim edildiğini belirterek öncelikle davanın usulden reddini mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
…7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ve Allianz Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememizce Makine Mühendisi bilirkişi Bülent Aras, Elektrik Yüksek Mühendisi Bilirkişi … ve Bilirkişi …’dan oluşan heyetten 09/11/2022 tarihinde bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/429 esas sayılı dosya içeriği, müzekkere cevapları, bilirkişi rapor, taraf vekillerin beyan dilekçeleri ve celbi gerekli tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememizce Makine Mühendisi bilirkişi Bülent Aras, Elektrik Yüksek Mühendisi Bilirkişi … ve Bilirkişi …’dan oluşan heyetten 09/11/2022 tarihinde bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı makinistler … sevk ve idarelerindeki … numaralı lokomotife bağlı bulunan 23012 sefer sayılı tren dizisi ile Irmak- Karabük-Zonguldak hattını takiben Çankırı istasyonunda Karabük istasyonuna doğru seyrüsefer halinde oldukları, dava dışı makinistler soruşturma sırasında aldırılan bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda tam etkili oldukları, ceza dosyasına aldırılan bilirkişi raporlarında; kazanın oluşumunda sorumlu oldukları ve etkilerinin yüksek oldukları belirtildiğini, dava dışı makinistlerin seyirleri sırasında, trenin geri geri hareketine göre arkaya bakarak treni kontrol etmemeleri, yola, yoldaki işaretlere, lokomotifin gidişine dikkat etmemeleri, olay yaklaşımında lokomotifin kumandasını hareketsiz bırakmaları, olay yerinde hız limitleri 30 km/h olmasına rağmen 65,72 km/h hızla seyrederek hız sınırlarını aşmaları, trenin otomatik fren sistemi olan Totman Sistemini devre dışı bırakarak treni sevk etmeleri, netice itibarıyla talimatlara uymayarak ve kırmızı ışık ihlali yaparak karşı yönden gelen tren çarpışarak neden oldukları olayda %70 (Yüzde Yetmiş) oranında kusurlu olduklarını, olaya karışan müteveffa makinistler Hanifi Adem Yüksel ve Ömer Baltat’ın sevk ve idarelerindeki DE 33085 numaralı lokomotife bağlı bulunan 53507 sefer sayılı tren dizisi ile Yerköy istasyonunda hareketle Kalecik istikametine doğru seyrüsefer halindeyken Müteveffa makinistler … soruşturma sırasında aldırılan bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda etkisiz oldukları, ceza dosyasına aldırılan bilirkişi raporlarında; kazanın oluşumunda etkilerinin bulunmadığı belirtildiğini, müteveffa makinistler Hanifi Adem Yüksel ve Ömer Baltat’ın sevk ve idarelerindeki tren ile ray üzerinde nizami bir şekilde hareket halinde iken, karşı yönden kırmızı sinyal ihlali yaparak gelen trene karşı mevcut şartlarda alabilecekleri herhangi bir tedbirlerinin olmaması ve kural ihlali görülmediğinden dolayı olayda kusursuz olduklarını, davacıya sigortalanmış olan konteynerler davalı TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından nakledilmektedir. Kazaya karışan trenlerde bu kuruluşun sevk ve idaresi altında bulunduğunu, davalı şirket soruşturma sırasında aldırılan bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda etkisiz olduğunu, ceza dosyasına aldırılan bilirkişi raporlarında; sınırlı da olsa etkisinin bulunduğu, tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, olaya neden olan trenin üstünde sinyal ekipmanı bulunmadığını, raylı sistemde taşımacılık yapan davalı şirketin teknolojik gelişmelere uygun tren işletmesi yapması olduğunu, olayın meydana geldiği hat ERTMS/ETC sistemine sahip olmasına rağmen aynı hatta çalışan trenlerin sinyaş ekipman montajını yapmaması, Çankırı istasyonuna trenlerin dönüşünü sağlayacak Torna Sisten yapmaması, geri geri hareketlerle trenin hareketini zorlaştırması, çalışanlara vermiş olduğu talimat ve emirlerin gereğini, çalışanlar üzerinde objektif olarak denetim ve gözetim görevini yerine getirmemesi nedeniyle olaya etkisi olduğundan dolayı neden olduğu olayda %30 (Yüzde Otuz) oranında kusurlu olduğunu, davacıya sigortalı konteynerler tren seyir halinde iken istif hatası sonucu düşmemiş, trenlerin çarpışması sonucu çarpışmanın şiddeti ve devrilerek hasara uğradığını, Konteynerlerin nizami olarak yüklenmesi ile zararın çarpışma sonucu meydana gelmesiyle davacının sigortalısı ……A.Ş.’ne olayda ve hasarda atfedilebilecek bir kusur görülmediğini, davacı yana sigortalı 12 adet konteynerin davalı şirketin sorumluluğunda taşınırken hasara uğramasıyla davacı sigorta şirketinin kusur indirimi olmaksızın ödeme tarihi olan 17/02/2021 tarihi itibarıyla talep edebileceği tazminat miktarının 186.701,85 TL olacağını rapor etmişlerdir.
Deliller değerlendirilmiştir.
Davacı tarafından TTK’nın 1472. maddesine dayalı olarak eldeki rücu davası açılabilmesi için, sigortacı ile sigortalı arasında bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortacının bu nedenle sigortalısına bir ödeme yapmış olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerekir.
Davacı vekili davaya konu davalının sorumlu olduğu tren kazası sebebiyle sigortalısına yapmış olduğu ödemenin davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir.
Somut olayda, davacı ile dava dışı sigorta ettiren ……A.Ş. arasında 25/01/2020 başlangıç ve 25/01/2021 bitiş tarihli nakliyat abonman sözleşmesinin sunulmuş olduğu görülmüştür. Sadece abonman sözleşmesinin bulunması, spesifik yani belirli bir taşımaya ilişkin akdi ilişki ve bildirim olmadıkça taşınan malın sigorta örtüsü altında olduğunu göstermez ve sigortacı da böyle bir rizikodan sorumlu olmaz. Bu husus aktif dava ehliyetine ilişkin olup re’sen nazara alınması gerekir. Zira abonman sigorta sözleşmeleri birer çerçeve anlaşma niteliğinde olup, sigortacı ile sigorta ettiren arasında, sigorta ile ilgili bir hukuki ilişkiyi oluşturur. Bu hukuki ilişkiden dolayı her taşıma için ayrı bir sigorta sözleşmesi düzenlenir. (Bkz. Yargıtay 11. HD.’nin 2015/14264 esas ve 2016/853 karar sayılı 27/01/2016 tarihli ilamı) TTK’nın 1458. maddesinde belirtildiği üzere ”Sigorta, sigorta koruması sözleşmenin yapılmasından önceki bir tarihten itibaren sağlanacak şekilde yapılabilir. Ancak, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, sözleşmenin yapılması sırasında, sigortacı ile sigorta ettiren ve sigortadan haberi olmak şartıyla, sigortalı tarafından biliniyorsa sözleşme geçersizdir.” hükmünü haizdir.
Dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere davacı ile dava dışı sigorta ettiren arasındaki 27/01/2020’de tanzim edilen 0001-0420-00027023 sözleşme numaralı 25/01/2020-25/01/2021 tarihleri arasında geçerli abonman nakliyat sigorta sözleşmesine istinaden düzenlenen 12/10/2020 tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesinde teklif tarihi 12/10/2010, yükleme tarihi 05/10/2020 olarak gösterilmiş; riziko tarihinin ise 10/10/2020 olduğu tespit edilmiştir. Sigortalıya ait malların taşınması sırasında 10/10/2020 tarihinde riziko meydana geldikten sonra sigortalı tarafından 12/10/2020 tarihinde yapılan teklif üzerine poliçenin düzenlendiği göz önüne alındığında teminatın en erken teklif tarihinde başlayacağının kabulü gerekir. Metni yukarıya alınan yasa hükmüne göre rizikonun gerçekleşmesinden sonra yapılan teklif üzerine düzenlenen sigorta poliçesi hükümsüzdür. Hükümsüz bulunan bir sigorta ilişkisine nazaran yapılan ödeme de Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca davacıya halefiyet hakkı sağlamaz. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, rizikonun gerçekleşmesinden sonra yapılan teklif üzerine sigorta poliçesi düzenlenmesinin önceden meydana gelen rizikoyu teminat altına alma olanağının bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 3.366,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.285,79TL’nin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 30.569,51-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.360,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim…
✍e-imzalıdır