Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/366 E. 2022/988 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/366 Esas – 2022/988
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/366
KARAR NO : 2022/988

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI ….
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirketi arasında, 27.09.2021 tarihinde, … açık saha içine “Sentetik Çim ve Kauçuk Esaslı Koşu Parkuru” uygulama işine yönelik olarak sözleşme imzalandığını, davalı ile yapılan sözleşme gereği, malzeme temini, işçilik ve sair bütün masrafların davalıya ait olduğu, işin bedelinin 1.630.000,00TL olarak belirlendiğini, sözleşmede, anlaşılan miktar ile ilgili ödeme planının detaylı olarak düzenlendiği, sözleşmenin tanzim tarihinde 300.000,00 TL’nin avans olarak davalı şirkete verildiğini, müvekkil şirketin sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimi yerine getirerek, daha hiç bir hizmet almadan 300.000,00 TL avans gönderdiği halde, davalı şirketin üstlenmiş olduğu edimleri yerine getirmekten imtina ettiğini, sözleşmenin 2. maddesinde “İşin Süresi ve Malzemenin Teslimi ve Gecikme Cezası”, . Maddesinde “Malzemelerin Teslim Süresi” bölümlerinin düzenlendiğini, davalı şirketin, iş sahasına, malzemeleri süresi içinde teslim etmediği gibi, süresi içinde işe başlamadığı ve öngörülen sürede işi tamamlamadığını, işin, sözleşmeye uygun şekilde teslim edilmemesi nedeniyle, sözleşme kapsamında daha fazla cezai şart talep edilmesi mümkünken, müvekkil şirketin, 20 günlük süre için cezai şart talebi ile … 12. İcra Müdürlüğünün 202213787 E. Sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, hiçbir haklı gerekçesi olmadığı halde icra takibine itiraz edildiği ve takibin durduğunu, davalı tarafın haksız tutumu nedeni ile arabuluculuk yoluna başvurulduğu ve sonuç alınamadığını, İzah edilen hususlar ve resen gözetilecek nedenlerle haksız itiraz ile duran takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20′ den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davanın konusu değil ise de davacı taraf müvekkil şirkete 300.000,00 TL avans ödemesi gerçekleştirdiğini beyan etmiş ancak bu ödemeye rağmen müvekkil şirketin üstelendiği edimleri yerine getirmediğini belirttiğini, ancak davacı şirketin bu durumu eksik anlattığını, davacı şirket tarafından müvekkil şirkete yapılan ödemelerin ödemeyi yapan hesaba iade edildiğini, bu hali ile müvekkilin işe devam etmeyeceği davacı şirketin de bilgisi ve onayında olduğunu, davacı tarafından takibe konu sözleşmenin 2. ve 9. Maddelerinden bahsedilmekle cezai şart taleplerinin bu maddelerden kaynaklandığı ileri sürülmüş ancak 9. Maddenin içeriğinin açıkça belirtilmediğini, 27109/2021 tarihli sözleşmenin 9. Maddesi gereği müvekkil şirketin “sentetik saha ve kauçuk koşu alanı” işine başlaması için davacı şirketin müvekkil şirkete yazılı bildirimde bulunarak işin yapımı için gerekli malzemelerin teslimini ve işe başlanmasını talep etmesi gerektiğini, ancak davacı şirketin, işin yapılacağı alanı müvekkilin halı saha ve koşu pisti döşenmesi işinin başlanmasına uygun hale getiremediği ve işin başlama süresinin davacı şirketin kusuru nedeni ile uzadığını, bu arada müvekkil şirket yetkilisi sürekli olarak …’dan Bodrum’a gittiği ve işin yapılacağı alanın fotoğraflarını çektiği ve davacı şirkete iş alanının düzeltilmesi için yardımcı olarak supervisor atadığı ve bu kişinin ücretini de kendisi karşıladığını, bu kişinin …olduğunu, ilk çalışma tarihi olan 10 Ağustos 2021 tarihinden sonraki tarih 10 Kasım 2021 ‘e geldiği halde işin yapılacağı saha henüz müvekkilin halı saha işini yapmasına uygun hale getirilmediği, davacı şirketten kaynaklanan nedenler ile işin her geçen gün gecikmesi ve maliyetlerin aydan aya değişiklik göstermesi nedeni ile davacı şirkete avans iadesi de yapılmış ve davacı şirketin yine müvekkilin aracılığı ile … isimli şahıs ile anlaşma yaparak işi bu kişiye yaptırdığını, davacı şirketin kendisinden kaynaklanan gecikme nedeni ile işe başlanamaması bakımından müvekkil şirketi sorumlu tutmadığı ve başka bir firma ile çalışmayı da kabul ettiğini, müvekkilin tm çaba ve masraflarına karşın davacı şirketin kusuru ile sözleşmenin sürdürülemez hale gelmesi neticesinde ve sözleşmenin 9. Maddesi gereği davacı şirketin bir türlü yazılı bildirimde bulunarak malzemeleri istememesi nedeni ile işe de başlanılamamış ve karşılıklı rıza ve anlaşma ile sözleşme konusu işin başka bir firmaya davacı şirket tarafından yaptırıldığını, iş bu nedenle davacı şirketin gecikme tazminat talebi yerine olmayıp davasının reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile asıl alacağın %20’ sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, dava masraf ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.
… 12. İcra Dairesi’ne müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememizce Mali Müşavir Bilirkişi…ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişi…’den oluşan heyetten 14/10/2022 tarihinde bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava, sözleşmeden kaynaklı cezai şart isteminin tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemlidir.
… 12. İcra Müdürlüğü’nün 2022/3787 takip sayılı dosyası, davaya konu sözleşme, bilirkişi raporu, müzekkere cevapları ile tüm getirtilmesi gerekli deliller dosyaya celp edilmiştir.
… 12. İcra Müdürlüğünün 2022/3787 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 18/02/2022 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 100.000,00TL diğer asıl alacak olmak üzere toplam 100.000,00-TL istendiği, takibin dayanağının 27/09/2021 tarihli sözleşemeye istinaden 100.000,00TL olduğu, ödeme emrinin davalıya 23/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 24/02/2022 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmede şirket olarak davacı … Mühendislik Mim.Tic.Ltd.Şti.’nin, firma olarak davalı … Mobilya Dek.İnş.Teks.Tic.Ltd.Şti.’nin gözüktüğü, sözleşmenin 1. maddesinde sözleşme konusu ve fiyatının şirketin taahhüdü altında bulunan “… Açık Saha İçine Sentetik Çim ve Kauçuk Esaslı Koşu Parkuru” uygulama işi 1.630.000,00 TL (KDV Dâhil) şeklinde belirtildiği, 2. maddede ”işin tamamı bu sözleşmenin imzalanmasından sonra yağmur, kar, fırtına, sel ve olağanüstü doğa şartlarının olmaması, herhangi bir mücbir halin olmaması halinde sözleşmede belirtilen işin yapım süresi, madde 9’da belirtilen halı ve diğer malzemelerin şantiyeye (halı sahanın yapılacağı yere) intikalini takiben teslim süresi olarak 60 (altmış) gündür. İşin tamamı belirlenen sürede FİRMA tarafından teslim edilir. Firma vaat etmiş olduğu sürede ürünü saha teslim edemediği her gün için 5.000,00 TL (Beşbin Türk Lirası) ve işin montajı teslim edilemeyip yetiştirilemediği takdirde; FİRMA alacağından günlük 5.000,00 TL (Beşbin Türk Lirası) ceza kesilir.” şeklinde hüküm bulunduğu, sözleşmenin 9. maddesinin ”ŞİRKET yazılı (faks, elektronik posta, kargo, mektup vb şekilde) isteği üzerine FİRMA’ya sözleşme konusu sentetik çim halı ve malzemeleri sahanın yapılacağı yere ŞİRKET’ in yazılı isteğinin geliş tarihinden itibaren ve Madde-2 ‘deki olumsuz hallerin olmaması durumunda 72 saat içinde başlanacak olup, yardımcı malzemeler ve halı dâhil olmak üzere teslimat 20 gün içerisinde tamamlanacaktır. Bu süre içinde gerçekleşmeyen durumlar vukuu bulduğunda Madde-2’ de yer alan cezai şartlar uygulanacaktır.” şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinden bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememizce Mali Müşavir Bilirkişi…ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişi…’den oluşan heyetten 14/10/2022 tarihinde aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında sunulan belgeler ve sözleşmenin incelenmesi akabinde, işin yapımını üstelenen davalının süresi içinde (60 gün) işi teslim etmediği anlaşıldığını, teslim ettiğine dair de davacının kabulünde olan bir belgeye rastlanmadığını, ilaveten işin davalı tarafından yapılmadığı da uyuşmazlık konusu olmayıp, her ikin tarafın kabulünde olan hususlar olduğunu, fakat davalı sözleşmenin 9. Maddesinde açıklık olmadığını, davacı şirketin işin yapılacağı alanı müvekkilin halı saha ve koşu pisti döşenmesi işinin başlanmasına uygun hale getirmediği için işin başlama süresinin davacı şirketin kusuru nedeniyle uzadığını iddia ettiğini, ancak, bu iddianın ispatına yönelik herhangi bir belge veya delilin dosya kapsamında bulunmadığı tespit edildiğini, ayrıca, sözleşmenin 8. Maddesinde de “Siparişin Verilmesi ve İptal Edilmesi” başlığı altında; sözleşme konusu malzemeler sözleşme konusu saha için üretici firma tarafından özel olarak projelendirilip üretileceğinden siparişin şirket, tarafından iptal edilmesi veya sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını, şirketin sözleşmenin şartlarını 30 takvim günü içerisinde yerine getirmemesi durumunda firmanın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkını saklı tuttuğunu, şirketin tüm bu durumun bilincinde olduğunu, sözleşmenin imzalanması halinde siparişi vermiş olduğunu ve herhangi bir sebeple iptal edilmesinin mümkün olmadığını kabul ve beyan ettiğini, herhangi bir sebeple siparişten vazgeçilmesi, sipariş edilen ürünün ödemelerinin yapılmaması ya da malzemelerin teslim alınmamasının da şirketin ödeme konusundaki yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağını, siparişin herhangi bir sebeple iptal edilmesi halinde ise şirketin sözleşme bedelinin %25’i tutarında bedeli ceza olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği de hüküm altına aldığını, anılan madde hükmünden çıkarılan sonuç, siparişin Şirket tarafından iptal edilemeyeceği ve sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını, şirketin sözleşmenin şartlarını 30 takvim günü içerisinde yerine getirmemesi durumunda firmanın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkını saklı tuttuğu da gözetilerek dosya kapsamında böyle bir durumun da vücut bulmaması ve buna dair de davalının iddiasını ispatlar nitelikte bir belgenin de davalı tarafından dosvava ibraz edilmemesi nedeniyle davalının süresinde işi teslim etmediği kanaatine ulaşılmaktadır. Zira davacının sözleşmenin şartlarını şayet 30 takvim günü içerisinde yerine getirmemesi durumunda davalı firmanın sözleşmeyi tek taraflı feshetme hakkı da saklı tutulduğundan, şayet davalı, davacının iddia ettiği üzere kusurlu davranışıyla karşılaşmış ise bunu davacıya bildireceği/ bildirmesi gerektiği de olayın akışına göre beklenen bir olgu olduğunu, dolayısıyla, yukarıda zikredilen cezai şartın öngörüldüğü sözleşmenin 2.Maddesine göre; 20 gün karşılığı cezai şart tutarı 20 Gün x 5.000,00 TL=100.000,00TL cezai şart nedeniyle tazminat hesaplandığını, davacının 100.000,00TL cezai şart nedeniyle tazminat alacağı olabileceğini rapor etmişlerdir.
Deliller değerlendirilmiştir.
Somut olayda; Davacı vekili davalının sözleşmeyi yerine getirmediğini, vaad edilen ürünlerin sahaya getirilmediğini, sözleşmede bu nedenle koyulan sürelere uyulmadığını belirterek cezai şart nedeniyle alacağın oluştuğunu belirterek bu nedenle başlatılan takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “cezai şart (ceza koşulu)” kavramı üzerinde durulmasında fayda vardır. Kanun koyucu mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 158-161. maddelerinde “cezai şart” kavramını kullanmış, TBK’nın 179-182. maddelerinde ise bunun yerine “ceza koşulu” kavramını tercih etmiştir. Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan fer’î bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Akman Sermet/Burcuoğlu Haluk/ Altop Atilla/ Tekinay, Selahattin Sulhi: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 358-359). Cezai şart, somut olayda uygulanması gereken ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 179–182. maddelerinde düzenlenmiştir.
Maddenin birinci bendinde seçimlik cezai şart düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâlinde ödenmek üzere cezai şart vaad edilmiş ve aksi de sözleşmede öngörülmemiş ise alacaklı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir. Seçimlik cezai şartta alacaklı seçimlik bir yetkiye sahiptir. Buna göre o şartın gerçekleşmesi yani borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi durumunda ya asıl edimin ifasını ister ya da bundan vazgeçerek cezai şartın ödenmesini talep eder. Seçimlik cezai şartta alacaklı hem asıl edimin ifasını hem de cezai şartın ödenmesini isteyemeyecektir. İkinci bentte düzenlenen ifaya ekli cezai şartta ise alacaklı, açıkça feragat etmiş veya ifayı kayıtsız şartsız kabul etmiş olmadıkça, hem sözleşmenin ifasını hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilir.Seçimlik ve ifaya eklenen ceza koşulu, borçlunun borcunu ihlâl etmesine karşı alacaklıya bir talep hakkı sağlar. Bununla birlikte her ikisinde de sözleşmenin alacaklı tarafından feshedilmemiş olması gerekmektedir.
Somut olayda, sözleşmenin 9. maddesinde davalının sözleşmeyi ifa etmediği ve alacaklının sözleşme gereğince mevcut bir ifayı kabulü de söz konusu olmadığından seçimlik cezai şartın talep edildiğinin kabul edileceği, davacı tarafından davalıya malzemelerin teslim edilmesi için sözleşmede belirtilen şekilde yazılı bir bildirimde bulunulduğuna dair delil ibraz edilmediği, davalı vekilince ileri sürüldüğü ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının davalıya sözleşmenin 3. maddesi gereği verdiği 300.000,00-TL avansın 260.000,00-TL’sinin davacıya iade edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde sözleşme konusu işin dava dışı firma tarafından yaptırıldığına yönelik beyanlarının aksine davacı tarafın bilgi-belge sunmadığı, bu olgular bir araya getirildiğinde sözleşmenin ayakta olduğundan bahsedilemeyeceği, dosyada feshe dair yazılı bir belgeye rastlanmasa da eylemli olarak sözleşmenin feshedildiği ve bu nedenle asıl borca bağlı olan cezai şart talebinin yerinde olmadığı, başlatılan icra takibinde sunulan deliller kapsamında davacının açıkça kötüniyetli olduğuna dair kanaatin oluşmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
Şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL.harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye ‬1.627,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 16.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır