Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/365 E. 2022/1008 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/365 Esas – 2022/1008
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/365 Esas
KARAR NO : 2022/1008

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI :….
DAVALI :….

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hangar binası imalatı, çelik malzeme imalatlarının yapılması ve teslimi konusunda eser sözleşmesi bulunduğunu, davacının imalatları yaparak gönderdiğini, davalıdan bakiye 190.585,20 TL alacağı bulunduğunu, davalı hakkında yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının eksik ve kusurlu malzeme sevk ettiğini, hatalı imalatların ilk sevkiyat davalıya ulaştıktan sonra montaja başlandıktan sonra fark edildiğini, hatalı imalatların Whatsapp üzerinden davacıya izah edildiğini, davacının hatalı imalatlar yapması sebebiyle, davacının hatalı imalatları sebebiyle davalının yapması gereken hangari 5 ayda zor bitirebildiğini, hatalı imalatlar sebebiyle ek personelin çalıştırılmak zorunda kaldığını, maddi kayıp yaşandığını, asıl iş veren Alman firması tarafından davalıya eksik ve ayıplı işler sebebiyle fatura düzenlediğini, davalının davacıdan 188.800,00 TL alacağının bulunduğunu, takas mahsup talebinde bulunduklarını, davacıya hatalı üretime rağmen 610.800,00 TL ödeme yaptıklarını, öncelikle davanın reddini, aksi halde takas mahsup talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, Sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. (İİK 67)
…5. İcra Müdürlüğünün 2021/2693 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 23/02/2021 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 190.585,20TL asıl alacak olmak üzere toplam 190.585,20TL istendiği, takibin dayanağının sözleşmeden kaynaklı cari hesap alacağı olduğu, ödeme emrinin davalıya 18/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 26/03/2021 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Sözleşmenin varlığı ve ödemeler konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık davalının davacıya düzenlediği, eksik ve hatalı imalata yönelik kalan işlerin tamamlanması olarak aylık 53.333 TL 3 ay KDV dahil 188.800 TL 24.01.2021 tarihli reklamasyın faturasından kaynaklanmaktadır. Bu faturanın davacının alacağından mahsubunun gerekip gerekmediği ihtilaf konusudur. Davalı bu faturadaki alacağını ispat bakımından davalının yapacağı işe dair projeyi delil olarak sunmadığı gibi hangi imalatın, ne kadarının hangi sebeple hatalı olduğuna ilişkin başkaca delil sunmamıştır.
Davacı , davalının Alman işverene yapacağı hangar binası imalatı için öngörülen yapısal çeliklerin verilen proje ve teknik şartnamalere göre atölyede yapımını üstlenmiştir.
Muhasebe açısından Reklamasyon, satılan bir malın yada üretilen malzemenin kalitesindeki bozukluktan dolayı karşı firmanın malı iade etme imkanı olmadığı durumda telafi edici bir fatura kesmesi olarak tarif edilmektedir. Reklamasyonun iskonto, iade veya tazminat-ceza şeklinde uygulamaları vardır. İhraç edilen mallara ilişkin uygulaması mevcuttur. Davalı da eksik ve kalan işlerin tamamlanması konulu KDV dahil 188.800 TL tutarında fatura düzenleyip davacıya göndermiştir.
İmalat işi eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır.
Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir.
HMK nın 266. Maddesi gereğince ayıplı üretim olup olmadığı, ayıp var ise açık ayıp olup olmadığı konusunda bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, raporda taraflar arasında birim fiyat tonaj üzerinden prefabrik çelik yapı imalat işi eser sözleşmesi imzalandığı, son hakediş faturası ile birlikte kesinleşen tonaj üzerinden sözleşmenin süresinde %2 azalış ile tamamlandığı, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 190.585,20 TL alacağı bulunduğu, taraflar arasındaki uyumsuzluğun davalının sonradan davacıya düzenlediği 188.800,00 TL faturadan kaynaklandığı , iddia edilen ayıpların açık ayıp olduğu, davacının ediminin fabrika sahasından teslim şeklinde olduğu, davacı firmanın ayıptan kaynaklı yükümlülüğünün fabrika teslim sonrası kalktığını, davalının fabrikadan alırken kontrol etmediği, davalı vekilinin ayıp ile ilgili ibraz etmiş olduğu reklamasyon fatura ve ekleri ile birlikte diğer yazışmaları incelendiğinde davalı firmanın Alman işveren ile yaptığı sözleşme hükümlerine göre proje revizyonundan kaynaklı sorumluluğun davalı firmada olduğu, proje koordinasyonunun sağlanmadığının anlaşıldığı projedeki çakışma kontrollerinin yapılarak yazılı onayının alınmasını müteakip davacı imalatçı firma projelerin ve iş emirlerinin düzenlenmediğinin anlaşıldığı, proje ile saha montajının uyumsuzluğundan kaynaklanan gecikmelerden ötürü Alman işverenin cezai işlem uyguladığı, iş bu reklamasyon faturasının davacı firma ile ayıbın karşı ispat külfetini karşılamadığı, hak ediş faturalarının ihtirazi kayıt ile teslim alınmadığı mütalaa edilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında; 84.000 kg lık ve yüzlerce parçadan oluşan adeta dev bir lego formundaki çelik profillerin ne kadar dikkatli incelenirse incelensin, her bir parçanın boyutu, deliklerin ölçüsü ve olması gerektiği yerde ve ölçüde olup olmadığ, hangi delikler için kaçlık vida gönderildiği, poz numaralarının hatalı olup olmadığı, etiket numaralarının uyumlu olup olmadığı, delik yerlerinin kaydırılıp kaydırılmadığı, kirişlerdeki deliklerin uygun yer ve ölçüde olup olmadığı v.b. Hususların olağan bir gözden geçirmeyle ve dikkatli bir incelemeyle tespit edilmesi mümkün olmadığını, ilk sevkiyat geldikten sonra montaj aşamasına gelindiğinde imalatların hatalı olduğu fark edildiğini, 02.11.2020 saat:13:58 de davacı şirket yetkilisi Alican Bey’ e whatsaaptan durumun iletildiğini, 02.11.2020 günü saat:19:21 de davacı şirket yetkilisi Alican Bey ‘in “Hakan Bey proje ile alakalı yanlış imalat yapılmış bunun için özür dilerim Alper Bey proje ile ilgili modellemede hatalı imalat yapmış üzerimize düşen neyse yapalım yeni imalat veya cezai işlem uygulayabiliriz.” şeklinde cevap verdiğini, imalatların gizli ayıplı olduğunu, bilirkişilerin açık ayıp olduğu yönündeki tespitlerini kabul etmediklerini, davacıya zamanın da ayıp ihbarı yapıldığını, ayıplı üretilen malzemenin bedelinin talep edilemeyeceğini beyan etmiştir.
Bilirkişi kurulundan alınan ek raporda, davalının düzenlediği reklamasyon faturasının ayıba karşı ispat külfeti getirmediği, davacının imalatını yaptığı çelik malzemelerin kontrolü yapılmadan ihtirazı kayıt nedeni öne sürülmeden teslim alındığı, davacı firmanın sorumluluğunun teslim ile sona erdiği, davalı firmanın proje koordinasyonu için işin başında proje çakışma kontrolünü yapmadan (mimari-statik-mekanik projelerin) doğrudan statik projelerin davacı firmanın verdiğinin anlaşıldığı, montaj aşamasında mimari projede uyumsuzlukların Alman işveren tarafından montaj kontrollerinde anlaşıldığı, çelik yapı projesi ve çelik yapı imalat projesinin bilirkişilere teslim edilmediği ancak dosyadaki Whatsapp yazışmalarından anlaşıldığı kadarıyla; mimari projedeki kolon boyutlarının statik projeden farklı olması sonucu davalı firmanın doğrudan statik proje üzerinden imalat projesinin hazırlanmasını talep ettiği sonuçlanan imalat hatalarının açık ayıp olduğu, proje kontrollerinin imalat öncesi ve fabrika teslimi sırasında tespit edilebileceği, son hakediş faturasının 06.11.2020 tarihinde olduğu ilk ayıp ihbarının 07.11.2020 tarihinde Alman işverenin reklamasyon yazısı ile yapıldığı, davacı firmanın davalı ile davalının iş yaptığı Alman firması arasındaki proje ihtilafları ve proje hatalarından dolayı sorumluluğu bulunmadığı , davalının ibraz ettiği reklamasyon faturası üzerinde ileri sürülen ayıplı imalat için sözleşme bedeli üzerinden indirim imkanı bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede , fatura içeriği ürünlerin tamamı üzerinde ya da büyük bir kısmı üzerinde en azından inceleme yapılarak sağlıklı sonuç almak mümkün olup davalı üretilen malzemeleri fabrika sahasında teslim alırken kontrol etmediğini açıkça ikrar etmiş, montaj aşamasında incelemiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı ile dava dışı Alman firmanın kendi aralarındaki proje uyumsuzluklarından davacının sorumlu olmayacağı, davacının düzenlediği tüm faturaların davalı defterine işlenmiş olması, davalının defterlerine göre de davacının davalıdan 190.585,20 TL alacaklı olması, takipten önce davalının davacıya düzenlediği reklamasyon faturası ile davalının 188.800 TL mahsup/ indirim talebinin yerinde olmadığı kabul edilerek davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafından düzenlenen faturaların tarafların ticari defterlerinde işlenmiş olması nedeniyle alacağın likit belirlenebilir olduğu kabul edilerek İİK nun 67/2. Maddesi gereğince davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
Davalının …5. İcra Dairesinin 2021/2693 Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
Davalının takas mahsup talebinin reddine,
Asıl alacak likit olduğundan 190.585,20 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.018,88 TL harçtan, dava açılışında alınan 2.301,79 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 10.717,09 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 2.301,79 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 3.900,00 TL bilirkişi ücreti, 135,50 TL posta gideri, olmak üzere toplam 6.417,99 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.587,78 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip ….

Hakim ….

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”