Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/32 E. 2022/591 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/32 Esas – 2022/591
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/32 Esas
KARAR NO : 2022/591

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine … … Esas ile açılan asıl davanın esastan karara bağlandığını, birleşen davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile reddedildiğini, usulden reddedilen bakiye kalan alacak için arabuluculuk yoluna sonradan başvuru yapıldığını ve usul eksikliğinin giderildiğini, asıl davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilmiş ancak karara bağlanmayan bakiye ek maddi tazminat alacağı olan 3.683,43 EURO alacağın, sigortanın dava konusu olaydan haberdar olduğu 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılama giderleri ve dava avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazının bulunduğunu, yetkili Mahkemenin haksız fiilin meydana geldiği yer olan Balıkesir Adliyesi veya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının mükerrer başvurusunun bulunduğunu, davalının araç başına sigorta limiti olarak 31.000,00 TL ile sorumlu olduğunu, dava değeri olan 3.683,43 EURO hasar onarım bedeli yerine parça ve işçilik gideri olarak talep etmesinin haksız kazanç elde etme çabası olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sigorta şirketine karşı açılan tazminat davasıdır.
Delil olarak gösterdiği … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen (… 12. Tüketici Mahkemesinden görevsizlikle egelen) davanın dava dilekçesinde özetle; 22/08/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine 30882755 poliçe no lu trafik sigortası ile sigortalı olan 35 NEL 48 plakalı kamyon vasfındaki ticari aracın önündeki araçla fren takip mesafesini korumaması nedeniyle önündeki başka bir araca çarpmamak için davacıya ait RE KC 1408 plakalı aracın o sırada seyir halinde bulunduğu yandaki şeridi kontrolsüz bir şekilde şerit ihlali yaparak aniden girmesi ve davacıya ait araca çarparak sıkıştırması ve aracı ezerek hasar vermesi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazaya karışan taraflarca tutulan kaza tutanağında da davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu şimdilik 900 Euro hasar bedeli , 100 Euro değer kaybının davalıdan tahsili talep etmiştir. Bu dosya ile birleşen Birleşen … … E. Sayılı davada; davacı vekili, asıl davada ıslaha konu olmayan ve ek alacak kalemi olan parça ve işçilik gideri için asıl davadaki ıslahtan sonra tespit edilen 3.683,43 EURO’nun ihbar tarihi olan 10.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkeme ”Davanın kısmen kabulü ile; 14.090,03 TL hasar bedelinin, 30/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının araç değer kaybına yönelik tazminat isteminin reddine, Birleşen … 10 . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/695 E. Sayılı dava dosyası bakımından; Davanın, TTK’nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,” karar vermiştir.
Davacı … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/530 Esas sayılı dosyasında verilen usulden red kararını istinaf etmiş, dosya istinafta iken istinaf talebinden feragat ederek ön inceleme duruşmasından önce karar kesinleştiğinden derdestlik durumu ortadan kalkmıştır.
Yetki itirazı ilk itiraz olup dava şartlarından sonra incelenip karara bağlanması gerekmektedir.
Davalı şirketin… / … adresinde olduğundan Yargıtay kararlarına göre Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerde de tazminat davası açılabileceğinden davalının yetki itirazı reddedilmiştir.
Davalının Zamanaşımı Def’i bakımından inceleme:
Davacı … 12.Tüketici Mahkemesinde açtığı mahkemenin … Esasa kaydedilen dava dilekçesinde fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 900 Euro hasar bedeli, 100 Euro değer kaybı olmak üzere toplam 1000 Euro talepli kısmi dava açmıştır. Bu hali ile dava belirsiz alacak davası değil kısmı davadır. Kısmı davanın dava edilmeyen kısmı için zamanaşımı işlemeye devam eder. Bilirkişiden rapor alındıktan sonra talebini 02.05.2019 tarihli dilekçe ile 2.333,50-EURO olarak ıslah etmiş, kısmi davada 2. Islah olmadığından 20/12/2019 tarihinde ek dava açmış açılan ek dava asıl dava ile birleştirilmiş mahkeme birleşen Birleşen … … E. Sayılı dava dosyasında talep edilen ek davayı arabuluculuk başvurusu yapılmadan açıldığı için (aslında hükümden önce arabuluculuk başvuru yapılıp 14.02.2020 tarihinde dava şartı noksanlığı giderilmiş) 03/03/2020 tarihinde verilen karar ile usulden reddetmiş, davacı mahkememizde iş bu davayı açmıştır.
Davacı vekili davalının zamanaşımı itirazına karşı verdiği beyan dilekçesinde, sorumluluk sigortaları için zamanaşımı süresinin 6102 Sayılı TTK’nın 1482. maddesi uyarınca 10 yıl olarak belirlendiğini itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
… maliki olduğu … plakalı araç için … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi düzenlenmiştir. 22.08.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu Madde 109 – Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”
Somut olayda ölüm yada yaralanma olmamıştır. Uzamış zamanaşımının uygulanmasını gerektirecek durum yoktur. … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava kısmi dava olduğundan zamanaşımı ancak talep edilen kısım yönünden durmuştur.
… Tüketici Mahkemesinde açılan davada görevsizlik kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesinde gelmiş … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde yargılama yapılıp karar verilmiştir.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir.
TBK 154. Maddeye göre; Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse, alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı süresi kesilir.
Zamanaşımına etki eden dava türleri:
”Kısmi dava”, alacağın yalnızca bir bölümü için açılan dava olarak tanımlanmaktadır. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır (Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C. II, 15. baskı, İstanbul 2017, s. 1000).
Öğretide, kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir (Pekcanıtez, s. 1008). Kısmi dava açılması hâlinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir (HGK’nın 20.3.1968 gün ve E:1968/9-210, K:151; 3.7.2002 gün ve E:2002/9-564, K:572; 9.10.2002 gün ve E:2002/9-809, K:802; 06.03.2013 gün ve E:2012/4-824, K:2013/305 sayılı kararları). Kısmi davada zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım yönünden kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Sonuç olarak; kısmi dava açılması durumunda da alacağın sadece bir kısmı dava konusu edildiğinden dava konusu edilmeyen sonradan ayrı bir davayla veya aynı davada ıslah yoluyla dava konusuna dâhil edilmesi mümkün olan kısım bakımından zamanaşımı işlemeye devam edecektir. Bu nedenle kısmi dava açan davacı, bakiye alacağı için daha sonra ıslah yoluna başvurmak istediğinde, zamanaşımı def’iyle karşılaşmak istemiyorsa ıslah yoluyla arttırmak istediği bakiye talebinin zamanaşımına uğramış olup olmadığını dikkate almalıdır. Aksi takdirde davalı zamanaşımı def’inde bulunarak alacaklının talebini sonuçsuz bırakabilecektir (Pekcanıtez, s.1009-1016).
Kısmi dava kısmen kabul kısmen redle sonuçlanırsa her iki bölüm yönünden de kesin hüküm oluşacağı; kısmi dava tümüyle kabul edilirse de kararın tespit bölümünün açılan ek dava için kesin hüküm oluşturacağı kabul edilmiştir. Eş söyleyişle; kısmi dava sonunda davalının borcu ödemeye mahkum edilmesi veya kısmi davanın tamamen veya kısmen reddine karar verilmiş olması halinde taraflar arasındaki borç ilişkisinin varlığı ya da yokluğu da tespit edilmiş olur ki, bu tespit zorunlu olarak borç ilişkisinin tümünü kapsar. Bu nedenle kısmi dava sonunda verilen ve kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümü sonradan açılan ek dava için kesin hüküm oluşturur.(Bkz. HGK.2007/15-126 E, 2007/210 K. 18.04.2007 tarih) Kısacası; ikinci davaya bakan mahkeme, kısmi davanın davalının sorumluluğuna ilişkin bu tespit bölümüyle bağlıdır.
“Belirsiz alacak ve tespit davası” (m.107) ile başlangıçta zararın veya alacak tutarının hiçbir biçimde ve kesin olarak belirlenemediği (özellikle ölüm ve yaralanma gibi insan zararlarının söz konusu olduğu) olaylarda, yasada öngörüldüğü gibi, az bir değer bildirilerek “belirsiz alacak davası” açılabilme; yargılamanın ilerleyen aşamasında tüm kanıtlar toplanıp bilirkişi raporları da verildikten ve tazminat veya alacağın kesin miktarı belli olduktan sonra, davacı dava değerini artırabilme (dava harcını tamamlama) olanağı tanınmıştır. Artık, dava değerini artırma (harç tamamlama) işlemi, davanın genişletilmesi yasağına girmeyecek; ayrıca bu uygulama “eda davası açılabilecekken tespit davası açılamaz” dayatmasıyla da karşılaşmayacaktır.
Davacı 29/01/2020 tarihinde arabuculucuya başvurmuş 14.02.2020 tarihinde yapılan görüşmede anlaşma sağlanamamıştır.
Bir davanın açılması hâlinde zamanaşımı kesilir (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 154/2). Ancak, kesilen zamanaşımı, kesilme tarihinden başlayarak yeniden işler (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 156/1). Dava ile kesilmiş zamanaşımı, davanın devamı süresinde taraflardan birinin yargılamaya ilişkin her bir işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden cereyana başlar.
Somut olayda kaza tarihi ”22.08.2017” tarihidir. Davacı önce kısmi dava açmış , kısmi davada bilirkişi raporu alındıktan sonra talebini ıslah etmiş, 2. Kez ıslah olmayacağından … 10. Asliye Ticaret mahkemesinde ek davasını 20/12/2019 tarihinde açmış ( Ek davanın açıldığı tarih itibariyle de zamanaşımı dolmuştur.) ek dava 03.03.2022 tarihinde usulden reddedilmiştir. Ek davanın yargılama süresi içinde zamanaşımı işlemese de sonuca etkili değildir. Mahkememizde açılan davanın dava tarihi 13.01.2022 tarihi olup kısmi dava sadece o davadaki talep için zamanşımını keseceğinden mahkememizde açılan davanın dava tarihi itibariyle 2918 sy nın 109. Maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 80,70 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 975,03 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.055,73 TL harcın düşülmesi ile bakiye 975,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.222,22 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, Davacı/Vekili … (e duruşma), Davalı/Vekili … yerine yetkilendirilmiş vekil … (e duruşma)’ in yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2022

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”