Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/293 E. 2022/662 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/293 Esas – 2022/662
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/293
KARAR NO : 2022/662

BAŞKAN :…
KATİP :….

DAVACILAR :….
DAVALI …
DAVA : Şirket Müdürünün Azli Ve Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 07/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirket Müdürünün Azli Ve Kayyım Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı… …A. Ş. ‘nin … HASTANESİ’ni işlettiğini , müvekkillerinin hisse payının az, diğer ortak … hisselerinin çok ve davalı şirketin hakim ortağı konumunda olduğunu, bu nedenle birçok konuda tek başına şirket adına karar almaya yetkisinin bulunduğunu , 08/04/2022 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yapıldığını, yapılan bu toplantıda müvekkillerinin yıllardır tekerrür eden kar payı alamamaya ilişkin hak kayıplarının devam ettiğini, her pay sahibine tanınan bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlandığını, müvekkillerinin yönetim kurulu başkanı İbrahim Hakoğlu’ na yönelttikleri soruların her defasında cevapsız bırakıldığını, bu nedenle daha adil ve işini bilen bir yönetim kurulu için kayyum atanması gerektiğini, kar dağıtımı yapılmayarak müvekkillerinin mağduriyetine ve kazanç kaybına uğramalarına yol açıldığını, şirket içinde usulsüzlüklerin ve hukuka aykırılıkların olduğunu, ortaklara düşen borç miktarlarının arttırıldığını , hesap defterlerinde gerçeğe aykırı tutarların olduğunu, müvekkillerinin tek isteğinin daha adil bir yönetim ve hakları olan kar paylarının dağıtılması olduğunu, ayrıca ilgili hastaneye yapılan ödemelerin davalı şirkete ait pos cihazına yapılması gerekirken, 3. Kişilere ait pos cihazından yapılarak hileli yollarla şirketin zararda gösterildiğini ve bu hususun “nitelikli dolandırıcılık” suçunu ihtiva ettiğini, yönetim kurulu ile hakim ortak …’nın usulsüz faaliyetleri doğrultusunda malvarlıklarında ciddi artışların dikkat çektiğini, tüm bu sebeplerle davalı şirketin banka hesapları hakkında tedbir kararının verilmesini ve bilahare tüm ticari faaliyetleri kapsamında yönetim yerine geçmek üzere kayyum atanmasını, müvekkillerinin uğradığı zararların tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın her bir talebini açıklamadığı gibi zarara ilişkin talebini kuruşlandırmadığını ve de zarara ilişkin talebi yönünde arabuluculuk dava şartını yerine getirmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, yine asli müdahil talebinde bulunan kişinin de aynı şekilde harçları yatırmadığını ve zarara ilişkin talebini kuruşlandırmadığını, netice-i talep kısmında istediği taleplerin her biri ayrı dava konusu olup tek bir davada görülmesinin mümkün olmadığını, bu davalarda davalı olarak müvekkili şirketin gösterilemeyeceğini belirterek pasif husumet yokluğundan da davaların reddini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava , haklı nedenlerle şirket müdürünün azli ve şirkete kayyum atanması ile uğranılan zararın tahsil istemine ilişkindir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasındaki beyanlarında ; müvekkillerinin davalı şirketin pay oranları düşük ortakları , …’nın ise yüksek paya sahip ortağı olduğunu , şirket yöneticisinin işini gerektiği gibi yapmadığını , hakim ortağın menfaatine ve yönlendirmelerine göre hareket ettiğini , bu nedenle azınlık pay sahibi olan müvekkillerinin zararına işlemler yapıldığı gibi kar payı dağıtılmadığından kar eden şirketten herhangi bir kar payı alamayarak zarara uğradıklarını belirterek, şirket müdürü … ‘nun görevini özenle ve bağlılık hükümlerine aykırı yerine getirerek müvekkilleri azlık pay sahiplerini zarara uğrattığını, bu nedenlerle görevden alınması ve yerine kayyım atanmasını, atanacak kayyımın müvekkillerinin zararını tespit ederek bildirilmesi halinde , müvekkillerinin belirlenen zararının tazminini talep ettiklerini bildirmiştir.
Davalı şirketin ortağı … davaya katılma talepli dilekçe sunmuş ise de; HMK’nun 65. ve 66. Maddesinde düzenlenen, davaya asli ve feri müdahil olarak katılma şartlarının gerçekleşmediği görülmekle katılıma talebi kabul edilmemiştir.
Bu belirleme ve dava dilekçesi kapsamında dava konusunun ortaklar tarafından yöneticinin azli ve yerine kayyım ataması talebi ile yöneticiden tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
TTK’ nun 555. maddesinde ; her bir pay sahibinin, şirketin uğradığı zararı , zarara neden olan yöneticiden tahsili ile şirkete ödenmesini talep edebileceği , aynı yasanın 630. maddesi 2 fıkrasında ise , ortakların, şirketin yöneticilerinin yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılmasını Mahkemede talep edebileceği belirtilmiştir.
Ayrıca Yargıtay … Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında , şirket müdürlerinin yetkilerinin kısıtlanması talepli davada, husumetin, şirket müdürlerine yöneltilmesinin zorunlu olduğu , yine şirkete verilen zararların tahsili istemeyle ortakların yöneticiye karşı dava açabilecekleri ancak zararın kendilerine değil şirkete ödenmesini talep edebilecekleri belirtilmiştir.
Nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli bir itirazdır.
Tüm bu nedenlerler , müdür azli ve kayyum atanması ile tazminat talepli davaların yöneticiye karşı açılması gerekirken , şirket karşı açılması nedeniyle , davalı şirket aleyhindeki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalarının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL+ 80,70 TL toplam 161,40 TL harçtan , başlangıçta peşin alınan 80,70 TL nin mahsubu ile bakiye 80,70 TL harcın davacıdan alınarak Hazine ye gelir kaydına ,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2022

Başkan…
✍e-imzalıdır
Katip…
✍e-imzalıdır