Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/29 E. 2022/950 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/29 Esas – 2022/950
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/29
KARAR NO : 2022/950

HAKİM …
KATİP :….

DAVACILAR :….
DAVALI …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine… İcra Müdürlüğü’nün 2013/1821 esas sayılı icra dosyası ile dava konusu kambiyo senedi vasfı taşımayan her biri 8.000,00TL bedelli 3 adet belgelerle müvekkili … ve mirasçı sıfatındaki diğer müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını, müvekkili …’ın okur yazar olmadığını, vefat eden eşinin ve müvekkilinin davalı ile arasında hukuki ve ticari ilişki söz konusu olmadığını, dava konusu senetlerin davalının eşi tarafından çalıştırılan iş yerindeki bazı malzemelerin alımı konusunda malzemelerin teslimi halinde geçerli olmak üzere yapılan anlaşma karşılı olarak davalının eşine anlaşmanın teminatı olarak verildiğini, bu esnada senetlerin tamamında okur yazar olmayan müvekkili …’ın da imzasının olduğunu, davalının eşinin vermeyi taahhüt ettiği malzemeleri teslim etmemesi üzerine müvekkili tarafından dava konusu senetlerin geri istendiğinde davalının iade etmediğini, … İcra Müdürlüğü’nün 2013/1821 esas sayılı icra takibe konan ve icra zorlaması ile tahsilatlar yapılan müvekkili …’ın şahsine ait arazilerinin satış işlemleri ile ağır zarar uğradığını, okuma yazma bilmeyen müvekkili … aleyhine yapılan… İcra Müdürlüğü’nün 2013/1821 esas sayılı dosyası üzerindeki takibin durdurulmasını, takibe konan senetlerden dolayı kötü niyetli davalıya herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitini davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, 2013 yılında açılan takibe süresinde itiraz etmediğini, yıllar sonra kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını, davacının senet üzerinde bulunan imzayı inkar etmediğini ve imzayı da ikrar etmiş sayılacağını, davacının takibe konu senetlerin teminat senedi olduğu iddialarının da hukuki bir dayanağı bulunmadığını senedin üzerinde de böyle bir ibare olmadığını, davacının iddialarının iddialarının kendi arasında çeliştiğini, davacının borçlu olduğunu ikrar ettiğini, takibe konu senedin davacının imzasını haiz bir senet olduğunu, okuma yazma bilmiyor olsa dahi bu durumun sorumluluğunu etkilemeyeceği Yargıtay kararları ile ortada olduğunu bu sebeple iş bu davanın reddini, icra dosyasının 9 yıldır devam ettiği gözetilerek iş bu davanın müvekkilinin alacağını geciktirmeye çalışmaktan başka bir amacı olmadığını, alacağın %20’sinden az olamamak üzerine davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/10/2021 tarih ve 2021/497 esas ve 2021/522 karar sayılı görevsizlik kararı gereğince dosya mahkememize tevzi edilmiş olup, dosyanın mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Dairesi’ne, … İcra Hukuk Mahkemesi’ne, … Bala İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na, Ziraat Bankası Bala Şubesi’ne müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememizce 04/07/2022 tarihinde adli belge inceleme uzmanı bilirkişi… den bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava, … İcra Müdürlüğü’nün 2013/1821 esas sayılı icra takibine konu edilen senetlerden kaynaklı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
… İcra Dairesi’nin 2013/1821 esas sayılı dosya içeriği, müzekkere cevapları, sunulan evrak asılları, bilirkişi raporları, taraf vekillerin beyan dilekçeleri ve celbi gerekli tüm deliller toplanmıştır.
Davacılar, icra takibine dayanak bonolar nedeniyle davacının borçlu olmadığını, senetlerin davalının eşi tarafından çalıştırılan işyerinde malzemelerin davacıların mirasçısı Ahmet Buğday’ın alım satımı konusunda düzenlendiğini, bu anlaşmaların karşılığı olarak söz konusu bonoların teminat senedi olarak imzalayıp davalıya verildiğini, davacılardan …’ın imzasının ona ait olmadığını bildirmektedir. Davalı ise, iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirerek ispat yükünün davacıda olduğunu bildirmektedir.
… İcra Dairesi’nin 2013/1821 esas sayılı dosyası incelendiğinde; 27/03/2013 tarihinde başlatılan icra takibinde dosya alacaklısının davalı Filiz Aydoğan, borçlusunun Ahmet Buğday ve … olduğu, takip tutarının 8.000,00-TL asıl alacak, 8.000,00-TL asıl alacak, 8.000,00-TL asıl alacak1.034,85TL işlemiş faiz, 608,77TL işlemiş faiz, 995,95TL işlemiş faiz, 608,77TL işlemiş faiz, 957,04TL işlemiş faiz, 608,77TL işlemiş faiz,72,00TL komisyon, olmak üzere toplam 28.886,15TL olduğu, takip konusu borç sebebinin
8.000,00-TL miktarlı 10/03/2012 tanzim tarihli, 10/04/2012 Vade Tarihli Senet, 8.000,00 TL miktarlı 10/03/2012 tanzim tarihli,30/04/2012 vade tarihli senet ,8.000,00 TL miktarlı 10/03/2012 tanzim tarihli, 20/04/2012 vade tarihli senet olmak üzere toplam 3 adet senetten kaynaklanan alacak olduğu anlaşılmıştır.
Davacı …’ın eli ürünü imzasının bulunduğu mukayeseye elverişli belgeler toplanmış, ve takip konusu senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı hakkında grafolog bilirkişiden rapor aldırılmış olup, mahkememizce 04/07/2022 tarihinde adli belge inceleme uzmanı bilirkişi … ‘den bilirkişi raporunda özetle; tetkik konusu alacaklısı Filiz AYDOĞAN, borçlusu Ahmet BUĞDAY ve kefili … olan, 10.04.2012, 20.04.2012 ve 30.04.2012 ödeme günlü, 8.000,00-TL değerli üç adet senet aslında kefil … adına atılı kefil imzalarının, mevcut karşılaştırma imzalarına atfen; …’ın eli ürünü olduğu yönünde rapor verilmiştir. Bu nedenle davacının bu iddiası yerinde görülmeyerek davaya devam olunmuştur.
Her alacak hakkının varlığı, bunu sağlayan bir hukuk ilişkisine ve bunun sebebine dayanır. Bu sebebi göstermeden, yalnız borçlu olduğunu açıklayan kişinin, iki taraf arasındaki ilişkinin nedenini göstermeden, bir hakkın veya borcun varlığını, ödeneceği iradesini açıklamasını kanun yeterli görmüştür. Borcu doğuran irade açıklaması, yazılı bir belgede tesbit olunmuş ise, bu gibi durumlarda, borcu yükümlenen kişi, yükümlendiği borcun saikinin ve amacının kapsadığı yönü kural olarak, tanıkla ispatlayamaz. İradenin bu yolda açıklanmasını sağlayan nedenler, iradenin doğup gerçekleşmesini sağlayan ön nedenler, genellikle doğan hukuki sonuca etkili olmadıklarından daha çok bu açıklamanın amacı olan neden üzerinde durulmak gerekir. 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, borç ikrarını içeren beyyine aleyhine delil ileri sürülebilir, ancak ikrarda borcun sebebi açıklanmış ise, davalı bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlayabilir. Eğer borcun sebebi belirlenmemiş ise, davalı önce ikrarın belli bir sebebi bulunduğunu, sonra bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlamak hakkına sahiptir. Görüldüğü üzere, 1086 sayılı HUMK’nun 290.maddesi ile 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelsizlik iddiası ispat edilebilecektir (Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamı). Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bononun zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konulabilir. Bedel kaydı keşidecinin, senedin lehdarından karşı edayı aldığını ispata yarar. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır, bononun geçerliliğini etkilemez. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer.
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660; 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamları). HMK 200. Maddesi senetle ispat zorunluluğunu düzenlemiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.201’deki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil) ile ispat edilebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar davaya bonolar nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığını iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacının takibe konulan bononun teminat senedi olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekir. Takibe konu yapılan bononun metninden bu anlaşılamadığı gibi, davacı bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunmamıştır. Tanık dinleme yoluyla bononun geçersizliğinin ispatı ancak, 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki şartlar dairesinde mümkün olup, eldeki davada ise, bu şartlar gerçekleşmemiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, bir senedin hatır senedi, teminat senedi olduğu gibi iddialarının ancak “senet”, “yemin” ve “ikrar” ile ispatlanacağı yönünde kararlarını oluşturmuşlardır. (Y.19. HD, 04.03.2002 gün 6495/1312 E/ 1312; Y.11.HD, 13.10.1997 gün 3223/8346 sayılı kararları). Davalının dosya içinde ikrarını içeren bir belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının yemin deliline dayandığından mahkememize sunulan yemin metni dairesinde davalı asil duruşmada yemin etmiş olup, beyanında düzenlenen senetlerin davacıların murisi ile eşi arasındaki bir ticari ilişkiden değil davalının Ahmet Buğday’a borç olarak verdiği para karşılığı düzenlendiğini ve borç olarak verilen paranın ödenmemesi sebebiyle icra takibine girişildiğini belirttiği, nitekim senetlerde de nakden alındığı kaydının bulunduğu, davacının dava dilekçesinde senetlerin ihdas nedeni olarak belirttiği hususları ispatlayamadığı, bu senetler nedeniyle başlatılan takipte düzenlenen 14/07/2018 tarihli haciz tutanağında da borçlu Ahmet Buğday’ın senet bedelinin taksit halinde ödeme talebinin bulunduğu, davacı taraf dava dilekçesinde davalının ticari defter ve kayıtlarına dayansa da davalı tacir olmayıp davalı vekili tarafından sunulan belgeye göre davalının esnaf kaydı bulunduğundan defter incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının senetlerin teminat amacıyla verildiğine ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerektiği, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğu kanıtlamadığından ve İİK md 72 de belirtilen şartlar oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verileceği kanaat edinilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının reddine,
İİK 72 maddesi şartları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 409,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 329,16TL’nin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL arabulucu ücretinin başvuruda bulunan davacı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı 24/11/2022

Katip ….
✍e-imzalıdır

Hakim ….
✍e-imzalıdır