Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/249 E. 2022/533 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/249 Esas
KARAR NO : 2022/533

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av..
Av. … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 24/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil kooperatifinin arsa sahibi davalı şirketin yüklenici olduğu taraflar arasında … Noterliğinin 26/12/2013 tarih … yevmiye numarasıyla Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve Ek Sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği eserin teslim tarihinin 01/04/2016 olduğunu, eserin …. İş sayılı dosyasında yapılan tespiti sonrası alınan bilirkişi raporunda “onaylı projesine önemli ölçüde aykırı – eksik ve ayıplı meydana getirilmiştir. Kaldı ki, yüklenicinin sözleşmede yazılan ve belediyeye verilmesi gereken Hanımlar Lokali inşaatı yapılmamış, iskan ruhsatı alınmamış, sözleşmeye aykırı farklı malzemeler kullanılmış, bu haliyle teslim aşamasına getirilmemiştir.“ bildirildiğini, eserin teslimindeki gecikmenin halen devam ettiğini, inşaatın onaylı projesine aykırı olarak yapılan kısımlarda eksik ve ayıplı işlerden ve benzeri alacak haklarından kaynaklanan diğer talep haklarını saklı tutarak şimdilik gecikme cezası (kira tazminatı) alacağı talebinde bulunmak amacıyla iş bu davayı açtıklarını, her bir bağımsız bölüm için aylık 500 USD olarak kararlaştırıldığından ve eserin teslim tarihi olan 01/04/2016 tarihinden hesaplandığında; 500 USD x 35 (bağımsız bölüm) olmak üzere 15.500 USD aylık gecikme alacağı, 17.500 USD x 12 (ay) = 21.000 USD yıllık gecikme alacağı, 210.000 x 5 (yıl) olmak üzere 1.050.000 USD 01/04/2021 tarihi itibariyle 5 yıllık gecikme alacağının bulunduğunu, gecikme cezası ve sair alacaklarının ifası için yükleniciye … Noterliğinin 24/07/2020 tarih … yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini ancak müvekkil iş sahibine ödeme yapılmadığını, davalı tarafın eserin teslimindeki gecikme halinin devam ettiğinden ve teslim tarihinin belli olmaması nedeniyle dava tarihinden sonra oluşacak gecikme cezalarını talep hakkı saklı kalmak kaydıyla dava tarihi itibariyle 1.050.000 USD olan gecikme cezası alacağından şimdilik 50.000 USD yabancı paranın temerrütün gerçekleştiği 05/08/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemini talep etmiştir.
Davalı vekili 20/05/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki KKİS imzalandıktan sonra bir takım kamusal engeller nedeniyle ruhsat alımında sorunlar yaşadığını, ayrıca Corona süresi nedeniyle müvekkilin çalışacak işçi bulamadığını, kurumlarda işlerin yavaşladığını ve mücbir sebepler yaşandığını, tüm olumsuzluklara rağmen müvekkilinin imzalanan sözleşme gereğince inşaatı iskanı hariç tamamladığını, fiili olarak oturumun aylar önce başladığını, yönetimin kurulup elektrik ve su bağlantılarının yapıldığını, müvekkilinin davacı tarafla bir araya gelerek müvekkiline ait 87 numaralı dairenin satılarak buradan gelecek paranın inşaatın eksiklerinde kullanılmasına, gelen paranın da davacı tarafta kalması konusunda anlaştıklarını ve protokol imzaladıklarını, iskan ruhsatı aşamasında müvekkilinin davacıdan iskan harçlarının ödemesini istediğini ancak davacı tarafın protokole rağmen davacı tarafça ödenmediğini, bu hususta davacı tarafa defalarca kez sözlü ve yazılı bildirimlerde, ihtarnamelerde bulunduklarını ancak bir sonuç alınamadığını, bu nedenle davacı tarafın müvekkilinin hak ettiği tapuları vermediğini ve iskan alınmasına engel olduğunu, davacı tarafın kendisine ait olmayan müvekkiline ait dairelerden C Blok 104 ve 110 nolu daireleri arsa sahibi olması nedeniyle kayden adına bulunan bu taşınmazları müvekkilinin bilgisi olmadan sattığını, kooperatifin müvekkiline ait 57, 104, 109 ve 110 nolu bağımsız bölümleri mahkeme kararı olmadan ve sözleşmede böyle bir hakkı olmamasına rağmen sattığını, inşaatın seyrine etki eden kamusal gecikmeler ve mücbir sebeplerin süreye eklenmesi gerektiğini, davacı yanın cezai şart talep hakkı olmadığını iddia ederek talep edilen cezai şartın fahiş olmakla müvekkilinin ticari hayatını sonlandıracak miktarda olduğunu, ayrıca sözleşmeye göre cezai şartın süresinin 6 ay olduğunu belirterek davanın reddine karar verilerek yargılama ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
…. karar sayılı görevsizlik kararı gereğince dosya mahkememize tevzi edilmiş olmakla, dosyanın mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Dosyamız arasına mahkememizin … D.iş sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
Dava, sözleşmeden kaynaklı gecikme cezası alacağının tahsili isteminden ibarettir.
6102 sayılı … Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre … Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava, …Mahkemesinin 15/02/2022 tarih ve … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiş, mahkememizce 05/04/2022 tarihli ara karar ile davacı tarafa arabuluculuk yoluna başvurması için süre verilmiş, verilen sürede arabuluculuk yoluna başvurulduğu bildirilerek tarafların anlaşamadığına dair son tutanağın mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Somut olayda, …. Mahkemesinde davanın açıldığı 13/04/2021 tarihinden önce arabulucuya başvurulmamıştır. Her ne kadar davacı tarafça mahkememizce verilen süre içinde arabuluculuk yoluna başvurulduğu anlaşılmış ise de, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğine dair emredici ve özel nitelikteki düzenlemesi dikkate alındığında, ….Esas-Karar sayılı kararında da değinildiği üzere, emredici ve özel nitelikteki bu düzenleme karşısında genel nitelikteki HMK’nın 115/3. maddesi hükmünün uygulanma yeri bulunmadığından, mahkememize gönderildiği gibi görevsizlik kararı ile gönderilen hukuki uyuşmazlıklar bakımından sonradan arabuluculuk dava şartının tamamlanmasını mümkün kılan bir düzenleme yer almadığı, 6201 sayılı ….5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince davanın açılması öncesi arabuluculuk yoluna başvuru yapılmasının mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve eldeki davada da bu hususun arandığı, belirtilen nedenlerle dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 6.976,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.895,46-TL harcın harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulden anlatıldı. 23/06/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır