Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/197 Esas – 2022/726
T.C.
…
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/197
KARAR NO : 2022/726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACILAR …
DAVALI :…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/05/2016 tarihinde … plakalı araçların karıştığı trafik kazasında davacıların desteği …’ın vefat ettiğini, … plakalı aracın davalı tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, kusurun bu araç sürücüsüne ait olduğunu ileri sürüp fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak müteveffanın çocukları İbrahim, …, …, …ve … için ayrı ayrı 1.000’er TL, eşi … için 5.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde ve kusur oranında söz konusu olabileceğini, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, trafik kazası sonucu desteğini kaybeden davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve kusur konularına ilişkindir. (TBK.53, 55; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.85, 91, 98).
Destekten yoksun kalma tazminatı, BK’nın 45/II.(TBK md. 53) maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi sebebiyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de Kanun’un nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 Sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Kaza tespit tutanağı, … CBS’nin 2016/6606 soruşturma sayılı dosya örneği, müzekkere cevapları, sigorta poliçesi örneği ve diğer deliller dosyada mevcuttur.
Trafik kazası tespit tutanağından, müteveffa … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK. Yönetmeliğinin 84//c maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Kazaya karışan… plakalı araç, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalanmış olup; kaza, poliçe vadesi dahilinde meydana gelmiştir. Poliçenin sakatlık, ölüm üst limiti kişi başına 310.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce kusur ve aktüer bilirkişilerden ayrı ayrı rapor aldırılmıştır.
… Adli Tıp Grup Başkanlığnın 03/08/2018 tarihli kusur raporunda özetle;
“1. hal : Kaza, Tutanakta belirtildiği şekli ile… plakalı otomobilin sol şeritte seyrettiği sırada meydana gelmiş ise; Davacı taraf sürücüsü …’ın % 100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğuna, dava dışı sürücü müteveffa …’un kusursuz olduğuna, davalı taraf sürücüsü …’ın kusursuz olduğuna;
2. hal : Kaza, sürücü …’ın kullandığı otomobil ile önünde seyreden aracı geçmek için seyrettiği sağ şeritten, sola, arkadan gelmekte olan … plakalı otomobilin önüne yönelmesi sonucu meydana gelmiş ise; Davacı taraf sürücüsü …’ın % 40 (Yüzde kırk) oranında kusurlu olduğuna, dava dışı sürücü müteveffa …’un kusursuz olduğuna , davalı taraf sürücüsü …’ın % 60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğuna oy birliğiyle karar verildiği” kanaatini bildirmiştir.
İTÜ Ulaştırma Birimi Karayolları ve Trafik Öğretim Elemanlarından talimat yoluyla aldırılan 14/11/2018 tarihli, 3 kişilik Bilirkişi Heyeti kusur raporunda özetle; “davacıların murisi sürücü …’ın hatalı sevk ve idaresinin 2. derecede ve %40 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine Trafik Sigortalı otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin 1. derecede %60 oranında etkili bulunduğu, ölen sürücü …’un etkili herhangi bir hatalı sevk ve idaresinin bulunmadığı, kusursuz olduğu sonuç ve kanaatine vardıklarını” bildirmişlerdi.
Aktüerya Bilirkişi 08/02/2019 tarihli raporunda özetle; “TRH (erkek-kadın) Mortalite tablosundan faydalanılarak %1,8 teknik faiz oranına göre yapılan hesaplamaya göre; davacı eş … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 119.110,34 TL olduğu, davacı çocuk … …’in destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 30.866,01 TL olduğu, davacı çocuk … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 24.407,54 TL olduğu, davacı çocuk ….’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 21.332,48 TL olduğu, davacı çocuk … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 15.694,87 TL olduğu, davacı çocuk İbrahim …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 13.130,84 TL olduğu, davacı tarafın; sigorta şirketinin 06.03.2017 temerrüde düşme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği, kaza tarihinde (2016 yılı) ZMSS poliçesi sakatlanma ve ölüm teminat limit tutarının 310.000,00TL olduğu, hesaplanan tazminat tutarının poliçe teminat limit dahilinde kaldığı, desteğin anne ve babasının sağ olması nedeniyle onların destek payları dikkate alınarak hesaplama yapıldığı ” belirtmiştir.
Mahkememizce; 12/07/2019 tarih 2017/385 E. 2019/815 K. Sayılı ilam ile davanın kabulüne, davacı eş … için 119.110,34 TL, davacı çocuk … için 30.866.91 TL, davacı çocuk … için 24.407,54 TL, davacı çocuk …için 21.332,48 TL, davacı çocuk … için 15.694,87 TL, davacı çocuk İbrahim için 13,130,84 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesine ilişkin olarak verilen karar davalı sigorta şirketince istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 24/02/2022 tarih, 2019/2362 E. 2022/441 K. Sayılı ilam ile; “Mahkemece SGK’ya yeniden müzekkere yazılarak murisin vefatı nedeniyle davacılara ölüm geliri mi, ölüm aylığı mı yada her ikisinin de bağlanıp bağlanmadığı sorularak, SGK tarafından desteğin hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değeri, rücuya tabi olup olmadığı, yapılan ödemenin miktarı ve niteliği ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu, rücuya tabi olup olmadığı hususlarının sorulması, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi bu durumun kesin olarak tespiti ile, gelirin rücuya tabi olması halinde 5510 sayılı kanun’un 21. maddesi hükmü gereği şartları var ise tazminattan düşülmesi suretiyle davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisinin yerinde görülmediği” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak yargılama yapılmak üzere yeniden yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Adıyaman Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müzekkeri yazılarak, cevabı geldikten sonra önceki aktüer bilirkişiye ek rapora verilmiştir.
Aktüerya bilirkişi 31/05/2022 tarihli ek raporunda özetle: “… BAM 26. HD’nin 2019/2362 E. 2022/441 K sayılı ilamı doğrultusunda usuli kazanılmış haklar (kök rapor tarihindeki veriler korunmuştur) ve SGK tarafından dosyaya gönderilen ilk PSD gelirler dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda;
1)Davacı eş … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 102.204,69 TL olduğu,
2)Davacı çocuk … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 25.573,96 TL olduğu,
3)Davacı çocuk … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 19.112,33 TL olduğu,
4)Davacı çocuk ….’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 16.526,55 TL olduğu,
5)Davacı çocuk … …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 11.320,77 TL olduğu,
6)Davacı çocuk İbrahim …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği tazminat tutarının 9.359,45 TL olduğu,
7) Davacı tarafin; sigorta şirketinin 06.03.2017 temerrüde düşme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği,
8) Kaza tarihinde (2016) ZMSS poliçesi sakatlanma ve ölüm teminat limit tutarının 310.000,00 TL olduğu, hesaplanan tazminat tutarının police teminat limit dahilinde kaldığı” rapor edilmiştir.
Raporlar denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama, ceza soruşturması dosyası, müzekkere cevapları, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; davacıların murisi ve desteğinin 01/05/2016 günü meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, kazanın oluşumunda davacıların murisi ve desteği …’ın olayda %40 oranında kusurlu bulunduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan… plaka sayılı araç sürücüsü …’ın olayda %60 oranında kusurlu olduğu, davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, davacılara rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı, davacıların davalı sigortaya 21/02/2017 tarihinde başvurdukları gözetildiğinde temerrüt tarihinin 06/03/2017 olduğu, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan sigorta şirketinin zararları teminat altına aldığı, davacıların asgari ücret üzerinden hesabı yapılan denetime elverişli, Yargıtay içtihatlarına ve somut olayın koşullarına uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatı alabilecekleri anlaşıldığından tespit olunan tazminatın davacılar tarafından davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğü 06.03.2017 tarihinden itibaren sigortalı aracın kullanım şekli gereği yasal faiz işletilerek ve hükmün sadece davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da korunarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davacı eş … için 102.204,69TL;
Davacı çocuk … için 25.573,96TL;
Davacı çocuk … için 19.112,33TL;
Davacı çocuk …için 16.526,55TL;
Davacı çocuk … için 11.320,77TL;
Davacı çocuk İbrahim için 9.359,45TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine,
2) Dava açılışında alınan 34,16 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 733,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 767,16 TL harcın alınması gereken 12.575,72 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 11.808,56 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) (a) Dava açılışında alınan 34,16 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 733,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 767,16 TL harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 31,40 TL başvurma harcı, 2.350,00 TL bilirkişi ücreti, 366,05 TL posta gideri, olmak üzere toplam 2.747,45 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 2.252,58 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 28.614,66 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,
5) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 32,50 TL posta gideri, olmak üzere toplam 32,50 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 5,85 TL’sinin DAVACILARDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACILARDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2022
Katip …
Hakim …
“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”