Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/158 E. 2022/736 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/158 Esas
KARAR NO : 2022/736

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI …

DAVALI …
VEKİLİ : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından davalıya satılan mal karşılığı e- fatura düzenlendiği ve borçluya gönderildiği, borcun ödenmemesi üzerine … 9. İcra Müdürlüğünün 2021/15896 esas sayılı dosyası ile fatura ve cari hesaba dayalı icra takibinin yapıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini belirterek, asıl alacak miktarı bakımından itirazın iptaline takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap dilekçesinde akdi ilişkinin varlığını kabul etmiş davalının borçlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. ( 2004 sayılı İİK 67)
Dava itirazın iptali davasıdır. İcra İflas Kanununa göre, Takip talebinde bulunan alacaklı yapmış olduğu takibin içeriğini ve alacağın kaynağını usulüne uygun olarak belirtmelidir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
… 9. İcra Müdürlüğü 2021/15896 Esas Sayılı dosyasının tetkikinde; Alacaklı; … Grup Mim. Müh. İnş. Mob. İç ve Dış Tic. San. Ltd. Şti., Borçlu; … Group Metal Nakliye İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine 19.11.2021 tarihinde icra takibi başlatarak; 5.252,18.-USD asıl alacak, 20,72.-USD takip tarihi işlemiş faiz olmak üzere toplamda 5.272,90.- USD alacağın 3095 sayılı yasa uyarınca TCMB kısa vadeli kredilere uyguladığı yıllık 365 gün %2.00 bankalar tarafından 1 yıl vadeli USD mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz oranı ile tahsilini talep edilmiştir. Takip talebinde alacağın sebebi; “Cari hesap ekstresi ve 08.09.2021 tarihli fatura 7.966,18.-USD” olarak açıklanmıştır. Borçlunun yasal süre içinde borca ve faize itirazı üzerine takibin durduğu davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasını açtığı , takipteki asıl alacak bakımından takibin devamını talep ettiği, işlemiş faizi davaya konu etmediği görülmüştür.
Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukukî sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nin cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’nin cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Davacı taraf 50.000 TL tutarlı ödemenin yapıldığı 04.10.2021 tarihinde davalının davacıya 7.966,18 USD ve 31.840,33 TL borcu olduğunu, ödemenin öncelikle TL borcuna mahsubun yapılmasını, bakiye 18.158,80 TL nin o günkü kur üzerinden USD döviz borcuna mahsubu gerektiğini , daha sonra ödenen 15.000 TL nin de önce TL faturalarına kalanının USD faturasına mahsubu gerektiğini belirtmiş bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere bu şekilde yaptığı bu mahsup sonrası kalan tutar üzerinden dolar faturasına dayalı ilamsız takip yaptığı anlaşılmaktadır.
HMK nın 222. Ve 266. Maddesi gereğince tarafların ticari defterlerinin delil olarak incelenmesine karar verilerek bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporu ekindeki fatura ve muavin defter kayıtlarına göre;
08.09.2021 tarihinde düzenlenen 08.09.20221 tarihli 7.966,18 USD faturasından önce davacının davalıdan Türk Lirası cinsinden 21.324,18 TL alacağı bulunmaktadır.
08.09.2021 tarihinden sonra ticari ilişki devam etmiş 21.09.2021 tarihli, 3.835,00 TL ,25.09.2021 tarihli 1.019,52 TL , 30.09.2021 tarihli 5.661,64 TL tutarında üç yeni fatura düzenlenmiş,
04.10.2021 tarihinde de 50.000 TL ödeme yapılmıştır. .
50.000 TL ödemeden sonra 2.973,60 TL, 5.607,36 TL tutarında iki fatura daha düzenlenmiş,
04.11.2021 tarihinde davalı 15.000 TL ödeme yapmıştır.
16.05.2022 tarihli SMMM Bilirkişi raporuna göre, Takibe konu 08.09.2021 tarihli 7.966,18.-USD tutarındaki faturanın, her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu , davalı şirket tarafından ilgili dönem BA bildirimi ile beyan edildiği, davacı şirketin defterlerine göre davalının Türk Lirası cinsinden faturalardan kaynaklı 19.097,12.-TL bakiye alacağı bulunduğu, dolar faturalardan oluşan muavin deftere göre davalının 04.10.2021 tarihinde yaptığı 50.000 TL nin 21.324,18 TL sini Türk Lirası faturalardan (dövizli fatura düzenlenen tarihe kadarki bakiye 21.324,18 TL ) kalan 28.675,82 TL ve 04.11.2021 tarihinde yapılan 15.000 TL ödemeler dolar faturasından mahsup edilmiş Amerikan Doları cinsinden (takip konusu faturadan) faturadan kaynaklı 3.171,56.-USD (33.923,98.-TL) bakiye alacağı bulunduğu hesap edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında , Mahsup yapılırken fatura tarihi değil ödeme tarihi bakiyesinin esas alınması ve bu durumda ödemenin öncelikle TL carisinden düşülmesi kalanın da dolar borcundan düşülmesi gerekli olduğunu, müvekkilin davalıdan hem dolar hem de TL olmak üzere iki farklı tür alacağı olduğundan, müvekkilinin yapılan ödemenin ödeme tarihindeki borçlardan hangi türe (TL veya USD) ne oranla mahsup edileceği noktasında tercih hakkının bulunduğunu, Müvekkili tarafından 08.09.2021 tarihinde düzenlenen fatura tarihinden 50.000 TL’lik ödemenin yapıldığı 04.10.2021 tarihine kadar 3.835,00 TL, 1.019,52 TL ve 5.661,64 TL tutarında toplam 10.516,16 TL tutarlı 3 fatura düzenlendiğini, bu 3 faturanın da TL bakiyesine eklendiğinde karşı tarafça yapılan 50.000 TL’lik ödemenin 31.840,33 TL’nin Türk Lirası borcuna mahsubu ve kalan 18.158,80 TL’nin de USD borcuna mahsup edilmesi gerektiğini, Yine 04.11.2021 tarihli 15.000 TL tutarlı ödemenin tamamının USD borcuna mahsup edildiğini halbuki 15.000 TL tutarlı ödemenin geldiği 04.11.2021 tarihi itibariyle, 09.10.2021 tarih ve 140 nolu, 03.11.2021 tarih ve 153 numaralı toplam 8.580,96 TL tutarlı Türk Lirası faturası düzenlenip ticari defterlere kaydedilmiş olduğunu, dolayısıyla gelen 15.000 TL’lik 04.11.2021 tarihli ödemenin, 8.580,96 TL’sinin bu Türk Lirası borcuna ve bakiye 6.4198,04 TL’nin ise USD borcuna mahsubu gerekirken bilirkişinin yaptığı mahsupların hatalı olduğunu beyan etmiş, bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
23.06.2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; Davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenmiş olan faturalardan, 08.09.2021 tarihli AAA2021000000107 numaralı 66.104,16.-TL (7.966,18.-USD) tutarındaki fatura hariç, diğer tüm faturaların Türk Lirası olarak düzenlediği ve faturalar üzerinde vade tarihi bulunmadığı, davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin davalı şirket tarafından kesilen faturaların tarihlerine göre (geçmişten gelen bakiyeler kapatılarak) bakiyeleri kapatılarak hesaplama yapıldığı, 04.10.2021 tarihli 50.000,00.-TL ödemenin yalnızca 21.324,18.-TL’lik kısmı Türk Lirası faturalardan mahsup edildiği , kalan 28.675,82.-TL yi USD faturasına saydığını, Amerikan Doları olarak düzenlenmiş olan faturadan sonra düzenlenmiş olan toplamda 19.097,12.-TL tutarındaki 5 adet Türk Lirası faturalardan mahsup edilebilecek ödeme bakiyesi kalmadığından bu faturalardan herhangi bir ödeme mahsubu yapılamadığını, takip tarihi (19.11.2021) itibariyle davacı şirketin davalı şirketten Türk Lirası cinsinden faturalardan kaynaklı 19.097,12.-TL bakiye alacağı , Amerikan Doları cinsinden (takip konusu faturadan) faturadan kaynaklı 3.171,56.-USD (33.923,98.-TL) bakiye alacağı bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine alınan 19.07.2022 tarihli 2. Ek raporda alternatif olarak davacının itiraz dilekçesindeki gibi 50.000 TL ve 15.000 TL ödemenin öncelikle TL cinsinden olan faturalara mahsubu sonrasında kalan miktarın USD cinsinden faturaya mahsubu yapıldığında Amerikan Doları cinsinden 5.248,82.-USD (56.142,94.-TL) bakiye alacağı bulunduğu hesap edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin incelenmesi gerekmektedir.
Kısmî ifaya ilişkin kurallar da 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 100 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TBK’nin 101. maddesi gereğince, birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir; borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır. TBK’nin 102. maddesi gereğince de kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2006 tarihli ve 2006/19-260 E., 2006/251 K.; 09.06.2010 tarihli ve 2010/19-262 E. 2010/304 K; 27.01.2016 tarihli ve 2015/15-1830 E.,2016/98 K.; 25.04.2018 tarihli ve 2017/19-903 E., 2018/974 K. sayılı kararlarında da bu yönde açıklamalar yer almaktadır.
Faturalarda vade yer almamaktadır. Vade olmadığından , Ödemenin de hangi faturaya ilişkin olduğu belirtilmediğinden ödemenin muaccel olmuş borca karşılık yapıldığı varsayılır. . Bu durumda bilirkişinin eski tarihli faturadan ( borçtan ) başlayarak yaptığı mahsup işlemi yerinde olduğundan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay HGK nun 2017/11-1299 Esas ve 2021/779 Karar sayılı ilamına göre, Yazılı bir cari hesap sözleşmesi yoksa açık hesap çalışma şeklinde bir ticari ilişki vardır. İtirazın iptali davasında taleple bağlılık esastır. Somut olayda açık hesap şeklinde çalışılmıştır. Bu durumda davacının USD faturası dışında başkaca alacağı var ise onlar için ayrıca icra takibi yapması veya alacak davası açması gerekecektir.
Netice olarak ; Bilirkişinin hesabına göre davacının takip tarihi itibariyle USD cinsi faturadan bakiye 3.171,56. USD , TL cinsinden faturalardan dolayı da 19.097,12.-TL alacak belirlendiğinden davacının USD para birimi üzerinden icra takibi yapmış olması nedeni ile taleple bağlı kalınarak USD cinsinden bakiye alacak olan 3.171,56 USD üzerinden takibin devamına , asıl alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına da hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Açılan davanın Kısmen Kabulüne,
Davalının … 9. İcra Dairesinin 2021/15896 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 3.171,56 USD alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince kamu bankalarının USD cinsinden dövize 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına,
Asıl alacak likit olduğundan 34.035,91 TL alacak üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatı 6.807,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.324,99 TL harçtan, dava açılışında alınan 679,64 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 1.645,35 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 522,91 TL’sinin DAVACIDAN; 797,09 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 80,70 TL başvurma harcı, 850,00 TL bilirkişi ücreti, 93,00 TL posta gideri, toplamı 1.023,70 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 618,17 TL’si ile dava açılışında alınan 679,64 TL peşin harç toplamından oluşan 1.297,81 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 45,50 TL posta gideri, olmak üzere toplam 45,50 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 18,02 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
8) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”