Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/11 E. 2022/1018 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/11 Esas – 2022/1018
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/11
KARAR NO : 2022/1018

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI : ….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.09.2014 tarihinde müvekkili Emre Yılmaz’ın, davalı sigorta şirketine sigortalı 26 NU 303 plakalı araç içerisinde yolcu iken meydana gelen trafik kazası sonucu sakatlandığını, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporuna göre %40 oranında sürekli iş göremezliğinin oluştuğunu, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, 11.02.2015 tarihinde davalı şirkete karşı … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/165 sayılı dosyasında Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk, Zorunlu Mali Sorumluluk ve Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçeleri kaynaklı sorumluluk sebebiyle dava açıldığını, alınan bilirkişi raporunda sigorta şirketinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi yönünden 268.000,00 TL, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi yönünden 268.000,00 TL, Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi yönünden 100.000,00 TL ile sorumlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili tarafından poliçe limitleri dikkate alınarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ıslah dilekçesi verildiğini, mahkemece ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verildiğini, kararın icra takibine konu edildiğini ve dosya borcunun ödendiğini, daha sonra 100.000,00 TL artan mali sorumluluk limitli Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin kazadan önce yenilenerek sınırsız hale dönüştürüldüğünün öğrenildiğini, bunun üzerine davalı sigorta şirketinden bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının da ödenmesinin istenildiğini ancak ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin kaza tarihinde Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü 3. sınıf öğrencisi olduğunu, maluliyeti sebebiyle muhabirlik, spikerlik, kameramanlık gibi meslekleri ifa edemediğini, meslektaşlarına göre daha düşük ücretle çalıştırıldığını belirterek, gelirinin TRT Genel Müdürlüğünden muhabir, prodüktör, spiker, yönetmen, kameraman ünvanlı personellerin ücretleri sorularak hesaplama yapılmasını talep ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 190958814 no’lu Yenileme Ek No:1 Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında davalı şirketten 11.02.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında verdiği dilekçesinde; … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen kararın … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/414 E. 2022/767 K. Sayılı ilamı ile görevsizlikten bahisle mahkeme kararı kaldırılarak dosyanın … 5.Tüketici Mahkemesinin 2022/383 Es sayılı dosyası üzerinden görülmeye başlandığını, usul ekonomisi açısından her iki davanın birlikte görülmesi gerektiğini ileri sürerek dosyanın … 5. Tüketici Mahkemesinin 2022/383 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: 26 NU 303 plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 07.04.2014 — 2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 190958814 no’lu İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/165 E, 2019/1103 K sayılı dosya hükmü tespit niteliği taşıdığından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, derdest olduğunu, bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, bahsi geçen dosyada hükme esas alınan gelirin afaki olduğunu, somut belgelerle ispatlanmadığını, tek başına emsal ücret araştırmasının gelirin belirlenmesi için yeterli olmadığını, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, 190958814 no’lu İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin 100.000,00 TL teminat üzerinden hazırlandığını, yaklaşık dört ay sonra poliçe hala yürürlükte iken zeyilname ile limitin değiştirildiğini ve bu şekilde sınırsız şekilde İMM teminatı sağlandığının görüldüğünü, yeni bir poliçe yada poliçe yenilenmesinin söz konusu olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının talebinin bakiye alacağa ilişkin olduğunu, davacının maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden rapor alınmasını talep ettikleri belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, kasko poliçesi kapsamında maddi tazminat istemine ilişkindir
Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; davalı sigorta şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı, dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi Ticaret Mahkemesine ait ise de taşıyan ve sürücü olan davalılara karşı birlikte açılan davada; davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği muhtemel olduğu, usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlülüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gerektiği, ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da Ticaret Mahkemesine göre daha özel nitelikteki Tüketici Mahkemesinde görülmesinin göreve ilişkin usul kurallarına uygun düşeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle dosyanın … 5. Tüketici Mahkemesinin 2022/383 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek görülebilmesi için mahkememizce görevsizlik kararı verilerek dosyanın … Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosyanın … 5. Tüketici Mahkemesinin 2022/383 esas sayılı dosyası ile birleştirilmek üzere ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,

İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2022

Katip …

Hakim ….

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”