Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/94 E. 2021/401 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/94 Esas
KARAR NO : 2021/401

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2021
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine davalı tarafından … Dairesi’ nin … Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından başlatılan icra takibine konu alacağın hukuki dayanağının bulunmadığını, davalı şirket ile davacı şirket arasında 17/06/2020 tarihinde Sulh Sözleşmesinin yapıldığını, davlı şirket tarafından imza altına alınan sözleşmeye rağmen sözleşme tarihinden önceki borçlara dayanarak kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, sözleşmede de açıkça görüleceği üzere tarafların sözleşme tarihinden önceki borçları sonlandırma iradesinde bulunduklarını ileri sürüp … Dairesi’ nin … Esas sayılı icra takibinin iptaline, davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20′ sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu icra takibinin 11/02/2020 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla … Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla icra takibinin başlatıldığını, davacının icra takibinden haberdar olduğu halde dosyaya veya davalıya hiçbir ödeme yapılmadığını, davacının taahhütlerini hiçbirini yerine getirmediği gibi Sulh Sözleşmesini kabul anlamına gelmemekle 30/10/2020 vade tarihli bononun ödenmediğini, keşide edilen bonoların ödenmediğini, davalının esnaf faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirip davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu alacak nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı vekili dava dilekçesi ile menfi tesbit talepli davayı açmış ise de; dava dilekçesinden ve ekli belgelerden davacı vekili tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı, arabulucuya başvuru yapıldığına yönelik herhangi bir bilgi-belge sunulmadığı, zorunlu arabuluculuk başvuru yoluna gidilmeksizin davanın ikame edildiği ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin içtihadını sunarak menfi tesbit davası yönünden arabuluculuğa başvuru aranmaması gerektiğini belirterek ara karardan dönülmesi talep edilmiştir.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Dolayısıyla davanın konusu yine bir alacağın varlığı/yokluğu noktasında toplanmaktadır.
Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığı tartışılmakta olup, alacaklının dava açarken arabulucuya başvurma dava şartına tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlunun açabileceği menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağı gibi dava türü olarak bir ayrımın gözetilmesi de arabuluculuk dava şartının özüne aykırı olacaktır. Genel gerekçe ve madde gerekçesinde dava türüne göre bir ayrıma işaret etmediği, sonucuna ulaşılmıştır.
6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununa 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve menfi tespit davalarında da bu hususun aranması gerektiği kanaatine varılmış, dava dosyamızda dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine, dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, dava açılışında alınan 3.163,74 TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 3.104,44 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4..080,0 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.04/06/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır