Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/88 E. 2021/864 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/88 Esas
KARAR NO : 2021/864

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Etimesgut … Noterliğinin 17.12.2020 tarih ve 27680 Yevmiye numaralı Temlikname ile … unvanlı şahıs şirketinin davalıdan olan alacağını temlik aldığını, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğünün 2020/11572 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itraz ettiğini belirterek itirazın iptaline takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile … (HGB Vip Sosyal Hizmetler-Temizlik ve Danışmanlık Hizemtleri) ile arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca gerçekleştirmekte olduğu Güneş Enerji Santrali projeleri için güvenlik hizmeti satın alındığını, ekte sunulan evraklarda da görüldüğü gibi dava dışı firmanın üstlenmiş olduğu edimi gerektiği gibi ifa etmediğini , müvekkili şirketin … Mevkiinde bulunan şantiyesinden yüklü miktarda kablo çalındığını, hesap mutabakatı yapılmadığını, muaccel alacak bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.

H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, alacağın devri sözleşmesine dayalı olarak davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı ve davalı arasında akdi ilişki bulunmamaktadır. Davacı alacağı temlik almıştır.Davacı ile dava dışı temlik eden arasında imzalanan sözleşme bağımsız mahiyette olup kendi başına hüküm ifade etmektedir. 6098 Sayılı TBK m.183/1 alacağın devri başlığı altında; ” Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ankara … Müdürlüğünün 2020/11572 Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 07/08/2014 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 7.207,84TL asıl alacak, 213,66TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 7.432,18TL talep edildiği, ödeme emrinin davalıya 28/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 04/01/2021 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Dava şartları bakımından yapılan inceleme : 6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Yapılan araştırmada davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı ile davacı alacağı devreden şirket arasında bir ticari ilişki bulunsa da eldeki davada taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TTK’nın 11. maddesinde tanımlanan ticari işletme ile ilgili olmadığı ve yazılan yazı cevaplarına göre davacının aynı yasanın 12. maddesinde tanımlanan tacir sıfatına sahip olmadığı, diğer bir deyişle açılan davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan ve her iki tarafın (davacının ticari işletmesi yok, tacir değil) ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari davalardan olmadığı ( Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2630 Esas 2019/328 Karar ve 21/03/2019 tarihli içtihatı- Yargıtay …. Hukuk Dairesi 2017/8010 E. , 2017/9945 K. ), bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, genel mahkemenin görev alanında kaldığı anlaşılmakla açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 20 maddeleri uyarınca, görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-AÇILAN DAVANIN GÖREV İLİŞKİN DAVA ŞARTI NOKSANLIĞINDAN HMK’ NIN 114/1-C, 115/2 MADDELERİ GEREĞİNCE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNİN İHTARINA
4-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda/ taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …

Hakim …

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2021

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”