Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/800 E. 2022/882 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/800 Esas
KARAR NO : 2022/882

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ….
VEKİLLERİ : Av. … -.
Av. … -…

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı taraftan 6061 T4 50×5 mm alaşımlı boru alım satımı yaptığını, gönderilen ürünün siparişe konu ürün olmadığını, ürünün ayıplı olduğunu davalıya bildirdiğini, iade faturası düzenleyip ürünü iade ettiğini, davalının ürün bedelini ve iade için harcanan nakliye masraflarını ödemediğini, PTT’ den ihtarname gönderildiğini, daha sonra icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra takibi bakımından takibin 826,00 TL üzerinden devamına, takipten sonra fakat davadan önce banka havalesi ile ödenen 9.215,80 TL’ ye isabet eden icra ferilerinin (Takip masrafları, vekalet ücreti ve tahsil harcı) yönünden de itirazın iptaline ve takip miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap vermemiş, delil bildirmemiş, duruşmadaki beyanında, ” Akdi ilişkiyi kabul ediyoruz ancak davacı süresi içinde ayıp ihbarında bulunmamıştır, davacı açık ayıba dayanmaktadır, açık ayıpta ihbar kanuna göre 2 gün içinde yapılmalıdır, bu süre geçtikten sonra yapıldığından davacının bu konudaki taleplerinin reddi gerekir, takipten sonra 10/11/2021 tarihinde ürün bedeli davacıya iade edilmiştir, bu nedenle borç ifa edilmiştir, bu sebeple davacının dava açmada hukuki yararı bulunmamaktadır,”, ”Davacıya daha önce de satış yapılmıştır, ürettiğimiz ve satışı yaptığımız malzemelerin nitelikleri bellidir, ayıplı bir satış yoktur, proforma fatura da yollanmıştır, davacı kötü niyetlidir, davacı iade nakliye giderini talep etmektedir, arada akdedilen sözleşmede böyle bir husus yoktur, var ise davacı bunu ispat etmelidir, ”, ” Dava konusuz kalmıştır, davacı ürünleri müvekkilime iade etmiştir, kendisinde bir miktar numune kalmıştır, davacıya ödediği para iade edilmiştir, nakliye masrafları ile birlikte reddi gerekir.” şeklinde savunma yapmıştır.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, ayıplı malın iadesinden kaynaklanan nakliye masrafları ve takip masraflarının tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. (İİK 67)
… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 09/11/2021 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 826,00 TL Nakliye Bedeli, 9.215,80 TL İade Faturasına konu ürün bedeli olmak üzere toplam 10.041,80 TL istendiği, takibin dayanağının iade faturası, nakliye faturası, ihtarname, tebliğ belgesi ve mail yazışmaları olduğu, ödeme emrinin davalıya 10/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 11/11/2021 tarihinde nakliye bedeli ile olan kısmına itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
… sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, itirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile, İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK.m.67/1).
Deliller:
1-…E sayılı dosyası
2- 22.10.2021 tarihli iade faturası
3- 28.10.2021 tarihli ayıp ihbarına ilişkin İadeli taahhütlü posta çeki
4- İade olunan ürüne dair Nakliye Fatura Suretleri
5- 10.11.2021 tarihli banka dekontu suretleri
6- Elektronik posta yazışmaları, tüm dosya kapsamı
Satım sözleşmesinde satıcının satım konusu malı teslim ve mülkiyetini devir borçları yanında ayıba ve zapta karşı tekeffül borçları da düzenlenmiştir. Alıcının satım konusu malda dürüstlük kuralı gereğince bulunmasını beklediği bir vasfın veya malın tipik olarak taşıması beklenen özelliklerin bulunmaması halinde lüzumlu vasıflarda eksiklik nedeniyle mal ayıplıdır. Satım konusu malın satıcı tarafından vaad edilen vasıflara sahip olmaması halinde de zikir ve vaad edilen vasıflarda eksiklik nedeniyle malda bir ayıp söz konusudur. Satım konusu malda bulunması gereken lüzumlu vasıfların ne olduğu, iş hayatındaki telakkiler, alıcının bireysel menfaatleri ve satım konusu malın kullanım amacı dikkate alınarak tespit edilecektir.
Davacı tarafından, davalı şirkete gönderilen 19/10/2021 tarihli e-posta da kendilerine “6061 alaşım T4 sertlik 50×5 20 boy boru gerekli, muadili olarak 6063 T4 de olabilir. Malzeme büküm yapılacağı için büküme uygun olması şarttır” şeklinde sipariş vermiş, davalı firma da teklifi kabul etmiş, ürün göndermiş, 22/10/2021 tarihinde davacı tarafından davalıya gönderilen e-posta da “sizden temin ettiğimiz 6061 T4 kalite malzemeleri müşterimiz iade edecektir, müşterimizin belirttiği kırılma ve kalite kontrolü aşağıdaki gibidir: Kırılma resimleri ektedir, malzemelerin sertliklerini ölçtürdüm, malzemenin sertliği 97HB gelmektedir (T6 temperinde 90-120 aralığında gelmektedir, fotoğraf ektedir) şeklinde yazışma yapılmış, davalı taraf da ürünleri geri gönderin, biz de inceleyelim şeklinde cevap vermiş, ürünler davalı tarafa iade edilmiş, iade faturası gönderilmiştir.
Davaya konu ürün üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de, Davacı vekili, davalının gönderdiği üründen alınan numunenin test sırasında kırıldığını (fotoğraflar sunmuştur) , davalıdan satın alınan ürünlerin teste tabi tutulduktan sonra test sonuçlarının davalı ile paylaşıldığı, davalıya ürünün ve inceleme yapılan numunenin iade edildiğini, ürün bedelinin de davalı tarafından davacıya ödendiği , yeni delil ibrazına muvafakat etmediklerini, davalının davadan sonra mahkemeye inceleme için göndereceği ürünün aynı ürün olmayacağını beyan ettiğinden , e posta yazışmaları da bu beyanı doğruladığından , ek raporda da ürünün istenen vasıfta olmadığı belirtildiğinden bu konudaki tahkikat yeterli görülmüştür.
Dosyadaki…) 25/10/2021 tarihli Ankara İstanbul nakliye ücreti olan 531,00 TL tutarındaki fatura ve… Tarafından 20/10/2022 tarihinde düzenlenen 295,00 TL tutarındaki fatura toplamı 826,00 TL icra takibinde takibe konu edilmiştir.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 26/10/2021 tarihli ihtarnamede ürünün davalıya iade edildiği, iade faturası gönderildiği, nakliye bedeli ile ürün bedelinin davacının banka hesabına gönderilmesinin istendiği görülmüştür.
30/12/2021 tarihli icra kapak hesabına göre takipteki alacak miktarı ve masraflarla birlikte 12.311,68 TL borç bulunmaktadır, dava dilekçesindeki açıklamaya göre davalı tarafça, icra takibinden 1 gün sonra davacının banka hesabına 9.215,80 TL ödeme yapılmış olup, davacı bu miktarı düşerek nakliye bedeli ile icra takibinin ferileri bakımından itirazın iptali davası açmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 219. maddesi uyarınca, ürünün maddi, hukuki ya da ekonomik yönden; (i) satıcı tarafından bildirilen nitelikleri havi olmaması, (ii) nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine aykırı olması ve/veya (iii) kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının üründen beklediği faydaları bulundurmaması halinde satıcının ayıplı üründen sorumluluğu gündeme gelmektedir.
Alıcının yerine getirmesi gereken külfetler TBK md. 223’de “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcının ayıba ilişkin ihbar yükümlülüklerini yasal süre içinde yerine getirmesi halinde; (i) sözleşmeden dönme, (ii) ayıp oranında bedel indirimi, (iii) ücretsiz onarım veya (iv) ayıpsız misli ile değişim talep edebilecektir. Alıcının ayıplı ürün teslimi nedeniyle zarara uğraması halinde bu husus da ileri sürülebilecektir
Bunun gibi, ayıp, ilk bakışta tespit edilebilecek “aşikar”, olağan incelemeyle tespit edilebilecek “açık” ve olağan muayene ile tespit edilemeyecek, ancak zamanla kullanıma bağlı olarak ortaya çıkacak olan “gizli” ayıp olarak da farklı şekillerde nitelendirilebilir.
Teknik Bilirkişi raporu: HMK nın 266. Maddesi gereğince bilgisine başvurulan makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre; Davacı 6061 T4 50*5 mm 20 adet Alaşımlı boru sipariş etmişse de davalı istenilen üründen farklı (muhtemelen T6) ürünü gönderildiği, Davalının yapmış olduğu bükme işleminde (90 derece bükülmede) kırılmalar oluştuğu, yüzey sertliğinin (97) tespit ettiğinden satıcı davalıya boruları iade ettiğini, gönderilen ürünün yanlışlığının hemen anlaşılabilecek durumda olmadığı, bir birine çok yakın ürünler olduğu, sadece içerisindeki alaşım oranlarının farklı olduğu ,doğru ürün olduğunu anlamak için çeşitli test ve muayenelerden geçirilmesi gerektiğinden bununda uzun zaman alacağı, gizli ayıp olduğu kanaatinde olduğunu bildirmiş, Bilirkişi raporuna davalı taraf itiraz etmiş bilirkişi ek raporunda bilirkişinin kanaati değişmemiştir. Taraflar arasındaki yazışmalardan da anlaşıldığı üzere ürünün davacı tarafından incelendiği, sertlik derecesinin uygun olmadığı, ürünün davalıya iade edildiği, ödeme talep edildiği, davacının ayıplı olan ürünü iade etmekte haklı olduğu kabul edilmiştir. Takipten önce davalı ödeme yapmadığından icra takibine sebep olmakla takip masraflarından sorumlu tutulmuştur.
Takip talebinde ürün bedeli ve nakliye bedeli talep edilmiş, davalı ürün bedelini ödemiştir. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından kısmi ödeme miktarınca dava açılmasına gerek olmadığından itiraz edilen nakliye faturası ve ödenen miktarın ferileri yönünden dava açılmıştır. Kısmi ödeme halinde kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir. Nitekim aynı ilke Hukuk Genel Kurulunun 23.05.2018 gün ve 2017/19-910 E. – 2018/1111 K., 12.11.2003 gün ve 2003/19-589 E. – 645 K., 19.10.2011 gün ve 2011/19-532 E. – 2011/640 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden alınan raporda, faiz, harç , vekalet ücreti ve takip masrafları denetime uygun olarak aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.
Takip Miktarı : 826,00TL (Nakliye Ücreti
: 9.215,80,00TL (İade faturasına konu ürün)
Toplamı =10.041 ,80
İcra Dosyasına Ödenen : 9.215,80-TL (10/11/2021 tarihli dekontu)
Ödenmeyen Takip Miktar: 826,00-TL (TT:09/11/2021)
İşlemiş Faiz : 20,09 TL (09.11.2021-01.01.2022-4416,75 YILLIK)
: 73,07 TL (01.01.2022-25.07.2022- 15,75 YILLIK)
TOPLAM : 919,16 TL
Davacının Takip Masrafları: 10.041,80 TL Takip Toplamı, 1.506,27 TL Vekalet Ücreti, 456,90 TL Tahsil Harcı(4,55), Peşin Harç: 50,21TL, Başvuru Harcı: 59,30 TL, Vekâlet Harcı: 8,50 TL, Vekâlet Pulu: 13,40 TL, Dosya Gideri: 1,60 TL, Tebligat Gideri: 19,00 TL. Toplam İcra Takibi Masrafı: 152,01 TL olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara HMK 281. Madde şerhi ile tebliğ edilmiş davacı vekili rapor gibi karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
Netice olarak bilirkişi raporu, ihtarname, yazışmalar ve tüm dosya kapsamına göre davalının davacıya gönderdiği ürünlerin ayıplı olduğu, ayıbın gizli ayıp olduğu, davacının 6098 sayılı TBK nun 229. Maddesindeki seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve malın iadesi hakkını kullandığı, ödediği bedeli geri istediği, ödeme yapılmayınca ilamsız icra takibi yaptığı, takipten sonra ürün bedelinin davalı tarafça ödendiği, nakliye masraflarına itiraz edildiği, davacının itiraz edilen nakliye masrafları ile takipten sonra ödenen tutarın ferilerinin (harç, masraf ve vekalet ücreti gibi) tahsili istemiyle itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kanun gereği davalının iade masraflarından olan nakliye bedelinden de sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne , İİK nun 67/2. Maddesi gereğince asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
Davalının… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın, itiraz edilen kısım olan 826,00 TL nakliye bedeli üzerinden iptali ile takibin bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına,
Takipten sonra yapılan ödeme sebebiyle davalı, icra takibine sebebiyet verdiğinden 93,16 TL işlemiş faiz, 1.506,27 TL vekalet ücreti, 456,90 TL tahsil harcı ve 152,01 TL icra harç ve masrafları bakımından da takibin devamına,
Asıl alacak likit olduğundan 826,00 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 21,40 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 112,50 TL posta gideri, olmak üzere toplam 931,10 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca harca esas dava değeri üzerinden 826,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar istinafa başvuru sınırı altında kaldığından kesin olarak karar verildi. 08/11/2022

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”