Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/79 E. 2021/233 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/79 Esas
KARAR NO : 2021/233 Karar

Av. … -…

DAVA : Tespit ve Tescil ( Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tespit ve Tescil (Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket ve diğer şirketler arasında imzalanan 27/09/2017 tarihli… Kurulum Anahtar Teslim İnşaat ve Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi ve Devir Taahhütnamesi uyarınca, …Yenilenebilir Enerji Teknolojileri San. Ve Tic. Ltd. Şti. Hisselerinin tamamının müvekkili şirkete devredilmesi gerektiği, ancak müvekkili şirkete herhangi bir devir işleminin gerçekleştirilmediğini belirterek, …Yenilenebilir Enerji Teknolojileri San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin hisselerinin tamamının, müvekkili şirkete hükmen devri ve tesciline, üçüncü şahıslara devrinin önlenmesinin ihtiyaten tedbirine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle yetki itirazında bulunarak, yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettiği, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinde verilen ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar verme selahiyetinin olmadığını, ihtiyati tedbire Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi hakiminin ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar vermesinin gerektiği, TTK 595/1 maddesinde; şirket hisse devrinin ve hisse devri borcu doğuran işlemlerin noterlikçe düzenlenmesi ve tarafların imzalarının da noterlikçe alınması düzenlemiş olmasına rağmen; davacının noterlikçe düzenlenmiş ve tarafların imzalarının noterlikçe alınmış şirket hisse pay satışı sözleşmesi sunamamış olmasının TTK 595/1 maddesine aykırı olması, Kanunda sadece hisse devri için şekil öngörülmemiş, hisse devri öngören bütün işlemler için noterlikçe düzenlenme ve imza alma şeklinin öngörülmüş olması, buna ilişkin 6 tane Yargıtay kararının dilekçe içinde özetlendiği ve dilekçe ekinde de 8 tane emsal karar olduğu, TTK 595/2 maddesi gereğince; esas sermaye payının devri için genel kurul kararı ile onaylanması gerekmesi ancak davacının şirket hisse pay satışına onay veren bir genel kurul kararının varlığını iddia bile etmemiş olması, taraflarının imzalarının noterlikçe alındığı hisse devir borcu doğuran işlemlerin olmadığı gibi şirket hisse pay satışını onaylayan bir genel kurul kararının da olmaması, davaya dayanak 27.09.2017 tarihli sözleşmenin ve 27.09.2017 tarihli Devir taahhütnamesinin, Lisansız Elektrik Üretim Yönetmeliğinin 35. Maddesi gereğince yapılması zaman bakımından yasaklanmış sözleşme olması nedeniyle; davaya dayanak sözleşmenin TBK 27. Gereğince kesin hükümsüz olması geçersiz olması, 27.09.2017 tarihli davaya dayanak sözleşmenin de davalı … adına asaleten yada vekaleten imza atılmadığı, dolayısıyla davalı …’nun şirket hisselerinin satışının konu edilen adli yazılı bir sözleşme bile yapmadığını, yine davalı … adına sunulan geçersiz şekilde yapılmış devir taahhütnamesi altındaki imzanın da …’na ait olmadığı, dolayısıyla davaya konu …’na ait şirket hisselerinin satışına konu edilmiş Adi yazılı şekilde olsa bile hiçbir sözleşme olmaması nedeniyle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davanın İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/534 esas sayılı dosyası ile açıldığı, mahkemece 20/02/2020 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, belirtilen mahkemece kesinleşme şerhinin düzenlenmesi sonrası dosyanın mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/534 esas sayılı dosyasında 13/01/2020 tarihinde davacının tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalılar vekilinin bu kararı istinaf ettiği ve İzmir BAM 20. HD’nin 2020/2089 esas 2020/55 karar sayılı ilamı ile istinaf başvuru talebinin reddine karar verildiği görüldü.
Dava, taraflar arasında yapıldığı belirtilen hisse devir sözleşmesi gereğince davalı şirket hisselerinin tamamının davacı şirkete devrinin tespiti ile tescili isteminden ibarettir.
Davaya konu edilen 27/09/2017 tarihli adi yazılı sözleşmeye göre, devir taahhüt edenin davalı şirket, devralanın davacı şirket olduğu, sözleşmeye imza koyan ve davalı şirket yetkilisi olduğu belirtilen davalı … tarafından imzalanan sözleşmeye göre davalı şirket hisselerinin tamamının davalı şirkete veya bu şirketin göstereceği 3. kişiye veya şirkete devretmeyi vaad ve taahhüt edildiği anlaşılmaktadır.
Limited şirket hisse devir sözleşmeleri 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onaylanması şart olduğu gibi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun da onayı şarttır.
Davalılar vekili ise kanunda limited şirketin hisse devri için aranan şartların yerine getirilmediğini ve sözleşmeye imza atan davalı şirket yetkilisi …’nun imzasının sahte olduğu savunmasında bulunmuştur.
Somut olayda, taraflar arasında yapılan 27/09/2017 tarihli adli yazılı şekilde düzenlenen sözleşme ile davalı limited şirket hisselerinin tümünün davacı şirkete devrinin vaad ve taahhüt edildiği, ancak yukarıda belirtilen Kanun hükmü gereğince tarafların imzalarının noterce onaylanması ve esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı gerekirken bu şekli şartlar yerine getirilmeksizin salt adi yazılı sözleşme akdedilerek davalı şirket hisselerinin davacıya devrinin tespiti ve tescili isteminin yerinde olmadığı, bu nedenle taraflarca ileri sürülen başkaca hususlar dinlenilmeksizin davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 170,78-TL.harcın mahsubu ile bakiye 111,48‬‬-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AÜT md. 7/2. maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır