Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/760 E. 2022/253 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/760 Esas – 2022/253
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/760 Esas
KARAR NO : 2022/253

HAKİM :…

TEMLİK EDEN : …
TEMLİK ALAN
DAVACI :….

KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile dava dışı … arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçlu tarafından anılan sözleşme hükümleri gereğinin yerine getirilmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini ve akabinde başlatılan icra takibine davalıların itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalıların müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olmaları nedeniyle bankanın rehni paraya çevirmeden önce doğrudan müteselsil kefile müracaat edebileceğini, davalıların kefalet limitlerinin ve temerrüt faizi oranının sözleşme ile belirlenmiş olduğunu ve sözleşme ile belirlenmiş temerrüt faizi oranının uygulanmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, bankanın öncelikle rehin varsa rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması gerekirken hem rehinin paraya çevrilmesi yoluyla hem de ilamsız icra takibi yoluyla icra takibi başlatmış olmasının kötüniyetli olduğunu, sözleşmeler incelendiğinde hukuka uygun olarak müteselsil kefil alınmadığından dolayı ortada geçerli bir kefaletin bulunmadığının görüleceğini, usulüne uygun kefalet bulunmadığından kredi sözleşmelerinin davalı müvekkiller yönünden bağlayıcılığının bulunmadığını, yeni BK ile getirilen değişiklikler ve Bankacılık Kanunu ile Yargıtay Kararlarına göre müteselsil kefiller için; eşin rızasının olması, kefilin kendi el yazılı ile tarih atması, kefalet süresini yazması, adına, soyadını, müteselsil ibaresini yazması, sorumlu olduğu azami miktarı belirtmesi, miktarın hem rakamla hem de yazı ile olması, yine kendi el yazısı ile lehine kefalet verilen borçlunun adının soyadının yazılması, eş rızasının kefalet ile aynı anda olması ve kanunun aradığı şartlan taşıması gerektiğini, davalı …’nın eşinin muvafakatinin bulunmadığını, eşinin okuma yazmasının olmadığını, kendi el yazısıyla tarih yazılmadığını, kefalet süresinin gösterilmediğini, … da da aynı eksikliklerin mevcut olduğunu, ortada geçerli bir müteselsil kefalet söz konusu olmadığı için adi kefalet hükümlerinin uygulanması gerektiğini, adi kefalette ise asıl borçlu hakkında aciz vesikası temin edilmeden diğer kefillere gidilemeyeceğini, kredi sözleşmesinde el yazısıyla yazılan ibarelerin ve imzaların mevekkillerine ait olup olmadığı hususunda imza ve yazı incelemesi yapılması gerektiğini belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’ya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, cevap vermedikleri anlaşıldı.
Dava, davacı tarafından davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir (İİK. 67).
Ankara …Dairesinin 2014/1969 takip sayılı icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi örnekleri, hesap ekstreleri, noter ihtarnameleri, bilirkişi raporları, yazı ve imza örnekleri ile diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Mahkememizin 09/05/2019 tarih ve 2014/694 esas ve 2019/544 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, gayrinakti çek kredisinden kaynaklı toplam 4.365,99 TL üzerinden icra takibinde belirtilen şartlarla beraber takibin davalı … yönünden devamına, gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı takip ve taksitli ticari krediden kaynaklı yapılan takip yönünden davanın reddine, davacının çek yaprakları için istediği depo talebi yönünden davanın reddine karar verildiği, kararın temlik eden T…. A.Ş’nin istinaf etmesi üzerine Ankara BAM … Hukuk Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 2019/1692 esas ve 2021/1420 karar sayılı ilamı ile “……..davacı tarafından davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla işbu dava açılmış olup, mahkemece yalnızca davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, diğer davalılar yönünden gerekçe yazılmasına rağmen hüküm kısmında herhangi bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. İstinaf edilen bir kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelemesinin yapılabilmesi için öncelikle mahkemece HMK’nın 297 maddesine uygun bir hüküm kurulması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, davacı yanın tüm talepleri hakkında ve davalılar …, …, … ve … yönünden bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla Dairemizce denetim yapılamamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…..” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırıldığı, mahkememiz dosyasının yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
BAM ilamı sonrası takip alacaklısı banka tarafından dava konusu alacağın … Yönetim A.Ş.’ye devrine dair temliknamenin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Ankara …Dairesinin 2014/1969 takip sayılı dosyasının incelenmesinde; dosya alacaklısının … A.Ş, dosya borçlularının …, …, …, …, … ve … olduğu, takip çıkışının asıl alacak, masraflar ve faiz olmak üzere toplam 256.050,01-TL.olduğu, gayrinakdi çek kredisi, gayrinakdi teminat mektubu kredisi, konut kredisi, taksitli ticari kredi ve gayrinakdi çek kredisinden kaynaklı icra takibi yapıldığı, davalıların süresinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu, iş asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı dikkate alınarak süresinde açıldığı anlaşıldı.
Genel Kredi Sözleşmelerinin incelenmesinde;
Davacı Bankanın dava dışı … ile birden fazla kredi sözleşmesi imzalandığı, buna göre 30.11.2005 tarihinde 15.000,00-TL limitle dava dışı … ile davacı arasında akdedilen sözleşmeyi …’nın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı,
06.04.2007 tarihinde dava dışı … ile davacı banka arasında 10.000,00-TL limit ile akdedilen sözleşmesinin daha sonra limiti 13.11.2008 tarihinde yapılan arttırımla 106.660,00-TL olduğu, anılan sözleşmede sadece …’ın borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu,
26.03.2010 tarihinde dava dışı … ile davacı banka arasında akdedilen sözleşmede 30.11.2005 ve 16.04.2007 tarihinde yapılan sözleşmeler uyarınca önceki limit miktarı olan 106.660,00-TL gösterildiği, 26.03.2010 tarihinde yapılan arttırımla yeni limitin 176.460,00-TL olduğu,, sonrasında 15.12.2011 tarihinde yapılan arttırımla 348.990,00-TL limit belirlendiği,
05.07.2012 tarihinde dava dışı … ile davacı banka arasında akdedin sözleşmede 30.11.2005, 16.04.2007 ve 26.03.2010 tarihinde yapılan sözleşmeler uyarınca önceki limit miktarı olan 348.990,00-TL gösterildiği, 05.07.2012 tarihinde yapılan arttırımla yeni limitin 352.540,00-TL olduğu, sonrasında 12.11.2012 tarihinde yapılan arttırımla 3486.700,00-TL limit belirlendiği,
26.04.2013 tarihinde dava dışı … ile davacı banka arasında akdedilen sözleşmede kredi limitinin belirlenmediği, sözleşmenin 28. sayfa altındaki 14.3. maddesindeki kefalete ilişkin bölümün altında …, … ve …’ın imzası bulunmakta olup, kefalet tarihi ve limitinin belirlenmediği, sözleşmesinin 29. sayfasında birinci kefil olan …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefalet limiti ve kefaletin türünün el yazısı ile yazıldığı ancak kefalet tarihinin belirtilmediği, kefalet limitinin ise 342.500,00-TL olarak belirlendiği, ayrıca eş rızası bölümünde kime ait olduğu belli olmayan imza bulunmakta olup, imza dışında bir bilgiye rastlanılmadığı, sözleşmenin 33. sayfasında ikinci kefil olarak …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefalet limiti ve kefaletin türünün el yazısı ile yazıldığı, eş rızasının alındığı, ancak kefalet tarihinin belirtilmediği, kefalet limitinin ise 300.000,00-TL olarak belirlendiği, sözleşmenin 37. sayfasında üçüncü kefil olarak …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefalet limiti ve kefaletin türünün el yazısı ile yazıldığı, ancak kefalet tarihinin belirtilmediği, kefalet limitinin ise 142.500,00-TL olarak belirlendiği, ayrıca eş rızasının alınmadığı anlaşılmıştır.
Temlik eden takip alacaklısı bankanın göndermiş olduğu ihtarnamelerin incelenmesinde,
…’a keşide edilen 10.01.2014 tarih ve 68 yevmiye nolu ihtarnamede … kredilerinin 09.12.2013 tarihi itibarıyla kat edildiği, bu tarih itibarıyla toplam 225.779,77-TL borcun 7 gün içinde ödenmesi, aynı süre içinde çek yasal yükümlülük tutarı olan 26.125,00-TL’nin banka nezdinde depo edilmesinin istenildiği, kefilin sorumlu olduğu tutarın ise 142.500,00-TL olarak belirtildiği, ihtarnamenin 17.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği,
…’ya keşide edilen 24.12.2013 tarih ve 2858 yevmiye nolu ihtarnamede … kredilerinin 09.12.2013 tarihi itibarıyla kat edildiği, bu tarih itibarıyla toplam 206.012,05-TL borcun 7 gün içinde ödenmesi, aynı süre içinde çek yasal yükümlülük tutarı olan 26.125,00-TL ile meri teminat mektubu için 11.844,00-TL’nin banka nezdinde depo edilmesinin istenildiği, kefilin sorumlu olduğu tutarın ise 1500,00-TL olarak belirtildiği, ihtarnamenin 30.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği,
…’a keşide edilen 24.12.2013 tarih ve 2856 yevmiye nolu ihtarnamede … kredilerinin 09.12.2013 tarihi itibarıyla kat edildiği, bu tarih itibarıyla toplam 206.012,05-TL borcun 7 gün içinde ödenmesi, aynı süre içinde çek yasal yükümlülük tutarı olan 26.125,00-TL ile meri teminat mektubu için 11.844,00-TL’nin banka nezdinde depo edilmesinin istenildiği, kefilin sorumlu olduğu tutarın ise 1500,00-TL olarak belirtildiği, ihtarnamenin 31.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği,
…’a keşide edilen 24.12.2013 tarih ve 2855 yevmiye nolu ihtarnamede … kredilerinin 09.12.2013 tarihi itibarıyla kat edildiği, bu tarih itibarıyla toplam 206.012,05-TL borcun 7 gün içinde ödenmesi, aynı süre içinde çek yasal yükümlülük tutarı olan 26.125,00-TL ile meri teminat mektubu için 11.844,00-TL’nin banka nezdinde depo edilmesinin istenildiği, kefilin sorumlu olduğu tutarın ise 1500,00-TL olarak belirtildiği, ihtarnamenin 31.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde birden fazla bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
10.03.2019 tarihli rapora göre, çeklerden kaynaklanan riskin 26.03.2010 tarihli Sözleşme kapsammda olduğu, anılan sözleşmede ise sadece davalılardan …’ın kefalet imzası bulunduğu, tarafımızdan yapılan hesaplamada belirlenen tutarlar davacı talebinden yüksek olduğundan bu alacak kalemi yönünden, takipte belirtilen tutarların dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla davalı …’ın Tablo: 3’de belirtilen tutarlardan sorumlu olduğu, teminat mektuplarından kaynaklanan riskin, teminat mektuplarının düzenleme tarihleri dikkate almdığmda, 05.07.2012 tarihli Sözleşme kapsammda olduğu, anılan sözleşmede ise sadece davalılardan …’ın kefalet imzası bulunduğu, tarafından yapılan hesaplamada; asıl alacak 64.786,00 TL olarak belirlendiğinden, davacının bu kaleme ilişkin talebinin (Talep: 65.143,70) 357,70 TL’lik, işlemiş faiz 2.506,24 TL olarak belirlendiğinden, davacının bu kaleme ilişkin talebinin (Talep: 3.966,63) 1.460,39 TL’lik, BSMV 125,31 TL olarak belirlendiğinden, davacının bu kaleme ilişkin talebinin (Talep: 198,33) 73,02 TL’lik, kısmının yerinde olmadığı, takibin îhsan AKMAN yönünden belirtilen tutarlar üzerinden yürütülmesi gerektiği, ancak davacı Banka icra takibinde … yönünden 150.000,00 TL tutarındaki ipotek limitinin düşülmesini talep ettiğinden, adı geçen açısından borcun kalmayacağı, taksitli ticari krediden kaynaklanan alacağın, kredinin ödenme tarihi dikkate alındığında 26.04.2013 tarihli sözleşme kapsammda olduğu, anılan sözleşmede, …, … ve …’ın kefalet imzalan bulunduğu, yukanda yer verilen tespitlerimiz uyarınca, …, … ve …’ın kefaletlerinin kefalet tarihinin belirtilmemiş olması, ilave olarak … ve …’ın kefaletlerinin eş nzalarının geçerli şekilde alınmamış olması nedenleriyle TBK. 583 ve 584. maddelerine uygun olarak tesis edilmediği, bu nedenle adı geçenlerin bu sözleşmedeki kefaletlerinin geçersiz olduğu, düşünülmekle birlikte hukuki takdir ve değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Somut olayda; temlik eden takip alacaklısı banka genel kredi sözleşmesi uyarınca asıl dava dışı borçluya birden fazla kredi kullandırmış, davalılar müteselsil kefil sıfatı yukarıda detayları belirtilen sözleşmeleri imzalamışlardır. Uyuşmazlık, davalıların dava dışı asıl borçlu Mehmet Alkan ile davacı banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinden dolayı sorumlu bulunup bulunmadığı, verilen kefaletlerin geçerli olup olmadığı, yapılan takiplerin haklı olup olmadığı, davalıların itirazlarının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmıştır.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki, davacı tarafın davalılardan … hakkında takip konusu ettiği konut kredisi yönünden mahkememizin 11/06/2018 tarihli 18. celsesinin 2 nolu ara kararında tefrik kararı verilmiş, verilen tefrik kararı neticesi 2018/452 esas sayılı dosyası üzerinden bu kredi ve davalı yönünden mahkememizin görevsizliği ile görevli mahkemenin Ankara Tüketici Mahkemeleri olduğuna dair karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, takip konusu edilen diğer alacak kalemleri bakımından talebe bağlılık ilkesi gereği hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, bilirkişi raporu, tarafların beyanı, Ankara BAM … HD.’nin kararı ve tüm dosya içeriğine göre; gayrinakdi çek kredisinden kaynaklanan nakdi alacak talebi bakımından 3154684, 3154685, 3154690 ve 3154694 seri nolu çeklerden kaynaklanan riskin 26.03.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, anılan sözleşmede davalılardan …’ın imzasının bulunduğu, davalının imza inkarı sonucu yapılan bilirkişi incelemesinde … adına atılmış imzaların bu davalı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla bilirkişi marifetiyle mahkememize sunulan denetime elverişli rapor uyarınca gayrinakti çek kredisinden kaynaklı 4.180,00-TL aslı alacak, 177,13-TL işlemiş faiz ve 8,86-TL BSMV olmak üzere toplam 4.365,99-TL üzerinden icra takibinde belirtilen şartlarla beraber takibin davalı … yönünden devamına karar verilmesi gerektiği, asıl alacak likit olduğundan 836,00-TL icra inkar tazminatının davalı …’dan tahsili ile davacıya verileceği,
Gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklanan nakdi alacak talebi bakımından bu teminatı riskinin 05.07.2012 tarihli sözleşme kapsamında olduğunu, anılan sözleşmede davalılardan …’ın kefalet imzasının bulunduğu, bilirkişi marifetiyle mahkememize sunulan denetime elverişli rapor uyarınca gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı 64.786,00-TL aslı alacak, 1.242,78-TL işlemiş faiz, 08.01.2014-21.01.2014 faiz 1.263,46-TL olmak üzere toplan 2.506,24-TL faiz ve 125,31-TL BSMV olmak üzere toplam 67.417,55-TL bu davalı yönünden takip yapılabileceği, ancak davacı bankanın icra takibinde bu davalı yönünden 150.000,00-TL tutarındaki ipotek limitini düşülmesini talep ettiğinden bu davalı yönünden borcun söz konusu olamayacağı,
Taksitli ticari krediden kaynaklanan talep bakımından dava dışı … ‘a davacı banka tarafından 26.04.2013 tarihinde 36 ay vade ve yıllık yüzde 15.60 faiz oranı ile 124.000,00-TL tutarında taksitli kredi kullandırıldığı, bu kredinin son olarak 26.08.2013 tarihinde vadeli taksitinin ödendiği, diğer taksitlerinin ise ödenmediği, bu sözleşme altında … ‘ın kefalet imzalarının bulunduğu, ancak adı geçenlerin kefaletlerinde kefalet tarihinin belirtilmemesi, ilave olarak … ‘ın kefaletlerinde eş rızalarının bulunmaması karşısında adı geçenlerin kefaletlerinin geçersiz olduğundan bu davalılara karşı takip yürütülemeyeceği,
Davacı yanın yapılan icra takibinde bankaya iade edilmeyen çekler için 26.125,00-TL’nin depo edilmesini istemiş olmasına karşın bilindiği üzere çek yaprakları ile ilgili depo talebinde bulunulması için genel kredi sözleşmesinde buna ilişkin hüküm bulunması gerektiği (bkz. Yargıtay … HD.’nin 2016/2351 esas, 2016/13926 karar sayılı ve 25.10.2016 tarihli; aynı dairenin 2013/17341 esas, 2014/1592 karar sayılı ve 21.01.2014 tarihli ilamları), davalı kefiller hakkında konu sözleşmede depo talebinden kefillerin sorumlu olacağına ilişkin düzenleme bulunmadığından davalılar hakkında çek yaprakları için istenen depo bedeli yönünden icra takibi yapılmayacağı, bu suretle gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı takip ve Taksitli ticari krediden kaynaklı yapılan takip yönünden ve davacının çek yaprakları için istediği depo talebi yönünden davanın reddine karar verileceği, davalıların davacı aleyhine kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığından talebinin reddi gerektiği anlaşıldığından yukarıda belirtilen Ankara BAM … HD.’nin ilamı uyarınca davacı tarafın her bir talebi hakkında ve her bir davalı yönünden karar verilmesi yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Ankara … İcra Dairesinin 2014/1969 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile; gayrinakti çek kredisinden kaynaklı 4.180,00-TL asıl alacak, 177,13-TL işlemiş faiz ve 8,86-TL BSMV olmak üzere toplam 4.365,99-TL üzerinden icra takibinde belirtilen şartlar geçerli olmak üzere takibin davalı … yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
836,00-TL icra inkar tazminatının davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalılar … yönünden davacının davasının reddine,
Davalıların davacı aleyhine kötüniyet tazminatı verilmesi şartları oluşmadığından taleplerinin reddine,
Gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı takip ve taksitli ticari krediden kaynaklı yapılan takip yönünden davacının tüm davalılara karşı davasının reddine,
Çek yaprakları için istenilen depo talebi yönünden davacının tüm davalılara karşı davasının reddine,
2-Alınması gereken 298,24-TL.harçtan peşin alınan 3.092,50-TL.harcın mahsubu ile bakiye 2.794,26 -TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.365,99-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalılar … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 26.067,94-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ‘a ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 25,20-TL başvurma harcı, 3.092,50-TL peşin harcı, 3,80-TL vekalet harcı toplamı 3.121,50-TL ile,
Davacı tarafından yapılan otuzsekiz tebligat gideri 376,50 TL., altı müzekkere gideri 40,05-TL, beş bilirkişi ücreti 1.750,00-TL, talimat gideri 46,50-TL.olmak üzere masraf toplamı 2.213,05-TL ve BAM kararından sonra yapılan üç tebligat masrafı olan 84,00-TL olmak üzere toplam 2.297,05-TL’den kabul / red oranına göre 39,16-TL nın davalı … ‘dan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı