Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/758 E. 2022/762 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/758
KARAR NO : 2022/762
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (TC NO:…) …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – ……
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
G.K. YAZIM TARİH : 06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şahıs şirketinin gıda alım- satımı alanında faaliyet gösterdiğini , taraflar arasında mal alım -satımından kaynakla ilişkinin uzun yıllar devam ettiğini , ayrıca taraflar arasında mal alım satımı dışında güven ilişkisi ve davalının bir dönem paraya sıkışması nedeniyle , müvekkili tarafından davalıya banka kanalı ile 16.11.2018 tarihinde 20.000,00 USD, 17.12.2018 tarihinde 43.000,00-TL, 25.12.2018 tarihinde 32.000,00-TL, 31.12.2018 tarihinde 45.000,00-TL ve 17.07.2020 tarihinde 127.000,00-TL olmak üzere toplam 247.000,00-TL ve 20.000 USD borç para gönderdiğini , tarafların , gerek mal alım- satımı ve de gerekse borç verilen paralar nedeniyle oluşan davalı borcunun ödenmesi için bir araya gelerek yaptıkları mutabakata sonucu , davalı tarafından takip konusu edilen 550.000,00-TL bedelli çekin keşide edilerek müvekkiline verildiğini , keşide tarihinde bankaya gidildiğinde bedelsiz olduğunun görülmesi üzerine davalının istemi nedeniyle karşılıksız kaldığına ilişkin kaşelendirme işleminin yapılmadığını , bilahare de davalının borcu ödememesi nedeniyle, söz konusu bedelin tahsili için …32. İcra müdürlüğünün 2021/10378 esas sayılı dosyasın da ilamsız takibe geçildiğini , borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek , itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhinde takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını , davacının borç para verdiğine ilişkin olarak ibraz ettiği dekonttaki ödemenin de , müvekkilince, davacıya verilen borç paranın geri ödenmesine ilişkin olduğunu , TBK’nın 102. Maddesi gereğince ödeme makbuzunda ne için verildiği belirtilmeyen ödemelerin muaccel borç için verildiği kabul edileceği hükmü de nazara alınarak davanın reddine karar verilmesini cevap ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, borç verilen paranın geri ödenmemesi nedeniyle tahsili istemeyle başlatılan ilamsız takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak; …32. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10378 esas sayılı dosyasına , tarafların banka kayıtlarına , cari hesap dökümleri ve müvekkilinin ticari defter kayıtlarına, Halk Bankasının 22/06/2021 tarihli 550.000,00 TL bedelli çek kayıtlarına, banka kayıtlarına, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemin deliline, davalı vekili ise; banka hesap hareketlerine, ticari defter ve kayıtlara, icra dosyasına, faturalara, tanık ve yemin deliline dayanmıştır.
Arabuluculuk dava şartı yerine getirilmiştir.
…32. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10378 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhinde “alacak” açıklaması ile; 550.000,00 TL asıl alacak ve 17.875,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 567.875,00 TL ‘nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı , borçlunun süresi içinde borca ,faize ve ferilerine itirazı üzerine, takibin durdurulduğu ve işbu davanın yasal süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Davacının iddiasına dayanak yaptığı ve delil olarak sunduğu 22/06/2021 keşide tarihli ve 550.000,00 TL bedelli Halk Bankası Aydınlıkevler şubesine ait çeke ilişkin olarak ilgili bankadan bilgi sorulmuş , verilen cevapta, çekin yazı tarihi olan 20/04/2022 tarihi itibari ile şubeye ibrazına ilişkin herhangi bir kaydın yer almadığı bildirilmiştir.
Davacının karşı tarafa banka havalesi ile gönderdiğini iddia ettiği 20.000,00 USD bedelli 16/11/2018 tarihli havaleye ilişkin dekont incelendiğinde; davacı hesabından , davalı Akil Tasarım Gıda Ltd. Şti hesabına havale edildiği ancak dekontta söz konusu havaleye ilişkin herhangi bir açıklamanın yer almadığı, yine davacının Akbank hesabından davalı Akil…. Ltd. Şti hesabına 17/07/2020 tarihinde 127.000,00 TL nin havale ettiği ancak açıklama kısmında herhangi bir notun yer almadığı , yine Akbank dekontunda Mustafa Oktan hesabından 17/12/2018 tarihinde Akil Gıda’ya 43.000,00 TL nin havale edildiği ve aynı şekilde 31/12/2018 tarihinde 45.000,00 TL nin havale edildiği ancak paranın niçin gönderildiğine ilişkin herhangi bir açıklamanın bulunmadığı görülmüştür.
Davacının dayandığı havale dekontları ve havale işlemleri ile ilgili olarak ilgili banka şubelerine müzekkere yazılarak cevapları dosyaya kazandırılmıştır. Yapıkredi Bankasınca verilen cevapta; davalı hesabına gönderilen 43.000,00 TL, 45.000,00 TL ve 127.000,00 TL tutarlı işlemlere ait dekontları gönderilerek sistemsel işlemler olduklarından belge asıllarının bulunmadığı, ayrıca 16/11/2018 tarihli 20.000,00 USD tutarlı işleme ait alıcı hesap bilgileri bulunmadığından söz konusu kayda ulaşılamadığı bildirilmiştir. Akbank’a yazılan yazı cevabında, dekontların internet bankacılığı kanalı ile gerçekleş tirildiğin den asıllarına rastlanmadığı belirtilerek ödemelere ait hesap hareketleri gönderilmiştir. Hesap hareketleri incelendiğinde herhangi bir açıklamanın yer almadığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanından oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle yaptırılan inceleme sonucu hazırlanan raporda; davacının usulüne uygun olarak tuttuğu defter ve kayıtlarında, davalı şirket ile ticari ilişkinin 2016 yılında icra takip tarihi olan 2021 tarihine kadar devam ettiği, bu tarihler arasında davacının davalı taraftan bir takım alacakları ile diğer yıllara devrettiği, en son 2021 yılında 388,89 TL alacağının kayıtlı olduğu, yani takip tarihi itibari ile davalıdan 388.89 TL alacaklı görüldüğü, ancak ticari ilişkinin bu dönem arasında toplam 157.384,50 TL satılan mal ve verilen avanslar olarak kayıt altına alındığı, ayrıca davalının 2021 yılı kayıt ve belgelerine göre, takip tarihi itibari ile davacıya 366.69 TL borçlu görüldüğünün kayıt altına alındığı, taraf defterlerini bir birini doğruladığı ve bu inceleme neticesinde davacının takip ve dava konusu ettiği ve davalıya ödediğini belirttiği tutarların ticari kayıtlarında yar almadığı da tespit edilmiştir.
TBK ‘nun 102. maddesinde; “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. ” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyamızda davacı takip konusu alacağın , davalıya nakit olarak verilen borç paraların ödenmemesi nedeniyle, tarafların bir araya gelerek yaptıkları görüşme neticesinde toplam borç miktarının 550.000,00 TL olduğu kabul edilerek , davalı tarafından müvekkiline Halk Bankasına ait 22/06/2021 keşide tarihli 550.000,00 TL bedelli verildiğini , keşide tarihinde çek bedelinin karşılığının olmaması üzerine, karşı tarafın talebi ve çekinin yazılarak zarar görmemesi için karşılıksızlık kaşesinin çek üzerine yazdırılmadığını ve daha sonrada çek bedelini ödemediğini belirterek, takibe itirazın iptalini talep etmiş ise de; iddiasına dayanak yaptığı ve bankaya süresinde ibrazına ilişkin karşılıksız şerhini içermeyen bu belgenin çek vasfını yitirdiği gibi yazılı delil başlangıcı vasfını da taşımadığından , iddiayı ispat elverişli değildir.
Yine iddiasına dayanak yaptığı banka havale dekontları incelendiğinde , bir miktar paraların değişik tarihlerde davalı hesaplarına havale edildiği ancak niçin gönderildiğine ilişkin açıklamanın yer almadığı görülmüştür.
Davacının banka dekontlarına konu bedelleri davalıya borç olarak gönderildiği yönündeki iddiası karşısında, davalı tarafın bu ödemelerin davacının kendilerine olan borçlarının ödemesi olduğu yönündeki beyanı ve de yukarıda yazılı yasa maddesi hükmü gereğince , banka havale dekontlarındaki bedellerin daha önceki davalıya borçlarının ödemesi olduğunun kabulü gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dava ve cevap , takip dayanağı bankaya ibraz kaşesi taşımadığından çek ve yazılı delil başlangıcı vasfını taşımayan belge , banka havale dekontları ,icra dosyası ,tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ; davacının takip konusu ettiği paranın davalı tarafa verilen borç paranın geri ödenmemesinden kaynaklandığını iddia ettiği , ancak kendisi tarafından karşı tarafa borç olarak gönderilen paralar olduğu yönünde ki iddiasını ispat için sunduğu dekontlarda, borç karşılığı gönderildiğine dair bir açıklamanın yer almadığı , ayrıca bu iddiasını yazılı bir başka belge ile de kanıtlayamadığı , banka havale dekontalar ile davalı tarafın iddiası ve de yasa hükmü karşısında , bu bedellerin davalıya olan borcunun ödenmesi için gönderildiği kabul edildiğinden , yine HMK’nun 202 vd maddeleri hükümleri gereğince iddiasını tanıkla da ispat edemeyeceği, karşı tarafın da tanık dinletmesine muvafakatı bulunmadığı , ticari defterlerinde de bu miktarların karşı tarafa borç olarak gönderildiğine dair kaydın yer almadığı, dayandığı yemin delilinin de kullanılmadığından davacının takip konusu miktar kadar davacıya borç para verildiğini ispat edemediğinden, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Karşı tarafın kötü niyet tazminatı talebininde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetli takip yaptığı yönünde dosyada yeterli delil bulunmadığından, davalının bu talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin koşullar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 170,78-TL’nin mahsubu ile bakiye 90,08 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine ,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022

Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır