Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/742 Esas – 2022/479
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/742 Esas
KARAR NO : 2022/479
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
HAKİM : …
KATİP :…
DAVACI …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirketin elektronik komponent tedarik ve dağıtımı ile savunma sanayi ve mobil takip sistemleri alanlarında üretim ve pazarlama faaliyetleri yürütmekte olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalıya ait araçlar için araç takip cihazı kiralanması ve her bir aracın GPS (uydu) donanım ve yazılımı aracılığıyla izlenmesi, takip edilmesi ve elde edilen verilerin raporlanmasına yönelik mobil takip hizmeti ve aboneliği sağlanmasına ilişkin olarak ticari nitelikte “Araç Takip Sistemi Kiralama Sözleşmesi” imzalanmış olduğunu, kira sözleşmelerinin konusu bir şeyin yalnızca kullanma hakkının bedel karşılığı devredilmesi olmakla birlikte, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı, müvekkil şirketten sadece araç takip cihazını kiralamamakta, ayrıca müvekkil şirket tarafından geliştirilen ve araçların internet üzerinden takip edilmesine olanak sağlayan araç takip sistemine abone olmak suretiyle hizmet almakta olduğunu, davalının, sözleşme kapsamında mobil takip hizmetinden faydalandırılan araçları için müvekkile ödemesi gerekli hizmet bedeli için sözleşmenin süresi olan 24 aya tekabül eden toplam bedel üzerinden davalıya hizmet bedeli faturası kesildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete kesilen hizmet bedeli faturasına ilişkin olarak davalının, mobil takip sistemi abonelik ücretine ilişkin ödemelerini tam ve zamanında yerine getirmemesi nedeniyle cari hesap bakiye alacağı olan 9.315,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili iki haftalık cevap süresi geçtikten sonra verdiği dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunmuş, Davacı ile müvekkili şirket arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığını, taraflar arasında akdedildiği ileri sürülen sözleşmelerde müvekkili şirket yetkilisi tarafından atılmış bir imza bulunmadığını, sözleşmelerdeki imza ve kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığını, Müvekkilinin araç takibine iliskin olarak … ilinde hizmet vermekte olan … ile çalışmakta olup davacı sirket ile hiç bir ticari faaliyette bulunmadığını, verilen hizmetin ayıplı olduğunu, cihazların sökülüp atıldığını davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
HMK nın 317. Maddesinde de cevap süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu düzenlenmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde sunulması gerektiğini, cevap dilekçesinin zamanında verilmediğini, iddia ve savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini, “Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi” adı altında süresinde vermediği cevap dilekçesinde dahi ileri sürmediği davanın esasına ilişkin yeni iddiaları ileri sürmesine de muvafakatleri olmadığını belirtmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davalı süresi içinde davaya cevap vermemiştir. Davaya cevap vermeyen davalı inkar kapsamında beyanda bulunabilir. Vermiş olduğu beyan dilekçesinde davaya yönelik yeni vakıa ileri süremez .İtiraz ve defi de bildiremez. Ancak davacının bildirdiği vakıalara karşı cevap niteliğinde beyanda bulunabilir. Zamanaşımı defİ de cevap dilekçesi ileri sürülebilir. Bu süre geçmiş ise davacının açık rızası ile yapılabilir. Davalının bu konuda rızası bulunmamaktadır. Bu sebeple davalının yetki ve zamanaşımı itirazları süresinde değildir.
Davacı tarafından delil olarak sunulan sözleşme fotokopisinden, sözleşmenin taraflarının müşteri …. olduğu, kapsamının mobil araç takip hizmeti ve aboneliğinin tesis edilmesi olduğu, bedelinin sözleşme kapsamındaki hizmetler karşılığında cihaz başı aylık 27,00.-TL (Kdv Dahil) olduğu ve süresinin 24 ay hizmet süresini kapsadığı görülmüştür.
SMM bilirkişi ve bilgisayar mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten alınan rapora göre, Davacı şirket tarafından davalı şirkete 19.04.2017 tarihinde A075232 numaralı 14.904,00.-TL tutarındaki dava konusu faturanın düzenlendiği, ilgili faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirkete 31.05.2017 tarihinde 621,00.-TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, davalı şirketin davacı şirkete 31.12.2017 tarihi itibariyle 14.283,00.-TL borç bakiyesi kayıtlı olduğu, 2017 yılından 2018 yılına devreden 14.283,00.-TL tutarındaki borç bakiyesinin 4.968,00.-TL’sinin 01.03.2018 tarihinde şüpheli ticari alacaklar hesabına virman yapılmasıyla borç bakiyesinin 9.315,00.-TL’ye düştüğü tespit edilmiştir. Davacı tarafından dosyaya kazandırılan ve davaya konu plakaların takibinin yapıldığı veritabanından …formatına aktarılarak oluşturulan dokümanlar tek tek incelendiğinde …. plaka nolu aracın hareket kayıtlarını gösterir her hangi bir doküman görülemediğinden geriye kalan 22 adet plaka/cihaz değerlendirilmiş olup, bunlardan 17 plaka için 37 gün, 2 plaka için 19 gün ve 1 plaka için 5 saat 8 dakika, plaka tanımlı olmayan diğer 2 cihazdan biri için 2 saat 47 dakika, diğeri için ise 4 saat 22 dakika sinyal takibi yapıldığı tespit edilmiştir. Davacının bilirkişi raporuna itirazı üzerine alınan ek raporda da dilekçenin EK’inde bulunan 01 S 0399 plakalı araca ilişkin tüm bilgi ve belgeleri içerir CD/USB incelendiğinde 01 S 0399 plakalı aracında 20.04.2017 – 09.05.2017 tarihleri arasında hizmet verildiği tespit edilmiştir.
Netice olarak davalı sözleşmedeki imzaya itiraz etmiş ise de, davalının araçlarına takılan cihazların davalı tarafından kullanıldığı, davacıya bir miktar ödeme de yaptığı görülmekle taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu kabul edilmiş TBK nun 89. Maddesine göre alacaklının kendi ikametgahında dava açabileceğinden davalının bu konudaki iddia ve savunma ve itirazları kabul edilmemiştir.
Davalı savunmasında imza inkarında bulunmuş ise de, sözleşmede hem davacı firmanın hemde davacı şirketin … bayisi olan …. nin kaşe ve imzası bulunmaktadır. Akdi ilişkinin varlığı diğer delillerle anlaşıldığından imza incelemesi yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir. Davalı ayıplı hizmet verildiğini, cihazların sökülüp davacının alt bayisine iade edildiğini beyan etmiş ise de bu konuda ayıp ihbarında bulunduğuna dair delil sunmamış, savunmalarını ispat edemediği kabul edilmiştir.
Davalının bilirkişi raporuna itirazında beyan ettiği …. Esas sayılı dosyası delil olarak incelenmiş, yapılan yargılama sonunda “Davacının davasının kabulüne, …. esas sayılı dosyasında davalının itirazın iptaline, Takibin 4.968,00-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, Asıl alacak tutarı 4.968,00-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,…” şeklinde hüküm tesis etmiştir. Dava değerine göre karar kesin olarak verilmiştir…. dava konusu edilen alacak mahkememizce alınan SMMM bilirkişi raporunda ” 31.12.2017 tarihi itibariyle 14.283,00.-TL borç bakiyesi kayıtlı olduğu, 2017 yılından 2018 yılına devreden 14.283,00.-TL tutarındaki borç bakiyesinin 4.968,00.-TL’sinin 01.03.2018 tarihinde şüpheli ticari alacaklar hesabına virman yapılmasıyla borç bakiyesinin 9.315,00.-TL’ye düştüğü tespit edilmiştir. ” açıklamasında yer alan şüpheli alacak kaydı yapılan 4.968,00-TL TL olup mahkememizde açılan dava ise bunun dışındaki bakiye 9.315,00.-TL alacağa ilişkindir. Dolayısıyla mükerrerlik bulunmamaktadır.
Cevap dilekçesi süresinde verilemediğinden zamanaşımı itirazı da süresinde olmamakla beraber kanundaki 10 yıllık zamanaşımı süresi de dolmadan dava açılmış olmakla davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
9.315,00 TL’ nin dava tarihi olan 08/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 636,31 TL harçtan, dava açılışında alınan 159,08 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 477,23 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 159,08 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 87,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 2.305,38 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde…. Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022
Katip …
Hakim…