Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/698 Esas
KARAR NO : 2022/445
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davalı tarafça iki ayrı senet sebebiyle icra takiplerinin yapıldığını, senetlerden 17/11/2019 düzenleme tarihli 15/09/2020 vade tarihli 110.000,00TL tutarındaki bononun cirantalara karşı uygulanan bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde takibe konu edilmediğini, bu senedin sadece yazılı delil başlangıcı olabileceğini ayrıca taraflar arasında ibraname niteliğinde anlaşma imzalandığını davacının davalıya borcu olmadığını, takibe konu edilen diğer senet bakımından ise takip talebinde ödememe protestosunun örneğinin eklenmediğini kanuna göre protesto gönderilmesinin zorunlu olduğunu, ibraname niteliğindeki belgeye göre de borcu bulunmadığını belirterek toplam 220.000,00TL değerindeki iki adet senetten dolayı … ve 2021/12734 esas sayılı dosyalarında talep edilen borçtan dolayı davalıya borç olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ödememe protestosunun bulunduğunu ve takip talebinde sunulduğunu, icra takibinde zamanaşımı itirazının bulunmadığını bu aşamada zamanaşımı itirazının değerlendirilemeyeceğini, anlaşma metni altındaki imzanın davalıya ait olmadığını açıkça imza itirazında bulunduklarını, taraflar arasında et alım satımı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, İİK nun 72. Maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davalı tarafından davacı ve dava dışı … aleyhine 04/10/2021 tarihinde başlatılan Kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü yapılan takipte 110.000,00 TL Senet alacağı, 218,26 TL protesto ücreti, 18.407,67 TL işlenmiş faiz, 330,00 TL Komisyon olmak üzere toplam 128.955,93 TL istendiği, takibin dayanağının 17/11/2019 düzenleme, 15/09/2020 vade tarihli senet olduğu, ödeme emrinin davacıya 06/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği takibin kesinleştiği görülmüştür.
…16. İcra Müdürlüğünün 2021/12734 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davalı tarafından davacı ve dava dışı Sabri Aydoğdu aleyhine 04/10/2021 tarihinde başlatılan Kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü yapılan takipte 110.000,00 TL Senet alacağı, 218,26 TL protesto ücreti, 18.407,67 TL işlenmiş faiz, 330,00 TL Komisyon olmak üzere toplam 128.955,93 TL istendiği, takibin dayanağının 17/11/2019 düzenleme, 15/09/2020 vade tarihli senet olduğu, ödeme emrinin davacıya 06/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği takibin kesinleştiği görülmüştür.
Deliller: İcra dosyası, senet, anlaşmadır başlıklı belge imza incelemesi bilirkişi raporu, tarafların isticvap sırasında elde edilen beyanları ve tüm dosya kapsamı .
Davacı delil olarak anlaşma başlıklı belgeyi sunmuş,Bprçlu …, alacaklı… alacaklı … , şahit … imzalı ” Anlaşmadır” başlıklı belgede ” Bugün itibariyle …’den hiçbir şekilde çekli senetli ve açıktan alacağımız yoktur. İş bu anlaşma taraflar arasında ve şahitler huzurunda imza altına alınmıştır. 27 Kasım 2019 yazmaktadır. Davalı bu belgedeki imzaya itiraz etmiş yapılan imza incelemesinde imzanın davalıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Takip talebi öncesinde keşideciye protesto gönderildiği, kambiyo senetlerine mahsus takipte hukuki noksanlık bulunmadığı, icra takibinin derdest olduğu, menfi tespit davası açılmasına yasal engel bulunmadığı tespit edilerek tahkikata başlanmıştır.
27/11/2019 tarihinde hazırlanan ” anlaşmadır ” başlıklı belgede imzası bulunan tutanak tanığı … yeminli beyanında: ” Ben davacının eniştesi olurum, ben boya imalatı yapan bir esnafım, davacının davalı …’ya borcu vardı, hatırladığım kadarıyla 300.000,00TL civarındaydı, nakit parası yoktu, davacı ve davalıların tanıdığı olan sima olarak tanıdığım ancak ismini bilmediğim kasaplık yapan birinden davacının alacağı vardı, bu şahıs borcuna mahsuben 110.000’er TL’lik 2 adet senet verdi, bu senetlerde lehtar Kürşat Eker’di, senetleri cirolayıp davalı tarafa verdi, üstüne de ben yaklaşık 78 bin TL civarında bir kaç senet verdim, ben kendi vermiş olduğum senetleri ödedim, taraflardan duyduğuma göre davacının ciro ettiği senetler ödenmemiş, bana gösterilen “anlaşmadır” başlıklı belgeyi ben bilgisayarda hazırlattım, şahit olarak attığım imza bana aittir, … el yazısı da bana aittir, olayı organize eden kişi benim, bu belge hazırlanırken dördümüz de bir aradaydık, bu belge borcun senetle ödenmesi nedeniyle verilmiştir, senet verildi borç bitti anlamındadır, bu yüzden borç kalmadığı yazılarak belge düzenlenmiştir, 220.000 TL tutarındaki 2 senetler ödenmeyince icra takibi yapılmış ve dava açılmıştır. Belgede çekli senetli alacağımız yoktur yazılmış ise de bizim bu şekilde bir protokol hazırlama tecrübesizliğimizden olmuştur, aslında senetli alacak vardı, 27/11/2019 tarihinde hem benim verdiğim 78 bin TL lik hem de adını bilmediğim kasabın vermiş olduğu 220 bin TL’lik davacının ciro ettiği senetler ödenmemişti, çünkü senetler ileri tarihliydi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların anlaşma başlıklı belge hakkında isticvabına karar verilmiştir.
Davacı … beyanında:” Ben kasaplık yapıyordum, 2019 yılında mali yönden durumum bozuldu, borclarımı ödeyemez hale geldim, davalıya da borcum vardı, aynı zamanda Sabri AYDOĞDU’ dan da 220,000,00 TL alacağım vardı, daha önce tanıklık yapan eniştem Ünal bize arabuluculuk yaptı, … ve …, … ve ben bir araya geldik, Sabri’ nin ben de senetleri vardı, buluşmadan bir gün önce senetleri Sabri’ den almıştım, davalı tarafla bir araya geldiğimizde Sabri’ nin senetlerini davalıya verdik ve bu parayı Sabri ne zaman öderse o zaman alırsınız, ödenmediği zaman bizim yapacak bir şeyimiz yok, ciroyu yapıyoruz ancak bizim senetleri ödeyebilecek mali durumumuz yok dedik, ilk önce Sabri’ nin senetlerinin lehtar kısmını boş olarak davalı tarafa vermeyi düşündük ancak yaptığımız mütabakat ile lehtar olarak benim adımın yazılması ve benim senetleri Karaçam şirketine ciro etmem uygun görüldü, ben de… ve …’ ın kendi talepleri üzerine kendimi lehtar yapıp ciroladım, sonra bu anlaşma olarak düzenlenen belgeyi hazırladık, davalı tarafta eğer Sabri ödeyemezse benden para almamayı kabul etti, hatta eniştem Ünal senetler bende dursun, günü gelince ben Sabri’ den parayı alıp size vereyim dedi, ancak Musa ve … kabul etmediler, senetleri kendileri aldılar. Her ne kadar ben senetleri ciro ettimse de benim aramızdaki anlaşmaya göre senetleri zaten ödeyecek mali durumum olmadığından senetteki borcu üstlenmedim, Sabri borçludur, Sabri’ ye sorduğumda da ben ödedim dedi, ancak bu konuda elimizde de herhangi bir belge yoktur. Ben Sabri’ den bir gün önce senetleri aldım, senetleri lehtar kısmı boştu, davalı tarafla ertesi gün bir araya geldik, anlaşma başlıklı belgeyi hazırladık, ben senetleri ciro ettim, lehtar kısmına adımı yazıp imzaladım, daha sonra da aynı anda, aynı mekanda anlaşmadır başlıklı belgesi imzaladık”, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … beyanında: Ben besiciyim, davacı da hayvan alımı yapar, Sabri’ de kasaptır, davacı, dava dışı Sabri ile Kahramankazan’ daki bir et AVM sinde kasaplık yaparlar, davacı daha önce bizden hayvan aldı, aramızda güven ilişkisi oluştu, önceki borçlarını ödemişti, Sabri’ ye güvenimiz yoktu, benim alışverişim davacı iledir, ben hayvanları davacıya sattım, parası olmadığını Sabri’ nin senetlerini vereceğini söyledi, birkaç kez iş yerine gidip geldik, nakit ödeme yapamayınca senetleri almaya razı oldum, Kurban Bayramında ödeyelim dediler, Sabri AYDOĞDU, davacı ve eniştesi Ünal bir araya gelip görüştük, bu Kurban’ da ödeyemeyeceğiz, yarısını şimdi, yarısını sonraki Kurban Bayramında ödeyelim dediler, Sabri’ nin mali durumu iyidir, kötüniyetli olarak senetleri ödememiştir, davacı ve eniştesinin bulunduğu bir ortamda el yazısıyla bir anlaşma metni düzenleyip imzaladık diye hatırlıyorum, delil olarak sunulan bilgisayarda hazırlanmış belge olduğundan o yüzden imzaya itiraz ettim, ancak bir anlaşma metnimiz var, hatırladığım kadarıyla anlaşma başlıklı el yazısıyla hazırlanan belgeyi Ünal yazmıştı, ben hayvancılık yaparım, bu işlerden çok anlamam, halen benim hem davacıdan hem Sabri’ den alacağım vardır,” diye açıklamalarda bulunmuş sorulan sual üzerine ”Senetler alacağımı karşılamıyordu, 78.000,00 TL ‘ lik bir ödeme için davacının eniştesi Ünal müşteri senedi verdi, Ünal’ ın verdiği senetler Ünal ve davacı tarafından ödendi, ancak Sabri’ nin düzenlediği davacının lehtar olduğu ve ciro yaptığı senetler ödenmedi, biz anlaşmak için 3-4 defa bir araya geldik, ben Sabri’ ye hiçbir zaman güvenmedim, sektörde de güvenilir bir insan değildir, bir araya geldiğimizde hiçbir şekilde senetlerin tek muhatabı Sabri olacaktır, Kürşad para ödemeyecek şeklinde bir konuşma ve mutabakat yapılmadı, Kürşad halen faal durumda kasaplık yapmaktadır, ödeme gücü mevcuttur, Sabri ve Kürşad kumpas yaparak beni zarara uğratmışlardır” demiştir.
Netice olarak davacının davalıya borcu olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır . Davacının takibe konu senetlerin lehtarı olarak senetleri davalıya ciro etmiş olması ile kambiyo taahhüdü altına girdiği de ihtilafsızdır. Uyuşmazlık anlaşmadır başlıklı adi yazılı belge ile tarafların yaptıkları anlaşma ile davacının senet borcundan muaf tutulup tutulmadığı bu belgenin borcu sona erdirip erdirmediği noktasındadır.
Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak 6098 sayılı TBK da yer alan kavramlar:
TBK’nun 195. maddesinde; “Borçlu ile iç üstlenme sözleşmesi yapan kişi, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girmiş olur. Borçlu, iç üstlenme sözleşmesinden doğan borçlarını ifa etmedikçe, diğer taraftan yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyemez. Borçlu, borcundan kurtarılmamışsa, diğer taraftan güvence isteyebilir.
Aynı kanunun 196. maddesinde “Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur. İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir. Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Borca katılma ise, 6098 sayılı TBK ile kabul edilen bir hukuki kurumdur. Borca katılmada alacaklı ile borçlu ilişkisi haricinde üçüncü bir kişinin borçlunun yanında yer alarak yükümlü olunan edimi üstlenerek borcun ifası bakımından alacaklıya karşı ilk borçluyla birlikte asli müteselsil borçlu sıfatına sahip olmaktadır.
Senedi düzenleyen davacı ile davalı arasındaki anlaşmadan habersiz olduğundan somut olayda borcun nakli, borcun dış yüklenilmesi ve borca katılma durumu yoktur. Alacaklı ve borçlu para alacağını teminen borcun senetle ödenmesine karar vermiş, davacı 3. Kişiden olan alacağını temin için elinde bulunan senedi davalı alacaklıya ciro etmiştir.
İbra: TBK 132. maddeye göre “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen ve kısmen ortadan kaldırılabilir.
Anlaşmadır başlıklı belge kaleme alınış şekli ve içerik itibariyle ibra niteliğinde ise de, Anlaşmaya tanıklık eden ve bu belgeyi hazırlayan …’ın yeminli beyanına göre tutanak hazırlandığında davacının davalıya borcu olduğunu, borcun senede bağlandığını, yazılanların senet verildi borç bitti anlamında olduğu, belge hazırlamadaki tecrübesizlikten senetli senetsiz borcu yoktur yazıldığı anlaşılmıştır. Belgede borcun ödendiği yazılı değildir.
Tecdit: Borca karşılık senet verilmesi de hukukta tecdit denen bir kavram olup tecdit borcu sona erdirmez. En basit anlamıyla yenileme (tecdit); “Yeni bir borcun ihdası suretiyle eski bir borcun ıskatıdır. Alacaklının kendisine yapılması lazım gelen bir eda yerine borçluya karşı yeni bir alacak elde etmesi; borçlunun da edayı yerine getirmeksizin alacaklıya karşı yeni bir borç taahhüt etmek suretiyle borcundan kurtulmasıdır. Alacağın eskisi yerine kaim olmasıdır. Tecditte borçlunun kendisi borçlu olarak kalır ancak borcu eski borç ilişkisine değil yenisine taalluk eder. Yeni alacağın eskisi yerine kaim olması önemli iki sonuç doğurur. Birisi, eski alacağı sakatlayan fesat sebeplerinin ve iş bu alacağa karşı ileri sürülebilen def’ilerin yeni alacağa tesir etmemesi, diğeri de eski alacağa ilişkin teminatların eski alacakla birlikte sakıt olmasıdır. (6098 sayılı TBK 133/II maddesi) 818 sayılı BK 114/II maddesinde (İBK 116/II) yer alan karineye göre bir tecdit iddiasında olan kimse tarafların bu husustaki anlaşmasını (animus novandi =tecdit kastı) ispat ile mükelleftir.
Kural olarak açık bir anlaşma olmaksızın salt yeni bir senet düzenlenmesi tecdit anlamına gelmemektedir. Yenilemenin (tecdidin) varlığını kabul için ; yeni bir alacak olmalı ve yenilemenin ıskat etmesi lazım gelen eski bir alacak da mevcut olmalıdır. Tecdit daima, aslında, akdin taraflarını teşkil eden kimseler arasında yapılmaz. Alacaklı ya da borçlunun değişmesi olanaklıdır. Her iki halde de tecdit alacağın temliki ve borcun naklinden ayrılır, zira eski alacak sükut etmiş yerine başka bir borçluya karşı veya diğer bir alacaklı lehine bulunan ve çoğunlukla mücerret olan yeni bir alacak kaim olmuştur” şeklinde açıklanmaktadır. (Andreas Von Tuhr-Borçlar Hukuku 1-2 Cevat Edege çevirisi Ankara,1983 sh.653-660). Hemen belirtilmelidir ki, yukarıda açıklanan 6098 sayılı TBK.nun 133. maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere, mevcut bir borç için salt poliçe taahhüdünde bulunmak veya yeni bir alacak senedi düzenlemek tek başına yenileme anlamına gelmez. Yenilemenin varlığını kabul için bu konuda yenileme sözleşmesi yapılmış olmalıdır. Bu sözleşmenin varlığını ispat yükü ise bunu iddia edene aittir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 23.03.2005 tarih ve 2005/12-188 E, 2005/204 K)
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacının borcuna karşılık senet ciro etmesinin tecdit niteliğinde olmadığı, Anlaşmadır başlıklı belgenin düzenlenmesi ile takibe konu senetlerin bedelsiz kalmadığı, davacının kambiyo hukukundan kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı kabul edilerek davacı tarafından açılan … ve 2021/12734 esas sayılı dosyaları ile ilgili olarak açılan menfi tespit davasının reddine, İİK nun 72. Maddesindeki yasal şartlar oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
Yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine tazminat hükmedilmesine yer olmadığına,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 4.339,90 TL den mahsubu ile bakiye 4.259,20 TL nin davacıya iadesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 4.339,90 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 650,00 TL bilirkişi ücreti, 81,30 TL posta gideri, olmak üzere toplam 5.130,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.239,04 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin,Davacı asil … ve Vekili Av. …, Davalı/Vekili Av. Tuğçe DOĞAN’ ın yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022
Katip …
Hakim …
“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”