Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/632 E. 2022/587 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/632 Esas – 2022/587
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/632 Esas
KARAR NO : 2022/587

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalıya laboratuvar hizmeti verildiğini ve çeşitli tarihlerdeki faturaların düzenlendiğini, davalının davacıya fatura ve cari hesaptan kaynaklanan 33.590,10.-TL bakiye borcunun bulunduğunu, borcunu ödemesi için yapılan şifahi girişimlerin sonuç vermemesi üzerine davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın sadece asıl alacak yönünden iptali ile takibin aynı şartlarda devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava , hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura ve cari hesaptan doğan bakiye alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. (İİK Madde 67)
2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince , Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 26/06/2021 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 33.590,10 TL asıl alacak (cari hesap alacağı), 847,80 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 34.437,90 TL talep edildiği, çeşitli dönem faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu, ödeme emrinin davalıya 05/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 07/07/2022 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Deliller incelenmiş, uyuşmazlığın niteliğine göre 6100 sayılı HMK nın 222. Maddesi gereğince ticari defterlerin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine karar verilmiş, Davalı ticari defterlerini ibraz etmediğinden incelenememiş, davacının usulüne uygun tutulan defterlerine göre; Taraflar arasındaki ticari ilişkinin, davacı şirketin yevmiye defterinin 10.02.2020 tarihli 14 numaralı yevmiye maddesinde kayıtlı olan, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenmiş 03.02.2020 tarihli 82 numaralı 107,46.-TL tutarındaki ilk fatura tarihi olan 03.02.2020 tarihinde başladığı, Davacı şirketin yevmiye defterinde, davacı şirket tarafından davalı şirkete ticari ilişkinin başladığı 03.02.2020 tarihinden 31.12.2020 tarihine kadar toplamda 6.839,58.-TL tutarındaki 9 adet satış faturasının kayıtlı olduğu, Davacı şirketin yevmiye defterinde, 2020 yılından 2021 yılına devreden 6.839,58.-TL borç tutarına ilave olarak, davacı şirket tarafından davalı şirkete 2021 yılı içerisinde toplamda 32.797,98.-TL tutarında 5 adet satış faturası düzenlendiği, bu karşılık davalı şirket tarafından davacı şirkete 2021 yılı içerisinde 6.047,46.-TL tutarında ödeme yapıldığı, sonuç olarak davacı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi (28.06.2021) itibariyle davacı şirketin davalı şirketten (6.839,58+32.797,98-6.047,46=33.590,10) 33.590,10.-TL alacak bakiyesi kayıtlı olduğu, tespitleri yapılmıştır.
Davalıya 6100 sayılı HMK nın 222. Maddesi şerhinin ihtiva eden tebligat çıkarılmış davalı defterinin bulunduğu yeri bildirmemiştir. 6100 sayılı HMK nın 222. maddesinde,
1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında ; ” Bilirkişi raporunda belirtilen 22.019,31 TL Tutarlı alacak karşılığında hizmetin gereği gibi ifa edilmemesi ya da hiç edilmemesi sebebiyle müvekkil tarafından kesilen bir iade faturası mevcut olup, e-fatura olarak keşide edilen bu fatura davacı yana ulaşmış ve itiraz edilmeden kabul edilmiştir.”” Şeklinde savunma ileri sürmüş ise de, bilirkişiden alınan ek raporda; Davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenmiş olan iade faturasının, 07.07.2021 tarihinde düzenlendiği (Gelir İdaresi Başkanlığına iletilme zamanı), 07.07.2021 tarihinde davacıya iletildiği , fatura üzerinde yazan tarihin 01.04.2021 olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda iade faturası takipten sonra hazırlanıp gönderilmiştir.
Fatura, “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” (VUK m.229). TTK’nın m.21/f.2 hükmünde: “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” Denilmek suretiyle, faturaya karşı ancak tebellüğ edildiği tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde itiraz edilebileceği ifade edilmiştir. “iade faturası” da mevzuatta tanımlanmamış, tacirler arası uygulamada teamülen geliştirilmiş bir fatura türüdür. Tüm fatura türleri gibi, alınan bir hizmet ile ilgili olarak da “iade faturası” tanzim edilmesi mümkündür. Ne var ki, uygulamada, iade faturasının, faturaya itiraz usulü olarak da kullanıldığı görülmektedir. Diğer bir ifade ile, alıcı, kendisine tebliğ edilen faturaya itiraz ettiğini satıcıya beyan etmek için iade faturası düzenleyerek satıcıya göndermektedir. Oysa bu durumda, ortada iade edilen bir mal söz konusu olmadığından iade faturası düzenlenmesi de mümkün olmamalıdır.
Faturaya itirazın süresinde yapılması kadar, bu itirazın karşı tarafa (yani faturaya itiraz edene) ulaşması da önem taşıyan bir konudur. Bu sebeple ticari hayatta, faturaya itiraz edildiğine dair noterden ihtarname keşide edilmesi usulü benimsenmiştir. Davacının davalıya düzenlediği faturalar e-fatura olup, ayrıca tebliğ gerekmez.

kararlarına göre de; Davalı tarafından süresinde yapılmış bir itiraz yok ise, davalının kabul ederek defterlere işlediği faturalar için sonradan iade faturaları düzenlenmesi kendisinin yararına bir sonuç doğurmaz.” Bu kararlara göre iade faturası tanzim edilmesi suretiyle faturaya itiraz edilmesi usulü Yargıtay tarafından kabul edilmemektedir.
Somut olayda süresi içinde düzenlenmiş bir iade faturası da bulunmamaktadır.
Netice olarak Davalının akdi ilişkiyi inkar etmediği, 2020 yılında başlayan ticari ilişki süresi içinde davalının kısmi ödemeleri bulunduğu, her na kadar davalı defterlerini sunmamış ise de, takipten sonra iade faturası düzenlediğine göre borçtan kurtulmaya yönelik bu hareketinin VUK ve TTK na uygun olmadığı zira iade faturasının faturayı teslim aldıktan sonra 8 günlük yasal süre içinde düzenlenmesi gerektiği, takibe konu faturalardan kaynaklanan cari hesap kadar davalının borcu olduğu, borcun ödenmediği ödeme savunması da yapmadığından davalının davacıya borçlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalı taraf defter ibrazından kaçınmış olup (HMK 222/3) davacının usulünce tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takipteki 33.590,10.-TL kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak asıl alacak bakımından itirazın iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren (taraflar tacir olmasına göre ) avans faizi işletilerek devamına, 2004 Sayılı İİK nun 67/2. Maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Açılan davanın KABULÜNE,
Davalının … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak bakımından iptali ile takibin 33.590,10 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına,
Asıl alacak likit olduğundan 33.590,10 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.294,54 TL harçtan, dava açılışında alınan 401,65 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 1.892,89 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 401,65 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 70,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 1.230,95 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda erilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”